Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10795
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2280) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Adalet konuları
Adalet sistemiz nasıldır? Nasıl olmalıdır? (17)
Adalet ile ilgili diğer konular (54)


Adalet - Adalet ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Yalçın KOÇAK - (Ziyaretci) 9.02.2015 10:40:31

Hukuk ilim değilmiş gerçekten

1847 Alman Savcı hukuk adamı Kirchmann ``Hukukun ilim açısından değersizliği`` adlı uzun bir tez hazırlar ve bu nesnel alanın ilim olmadığı gerçeğini ortaya koyar. Cumhuriyet tarihinde belki en çok hukukçu üyesine sahip olan mecliste en çok kanun yazımı hatası da bu döneme ait, ne garip. YÖK`de Hukukçuların ağırlıklı olduğu bir dönemi görürken, hukuksuzlukların tavan yaptığı, meslek taassubuyla yapılan yanlışların ve yalanların ülkenin demokratik geleceğini etkileyecek mertebelere ulaştığını, adeta gerçekleri görememe körlüğüne vardığını son kararlarında da görüyoruz.(Fakülte açma müracaatını yapan üniversite zaten en az 3 akademisyen kontratını koymadan müracaat dosyası tanzim edemiyor.)

Suyun içindeki varlık, suyun kıymetini bilemez, kaldırma gücünde bilmez. Ancak yaşam şartlarını kaybettiğinde bunların ne olduğunu çok kısa bir süreliğine anlamasına anlar ama iş işten geçmiş olur.

YÖK ve Akademisyenler, talebeler ve okullar, aileler, toplum, millet, devlet bizden, sizden ne bekliyor, biz ne yapıyoruz; iddialı bir hocamız, bir rektörümüz çıkıp ta ben çok iyi mühendisler yetiştiriyorum, iyi hukukçular yetiştiriyorum Dünya ve Avrupa çocuklarımızın, mezunlarımızın diploma almasına sabırsızlık bekliyor diye biliyorlar mı ? YOK. Sebebi kim YÖK..

En fazla böbürlenen KPSS de aldıkları ek kurslar ve derslerle devlete memur olarak giren hukukçuları üzerinden AÜHF ile Konya Hukuk, bu mudur başarıda ki Guguk. Bitmişliğimizin farkına varmak da bir erdemdir.

YÖK üniversiteleri bilime değil diplomaya erişim sağlıyor. Akademisyenlerde saygınlık yalnızca not korkusuna, belasına kalmış, işte tükenmişlik burada başlıyor. Akademisyende bilim için eğitim yapmamıştı maaş, kadro, iş ve aş için yapılan ilimde de proje çıktısı olarak bunlar alınırdı. Fazlasını beklemek hem haram, hem de safdillik olurdu.

Bu bozuk ham maddelerden ürün yapar, Tübitaka, Üniversitelere, HSYK`ya, Kamuya, Güvenlik ve Adalet camiasına yönetici verirsen vay haline, koca devlet bugünkü gibi gülünecek hallere düşer.

Olmayan nüfusu ile, devşirme idarecileriyle 600 yıl süren devletimiz ve tecrübeleri ortada, 90 yıl 70 milyon nüfus ve çıta yerlerde sürünüyor. Sistem çatırdıyor.

Ey Bürokrasi; en pahalı hizmeti ben satın alıyorum. Verdiğin hiç bir Lisans, İzin ve Ruhsat harcı ve haracı peşin alındığı için Ruhsatiye ve Peştemaliye bana hizmeti ucuza getirmiyor, Telekom, Su, Elektrik, Araç Muayenesi, Bankacılık, Özel Üniversitecilik, Petrol ve Gaz fiyatları ve hizmet kaliteleri ile Dünya standartları ortada. Üniversite harçlarında ki rezillik de yanınıza kar olsun.

Şimdi tutturmuşlar; Eğitimde Uluslararasılaşma, Kalite, Akreditasyon, ECTS,DS v.s.

Baştan tavsatma dediğimiz iş başlamış Globalleşme diye çeviri yaparsan onu da birileri uluslararasılaşma diye takla attırır. Beyler bunun diplomatik adı vardır, Beynelmilel olmaktır. Ya da kendi çöplüğünüzde yerinde saymaktır, eşelenip kokuşmaktır.

AB sözleşmesine, müktesebata imza koyduk EURO`yu kabullendik, Yüksek eğitime taraf eden Lizbon sözleşmesini TBMM 5463 sayılı iç hukuk haline getiren kanunu çıkardı ve 21 kara cübbeli paganizmin, Keşişler Meclisinin uzantıları hala mı EHEA`da da 2547 diyorlar.

Pes Yahu&8230; Anayasamızıda mı bilmiyor bu adamlar.

Kalite ve Akreditasyon ise ortaya bir kalibrasyon sorunu çıkarıyor,

Hangi kalibrede öğrenci istiyorsun?. O`nu yetiştirecek kalite ve kalibrasyon da Akademisyenin var mı? Hedefin nedir?

Hangi kalite kuruluşuna bağlı olacaksın. EHEA denilen bir Avrupa Yüksek Eğitim Alanı tarifi var, kuralları var. Biliyor musun?. ENQA adlı bir AB Kalite ajansı var, üye olmazsan verdiğin diplomalar kıta Avrupa`sın da bir alt guruptan işlem görüyor. YÖK`ü yok sayıyor, muhatap kabul etmiyor.

Kaç Akademisyenimiz Avrupa Eğitim Alanında ders verecek yeterliliğe sahiptir. Avrupa bilim adamları kulübü kaç akademisyenimize üyelik teklifinde bulunmuştur. Kriterse bu? Gayrısı; ahbap çavuş ilişkisi. Körler, sağırlar birbirini ağırlar muhabbeti ile dağıtılan tıtirler, hak edilmemiş makamlar ve katlar ve kadrolar. Yandaş Hakemli Akademik dergilerde parayla sayfa sütun makale yazdırarak alınacak Akademik sıfatlar ne işe yarar, kapı pencere dinler, Röntgencilik ve İhbarcılık yapar, kovuculuk ve fitne üretirler. Şekil 1 A da görüldüğü gibi.

Hocalarımız da haklı; onlar Hür Üniversitelerde yetişmediler, onlar ne Hürriyet esaslı, Aklın yolu Türk Maturidi`nin itikattaki mezhebimizi bilebildiler. Ne de tahkiki bir İman`a sahip olabildiler. Arabın Eşariliği Asabiyeti itibariyle Arabesk toplumun çocuğuna taklidi ilimden sonra kolay gelmişti, İmanı da taklitti nasıl olsa.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.