Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Anayasal Düzen konuları
Üniter ve Laik devlet yapımız sasılıyor mu ? (14)
Yeni Anayasa çalışmalarının hedefi sizce nedir? (21)
Demokratik yapımız demokratik mi? Neler yapılmalıdır? (8)
Anayasa hakkında diğer konular (111)


Anayasal Düzen - Demokratik yapımız demokratik mi? Neler yapılmalıdır? konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 30.08.2010 17:18:25

DEMOKRASİ VE VESAYET...

Nurullah AYDIN
30 Ağustos 2010

DEMOKRASİ VE VESAYET!..

Türkiye, sanal ve topal bir demokrasiden, gerçek demokrasiye kavuşmak için çırpınan bir ülkedir.

İddialar hep şu noktada sürdürülmektedir: Millet iradesinin ipotek altına alındığı, vesâyetin bürokratik oligarşiye dönüştüğü artık anlaşılmış ve bunu değiştirecek bir istikâmete doğru yönelmiştir. Seçimler ``başları boyunlarından burgulu heykeller gibi´´ sâdece iktidarın başını değiştirmiş ama beden hep aynı kalmış ve bürokratik oligarşi fiilî egemenliğini hep sürdürmüştür. Gecekondu ve çarpık yapılaşmayı onlar yapmış, düzeltilmesi seçilen iktidarlara kalmıştır. Ekonomiyi onlar ``har vurup harman savurmuş´´, derlenip toparlanması seçilmişlere bırakılmıştır.

Bu kesimin dediği şu; hiçbir alanda yeteneğini gösterememiş, üretken olmayan kişi ve kişiler seçimi kazanınca ülkeyi istediği gibi yönetmeli, hiç ama hiç kimse müdahale etmemeli, hiçbir kural kurum müdahale etmemelidir.

Böyle bir devlet var mı dünyada acaba! Devletler organizmalardır. Kalıcı kurumları, her zaman herkesin uyacağı temel kurallar yani yasalarla işler. Demokrasi yani seçimlerle yönetenlerin değişimi ayrı devlet ayrıdır. Demokrasi halkın; devleti yani kurumları kurallarla yöneteceklerin belli dönemlerde seçimi ile değiştirilmesi demektir.

Tutturmuşlar vesayet rejimi diye! Peki ama neden?
Çünkü her kesim kendi vasi olmak ister, kendi mutlak iktidarını kurmak ister. Destek istedikleri ise paryalar yani halk yığınlarıdır. Eğitimi düşük geliri düşük, sloganlara kavramlara biat edebilen yığınlar. İnsanlık tarihinde tüm diktatörler, oligarşik güçlerin kullandığı, istismar ettiği kesim halk yığınlarıdır.

Demokrasi ile vesayet rejimi arasındaki en önemli fark, üstünlerin hukukunun mu? yoksa hukukun üstünlüğünün mü? egemen olması kavramında düğümlenmektedir. Bu kavram, kurumların hukûka tâbî olmasını ve evrensel hak ve özgürlüklerin herkes için dikkate alınmasını, hukûkun önünde ``herkesin bir tarağın dişleri gibi eşit olmasını´´ gerektiriyor.

Şimdiye kadar dokunulmazlıkların arkasına saklanarak millet iradesini hiçe sayanlar, şimdilerde dokunulmazlıklar kaldırılsın çığlığı atmaktadır. O yüzden ne yargı siyasallaşmalı, ne de siyâset hukuksuzlaşmalıdır.

Oysa Türkiye`de yargı başta olmak üzere bazı kurumlar, oligarşik güç anayasalarının verdiği imtiyâzlı konumdan yararlanarak kendilerini hukukun tanımlayıcısı ve tamamlayıcısı olarak görmektedir. Anayasa Mahkemesi bir senato gibi kendisini Meclisin; Danıştay da Hükümetin üzerinde görerek karar vermekte, siyaseten hemen her şeyden sorumlu tutulan hükümet, ``eli kelepçeli, ayağı prangalı´´ bir halde sanki engelli yarış pistinde koşar gibi yol almaya çalışmaktadır.

İktidar ve oligarşik güçler arası iktidar kavgaları ile çıkarılan suni engeller olmasaydı belki de Türkiye bu gün on kat daha büyük olurdu. Bazen askeri müdahaleler, bazen de yargı yoluyla hükümetin ``ayağına karpuz kabuğu konularak´´ başarısız olması ve toplumsal desteği kesilerek zayıflatılması hedeflenmiş, ürkütülen ekonomi ve azdırılan terörle bozulan istikrardan ``parsa´´ toplanmaya çalışılmıştır. ``Bulanık suda balık avlama´´ hesabı yapanlar, ikbal ve istikballeri uğruna milletin sıkıntısını hiçe saymakta, hatta bunu bile kendi lehlerine istismâr etmeye çalışmaktadır.

Çağdaş dünya`da soğuk savaşın en etkili silahı terör ve terör örgütleridir. Günümüz savaşları teknoloji ağırlıklı olduğu için galibin de mağlubun da yıkımına ve iki tarafta da iktidar değişikliğine sebep olmaktadır. Özellikle demokrasi ile yönetilen ülkelerde iş başındaki idareciler ``maşa varken elle ateş tutmanın´´ zararına inandıkları için, terör örgütlerine eylem sipâriş etmeyi daha kolay, ucuz ve risksiz bularak tercîh etmektedir.

Bugün yüzümüze gülen dost kılıklı bazı ülkelerin, sırtımızı dönünce nasıl terör örgütünün sırtını sıvazlayarak eylem yaptırdıklarını bilgi ve belgeleriyle biliyoruz. Tırmandırılmaya çalışılan terörün arkasında, ``kendi çalıp kendi oynayan´´ bir Türkiye beklerken, karşılarında ``kabına sığmayan´´ bir Türkiye bulmaları ve onların pazar pastasından pay alması yatmaktadır. Ama ne olursa olsun Türkiye geri dönülmez bir yola girmiş ve artık ``cin şişeden çıkmıştır.´´

Türkiye terörle mücadelesini bu çerçevede ele alarak terörün dış kaynaklarını kesmeye, içeride ise terör bataklığını kurutarak yok etmeye kararlıdır. Terörden siyasa ve maddi rant sağlayanların engelleme ve sulandırma çabalarına rağmen Millî Birlik ve Kardeşliğimiz hayatın gerçeğidir. Anadolu`daki gönül bağımıza kezzap dökerek bizi bölmeye çalışanların ayrılıkçı gayretleri, kültürel köklerimizden aldığımız güçle yapıştırılıp geçmişte olduğu gibi şimdi de yok edilecektir.

Günün Sözü: Doğmalara göre düşünen insan, insan değil robotlaşan mekanik bir varlıktır.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.