`ATATATÜRK` NASIL ÖLDÜRÜLDÜ? (1)
TARİH-İ ve MİLLİ GERÇEK
´´ATATATÜRK´´
NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
Mustafa Mete İSLAMOĞLU
YAZIYOR
ATATÜRK`Ü
SIRTINDAN VURANLAR!
TÜRKİYE`YE SOLCULUĞU AŞILADILAR!
( Sanıyorum ATATÜRK`Ü rahmetle anarak başlayan bir yazıyı ilk defa okuyacaksınız! Keşke siren, boru, düdük top, tüfek vs. ile saygısızlık dolu saygı duruşu yerine hep rahmetle, şükranla, dua ile anarak, halis duygularla; bir vatan kahramanını böyle yad etsek! olmaz mıydı? Koskoca vatanda bir metre toprağı bulunmayan dünya malına hiç değer vermemiş bu değerli insanı yapmacık hareketlerle güya laiklik adına, devletçilik adına, alay edercesine olmayan saygıyla yerden yere vurmuyormusunuz? Ben sahtekarların palavraları gibi atmam, kendilerine paye vermeye uğraşanlar gibi ATATAÜK`ÇÜ falan da değilim.
Bu vatanda yaşayan herkes onun tavsiyelerine uyarsa ona saygı duymuş olur.
ATATÜRKÇÜYÜM DEMEKLE ATATÜRKÇÜ OLUNMAZ.
Hahaha hihihi ile ATATÜRK sevgisi olmaz
Bu uydurma hareketleri hep ATATÜRK düşmanları başlattı&8230;
Rahmetli ATATÜRK`ÜN yürekli, cesur ve kararlı bir insan olmasına rağmen çok duygusal olduğunu hemen hepimiz biliyoruz.
Ancak hastalığı döneminde günümüze kadar ki verilerin bire bir doğru olduğuna ben inanmamıştım ve halen inanmıyorum. Bu konu biraz kaşınırsa altından çok büyük hainliklerin çıkacağı kanısındayım.
Fakat kime ne yararı var ve olsa bile suçlayacağımız insanların hepsi öldü yok diye düşünülecektir. Yalnız bu milletin gerçek tarihi hep saklandığı hatta Osmanlı arşivlerinin Bulgaristan-a hurda kağıt olarak satıldığını düşünecek olursak, tarihten anlamayan birine tarih nasıl yazdırılıp bizler hep o yalan yanlış tarihle büyütülmüşsek` tam bu noktada ATATÜRK le olan tüm safahatında yanlış ve değiştirilmiş olduğunu düşünmek asla haksızlık değildir. Hele hele ben bizatihi ATATÜRK`ÜN milliyetsiz şef tarafından(İnönü) aşırı kıskançlığı, sınırsız muhterisliği ve hasta yatarken onu reddeden tavırlarını ile
Halkın gözünde küçük düşürmeye çalışması! Beni; gizlice bu milliyetsiz şefin ATATÜRK`Ü KAHRINDAN ÖLDÜRDÜĞÜNÜ DÜŞÜNDÜRMEKTEDİR.
ATATÜRKÇÜ GEÇİNEN YOBAZLARA, ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEKLERİNİN ATATÜRKSÜZ YÖNETİCİLERİNE ATATÜRK`Ü AĞIZLARINA DOLAYARAK İNSANLARIMIZIN DUYGULARINI SÖMÜRENLERE ve ATATÜRK`Ü BOŞ BOĞAZLARINA MALZEME YAPAN MİLLİYETSİZLERE &8230;
SORUYORUM?
Sizler hangi ATATÜRK`ÜN tavacılığını yaparak bu milleti yıllardır aldatıyorsunuz?
Bu milletin hayat damarlarını kesen geçim kaynaklarını tıkayan ekmeği ile oynayan ve bu ülkenin fakirlikten kurtulamamasının tek nedenİ bu adamın kasıtlı olarak yaptığı hatalardı.
23 Temmuz 1908 Meşrutiyeti ile Türkiye`de ilk siyasi faaliyetler başladığı tarihtir. . 1908-1918 seneleri arası en önemli siyasi kuruluş İttihat ve Terakki Cemiyeti (Partisi)`dir. 1908-1913 arası çok partili bir yönetim, 1913-1918 arası İttihat ve Terakki`nin tek-parti idaresi mevcuttur. 1918-1922 arası Hürriyet ve İtilaf Fırkası`nın etkin olduğu dönemdir. 1923-1945 ise tek-partili CHP yönetimi vardı.
1924-1925 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (Takriri Sükun Kanunu, dini ve etnik menşeleri önlemeye yönelik, ile tüm muhalifler susturuldu) ve 1930 Serbest Cumhuriyet Fırkası (Atatürk tarafından kurulmuş güdümlü muhalefet partisi) kesintiye (ilgi görmesi sebebiyle) uğratıldı.
Şeflik taraftarlarına göre, dünyada birçok millet, içinde bulundukları bunalımdan kurtulmak için kendilerini temsil edecek bir şef aradıkları dönemde, Türk milleti sahip olduğu şefiyle kendisini kurtaracağı gibi diğer milletlere de örnek olacaktı. Ödlek oldu&8211; Şefine güvenen ve şefin kendisine güvendiği bir millet yenilemez diye biliniyordu. &8211; Milli şef .. milliyetsiz şef çıktı ve değişmez sorumsuzlukla hareket etti. . Milli şefin sık sık değişmesi partinin otoritesine zarar vereceği gibi, milletin şefi olmuş bir kişinin her dört senede bir şefliğinin devam edip etmeyeceğini görüşmek de onun otoritesine zarar verecektir.
&8211; Güya-Milli şef, vatanı kudretle yürütmekte ve yarınki Türkiye`nin sağlam temellerini (!?) kurmaya çalışmaktadır. &8211; Milli şef yol göstericidir, bir mürebbi yani eğiticidir. Onun bütün çabası milletini yetiştirmektir. Bu nedenle Milli Şefin sözleri herkes için bir ders, (Reşat Şemsettin Sirer) sonsuz bir ilham hazinesi ve bir ömrü etecek kadar izah ve tahlil edilecek zenginliktedir. (Emin Erişgil). &8211; Milli Şefin çocuklarının ``Türk Kuşu Pilot brövesi alması dolayısıyla yapılan törenlerde TBMM Başkanı Başbakan ve Bakanlar törene katılırlar ve yaptıkları konuşmalarla Milliyetsiz Şefe ve çocuklarına yaranmaya çalışmak onlara verilen bir ödevdi sanki
BU SATIRLARI DÜŞÜNEREK OKUYUN LÜTFEN!
Milliyetsiz şef 1938-1972 arası CHP genel başkanı olarak kalmış ve bu süre zarfında karşısına bir tane bile rakip çık(ama)mamıştır
Şevket Süreyya Aydemir`e göre milliyetsiz şefin, Milli Şefliği kabul etmesi Atatürk`le başlayan fakat tamamlanamayan ve hatta kökleştirilemeyen inkilapların devamını sağlamaktı.
``Sene 1945. Elinde mutlak kudreti tutan bir diktatör (&8230;) Diktatör bir gecekondu diktatörü değil, Kuvveti herkes tarafından bilinen bir ordu gözünün içine bakıyor. Damadı gazeteci´´ Metin Toker, Akiste böyle yazmıştı.
Milliyetsiz şefi bir konserde, bir temsilde, at yarışlarında gösterilen fotoğraflar ``devlet zoru´´ ile gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanırdı.
``1930&8242;lara gelindiğinde birçok güya-Kemalist`in gözünde liberalizm ve demokrasinin eski itibarı kalmamış durumdaydı. Tek partili rejimler özellikle İtalya`daki faşistler, çok çekici bir seçenek sunuyorlardı (&8230;) Faşizm hem milliyetçi, hem de yurtseverdi ve bu yüzden Ankara rejimine daha uygun düşüyordu´´
Milliyetsiz şefin değişmez olduğu kabul edilerek ileride bir seçim yapılmasının önüne geçilerek bunun imkansızlaştırılması gibi sebeplerle ``milli şeflik´´ bir müessese olarak antidemokratik bir karakter göstermekteydi.
İHANET KAPILARINI AÇAN ŞU SAÇMALIĞA BAKIN!
. Milliyetsiz şefin yetkileri bir cumhurbaşkanının çok üstündeydi.
1924 anayasasına göre TBMM`nin üstünlüğüne dayalı ``parlamenter´´ sistem olması öngörülür fakat ``şef sistemi´´ anayasaya da aykırı bir kurum olarak hen de TBMM`de uzun yıllar devam ede gelmiştir. &8211; O yıllarda meclis, hükümet hukuken vardılar, fakat politikayı milliyetsiz şef İsmet idare ediyordu.
Milliyetsiz şef;İsmet CHP üst yönetimine getirilen kişileri bizzat kendisi belirliyordu. Bu kişilerin fikir yapıları birbirine ters olmuş, parti içinde kendisine karşı çıkanlar, uzaktan da olsa rakip olabilecekler ve parti içinde biraz sivrilenler ya cezalandırılmış, ya da sindirilmiş veya değişik yollarla saf dışı bırakılıyordu.
HANI BUNLAR ADİL DEMOKRAT FALAN FİLAN YA!
Bunlar bu şekilde tüm iç yüzüyle böyle yazılıp bu millete anlatılmadı. Eğer bunlar milletçe bilinseydi Caniler Haksızlar Partisi bu gün asla hayatta olmayacak ve bu ülke huzur içinde olacaktı.
CHP, geniş halk kesimlerine inememiş, halk CHP`li yönetici ve bürokratlar tarafından tepeden bakılan, cahil köylüler olarak görülmüştü&8230;
Milliyetsiz şef ismet; siyasette kendisi için tehlikeli gördüğü kişilere aktif görevler vererek etkisiz hale getiriyordu. &8211; Cumhuriyet gazetesinin sahibi gizli komünist Nadir Nadi`ye göre milliyetsiz şef ismet iyi bir çalışma ekibi kuramamıştı., memleket davalarını; kişiliği olan, üstün yetenekli adamlarla tartışmaktam hoşlanmadığını, bu nedenle yanına daha ziyade, emirlerine tartışmasız boyun eğecek memur yaratılışlı kişileri toplardı..
O yıllarda kurulan tüm hükümetlerde CHP programı esas alınmış hatta CHP prensipleri ``Anayasa´´ya bile girmişti. (altı ok..).
CHP`ye itimat edilmelidir. Demokrasinin bu günkü gelişmesi icabı budur. (Ahmet Şükrü Esmer, ``Reyimizi Kime Vereceğiz?´´, Ulus, (20 Temmuz 1946))
Parti içinde kurulan Mustakil grup bir nebze demokrasi icabı olan muhalefet amacıyla oluşturulmasına rağmen, iktidarın her dediğini benimseyen ve hiç bir etkinliği olmayan pasif bir oluşum olarak kaldı.
BUNLARIN; HAK`KIN ADALETİNDE NASIL KIVIRACAKLARINI MERAK EDİYORUM
Devlet, elindeki siyasi, sosyal ve iktisadi baskı unsurlarını toplum bünyesindeki sosyal sınıflardan bir veya bir kaçının lehine kullanmış, diğerlerinin ise üzerinde aleyhlerinde olacak bir tutumla baskı yapmak ve sınırlamalar getirmek gibi davranış içine girmiştir.
``Biz; varlığı yokluğa, ucuzluğu pahalılığa çevirmek gibi bir marifet gösterdik´´. Ahmet Emin Yalman, ``Ebedi bir Tecrübe Tahtası´´, Vatan, (13 Kasım 1945)
``Harp içinde bulunan memleketlerde bile hayat pahalılığı yüzde 20-25&8242;i aşmamışken bizde yüzde 500&8242;ü bulmuştur´´ Korkut Boratav, Türkiye`de Devletçilik, Ankara 1982, s.224.
Devlet kendisinin tek alıcısı ve satıcısı olduğu şeker, temel gıda maddeleri, tekel maddeleri ve Sümerbank mamülleri gibi malların fiyatlarını piyasa değerinin sekiz on misli üstünde satmıştır. Buna karşılık buğday, fındık, üzüm, tütün, incir gibi ürünler devlet rafından en fazla bir iki misli fiyatlarla alınmıştır.
``Devlet, stoklamak amacıyla köylüden ve çiftçiden aldığı tarım ürünlerinin bedellerini ödemek amacıyla sık sık emisyona giderek para basmış, hazine ve merkez bankası kaynaklarına başvurmuştur. Bu durum paranın değer kaybetmesine neden olmuş ve özellikle köylü ve üreticinin elindeki paranın alım gücü azalmıştır.´´ Feridun Ergin, ``Türkiye`de Harp Maliyesi´´, İÜİFM, c.4, S.2, (İkinci Kanun 1943), s.165-16
Ve&8230; size bir adet..
CHP.NİN TARİHSEL SAPIK MANTIĞI ve İsmet dedeleri
``943&8242;deki tifüs salgını sırasında halka en iyi korunmanın temizlik olduğu söylenilmiş, fakat fakir halk yıkanmak için bir kalıp sabun bile bulamamıştır.´´Kendisi gusül abdestini dahi bilmez ve ömrünce cenabet gezmiştir. Korkut Boratav, Türkiye`de Devletçilik, Ankara 1982, s.226.
1943lerde bir devlet büyüğünün halka karşı umursamaz tavrını dile getirişi; ``Köylü zengindir. Un çuvalına benzer. Vurdukça tozar´´ Ziya Şakir, Celal Bayar (Hayatı ve Eserleri), İstanbul, s.73.
|
