Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Devlet Kurumlarımız ve Memurlar konuları
Devlet kurumlarımız yeniden yapılanmalı mı? (7)
Devlet memurlarımız nasıl olmalıdır? Temel sorunları nelerdir? (8)
Devlet kurumları ile ilgili diğer konular (48)


Devlet Kurumlarımız ve Memurlar - Devlet kurumlarımız yeniden yapılanmalı mı? konusu hakkında görüşler
Ahmet ÖZDEMİR - (Ziyaretci) 15.11.2010 23:08:46

DEVLET YÖNETİMİ VE İŞBİRLİĞİ


DEVLET YÖNETİMİ VE İŞBİRLİĞİ

Ahmet ÖZDEMİR
Maliyeci-İktisatçı
aozdemir2007@hotmail.com





Maddi ve manevi alemde; bilinen-görülen-anlaşılan ve hissedilen o ki, idare edenler/yönetenler ve idare edilenler/yönetilenler vardır.
İslâmiyet` de ve tek Tanrı`lı diğer inançlarda Kâinatın sahibi ve yöneteni tektir ve Allah` tır. İlâhi nizam ve kudret bakımından, yönetim-idare ve sahiplik tek varlıktadır. Kâinatın sahi birden fazla olsaydı, Dünyamızda da gördüğümüz hususlar başta olmak üzere Alemlerin düzeni, çok partili hayatın siyasi curcunasına benzerdi, herhalde.
Yönetim-idare; fert ve aile baz`ından başlamak üzere, sivil-asker kurum ve kuruluşlarda, işletmelerde, şahsi faaliyetlerde, birimlerde, Merkezi-Mahalli teşkilâtlarda &8230; ve nihayet devlet hükmi şahsiyetinde kendisini göstermektedir. İnsan oğlu, tek başına dahi kendi kendini idare-yönetmek durumundadır. Bunda, aklı-melekeleri-refleksleri-duygu ve düşünceleri ve maddi varlığı önemli etkendir, şüphesiz. Nitekim, şahsi ve manevi varlığı; Allah`ın kendisine mukaddes emanetleri olup, bunları iyi koruması gereklidir. Başta değindiğimiz yönler ile diğer emanetler olmak üzere, ilâhi emir ve yasaklara riayet etmenin kazancı; bu Dünyada da kendisini gösterdiği gibi, Bakî Alem bakımından da Cennetle müjdelenmenin kapısını aralamış olmak inancını tezahür ettirmektedir.
Devletler, bütün kurum ve kuruluşlarıyla ve tebaasıyla yönetilir. İdari rejimlerin adı ve vücut şekli ne olursa olsun, gerçek durum bundan ibarettir, deriz.
Bizim, Türk Devletimiz ise Cumhuriyet rejimiyle ve Anayasa düzeniyle yönetilmekte-idare edilmektedir.
Devletin başı, iç-dış temsilcisi Cumhurbaşkanıdır. Aynı zamanda, yürütmenin de ilk sırasındadır. Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının uyumlu-ahenkli çalışmasını gözetmek durumundadır.
07 Kasım 1982 kabul tarihli ve 2709 sayılı TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI` nın 101-106 ve 117. maddeleri, doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı ile ilgilidir.
Gerektiğinde, okuyucuların ve konuya ilgi gösterenlerin; mezkûr/belirtilen maddelere, kendi irade ve arzuları paralelinde göz atabilecekleri tabiidir.
Değinilen maddeler paralelinde, konuya ilişkin bir kısım açıklamalara gidilmesinde fayda görülmektedir. Buna göre;
Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya belirtilen vasıflara ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Görev süresi beş yıl olup ve bir kimse en fazla iki defa bu göreve seçilebilmektedir. Değinilen göreve, TBMM içinden ve dışından aday gösterilebilmektedir. Meclis dışından aday olacakların, en az yirmi aktif milletvekilinin desteğini ve teklifini alması gerekmektedir. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde on`u geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilmektedir. Sözü edilen göreve seçilenin ise, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer.
Görevleri arasında: Türk Silâhlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek; Genelkurmay Başkanını tayin etmek, üniversite rektörlerini seçmek; Anayasa Mahkemesi üyelerinin, Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek; &8230; de vardır.
Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Resen-doğruca imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz-müracaat edilemez.
Başkomutanlık, TBMM` nin manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur (Genelkurmay Başkanı, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir).
Cumhurbaşkanı olmak kolay bir iş değildir. Vatandaşlar, sakin ve hoş bir yaşantı içindeyken, yattığında mışıl mışıl uyurken, değinilen görevin mümtaz şahsiyeti; Dünya ve Yurtiçi haller itibariyle sıkıntılar içinde ve uykusuz gecelerde bocalamak-terlemek-sıkıntı çekmek durumunda bulunabilir.
87. Yılını kutladığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonuna; davetli oldukları halde bir kısım sivil-asker zevatın iştirak etmemesi, Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah GÜL` ü üzmüştür, herhalde. Amma, hoşgörüsünü ve çevreye aksettirdiği güler yüzünü muhafaza edebilmiştir. Bir kısım, iktidar siyaset adamlarımız-bazı yazar/çizer şahsiyetler, ilim-bilim-siyaset adamlarıyla ile ahalinin ekseriyeti bilhassa askerleri Cumhurbaşkanı` nın yanında görmek istediklerinin ortaya koymuşlardır. Hele de, Kemal KILIÇDAROĞLU` nun, esnek ve görünürdeki sevecen varlığının belirtilen Resepsiyonda olmayışı, çok kimselerce ve kitlelerce anlaşılamamıştır. Kendisinin, Ben, Cumhurla beraberdim, sözleri; vatandaşça, ya öyle miydi, esprisiyle karşılanmıştır. Buna karşılık, yakın siyasi çevrelerinin alkışlarına ve desteklerine, en iyisini yaptınız pohpohlarına mazhar olduğu tahmin edilmektedir. Ki, geçmişten bu yana; bilhassa siyasi liderlere ve diğer önde gidenlere yapılanlar-söylenenler hep böyle olmuştur da, onun için böyle bir yorum yapabilmiş olmaktayız, deriz.
Yukarıda belirttiğimiz üzere, harp zamanlarında Başkomutanlık görevi Cumhurbaşkanı adına Genelkurmay Başkanı tarafından yürütülmekte ve temsil edilmektedir. Hatırlanır, Büyük Taarruz öncesi de ATATÜRK bir resepsiyon vermiş ve dış güçlerin dikkatinden uzak bir şekilde Cepheye intikal etmiştir.
Biz bilemeyiz. Belki bir strateji icabı farklı resepsiyon düzenlemesi yapılmış olabilir. İllâ da, öküz altında buzağı aramak yönünde muhalif rüzgârlar estirmek havası vermenin ne faydası olabilirdi ki.
Son zamanlarda da, bir başörtüsü meselesiyle ve dur durak demeden siyasi iktidar yetkililerine ve sayın Cumhurbaşkanı` na nakarat ve sık sık benzeri sorular sorulması, Kendilerini bıkkınlığa sevk etmiş ve bu durumu da kamuoyuna karşı deklare etmek durumunda kalmıştır.
Herkes iyi hatırlasın. Basın-Medya karşısında yüzü mahkeme duvarı gibi duran kimseler de görüldü. Onlara pek yakın olunamazdı. Her zaman istenildiği gibi sorular da sorulamazdı.
Cumhurbaşkanı, Devlet yönetiminde, erkler arasındaki işbirliğinin ve ahenginin tesisinde ve devamında önemli bir rol üstlenmekte, Anayasa` nın verdiği yetkiyi kullanmak durumunda olmaktadır. Öyle ise, ahalinin de; böylesi bir görev ve sorumluluk yüklenen kimseye destek vermesinde isabet olsa gerektir, deriz.
Şimdi, bizden-ahaliden birisi gibi hal ve hareketler-hayat tarzı içinde olan bir gül gibi Devlet adamı bulmuşuz. Bundan daha iyisi olabilir mi? Öyleyse, bizler de Kendilerine daha çok sevgi ve/veya saygı duymak durumunda olsak, daha iyi olur; deriz.
Tarihin derinliklerinden bu günlere Türk Milleti, Türk Devleti` nin ve Türk Yurdu` nun bütünlüğü ve Türk Milleti` nin birliği ve bekası için daima Ulûl-Emre itaat etmiştir. Belirtilen manadaki Devlet geleneğimizi, örf ve adetimizi kaybetmeyelim, isteriz.
------------------------------------------------------------
NOT: KURBAN BAYRAMI` nızı tebrik eder; sizlere; TÜRK-İSLÂM ALEMİ` ne hayırlara vesile olmasını diler, bu vesileyle selâm ve saygılarımı sunarım.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.