Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10189
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Anayasal Düzen konuları
Üniter ve Laik devlet yapımız sasılıyor mu ? (14)
Yeni Anayasa çalışmalarının hedefi sizce nedir? (21)
Demokratik yapımız demokratik mi? Neler yapılmalıdır? (8)
Anayasa hakkında diğer konular (111)


Anayasal Düzen - Anayasa hakkında diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 15.06.2015 18:37:53

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN (2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN
DOĞUŞU
(2)
Türkiye İşçi Partisi
1961 Anayasasının getirdiği demokratik ortamda, 12 sendikacı`nın İstanbul Valiliğine verdikleri bildirimle kurulan Türkiye İşçi Partisi, kısaca TİP, 1961-1980 yılları arasında Türkiye`de faaliyet gösteren bir siyasi partidir. 13 Şubat 1961`de, Şaban Yıldız, Kemal Sülker, Kemal Türkler, İbrahim Güzelce, Rıza Kuas, İbrahim Denizcier, Adnan Ardan, Avni Erakalın, Kemal Nebioğlu, Hüseyin Uslubaş, Ahmet Muslu ve Salih Özkarabay tarafından kurulmuştur. Parti 1961 seçimlerine katılamadı.
TİP, 1965 seçimlerinde, 54 ilde, 3 oy alarak TBMM`ye 15 milletvekili göndermiştir. Çetin Altan`ın da aralarında olduğu bu milletvekilleri muhalefet görevini üstlenmişlerdir.
1968`de Sovyetler Birliği`nin Çekoslovakya`yı işgali partiyi ikiye bölmüştür.12 Mart 1971 muhtırası sonrasında 21 Temmuz TİP kapatıldı. Liderleri tutuklandı
11 Şubat 1961`de Demokrat Parti`nin devamı olarak kurulan Adalet Partisi 15 Ekim 1961 seçimlerine girerek 34,8 oy topladı. 450 kişilik mecliste 158 milletvekilini, Senatoda ise 150 senatörün 70`ini aldı. Cumhuriyet Halk Partisi-Adalet Partisi koalisyonu kuruldu.
Demokrat Partinin devamı olduğunu söyleyen Adalet Partisinin 27 Mayıs`tan hemen sonra yapılan bu seçimde aldığı 34.82lik oy oranı Türk halkının ihtilalle ilgili düşünceleri açısından önemlidir.Tıpkı 1980 sonrasında Kenan Evren tarafından kurdurulan ve açıktan oy istenen MDP ye oy vermemekle gösterdiği tutum gibi.
1961-1965 arası kurulan üç İnönü Hükümeti`nin de Çalışma Bakanı olan Bülent Ecevit Ortanın Solu politikasını benimsemişti özellilikle Çalışma Bakanlığı döneminde işçilerle çok iyi ilişkiler kurmuştu. Bakanlığı döneminde 1963`te Grev, Lokavt ve Toplu Sözleşme Yasası`nın çıkarılmasını sağladı.
1970`li yıllar ve 12 Mart Muhtıras
Amacı, Ecevit`e göre, CHP içinde egemen olan "ortanın solu" politikasına son vermek ve partinin iktidar olmasını önlemek olan Türk Silahlı Kuvvetleri`nin 12 Mart 1971`deki müdahalesi İnönü`nün parti genel sekreteri Bülent Ecevit`le anlaşmazlığa düşmesine ve Ecevit`e genel başkanlığa giden yolun açılmasına olanak vermiştir. Ecevit`le yoğun bir mücadeleye giren İnönü, Mayıs 1972`de toplanan V. Olağanüstü Kurultay`da, politikasının partisince onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı. Kurultayda parti meclisi Ecevit`in yanında yer alınca da 8 Mayıs 1972`de CHP genel başkanlığından ayrıldı. Türk siyasal yaşamında parti içi mücadele sonucunda değişen ilk genel başkan olan İnönü 4 Kasım 1972`de CHP üyeliğinden, 14 Kasım 1972`de de milletvekilliğinden istifa etti. Başvurusu üzerine tabii senatör olarak Cumhuriyet Senatosu`nda görev aldı.
1960`ların ortalarından itibaren Türkiye`de başlıyan öğrenci hareketlerinin en önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)`nun kurucu ve yöneticilerinden Deniz Gezmiş, 6 Mayıs 1972`de idam edilmiştir.
"...Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum. Türkiye`nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye`nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum."
Ecevit`li CHP: Milliyetçi Solculuk
30 Haziran 1972`de toplanan CHP 21.Olağan Kurultayı partideki büyük iktidar değişimine sahne oldu, CHP Tüzüğünün 35 maddesi birden değiştirildi. Kurultay, Genel Başkanlıktan istifa eden İsmet İnönü`nün CHP Kurultayına son katılımına sahne oldu.Bülent Ecevit, 1085 delegeden 1032`sinin oyunu alarak tekrar Genel Başkanlığa seçildi.
14 Ekim 1973 tarihinde yapılan seçimlerde Ecevit`in başkanlığındaki CHP en fazla oyu almasına rağmen çoğunluğu kazanamadı. 26 Ocak 1974 tarihinde Milli Selamet Partisi ile kurduğu koalisyon hükümetinde ilk defa başbakanlık görevini aldı. Sadece 10 ay süren bu koalisyon hükümetinin tarihe geçen en önemli olayı Kıbrıs Harekâtı olmuştur. Türk müdâhalesi sonucu Yunanistan`daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır. 26 Ocak 1974 - 17 Kasım 1974 tarihleri arasında görevde bulunan Bülent Ecevit tarafından kurulan CHP ve MSP koalisyon hükümeti 37. Cumhuriyet Hükümeti, I. Ecevit Hükümeti olarak anılmaktadır.
Milliyetçi Cephe Hükümetleri (MC)
I. Ecevit Hükümetinin hükümetin dağılması üzerine Süleyman Demirel`in başbakan olarak görev yaptığı AP-MSP-MHP-CGP partilerinden oluşan ve daha sonra I.Milli Cephe Hükümeti olarak adlandırılacak olan koalisyon hükümeti kuruldu.
II. Ecevit Hükümeti
1979 yılında yapılan ara seçimlerde başarısızlığa uğrayan Ecevit görevden çekildi ve Süleyman Demirel 25 Kasım 1979 tarihinde MSP ve MHP`nin desteğiyle bir azınlık hükümeti kurdu. 12 Eylül 1980 tarihinde Genel kurmay başkanı Kenan Evren`in komutasındaki silahlı kuvvetler ülkenin yönetimine el koydu.
Kıbrıs Harekâtı
1960`da Kıbrıs`ta yaşayan Rum ve Türk cemaatleri arasında kurulan ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti yaşanan iç çatışmalar sonucu sürdürülemez olmuş ve 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan cuntasının Kıbrıs`da darbe yaptırması sonucu 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri`nin Garanti Anlaşması`nın III. maddesine istinaden Kıbrıs Harekâtı`nı gerçekleştirmiştir.
20 Temmuz 1974 sabahı Türk Ordusunun Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Kıbrıs`a havadan indirme ve denizden çıkarma yapmaya başladı.
Türk kuvvetleri 22 Temmuz`da Girne`yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs`ın başkenti Lefkoşa`nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada`da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi`nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdahalesi sonucu Yunanistan`daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükumeti de yıkılmıştır.
8 Ağustos`ta II. Cenevre Konferansı sırasında yapılmakta olduğu sırada Rum Millî Muhufız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır. Bunun üzerine Türkiye 14 Ağustos`ta başlayıp 16 Ağustos`ta sona eren üç günlük II. harekâtı gerçekleştirdi.
25-26 Ağustos 1974 tarihinde Kıbrıs`a gelen BM Genel Sekreteri toplumlar arasında ikili görüşmelerin başlatılmasını istemiş, mutabakat gereği nüfus mübadelesi yapılmış ve iki bölgeli ve iki toplumlu bir federal yapı için uygun ortam sağlanmış oldu. 13 Şubat 1975 günü Kıbrıs Türk Federe Devleti`nin ilanı Doktor Fazıl Küçük tarafından açıklanarak gerçekleşti. Ancak hedeflenen federal yapı gerçekleşmediğinden 15 Kasım 1983 tarihinde KKTC`nin ilanı gerçekleşti.
Yıllarca süren toplumlararası görüşmelerden bugune değin herhangi bir sonuç çıkmamıştır. En son BM Kıbrıs Çözüm Planı ile iki toplum arasında yeniden birleşme imkânı da referandum`da Türklerin "evet"ine karşı Rumların "hayır" demesi sonucu gerçekleşmemiştir.


TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN
DOĞUŞU
(2)
1980`li yıllar 24 Ocak Kararları
Süleyman Demirel, 1979 yılında Başbakanlık Müsteşarlığı`na getirdiği Turgut Özal`a, yeni bir ekonomik istikrar programı hazırlama görevi vermiş ve program kısa sürede hazırlanmıştır; bir başka deyişle IMF tarafından hazırlanmış olan program, 24 Ocak 1980`de kamuoyuna açıklandı.
IMF`nin daha önce yaptıramadığı isteklerini içeren program; Türkiye`yi tek taraflı olarak yabancı sermayeye açmıştır.
Kararlar uygulanmaya başlanmasından dört yıl sonra, bu politikaların burjuvazinin küçük bir kesimi dışında tüm toplum kesimlerinin çok önemli kayıplarına neden olduğu görülmüştür. Bu politikaların ortaya atıldığı dönemde destekçisi olan büyük holdinglerin önemli bir kesimi desteklerini geri çekmiştir.
24 ocak kararlarının 12 Eylül öncesi demokratik ortamında uygulanmasının zor olduğu ve Darbe ardından, siyasi cinayetlerin çok kısa sürede sona ermesi, Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter`a bizim çocuklar işi bitirdi anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması, 12 Eylül Darbesinin Demirele karşı değil Ecevit önderliğinde gittikçe güçlenen sol harekete karşı yapıldığı şüphesi uyandırmıştır.
12 Eylül 1980 darbesi[
27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi 12 Eylül 1980 darbesidir.
Bu müdahale ile Süleyman Demirel`in Başbakan`ı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1960 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir baskı dönemi başladı.
12 Eylül 1980 askerî darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin birçok tur ardından Cumhurbaşkanı`nı seçememesi ve 6 Eylül günü Konya`da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin şerîat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği yürüyüş gösterildi.
Darbe ardından, siyasi cinayetlerin çok kısa sürede sona ermesi, güvenlik güçlerinin şiddet eylemlerini darbe öncesinde neden önlemediği / önleyemediği sorularını da beraberinde getirdi. Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter`a
``bizim çocuklar işi bitirdi

anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması, 12 Eylül`de ABD`nin rolü konusunu da tartışmalara açtı.
Siyasi yasaklar ve Özallı yıllar[
7 Kasım 1982`de anayasa halkoyuna sunuldu ve 91.3 oyla anayasa kabul edildi. Aynı oylamayla MGK ve Devlet Başkanı Kenan Evren de 7. Cumhurbaşkanlığına seçildi. Seçimlerin 6 Kasım 1983`te yapılacağı açıklandı ve 1983 ortalarında siyasi faaliyetler serbest bırakıldı ancak MGK işleri sıkı tutuyordu. Parti kurulurken MGK`ya kurucuları veto etme yetkisi verildi.
CHP`nin tabanına hitap eden Erdal İnönü`nün kurduğu SODEP, Adalet Partisi`nin ardılı olarak kurulan Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi de vetolardan nasibini almıştı. Seçimlere Turgut Özal`ın başında bulunduğu ANAP, Necdet Calp`in başında bulunduğu Halkçı Parti ve Turgut Sunalp`in Milliyetçi Demokrasi Partisi katıldı. 6 Kasım 1983 seçimleri sonucunda ANAP tek başına iktidara geldi ve 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, IMF politikalarını uygulamak amacıyla Bülend Ulusu Hükümeti`nde ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcılığı görevine getirilen, göreve getirildikten 22 ay sonra, 14 Temmuz 1982 yılında istifa eden ve 20 Mayıs 1983`de Anavatan Partisi`ni kuran Turgut Özal yeni hükümeti kurdu. (ANAP 45:212, HP 30:117, MDP:71 )
6 Kasım 1983`deki seçimlerde 400 kişiden oluşan parlamentoda 211 milletvekili çıkararak iktidar ve 45. Dönem Başbakanı olan Özal 1984 yerel seçimlerinde tekrar iktidar oldu. 25 Mart 1984`te yapılan yerel seçimlere SODEP de katıldı ve ANAP`ın ardından 23.4 oy alarak ikinci parti oldu.
Demokrat Parti (DP) ve Adalet Partisi(AP)`nin devamı olarak kabul edilen Doğru Yol Partisi 1983 yılında kurulduğunda Genel Başkanlığında Ahmet Nusret Tuna vardı ve ancak 1 ay kadar partiye başkanlık etti. Ardından Yıldırım Avcı başkanlığa geldi. 1985`teki olağan kurultayda Hüsamettin Cindoruk`a yenilerek başkanlık görevini bıraktı.
13 Nisan 1984`te toplanan SODEP 1. Küçük Kurultayı`nda Genel Başkan Erdal İnönü solda tek çatının şart olduğunu söyledi ve 26 Eylül 1985`te Gürkan ve İnönü SODEP-HP birleşme protokolünü imzaladılar. Yeni partinin adını Sosyaldemokrat Halkçı Parti olarak açıkladılar.HP kurultay toplanarak partinin adı SHP olarak değiştirildi.Ardından toplanan SODEP kurultayında parti feshedildi ve SHP`ye katıldı. 30 Mayıs 1986`da SHP 1.Kurultay toplandı ve Erdal İnönü genel başkan seçildi.
14 Kasım 1985`te Rahşan Ecevit tarafından kurulan DSP, eski Halkçı Parti`den ayrılıp bağımsız kalmış ya da SHP`den görüş ayrılıkları nedeniyle ayrılmış kimi milletvekillerinin katılmasıyla TBMM`de grup oluşturdu.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.