Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10189
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Anayasal Düzen konuları
Üniter ve Laik devlet yapımız sasılıyor mu ? (14)
Yeni Anayasa çalışmalarının hedefi sizce nedir? (21)
Demokratik yapımız demokratik mi? Neler yapılmalıdır? (8)
Anayasa hakkında diğer konular (111)


Anayasal Düzen - Anayasa hakkında diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 30.07.2015 23:06:55

HAKİMİYET MİLLETİN´´D! (3)

``HAKİMİYET
MİLLETİN´´Dİ
(3)
Doğu isyanları listesi ve PKK
İlk ayaklanma 1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi`ne karşı bağımsız zaza-alevi devleti kurma amacıyla [kaynak belirtilmeli]girişilen Koçgiri aşireti tarafından başlatılan Dersim aşiretlerinin de desteklediği (Tunceli) yöresinde gerçekleşen Koçgiri İsyanı ayaklanmasıdır. Koçgiri ayaklanmasını Zaza-alevilerden; Haydar ve Alişan beyler ile Gülağaoğullarından Mehmed İzzet, Naki, Hasan Askeri, Kazım ve Alişir yönetmiştir. İsyan, Nurettin Paşa ve Topal Osman yönetimindeki [Giresun] muhafız alayı tarafından kısa sürede bastırılmış ve isyandan netice alınamamıştır. İsyana katılıp yakalananlara idam cezası verilmiş ancak daha sonra Dersim aşiretlerinin araya girmesiyle Mustafa Kemal Paşa cezaları kaldırmıştır.
1930`larda meydana gelen Dersim isyanı, yapılan bir askerî harekâttan sonra 13 Kasım 1937`de sona erdi. Ayaklanmanın lideri Seyit Rıza ile 6 kişi idam edildi. Çok sayıda ayaklanmacı değişik hapis cezalarına çarptırıldı. Durulmayan olaylar üzerine 1938`de yeni bir ayaklanma çıktı ve başlatılan ikinci askeri harekat sonunda Eylül 1938`de ayaklanma tamamen bastırıldı.
TBMM`de yapılan görüşmelerde, bu gelişmelerin başta Fransa ve Fransa`nın mandası altındaki Suriye tarafından kışkırtıldığı ileri sürüldü. Başbakan İsmet İnönü ise, Tunceli ilinde iki yıldır izlenen reform programının amacının bölgenin uygar bir hâle getirilmesi olduğunu belirterek, programa karşı bölgede direniş olduğunu belirtmiştir.
Kurtuluş Savaşı sırasında dahi yaşanan isyanlar Cumhuriyetin ilanından sonrada devam etmiş ve etmektedir.
1970`lerin başında örgütlenmeye başlayan, 1984`te dağ kadrolarını oluşturarak paramiliter yapıya bürünen, Kürdistan İşçi Partisi (Kürtçe:Partiya Karkerên Kurdistan, daha alışılmış hâliyle PKK), KADEK ve Kongra-Gel isimlerini kullanmış olan, kendisine Türkiye`nin güneydoğusu, Irak`ın kuzeyi, Suriye`nin kuzeydoğusu ve İran`ın kuzeybatısını kapsayan bölgede bir devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde kalan kısmına sahip olabilmek için Türk Silahlı Kuvvetleri ve sivillere karşı silahlı eylem yapan örgüt, 15 Şubat 1999`da bebek katili İmralı köpeği apoşt`un Kenya`da uluslararası bir operasyonla yakalanması ile büyük oranda çökertilmiş ve etkinliği yok denecek noktaya getirilmiştir. Bugün ise ad değiştirip siyasallaşarak meşrulaşma çabasına girmiştir.
Dörtler`in dönüşü
1987 yılında yapılan referandum ile siyasi yasaklar kalkmış ve Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel ile Necmettin Erbakan yeniden siyasi arenada yerlerini alabilmişlerdir. Ecevit Demokratik Sol Parti`nin, Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi`nin, Demirel Doğru Yol Partisinin`nin, Erbakan ise Refah Partisi`nin genel başkanları oldular
Hüsamettin Cindoruk 1987 yılında siyasi yasakların kalkması üzerine Süleyman Demirel`in genel başkanlığa geçmesi amacıyla istifa etmiştir ve bununla beraber Süleyman Demirel genel başkanlığa seçilmiştir. 1987 genel seçimlerinde, ANAP 36,31 oyla 292 milletvekili çıkarmış ve Özal tekrar çoğunluğu sağlayarak 46. Dönem Başbakanı olmuştur. 1987 seçimlerinde DSP iki milyonu aşkın ( 8,54) oy almasına rağmen barajın altında kalması nedeniyle milletvekili çıkaramadı. 24,74 oy alan SHP ve 19,1 oyla DYP, 1987`de meclise giren partilerdir.
26 Mart 1989 yerel seçimlerinde SHP; İstanbul, Ankara ve İzmir belediye başkanlıklarıyla 39 ilin belediye başkanlığını kazanmıştı ayrıca il genel meclisi seçimlerinde 28.8 oy almayı başarmıştı. SHP ve DYP ANAP iktidarının meşrutiyetini kaybettiğini halkın desteğini yitirdiğini ve bu nedenle genel seçimlerin yenilenmesi gerektiğini savunmaya başladılar. Turgut Özal 9 Kasım 1989`da Kenan Evren`den boşalan cumhurbaşkanlığına SHP ve DYP`nin muhalefetine rağmen seçildi. Turgut Özal`ın Cumhurbaşkanı seçilmesini protesto eden Hatay milletvekili Murat Sökmenoğlu milletvekilliğinden istifa ederek sine-i millete döndü.
1990`lı yıllar[
20 Ekim 1991 seçimlerini DYP kazandı. (DYP 27:178, ANAP:115, SHP 20:88, RP:62, DSP:7)
Seçimlere Halkın Emek Partisi (HEP) ile birlikte katılan SHP seçimlerden sonra TBMM açılışında Kürt kökenli milletvekillerinin Kürtçe yemin etmeye kalkışması ortalığı karıştırdı. 21 Mart 1992 Nevruz Bayramı`nda çıkan olaylar sonucunda da SHP içindeki HEP kökenliler partiden istifa ettiler.
Demirel DYP-SHP koalisyon hükümetini 20 Kasım 1991`de kurdu. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü Başbakan Yardımcılığı görevini almıştı.
12 Eylül döneminde çıkartılmış olan kapatılan siyasi partilerin aynı adla tekrar açılmasını engelleyen yasa Haziran 1992`de kaldırıldı. SHP içindeki muhalefet hareketinin önde gelen ismi Deniz Baykal ve diğer CHP kökenliler CHP`yi tekrar açma kararı aldılar. 9 Eylül 1992`de CHP tekrar açıldı. SHP`den ayrılan bir grup milletvekili CHP`ye geçti.
17 Nisan 1993`te Cumhurbaşkanı Turgut Özal`ın vefat etmesi üzerine 16 Mayıs 1993`te Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. Genel Başkanlığa, Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller adaylıklarını koydular ancak ilk turda yeterli oyu alamamasına karşın Tansu Çiller`in yüksek oy alması diğer adayların adaylıktan çekilmelerine sebep olmuş ve 13 Haziran 1993`te Genel Başkanlığa Tansu Çiller seçilmiştir. 14 Haziran`da, Süleyman Demirel de 50. hükümeti kurma görevini Tansu Çiller`e vermiştir.
Solda birlik çalışmaları
26 Mart 1994 yerel seçimlerine ayrı ayrı giren SHP, DSP ve CHP`nin; solun toplam oy oranı 25 olabilmişti. Bir önceki seçimde kazanılan büyük kentler Refah Partisi`ne teslim edilmişti. CHP bu seçimlerde sadece 4.7 oranında oy alabildi. Sosyal Demokrat oylar gitgide eriyordu ve birleşme çalışmaları başladı. 18 Şubat 1995`te toplanan ortak kurultayda 1003 delege birleşmenin CHP, 635 delege de SHP çatısı altında olması yönünde oy kullandı. Bunun üzerine SHP feshedilerek CHP`ye katılım kararı alındı. Hikmet Çetin oybirliğiyle CHP`nin 5. Genel Başkanı seçildi. Birleşme sürecinde partiden istifa eden CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay yerine Adnan Keskin getirildi. 25 Şubat`ta yapılan seçimde Adnan Keskin Genel Sekreter oldu.
9 Eylül 1995`deki kurultayda ise Deniz Baykal genel başkanlığa geldi. 30 Ekim`de DYP ve CHP bir koalisyon hükümeti kurdu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak yer aldı. TBMM seçimlerin 24 Aralık 1995`te yenilenmesi kararı aldı. CHP bu seçimde kılpayı 10 barajını aşarak TBMM`ye girdi. Seçimlerin galibi ise Necmettin Erbakan`ın başında bulunduğu Refah Partisi olmuştu. RP 21.3:158, DYP:135, ANAP:132, DSP:76, CHP:49. Şeklındeydi.
Post-modern darbe; 28 Şubat
12 Eylül Darbesi sonucu ortaya çıkan siyasetin etkisiyle 1980 ve 1990`larda radikal sağcı grupların güçlenmiş ve bunun sonucu olarak Refah Partisi 1995`teki genel seçimlerinde siyasette güçlü duruma gelmiştir. 1996 yılında, seçimlerinin ardından kurulan DYP - ANAP hükümetinin kısa sürede dağılmıştır. Bunun üzerine TBMM`de birinci parti durumunda olan RP ile DYP arasında kurulan 54.hükümet,8 Temmuz 1996`da TBMM`de yapılan oylamada güvenoyu almayı başarmıştır.
[8 Şubat 1997 günü yapılan MGK Toplantısı`nda radikal dinci faaliyetlere ilişkin bir MİT raporu ele alınmıştır. Bu rapordan yola çıkarak alınan kararlar için bir çeşit "sivil muhtıra" yorumu yapıldı. Türk siyaset tarihine 28 Şubat Kararları olarak geçen kararlar Türk siyasi tarihinde önemli değişikliklere neden oldu.
Başbakan Necmettin Erbakan`ın `havada yakıt ikmali` olarak tanımladığı başbakanlık görevini hükümet ortağı DYP genel başkanı Tansu Çiller`e vermek amacıyla 18 Haziran 1997`de istifasını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e sundu. Ancak Demirel, hükümet ortaklarının arasındaki protokolü dikkate almayarak hükümeti kurma görevini ANAP genel başkanı Mesut Yılmaz`a verdi. 12 Temmuz`da Mesut Yılmaz başkanlığında ANAP - DSP - Demokrat Türkiye Partisi arasında kurulan 55. hükümet TBMM`den güvenoyu aldı.
MGK`nun 28 Şubat kararlarının ardından özellikle 18 Nisan 1999 seçimlerine kadar süren zaman diliminde 14 Ağustos 1997`de 8 yıllık kesintisiz eğitim kanunu TBMM`de kabul edildi. Bu kanunla İmam Hatip Liseleri dahil Meslek Liselerini ortaokul bölümleri kapatıldı.
1998`in Kasım ayında eski Refah Partisili İstanbul Büyükşehir belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın belediye başkanlığı düşürüldü.
28 Şubat süreci sırasında TSK içinde dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı yerine iki ismin ; dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ile Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak`ın adları daha çok ön plana çıktı. 2001 yılında bir televizyon programına katılan döneminin Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, 28 Şubat süreci`ni "post-modern bir darbe" olarak tanımlayan bazı yazarları haklı bulduğunu söyledi.
İzmit`te bir yıkıntı
2000`li yıllar
Adalet ve Kalkınma Partisi: Recep Tayyip Erdoğan
12 Aralık 1997 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan, Siirt`te yaptığı konuşmasında Türk Ceza Kanunu`nun 603456868/15154 maddesinden ``Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek´´ suçundan dört ay hapis cezası almış [18][19]; fakat 14 Ağustos 2001`de kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde birinci olunca, seçim yasaklı Erdoğan`ın yerine Abdullah Gül 58. Cumhuriyet Hükümeti`ni kurmuş, ardından aklanarak beraat etmiş ve partisinin başına geçmiştir.
11. Cumhurbaşkanı seçimleri
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`in görev süresinin 16 Mayıs 2007 tarihinde dolacak olması nedeni ile yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi Başbakan Erdoğan`ın muhtemel adaylığına başta CHP olmak üzere diğer siyasi partiler karşı çıkmışlardır.
CHP Erdoğan da dahil olmak üzere 3 ana makamın Milli Görüş adı verilen siyasi İslam akımının temsilcileri tarafından doldurulacağı ve bunun ülkede gerilime neden olacağı; Cumhurbaşkanı`nın tarafsız olması ve toplumsal uzlaşma ile seçilmesi ; bu makamın sahibinin Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş felsefesi ve kurallarını içine sindirebilmiş olası gerekçeleri ile başta Erdoğan olmak üzere bu görüşe sahip kişilerin devletin temel nitelikleri ile ters düşeceği fikrini savunarak karşı çıkmıştır.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlaması ile AKP Dışişleri Bakanı Abdullah Gül`ü aday göstermiştir. CHP seçimlerin açılış oturumunda gerekli sayının 367 olması gerektiği, Meclis İçtüzük ihlali yapıldığı gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi`ne seçimlerin iptali ve seçim sürecinin durdurulması için müracaat etmiş; Anayasa Mahkemesi aldığı karar ile oturum yeter sayısının 367 olması gerektği kararını almış ve bunun neticesinde "Türkiye Tarihi`nde görülmemiş bir kararla"TBMM Cumhurbaşkanını seçemediği için erken genel seçime gitmek zorunda kalmıştır.
Cumhuriyet Mitingi
Cumhuriyet Mitingi, 14-15 Nisan 2007 tarihlerinde Ankara`da düzenlenen miting. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından düzenlenen mitingde katılımcılar askere olan güvenlerini ve laik bir cumhurbaşkanı isteklerini dile getirdiler. Miting sırasındaki protestoların ana hedefi Recep Tayyip Erdoğan ve benzer zihniyettekilerin olası cumhurbaşkanlığı adaylığıydı.
2007 Milletvekili seçimleri
2007 seçimlerinde, AKP 47 ile TBMM`de sandalye çoğunluğunu elde etmiş ve seçim akabinde Başbakan Erdoğan toplumsal uzlaşı içinde olacakları beyanatını vermiştir. TBMM`nin açılması ve Başkanlık seçimlerini takiben Cumhurbaşkanlığı seçim süreci başlamış, AKP Abdullah Gül`ün adaylığının devam ettiğini kamuoyuna deklare etmiştir. Bunun üzerine CHP ülkenin erken seçime Abdullah Gül`ün adaylığı sebebi ile gidildiği, AKP`nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uzlaşma karşıtı tutumlarının devam ettiği gerekçesi ile oturumlara katılmayacaklarını ve Gül seçildiği taktirde görev süresi boyunca Cumhurbaşkanının hiçbir davetine katılmayacaklarını, ancak Gül`ün seçimini sonucunu da meşruiyet konusu yapmayacaklarını beyan etmiştir.
MHP ise ilk oturuma katılacaklarını ancak kendi adaylarını göstereceklerini seçimden önce ve sonrasında beyan ederek, Kayseri milletvekili Sabahattin Çakmakoğlu`nu Cumhurbaşkanı adayı göstermişlerdir.
DSP ise Erdoğan`ın uzlaşma yanlısı olmayan tutumuna tavır koymak ve Cumhurbaşkanlığının uzlaşı ile seçilen; her kesimi temsil edebilme yeteneğine sahip birisinin olması gerekliliği düşüncesi ile bireysel başvuru yaparak aday olan Eskişehir milletvekili Tayfun İçli`nin adaylığının desteklenmesi kararını almıştır.
2011 Seçimleri
2011 seçimlerinde, AKP 49,95 ile TBMM ye 326 milletvekili ile girmiştir.Oy oranı artışına karşın meclise giren milletvekili bir önceki seçime göre azalmıştır. AKP hükümeti 3. kez iktidara geldi. CHP 25,94 oy aldı.
VE.. 2015 genel seçimleri
Genel seçimlerde; Ak Parti 40,86 oy alarak seçimin en fazla oy alan partisi oldu. Ak Parti`nin en yakın takipçisi Ana Muhafelet Partisi CHP oldu. CHP Türkiye genelinde aldığı 24,96 oy oranı ile seçimlerde en fazla oyu alan ikinci parti oldu. Milliyetçi Hareket Partisi ise aldığı 16,29 oy oranı ile TBMM`de en fazla milletvekili olan 3. ve HDP 13.12 oyla meclise giren 4. Parti oldu.
VE... partililer hükümet kurma telaşına düştü. Sonuç ne olur nasıl gelişmeler olacak şu anda kara bir tablo ile bir ülke karşı karşıya. Ve halen 28 Temmuz 2015 e gelındi. Halen millete yalan söylenmektedir. Güyaaaa pazarlıklar tutmadı. YALAN MENFAATLER ÇATIŞMASINDA ANLAŞAMADILAR VE OLAN YINE VATANA VE ALDANA ALDANA ALDANMA HASTALIĞINA KAPILMIŞ MİLLETE OLDU ve HALEN DEVAM EDİYOR. Aziz Nesine bazen hak veriyorum. 1923 te başlayan devlet olma mücadelemizin arasından tam 92 yıl geçti (YIL 2015) Bir asra yakındır devlet ve milletin birbiri ile pek barışık olduğu söylenemez. Peki Şimdi ne oldu?)
SORUYORUM? HAKİMİYET NASIL MİLLETİN?
``HAK!M!YET Mİ!LLET!N´´D! FAKAT ŞİMDİ S!YASET!N OLDU´´
28- TEMMUZ-2015
ALANYA


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.