Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Anayasal Düzen konuları
Üniter ve Laik devlet yapımız sasılıyor mu ? (14)
Yeni Anayasa çalışmalarının hedefi sizce nedir? (21)
Demokratik yapımız demokratik mi? Neler yapılmalıdır? (8)
Anayasa hakkında diğer konular (111)


Anayasal Düzen - Anayasa hakkında diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Nevruz SINACI - (Ziyaretci) 2.05.2012 11:12:33

DEMOKRASİYE İLK ADIM VE İLK DEMOKRATİK AÇILIM

DEMOKRASİYE İLK ADIM
VE İLK DEMOKRATİK AÇILIM
Mustafa Nevruz SINACI
Başta ``açılımlar!.., yaratılan hayal kırıklığı ve hüsrandan ibaret sonuçları ile toplumu içine çektiği tartışmaların´´ zirve yaptığı bu dönem olmak üzere; Genelde Ocak ayının ilk haftası ile Mayıs`ın 14`ü, Cumhuriyet tarihi ve demokrasi yönünden çok önemli ve bir o kadar da anlamlıdır. Çünkü kuruluştan bu güne, bütün dönemlerin ``en büyük ve tek gerçek açılımı´´ 1946 yılı Ocak ayının ilk haftasında yapılmış; 14 Mayıs 1950 tarihli &8216;Beyaz İhtilâl` ile de bu açılımın sonuçları alınmıştır. Bu açılımın esas kaynağı ve dayanağı, 1922 yılında:
``Bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti, Demokrasi esasına dayalı bir Devlettir´´ ve ``Demokrasi, Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin sınırsız bir yetkiye sahip olması demek değildir" diyen Mareşal Mustafa Kemal Atatürk`tür.
1929`da ise, bu sözlerini: ``Demokrasi esas itibarıyla, siyasi niteliktedir. Bir ilim, fikir ve fen`dir. Ferdi ve eşitlikçidir. Demokrasinin bu esas ve istinatlarına göre, tüm vatandaşlara siyasi hürriyet ve çalışma, teşebbüs serbestisi sağlamak, bilim, sanat, ahlâk gibi fikri sahalarda gelişmesiyle ilgilenmek ve milli egemenliğe, usullere uygun olarak katılmalarını, aynı siyasi haklara sahip olmalarını sağlamaktan ibaret noktalar ve devletin bütün vatandaşa karşı başlıca vazifelerinin sınırını gösteren işaretlerdir´´ açıklaması ile tamamlar ve bütünler. (1929 &8211; Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk`ün El Yazıları, Prof. A. İnan)
Mustafa Kemâl Atatürk`ün en büyük sevdası, emeli, ideali cumhuriyet`i demokrasiyle buluşturmak, birleştirmek ve bütünleştirmekti. O, bu konuda yüksek bir azim-irade ve mutlak kararlılığa sahipti. Ancak, bu emel, ideal ve en değer verdiği proje, vefatından sonra, 07 Ocak 1946`da fiilen başladı; Çok zorlu, çetin ve ağır şartlar altında güçlükle yürütülen 4.5 yıllık bir mücadele sonucu 14 Mayıs 1950`da hayata geçebildi. Atatürk, yaşadığı dönemde demokrasiyi yaşattı, ama ne yazık ki, kurumlaştığını göremedi.
DEMOKRASİNİN AYAK SESLERİ
14 Eylül 1923`de, Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) İsmet Paşa, Celal Bayar, Recep Peker, Refik Saydam ve Prof. Fuat Köprülü tarafından kurulan Halk Partisi`nin; İsmet Paşa etrafında yuvalanan bir takım yönetici ve üst bürokratlar cumhuriyeti tahkim (sağlamlaştırma) ve demokrasiyi kurumlaştırma´´ konusunda;. Cumhuriyetin resmen ilân edilerek ve devletin kurulmasından sonra bir isteksizlik, olumsuzluk ve dönem itibarıyla garip, tuhaf bir tutum içine girdiler... Bunun üzerine, Demokrasiyi ihdas ve ihya konusunda kararlı olan Mustafa Kemal, inisiyatif kullanarak; 1924`de, Ali Fuad Cebesoy önderliğinde, en güvendiği kader arkadaşları; Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Dr. Adnan Adıvar, Rüştü Paşa, İsmail Canbolat, Sabit Bey, Ahmet Muhtar, Halis Turgut, Necati Kurtuluş, Mersin Mebusu Besim Bey, Erzurum Mebusu Faik Günday ve Sabit Bey`lere ``Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası´´nı teşkil ettirdi, kurdurttu. Kuruluş amacı İnsan hakları, adalet ve demokrasi olan parti, İsmet İnönü ve yandaşları tarafından ``çok tehlikeli rakip´´ ve potansiyel ``demokrasi sevdalısı´´ olarak görüldüğünden; Cumhuriyetin Reisi Gazi Mareşâl Mustafa Kemal`e rağmen akla, hayale gelmeyecek menfur oyun-düzen, tuzak, komplo ve kumpaslar sonucu 03.Haziran.1925`de kapattırdılar.
Ancak O, demokrasi aşığı Mustafa Kemal Atatürk yılmadı. Beş yıl sonra, 12 Ağustos 1930`da; Ali Fethi Okyar ve Samet Ağaoğlu`na ``Serbest Cumhuriyet Fırkası´´ nı kurdurttu. Kız kardeşi Makbule Hanım ve üç yakını ile Halide Edip Adıvar`ı da müteşebbis heyet olarak bizzat görevlendirdi. Fakat bu Fırka`da, malum ve menfur husumet grubu, tefrika ve fesatçı İsmet Paşa avenesinin iğrenç furya, komplo, kumpanya, iftira ve çirkin kumpaslarına fazlaca dayanamadı. Başkaca bir yol ve çaresi kalmadığından 17 Kasım 1930`da kendini feshederek siyasetten çekilmek zorunda bırakıldı.
Yani Atatürk, bütün iyi niyet ve samimi teşebbüslerine rağmen, en önemli ve en hayati projesi olan: ``Cumhuriyet ile taçlanmış; Demokrasi ile mündemiç´´ dört başı mamur ve müreffeh, birinci sınıf dünya devleti Türkiye; Namuslu, erdemli, onurlu, sorumlu, dürüst, demokrat ve ehil ellerde hayat bulduğunu, ahir ömründe göremedi.
Çünkü buna izin verilmedi. Ta ki, 7 Ocak 1946 ve 14 Mayıs 1950`ye kadar!..
KUTSAL İSYAN; BEYAZ İHTİLÂL
VE DEMOKRASİ BAYRAMI
Mustafa Nevruz SINACI
Nihayet DP, dünya konjonktüründen de yararlanılarak; 07 Ocak 1946` da; Atatürk`ün Başvekili Celal Bayar, Aydın Mebusu Adnan Menderes, İçel Mebusu Refik Koraltan ve Kars Mebusu Ordinaryüs Profesör Dr. Fuat Köprülü tarafından kuruldu.
Bu, gerçek bir ``açılım´´ ve Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil ``atılım´´ projesi idi&8230;
Ancak, hayata geçmesi 4 buçuk yıl sürdü. 4.5 çileli, acı, efsanevi ve ıstıraplı yıl..
Devleti işgal ve tasallut altında tutan, bütün kurumlara yerleşen ve çöreklenen Halk Partisi`nin il başkanları Valiler, ilçe başkanlıklarını yürütenler de kaymakamlardı. Böylece, tam bir saadet zinciri biçiminde organize olmuş, devleti fiilen ele geçirmiş, bu makam ve memuriyetler ile emir ve hizmetindeki bilumum kamu gücünün ezici tacizine maruz kaldıktan başka; partizanların hırs, husumet, kin, kıskançlık, ihtiras, fesat ve tefrikaları yüzünden ``1946 Demokrasi Açılımı´´ çok büyük zorluklarla başarıldı&8230;
Bu direniş; (11 Kasım 1938, Atatürk ilkeleri ve Türk İnkılâbına) ``Karşı Devrim´´in doğal gereği ve gerçekte Atatürk ilkeleri ile Türk İnkılâbına reddiye ve apaçık bir başkaldırı idi... Bu nedenle; Cumhuriyeti yürekten benimsemiş ve demokrasiyi hatmederek, hazmetmiş siyasi kitle ve kurumların ``Demokrasi Bayramı´´ 14 Mayıs`tır ``Demokrasi Bayramı`nın ana nedeni ise:, Bu antidemokratik mukavemetin, hakiki ve samimi Cumhuriyetçiler tarafından kırılmış olmasıdır&8230; Gelin şimdi ``Demokrasiyi ret ve ifsat`a yönelik´´ asıl nedenlere bakalım:
ATATÜRK NE DEMİŞTİ:
Daima hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar var. Ceddimizin &8216;medeni, siyaset` dedikleri &8216;demokrasi` uğruna kurulan ``Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası´´ ile ``Serbest Cumhuriyet Fırkası´´ üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra 1937`de Atatürk: ``Ekonomik kalkınma; Türkiye`nin, hür, bağımsız daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye ideali`nin bel kemiğidir. Kalkınma iki büyük kuvvete dayanır.
Bir; Toprağın iklimleri, zenginlikleri ve başlı başına bir servet olan coğrafi durumu;
İki: Türk milleti`nin silâh kadar makine tutmaya yarışan kudretli eli ve &8216;milli olduğuna inandığı iş ve zamanlarda tarihin akışını değiştiren yiğitlikle beliren yüksek sosyal benlik duygusu...´´ (1937-Atatürk` ün S. ve Demeçleri, 1-1945)
Atatürk`ün en büyük ve en verimli, cesur projeleri hayata geçirdiği bir sırada, hükümet ile arası iyice bozuldu. İsmet Paşa azledildi. Hükümeti tefessüh etti. Yerine M. Celâl Bayar Başvekillik görevine atandı. Bayar, 8 Kasım 1937`de Hükümet Programını TBMM`ne sundu.
10 Kasım 1937 günü Atatürk, C. Bayar`a ``Millete yepyeni bir program bildirdiniz. Bu program, benim millete vaat ettiğim hususlardır. Ben, milletle beraber, bizzat Celâl Bayar ile arkadaşlarının programının nokta, nokta tatbik edildiğini takip edeceğim´´ dedi. (AA, 11.11.1937)
İşte, 14 Mayıs sürecinin doğum günü olan 7 Ocak 1946`da, Atatürk`ün Galip Hocası, Başvekili ve İzmir Mebusu Celal Bayar başkanlığında; Aydın Mebusu Adnan Menderes, İçel Mebusu Refik Koraltan ve Kars Mebusu Ordinaryüs Profesör Dr. Fuat Köprülü olmak üzere; Halk Partisinin en akil, âlim ve kadim &8216;duayenleri` tarafından kurulan, tarihi ve kadim DP`nin ``Parti Programı`nın´´ esası, özü, kaynak ve dayanağı budur.
ATATÜRK`ÜN PROGRAMI:
Yani, bizzat Atatürk`ün telkin ve tavsiyeleri yönünde kaleme alınan; Şahsen okuduğu, bütün safhalarıyla yazımında bulunduğu, yazılanları tekrar ve tekrar incelediği, çok hassas bir değerlendirme neticesinde üzerinde, kendi el yazısıyla ek ve değişiklikler yaptığı ve yaşadığı sürece sahiplendiği; 12 Kasım 1937`den itibaren Başvekil Bayar ile yerinde tetkik, tefhim ve uygulama amaçlı´´ olarak Şark Vilâyetlerinde inceleme gezisine çıktığı program ve demokrasi projesi budur;. Bu tarihi ``DP PROGRAMI´´ Korkut Özal`a kadar Partinin fiili-resmi programı olup; Atatürk yaşadığı sürece, 10 Kasım 1938`e kadar kesintisiz uygulanmış, vefatından sonra Cumhurbaşkanı İ.İnönü tarafından önce engellenmiş, sonra durdurulmuş olan programdır...
NEDENİ: Programın ``Karşıdevrim ve Kemalizm`i ilga´´ eylemine ters düşmesidir.
Zira; 11 Kasım, 27 Mayıs ve diğerleri bütünüyle Atatürk ve Türk İnkılâbı düşmanıdır..


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.