Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLÂMOĞLU - (Ziyaretci) 9.09.2016 22:38:50

DARBELER- İHANETLER (11-12-13-14)




Mustafa Mete İSLÂM&61530;ĞLU
İHANETLER & DARBELER
( 10 )
Bu konu hakkında Cemal Gürsel`in "ileri gelen 2500 Kürdü öldürelim" dediği iddia edilmektedir.Sivas`taki kamp 19 Ekim 1960 tarihinde çıkan 105 numaralı Mecburi İskân Kanunu ile boşaltılıp Milli Birlik Komitesi tarafından "55 ağa" DP`yi destekliyor iddiasıyla Antalya, Isparta, İzmir, Afyon, Manisa, Denizli ve Çorum`a sürüldü. Bu kanun 1962 yılında kaldırıldı.1961 Anayasası`nda bir takım değişiklikler yapıldı. 1924 Anayasası`nın 3. maddesi olan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü "Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir" şeklinde değiştirildi. Emekli İnkılap Subayları Derneği Ağustos 1960 - Şubat 1961 arasında Milli Birlik Komitesi tarafından emekliye sevkedilen 235 general ve yaklaşık 5.000 subay tarafından Emekli İnkılap Subayları Derneği kurulmuş ve orduya geri dönmeye çalışmışlardır. Bu derneğe bağlı emekli subaylar "Eminsular" olarak anılmıştır.En yüksek rütbeli üyesi olan Orgeneral Ragıp Gümüşpala daha sonra Adalet Partisi`nin genel başkanlığına getirilmiştir. [Linkleri görebilmek için ÜYE olmalısınız!..] 14`lerin tasfiyesi Milli Birlik Komitesi kuruluşundan itibaren karma ve heterojen bir gruptu. Madanoğlu - Küçük grubu ile Türkeş - Kabibay grubu karşı karşıya gelmiştir. Madanoğlu - Küçük grubu iktidarı bir an önce sivillere devretmeyi planlamıştır.Fakat Türkeş, Kabibay ve Erkanlı grubu reformların yapılmadan önce iktidarını sivillere devretmesine karşı çıkmış ve hemen sivillere devretmenin iktidarı Cumhuriyet Halk Partisine teslim etmek anlamına geleceğini savunmuştur. Eylül ayının başlarında Türkeş, Kabibay, Erkanlı ve Dündar Seyhan, ihtilalin gayesine aykırı çalışan dört beş kişinin ülke dışına çıkarılmasını kararlaştırmışlardır. Türkeş, kararı uygulamak için hazır olduğu halde Kabibay zamana bırakmayı tercih etmiştir. İstanbul`da Muzaffer Özdağ`ın "Bâb-ı Âli`den de geçeceğiz" demesi büyük yankılar uyandırmış ve Cemal Gürsel`in tasfiye kararı almasını hızlandırmıştır. MBK üyelerinden Muzaffer Yurdakuler, Seyhan tasfiye kararını arkadaşlarına anlatırken kulak misafiri olmuş ve diğer MBK üyelerine haber vermiştir. Karşı taraf erken davranmış ve Gürsel 13 Kasım 1960`da Alparslan Türkeş`e bir mektup göndererek Kurmay Albay Alparslan Türkeş, Kurmay Yarbay Orhan Kabibay, Kurmay Yarbay Mustafa Kaplan, Kurmay Binbaşı Orhan Erkanlı, Kurmay Binbaşı Şefik Soyuyüce, Kurmay Binbaşı Dündar Taşer, Piyade Binbaşı Fazıl Akkoyunlu, Tank Binbaşı Muzaffer Karan, Deniz Kurmay Binbaşı Münir Köseoğlu, Deniz Kıdemli Yüzbaşı Rıfat Baykal, Kurmay Yüzbaşı İrfan Solmazer, Kurmay Yüzbaşı Numan Esin, Kurmay Yüzbaşı Muzaffer Özdağ ve Jandarma Yüzbaşı Ahmet Er olmak üzere çoğunluğu Türkçü subaydan oluşan 14 MBK üyesini emekliliğe sevkedip yurtdışındaki temsilciliklere danışman olarak tayin etmiştir. 9 Nisan 2010 5 + Alıntı Cevapla Suskun V.I.P V.I.P Katılım: 16 Mart 2009 Mesajlar: 23.246 Beğenileri: 271 Ödül Puanları: 5.730 Yer: Türkiye Banka: 1.600 ÇTL OYAK`ın kuruluşu 27 Mayıs darbesinden 8 ay sonra 1961 yılında Osmanlı Devleti`nin subayların ihtiyaçlarını karşılamak için yarattığı fondan devredilerek 50 bin altınla kuruldu. Kurumun kuruluşu 3 Ocak 1961 kabul edilen Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu`na dayanmaktadır. Üye olması zorunlu subay ve astsubayların maaşlarının 10`u ve yedek subayların maaşlarının 5`i her ay bu fona aktarıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu Mustafa Kemal Atatürk tarafından konulan ve askerin siyasete müdahale etmesini kesinlikle yasaklayan mevcut 22 Mayıs 1930 tarih ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu dışında, 27 Mayıs`tan sonra 4 Ocak 1961 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu çıkarıldı ve Türk Silahlı Kuvvetleri daha sonraki darbe ve teşebbüslerini bu kanunun 35. ve 85. maddesine dayandırdı. 27 Mayıs İhtilali`nin Türkiye`de askeri darbelerin meşru olduğu intibasını yarattığı ve diğer askeri darbelerin yolunu açtığı yönünde iddialar bulunmaktadır. Silahlı Kuvvetler Birliği 6 Haziran 1961`de ordu içinde Milli Birlik Komitesine muhalif olan general ve subaylar Silahlı Kuvvetler Birliği (SKB)`ni kurmuş ve sembolik başkanlığına Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay`ı getirmişlerdir. SKB ordunun yönetimde kalmasından yanaydı ve parlamentonun açılmasına taraftar değildi.SKB, MBK tarafından Washington`a atanan İrfan Tansel`in bindiği uçağı yanlı jetler ile havada geri çevirerek Hava Kuvvetleri Komutanlığına tekrar getirilmesini sağlayacak kadar güçlenmiştir. Bu olay üzerine Cemal Madanoğlu görevinden istifa etti. Kurucu Meclis ve 1961 Anayasası`nın Hazırlanması 6 Ocak 1961`de MBK ve Temsilciler Meclisi`nden oluşan Kurucu Meclis kuruldu. Daha sonra Enver Ziya Karal ve Turhan Feyzioğlu başkanlığında Kurucu Meclis`e bağlı 20 kişilik bir anayasa komitesi kurularak yeni anayasa için çalışmalara başlandı. Yeni hazırlanan anayasada 1924 Anayasası`ndan farklı olarak halkçılık, devletçilik ve inkılapçılığa yer verilmemiş, milliyetçilik ise Milli Devlet olarak değiştirilmiştir.
YASAL UYARI: ``Bu yazı serisi 27 bölüm olup; 5846 sayılı yasa gereği yazarına aittir. kopya edilemez, alıntı yapılamaz.
DEVAMI 11. BÖLÜMDE


















Mustafa Mete İSLÂM&61530;ĞLU
İHANETLER & DARBELER
( 11 )
İlk kez Sosyal Devlet ilkesi bu anayasa ile ortaya çıkmıştır. Adalet Partisi de resmi olarak yeni anayasanın 1924 Anayasası`na kıyasla "ileri bir adım" olacağını belirtmiştir. Ancak Adalet Partisi`nin desteğiyle "hayırda hayır vardır", "hayır deyin hayırlı olsun", "demli çay" ("hayır" oyunun renginin kırmızı olmasından) gibi sloganlarıyla "hayır" kampanyası yürütülmüştür. Hatta "Mr. Refarendum" adlı bir Amerikalı`nın olduğu ve "evet" oyu vermesinin o Amerikalıya evet demek anlamına geleceği anlatılmıştır. 9 Temmuz 1961`de yapılan halk oylaması sonucu 1961 Anayasası 61.7 gibi bir evet oranıyla kabul edilse de, bazı akademisyenler ve uzmanlar 40`a yakın hayır oyunun oldukça anlamlı olduğunu ileri sürdüler ve yeni Anayasanın toplumun ciddi bir kesimi tarafından onaylanmadığını savundular. 1961 Seçimleri ve Çankaya Protokolü Adnan Menderes`in idamından üç hafta sonra 15 Ekim 1961`de Demokrat Parti`nin oy tabanının "mirasçıları" Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi oyların 62`sini alarak 277 milletvekili çıkarmışlardır. Buna karşı Cumhuriyet Halk Partisi 173 milletvekili çıkarabilmiştir. Bu seçim "Menderes`in zaferi" olarak nitelendirilmiş ve ordu durumdan rahatsız olmuştur. 25 Ekim 1961`de 12. dönem TBMM toplandı ve askeri rejim sona erdi. Ordu içinde MBK kadar etkili olmaya başlayan SKB, seçimlerin millî iradeyi tam olarak yansıtmadığı ve yeni bir darbenin gerektiğini savunmuştur.
YASAL UYARI: ``Bu yazı serisi 27 bölüm olup; 5846 sayılı yasa gereği yazarına aittir. kopya edilemez, alıntı yapılamaz.
DEVAMI 12. BÖLÜMDE


















Mustafa Mete İSLÂM&61530;ĞLU
İHANETLER & DARBELER
(12)
21 Ekim`de MBK`nın İstanbul kanadına bağlı 10 general ve 18 albay toplanmış ve en geç 25 Ekim`e kadar yönetime el koyacağını kararlaştıran "21 Ekim protokolü" imzalamıştır. 22 Ekim`de MBK`nın Ankara kanadı aynı içerikteki "Mürted Protokolü" imzalamıştır. Fakat SKB onursal başkanı durumunda bulunan Cevdet Sunay`ın müdahalesiyle protokoller askıya alınmış ve siyasi parti liderleriyle uzlaşma yolu tercih edilmiştir.

Bunun için 24 Ekim`de Çankaya`da Ragıp Gümüşpala (Adalet Partisi), Ekrem Alican (Yeni Türkiye Partisi), İsmet İnönü (Cumhuriyet Halk Partisi), Osman Bölükbaşı (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi), Cevdet Sunay, Cemal Gürsel ve generalların önünde Yassıada mahkumlarına af çıkarılmayacağına, Emekli İnkılap Subaylar Derneğine bağlı subayların orduya geri alınmayacağına ve Cemal Gürsel`in cumhurbaşkanı seçilmesi için çalışacaklarına dair protokolü imzalamışlardır.

Ali Fuat Başgil`in MBK üyeleri tarafından ölümle tehdit edilerek adaylıktan çekilmesiyle 26 Ekim 1961`de yapılan seçimle tek aday Cemal Gürsel cumhurbaşkanlığına getirildi. Millî Güvenlik Kurulu Ülkenin milli güvenlik politikalarının belirlenmesi amacıyla daha önce çeşitli kararname ve kanunlarla kurulan Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Katipliği ve Milli Savunma Yüksek Kurulu, 1961 Anayasası`nda Milli Güvenlik Kurulu ismiyle düzenlendi.
YASAL UYARI: ``Bu yazı serisi 27 bölüm olup; 5846 sayılı yasa gereği yazarına aittir. kopya edilemez, alıntı yapılamaz.
DEVAMI 13. BÖLÜMDE
















Mustafa Mete İSLÂM&61530;ĞLU
İHANETLER & DARBELER
( 13 )
Darbenin meşrulaştırılması Anayasa Nizamını, Milli Güvenlik ve Huzuru bozan fiiller hakkında kanun hazırlanıp, 5 Mart 1962`de kabul edilen 38 Sayılı Kanun`da darbeyi eleştirmenin suç olduğu vurgulandı. Bu kanunun birinci maddesinin B bendinde şöyle denilmekteydi:

27 Mayıs 1960 devrimini zedeliyebilecek şekilde: Bu devrimin neticesi olarak Yüksek Adalet Divanınca veya sair kaza mercilerince verilmiş ve kesinleşmiş olan karar ve hükümleri, söz yazı, haber, havadis, resim, karikatür veya sair vasıta ve suretlerle kötüleyenler, veya üstü kapalı da olsa matufiyeti belli olacak şekilde kötülemeye çalışanlar veya mahkûm edilenlerin mahkûmiyetlerine esas teşkil eden fiillerini, yahut şahıslarını övenler veya neticelenmiş hazırlık, ilk, son tahkikat veya infaz safhalariyle ilgili resim, hatırat, röportaj yapanlar veya beyanat verenler.

Eleştirenler hakkında bu kanunda belirtilen 5 madde gereğince Anayasa Mahkemesi`nde dava açıldı. Bunlardan biri Yeni Demokrat Parti genel başkanı Fuad Köprülü`nün, "af ancak bir haksızlığın tamiri olacaktır" sözleri üzerine açılan kamu davasıdır. Değerlendirmeler Celâl Bayar (Cumhurbaşkanı): Ve yine hiç şüphe etmiyorum 27 Mayıs başarıya ulaşmamış ya da hiç yapılmamış olsaydı, ne ordu içinde cuntalar kurulacak, ne, 12 Eylül müdahaleleri yapılacak, ne de demokrasi dejenere edilebilecekti.
Cemal Gürsel (MBK lideri): Demokrat Parti`nin memlekete yaptığı en büyük kötülüklerden biri orduyu ihtilale zorlaması olmuştur. Süleyman Demirel (Devlet Su İşleri Genel Müdürü): (1950) Devlete karşı, onların yönettiği devlete karşı kazanılmış bir zaferdi...
Onların elinden devleti alma hareketidir. 1960, halkın elinden devleti alma hareketidir. Bülent Ecevit (Cumhuriyet Halk Partisi Ankara milletvekili): 60 İhtilali... Ve kaptılar, işte kendileri güya demokrasisinin bayraktarlığını yapıyorlar... Müdahaleci ekip. Fakat ne yaptılar; üniversiteden geçmeler, 147`ler olayı, arkasından Bab-ı Ali önünden geçeceğiz lafları derken birden, bir ülke ve kültür birliği projesi ortaya çıktı. Bunu biz orataya çıkardık. Dünyada görülmemiş bir totaliter rejim projesi, yani Nazi Almanyası`nda bile eşi görülmemiş bir proje. ABD Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Dairesi`nin 1961 tarihli değerlendirme raporu:
Türk Silahlı Kuvvetleri`nce yapılan kansız darbe, Türkiye dışında genellikle ağırlık taşıyan , Türk Silahlı Kuvvetleri`nin apolitik olduğu ve ciddi bir siyasi bunalımda müdahale etmeyeceği yolundaki inanışı yıkmıştır. Dönemin bazı sonuçları Anayasa Mahkemesi: 22 Nisan 1962`de Anayasa Mahkemesi Kanunu kabul edilmiş ve 20 Aralık`ta çalışmalarına başlamıştır. Kurucu meclis; yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemek üzere bir Anayasa Mahkemesi kurulmasına karar verdi. Yüksek Hâkimler Kurulu Devlet Planlama Teşkilatı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Cumhuriyet Senatosu Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi Milli Prodüktivite Merkezi Hürriyet ve Anayasa Bayramı 27 Mayıs`ın kültür alanına yansımaları Edebi eserler Necip Fazıl Kısakürek`in Adnan Menderes için yazdığı "O Zeybek" isimli mersiye Attilâ İlhan`ın "Aynanın İçindekiler" serisinin ilk üç kitabı (Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak) Adalet Ağaoğlu`nun "Dar Zamanlar" serisinin ilk romanı Ölmeye Yatmak Cevat Fehmi Başkut`un "Buzlar Çözülmeden" adlı oyunu Diziler Hatırla Sevgili 9 Nisan 2010 6 + Alıntı Cevapla Suskun V.I.P V.I.P Katılım: 16 Mart 2009 Mesajlar: 23.246 Beğenileri: 271 Ödül Puanları: 5.730 Yer: Türkiye Banka: 1.600 ÇTL 12 Mart 1970 Muhtırası 12 Mart Muhtırası, 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri`nin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri komutanı Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur`un imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay`a bir muhtıra vererek hükûmetin istifaya zorlandığı askeri müdahaledir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde meydana gelen dördüncü; başarılı olmuş ikinci; ve emir-komuta zinciri içerisinde yapılmış ilk askeri darbe eylemidir.

Devrim Milli Demokratik 1960`ların ikinci yarısında Türkiye İşçi Partisi (TİP) içindeki bölünmenin yönlerinden biridir. Özellikle Mehmet Ali Aybar`ın liderliğindeki TİP çevresi, "Milli Demokratik Devrim" ile "Sosyalist Devrim" i birbirinden ayrılamaz olduğunu savunup doğrudan bir Sosyalist devrimi tercih ederken, Mihri Belli`nin kavramlaştırdığı Milli Demokratik Devrim ise Türkiye`ye daha uygun bir devrim olarak ikinci bir grup tarafından tercih edilmiştir.
YASAL UYARI: ``Bu yazı serisi 27 bölüm olup; 5846 sayılı yasa gereği yazarına aittir. kopya edilemez, alıntı yapılamaz.
DEVAMI 14. BÖLÜMDE








Mustafa Mete İSLÂM&61530;ĞLU
İHANETLER & DARBELER
( 14 )
Bu gruptakilere göre devrim, aynen Sovyetler Birliğinde 1917 yılında olduğu gibi iki aşamalı olmalıdır. Önce Milli Demokratik Devrim "askeri darbe" şeklinde "genç subayların" önderliğinde gerçekleşecek sonra da "proleter devrim" şiddete dayanmadan kesintisiz bir şekilde işçi sınıfının hakimiyetini kuracaktır. Kanlı Pazar Kanlı Pazar, 16 Şubat 1969 tarihinde İstanbul Beyazıt meydanında ABD`nin 6. Filo`sunu protesto etmek için 76 gençlik örgütünün toplandığı sırada meydana gelen olaylardır. Gösteri için valilikten izin alınmıştır. Gösteri yapılmadan önceki günlerde Komünizmle Mücadele Derneği uyarılarda bulunarak halkı tepkiye çağırdı. O gün, diğer bir grup da Beyazıt meydanında taşlı sopalı beklemeye koyuldular. İki grup meydanda karşılaştı. Olaylar sırasında Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı gençler bıçaklanarak öldü. 20 Mayıs 1969 1965`te darbe lideri Cemal Gürsel`in ani ölümünün ardından Cumhurbaşkanlığı`na Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay seçildi. Sunay`dan boşalan Genelkurmay Başkanlığı`na 16 Mart 1969`da Memduh Tağmaç getirildi. Mayıs ayında Meclis`e 218 imzalı bir anayasa değişikliği teklifi verildi ve siyasi hakların iadesi öngörüldü. 14 Mayıs 1969 tarihinde, uzun yıllardır kavgalı olan iki lider, İsmet İnönü ve Celâl Bayar buluştular ve barıştılar. Zaten DP`lilere haklarının iadesini CHP de öngörüyor, hatta İsmet İnönü öncülük ediyordu.Aynı günlerde Ankara`daki Genelkurmay Karargâhı`ndaysa çok farklı hazırlıklar yapılıyor, ordu Bayar ve arkadaşlarına siyasi haklarının iade edilmemesi için darbe yapmayı düşünüyordu. Amerikan Dışişleri Bakanlığı`nın belgelerine göre 19 Mayıs 1969 akşamı Ankara`daki Merkezi Haberalma Örgütü`ndeki bir CIA görevlisinin Washington`a gönderdiği mesajda Türk Silahlı Kuvvetleri`nin müdahaleye 16 Mayıs günü karar verdiği söyleniyordu.
Aynı gün, Cumhurbaşkanı Sunay, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla bir hayli uzun bir görüşme yapmıştı. Bu görüşme sonrası ordunun anayasa değişikliğini istemediği saklanamaz bir gerçek halini almış, gazetelere de yansımıştı.
20 Mayıs`ta İsmet Paşa, Cumhurbaşkanı Sunay`a bir mektup yazdı. Mektupta, `` Sayın Cumhurbaşkanı, CHP Genel Başkanı olarak ben ve partimin yetkili organları, siyasi hakların iadesi için Millet Meclisi`ne verilmiş bulunan 218 imzalı bir anayasa değişikliği teklifini destekleme kararı aldığımızdan beri, gerek Zatı Devletlerinin, gerek bazı yüksek komutanların uyarı ve ısrarlarına muhatap olmaktayız... ´´ deniyordu. İsmet Paşa darbe tehdidine karşı duruyordu. Demirel de aynı gün partisinin grup toplantısında bir konuşma yaptı ve "Asker muhtıra vermedi" dedi, sonra ekledi: `` Seçimlere gidelim. Hem Meclis`in verdiği oylar boşa gitmez, hem de Senato`muz zedelenmez... Ordu, hükümete bir muhtıra vermemiştir. Biz bazı sıkıntılar içindeyiz... ´´ Sonuç olarak birkaç gün sonra anayasa değişikliği teklifi Komisyona geri çekildi, sonra genel seçime gidildi.

Süleyman Demirel önderliğinde Adalet Partisi, 1969 Türkiye Cumhuriyeti Milletvekili Genel Seçimleri`nde büyük başarı kazanarak yeniden tek başına iktidar oldu. Bayar ve arkadaşlarının 27 Mayıs darbesiyle kaybettikleri siyasi hakları 1970`lerin ortalarına kadar da iade edilmedi. 12 Ekim 1969 genel seçimleri Bu genel seçim ile TBMM 14.dönem milletvekilleri seçilmiştir. Bu seçime göre Adalet Partisi aldığı 46.55`lik oyla meclise 256 milletvekili gönderip iktidar partisi, Süleyman Demirel ise başbakan olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi ise meclise gönderdiği 143 milletvekiliyle ana muhalefet partisi olmuştur. 15-16 Haziran Olayları 1970`te, çalışma yaşamını ve temel sendikalar mevzuatını düzenleyen 274 sayılı İş Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası`nda değişiklik yapan tasarı, Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi`nin işbirliğiyle önce Millet Meclisi ardından Senato`dan geçirildi. Yapılan değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlamakta, sendika değiştirmeyi güçleştirmekteydi. Yasa taslağı 11 Haziran 1970`te cumhurbaşkanı Cevdet Sunay`ın onaylamasıyla yürürlüğe girdi. Kanunlaşan tasarı esas olarak Türk-İş`ten DİSK`e işçi akışını önlemeyi amaçlamaktaydı. DİSK ve bağlı sendikalar yeni yasaya tepki gösterdiler. Türkiye İşçi Partisi ise sözkonusu yasa değişikliklerini Anayasa Mahkemesi`ne üreceğini açıkladı ve iptal davası açtı. DİSK`li sendikacıların ve yöneticilerin tepkileri, 15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul`un belli başlı merkezlerine doğru yürüyüşe geçmeleriyle yeni bir evreye girdi. Gösterilere pek çok fabrikadan 75.000 dolaylarında işçi katıldı.Gösterilen tepki esas olarak DİSK üyesi işçilerden geldiği halde, yürüyüşlere çok sayıda Türk-İş işçisi de toplu halde katıldı.
Olayların birinci günü akşamı Bakanlar Kurulu 60 günlük bir sıkıyönetim ilan etti. DİSK ve bağlı sendikaların yöneticilerinin pek çoğu sıkıyönetim mahkemelerince tutuklandılar ve yargılandılar. Kadıköy`de meydana gelen olaylarda 2 işçi, 1 polis ve 1 esnaf yaşamını yitirdi. 16 Haziran`da Ankara, Adana, Bursa ve İzmir`de de küçük çaplı olaylar yaşandı. Emk. Kor. General Cemal MADANOĞLU 9 Mart 1971 darbe teşebbüsü Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından emir-komuta zinciri içerisinde 12 Mart muhtırası verilmemiş olsaydı, TSK içinde kurulmuş olan ve başında Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu`nun bulunduğu gizli askeri cunta fiilen 9 Mart 1971 tarihinde darbe yapacaktı.Cunta içine sızmış ve önemli görevler üstlenmiş olan Mahir Kaynak vasıtası ile darbe önceden haber alınmış ve darbeye adı karışan ve Orgeneral rütbesiniden daha kıdemsiz olanlar re`sen emekliye sevkedilmişlerdir.. 12 Mart 1971 darbesine giden süreçte Doğan Avcıoğlu`nun çıkardığı Devrim gazetesi etrafında toplanan ve içlerinde 27 Mayıs Darbesini yapan Millî Birlik Komitesi`nin gerçek lideri Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu`nun da bulunduğu "Milli Demokratik Devrimciler", o dönemin siyasi partilerinin demokrasi anlayışının bir oyalamaca olduğunu ileri sürerek ulusçu-devrimci yöntem olarak ifade edilen ilkeler doğrultusunda parlamento dışı muhalefeti savunuyorlardı. Devrim gazetesinin genel yayın yönetmeni Hasan Cemal çok sonraları anılarını anlattığı Cumhuriyet`i Çok Sevmiştim adlı kitabında o zamanki maksatlarının "ulusalcı" subayları ikna ederek onlarla birlikte bir "Milli Demokratik Devrim" darbesi yapmak olduğunu yazdı. Nitekim 9 Mart 1971 tarihinde planlanan darbe, içlerinde Mahir Kaynak ve Mehmet Eymür`ün de bulunduğu Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarının durumu Genel Kurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve 1. Ordu Komutanı Faik Türün`e haber vermesiyle akamete uğratıldı. 9 Nisan 2010 7 + Alıntı Cevapla Suskun V.I.P V.I.P Katılım: 16 Mart 2009 Mesajlar: 23.246 Beğenileri: 271 Ödül Puanları: 5.730 Yer: Türkiye Banka: 1.600 ÇTL KKKFaruk GÜRLER HKK Muhsin BATUR Muhtıra 12 Mart Muhtırası`nı veren Orgeneral Memduh Tağmaç, Orgeneral rütbesindekiler hariç bu 9 Mart 1971 Milli Demokratik Devrimine adı karışan başta Tümgeneral Celil Gürkan olmak üzere tüm subayları re`sen emekliye sevketti.
YASAL UYARI: ``Bu yazı serisi 27 bölüm olup; 5846 sayılı yasa gereği yazarına aittir. kopya edilemez, alıntı yapılamaz.
DEVAMI 15. BÖL.





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.