`TÜRK ve İSLAM ALEMİN`E `İHANETLER `
Mustafa Mete İSLÂMOĞLU
YAZDI
" TÜRK ve İSLAM ALEMİN" " İHANETLER "
BAŞLARKEN:- .Bu çalışmamda; dünyanın göz bebeği kainat güzeli ülkemizin (TÜRKİYE) nin içine düştüğü ve müşrik milletlerin, Müslüman Türk`ler üzerinde oynadığı hayasız oyunların katliam yollarını ve iğrenç tuzaklarını okuyacaksınız. Bütün dinleri çiğnediler. Bütün dilleri yok ettiler. Tarih diye yalan düzmecelerle aldattılar. olmayan yasaları kanun diye yutturdular. sizlerin haberi olmadan ikballeriniz, istikballeriniz, yarınlarınız ellerinizden gözlerinize baka baka alındı. Ve bir vatan sevdalısı aranırken, siyonistlerin oyunlarıyla oda susturulmak için bir şiir bahane edilerek cezaevine sokuldu. İşte O vatan evladı kendine çok zor geldi..
Ve.. halen tedirgin, hemde çok tedirgin olan bu insan milletimin gerçeği görmeye başlamasıyla ilk sivil cumhurbaşkanı olarak onu şeçmesini nihayet başardı.. İşte bu başarı bir uyanışın başarısıydı..
GÜNÜMÜZÜN KAN KUSAN TÜRKİYESİNDE...
Siyonist uşaklarının orta doğu hayallerinin bir başka ayağıda insan katliamıydı. Ve işe Türkiye`den başlamayı kararlaştırdılar. Bu senaryoda kimler yoktu ki?
17 Aralık sabahı ülke şok bir haber ile uyandı. Dört bakanın oğlu sabahın erken saatlerinde gözaltına alınmıştı. İddialar havada uçuşurken işin aslı çok geçmeden anlaşıldı. Devlet içine çöreklenmiş bir yapı, emniyet ve yargıyı kullanarak hükümete darbe girişiminde bulunuyordu. 17 Aralık darbesinin en yakın tanığı, dönemin Başbakanlık Müsteşarı, İçişleri Bakanı Efkan Ala, SABAH`ın geleneksel sabah kahvaltılarına katıldı, darbe girişimini bütün detayları ile anlattı. İşte Ala`nın gözünden 17 ve 25 Aralık darbe girişimi:
17 Aralık sabahı telefonunuz çaldı, ne dediniz, nasıl bir teşhis koydunuz?
Aslında 17 Aralık, çok önceden başlamış bir sürecin aşamalarından biri. O yüzden süreci biraz daha geriden, ``One Minute´´tan itibaren ele alalım, her şey orada başlıyor. Bu aklı dışarıda ve eli içeride olan bir darbe girişimidir.
PARALEL YAPI BELGE, BİLGİ TOPLUYOR
29 Ocak 2009`da One Minute oluyor ve aynı yıl içinde bu yapı aldığı talimat doğrultusunda yasa dışı belge, bilgi toplamaya ve telefon dinlemelerine başlıyor&8230; O yüzden bu tarihten itibaren ülkemizde yaşanan bazı olayları kronolojik olarak hatırlarsak 17 Aralık`ı daha iyi anlarız. 2009 içinde hükümet demokratik açılım sürecini başlatıyor ve arkasından Habur olayı oluyor. Aynı yıl Mavi Marmara saldırısı yaşanıyor, tabii Paralel Yapı`nın bu konudaki tavrı malum.
Sonra İzmir casusluk soruşturması çıkıyor. Tasfiye etmek istedikleri herkesi bu sepetin içine koyuyorlar. Eylül 2010`daki anayasa değişikliği referandumundan sonraki süreçte, 28 Şubat`ı tamamen bitiriyoruz. Aralıkta İrticai Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi`nin yanı sıra 28 Şubat ürünü mevzuatın tamamını yürürlükten kaldırıyoruz.
DENİZ FENERİ, OSLO&8230;
Nisan 2011`de 2023 hedeflerini açıklıyoruz. Haziran ayında genel seçimlerde yüzde 50 oy alarak tarihe geçecek bir başarıya imza atıyoruz. Ama bir aydan kısa bir süre sonra, 6 Temmuz`da Deniz Feneri soruşturması başlıyor, eylül ayında ise Oslo görüşmeleri basına sızdırılıyor. Türkiye`de sivil iktidarların ele almaya cesaret edemediği 3 temel alan var. Bunlardan birincisi din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasıdır. İkincisi Kürt sorunu ve üçüncüsü ise uluslararası alan&8230; AK Parti Sarıkız, Ayışığı, Balyoz ve Ergenekon gibi darbe teşebbüslerini, e-muhtıra, 367 kararı ve kapatma davası gibi saldırıları geri püskürtüp bu 3 konuda doğrudan inisiyatif almaya başladı. Bunların neticesinde de milletle inanılmaz bir siyaset ve gönül bağı kurdu. Oslo görüşmeleriyle terör konusunda inisiyatif başlatırken, öte yandan da uluslararası alandaki etkinliğini artırdı ve bu durum ``one minute´´ ile somutlaştı.
MİT İŞİNİ YAPIYOR DU!...
Tüm bu gelişmeler bazı dış güçleri rahatsız etti ve yurt içindeki bazı odaklarla siyasi iradeye karşı komplolar hazırlandı. Hükümet bu arada 2023 hedeflerinin yanı sıra 2071 vizyonunu açıkladı. Üniversite giriş sınavında meslek liselerine uygulanan katsayı kalktı ve sonra da Başbakan`ın ofisindeki dinleme cihazları bulundu.
MİT Müsteşarı`nın ifadeye çağrılması sürecin parçası mı?
Elbette&8230; Hükümetin terörle mücadelesini yürüten kurumların en başında MİT geliyor ve MİT`e yapılan bu saldırının esas hedefi bugün çözüm süreci olarak isimlendirdiğimiz politikayı sabote etmek. Bu sorunun, ülkenin ayağında pranga olarak devam etmesinin hangi ülkelerin işine geldiği ise çok aşikar. Zaten işi bunları yapmak olan MİT`in müsteşarını Oslo nedeniyle ifadeye çağırdılar.
4+4+4 VE GEZİ OLAYLARI&8230;
Süreç nasıl devam etti?
Yapılan tüm saldırılara rağmen hükümet reformlarla yoluna devam etti. Mesela Kur`an-ı Kerim ve Peygamber efendimiz (sav)in hayatı seçmeli ders oldu, 4+4+4 sistemine geçildi ve Çözüm Süreci başlatıldı. 2013`ün mayıs ayında yaşananlara gerçekten çok dikkat etmek gerekir.
Bu ayda IMF`ye olan borcun tamamı ödeniyor. İstanbul`a 3. köprü ve yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli havalimanının, canlı yayınla ihalesi yapılıyor. Nükleer santral görüşmeleri başlıyor. Ekonomiye katkısı 100 milyar doları bulan projelere start veriliyor. Bunların neticesinde ülkede çok olumlu bir hava hakim oluyor ve tarihimizin en düşük faiz oranını görüyoruz.
Bu arada PKK sınır dışına çekilmeye başlıyor. Ama yine mayıs ayı içinde önce Reyhanlı saldırısı gerçekleşiyor ve arkasından Gezi olayları başlıyor. Neticede Türkiye`nin yakaladığı bu güven iklimi berheva ediliyor. Sonra da PKK çekilmeyi durdurduğunu açıklıyor. Türkiye yılmıyor ve yoluna devam ediyor. Bütün dünyada ekonomik büyüme sıfıra yaklaşmışken Aralık 2013`te dört dörtlük büyüme (4.4) açıklanıyor. Sayın Erdoğan`ın dirayetli duruşu ve siyasi öngörüsü ülkenin kısa zamanda bu kadar ağır saldırılara karşı durup yeniden toparlanmasını sağlıyor. Ama bunun üzerine 17-25 Aralık darbe girişimleri geldi.
SABAH KAHVALTIDA AĞIRLADI
İçişleri Bakanı Efkan Ala`yı SABAH`taki kahvaltıda SABAH Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, atv Ankara Temsilcisi Mehmet Akarca, SABAH gazetesi Ankara Haber Müdürü Yahya Bostan, SABAH Parlamento Şefi Zübeyde Yalçın ile atv Haber Müdürü Fatih Atik ağırlamıştı...
`` Emperyalistler, devrimleri ve devrimcileri düşman sayarlar. Bu nedenle emperyalistler her ülkede devrimcilerle işbirliği halinde isyanlar çıkartıp ülke düzenlerini kendi çıkarlarına uyumlu hale getirmeye çalışırlar. Cumhuriyet devrimlerine başkaldıranları emperyalistler destekliyorlardı. Günümüzde de `Turuncu Devrimler` ve `Arap Baharı`nın arkasında `Küresel Çete`nin parmağı var&8230; İslam coğrafyasına ve dinine yönelik tarihin yaşadığı en büyük `karşıdevrim operasyonu`, ABD`nin çıkarına uygun olabilir. Ancak bazı bahanelerin ardına sığınarak bu `küresel hıyanete` ortak olup, Atatürk Cumhuriyeti`ne saldırmak İslam`la bağdaşmaz...
Ama işbirlikçiler bir yana, hâlâ ABD`nin Irak işgaline katkı vermediğimizden yakınan NATO`cu eski genelkurmay başkanları var.
VE... Demokrat Parti (DP) iktidarı, 1958 yılında `Lübnan İç Savaşı`nda Müslümanlara değil Hıristiyanlara silah ve cephane yardımı yapıyordu. Günümüzde de süregelen `Haçlı Savaşları`na Libya`da destek olan tek İslam ülkesi ne yazık ki Türkiye`dir ``...
Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yuvalanmış FETÖ`cü subay ve generaller tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişimini halk, büyük bir kahramanlık örneği göstererek engelledi. Askerî darbe, bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koyması. Hükûmetlerin, ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası, cuntacılar tarafından askeri darbelerin başlıca sebebi olarak gösterilir.[1] Zaman zaman ordu tarafından hükûmetlere verilen muhtıralar da darbe benzeri sonuçlar doğurabilir.
Darbeciler genellikle ordunun yapacakları eyleme karşı tarafsız kalmasını fırsat bilerek iktidarı ele geçirerek, lideri devirir; radyo, TV gibi iletişim kanallarını işgal ederek hükûmet daireleri üzerinde otorite kurar; elektrik santralleri gibi temel altyapı tesislerini ve birçok kurumu kontrol altına alır.
Devrimi ve karşı devrimi yaşayan, biriyim. ülkemin `babalar gibi satılmasına` defalarca tanık oldum 1960-1971 ve 1980 leri bizzat yaşadım. bedelini tutuklanmalar, işkenceler ve hapishanelerle ödedik. Hatta TCK. nın meşhur 450.siyle yargılandık. As as dediler astım diyen bir soysuzun eline düşen vatanımda gençliğim idamlarla susturuldu. Göz yaşlarım bu topraklara vatan mücadelem için aktı.
Yani Türkiyenin üstüne oynanan siyonist oyunlar hiç bitmedi bitirilemiyor.
TERÖRÜ BİTİRECEK TEK YOL!
Yakalanan alçakları cezaevlerinde beslemek ihanetin kamufle edimiş şeklidir. Vatana ihanetse derhal kurşuna dizecek yok edeceksin. Eğer masal anlatmaya devam ederseniz bu ülkede göz yaşı asla bitmeyecektir.
VE... HALEN AKMAYA DEVAM EDİYOR...
15 Temmuz,lar hiçmi bitmeyecek?
FETO`NUN DEVLETİ ELE GEÇİRME, İHANET PROJESİ
Sahte Müslüman Hristiyan aleminin tescilli uşağı zürriyetsiz FETO ve Onun sevk ve idaresindeki Terör Örgütü,nün asil ve nihai hedefi, devleti ele geçirmekti.
HEDEF ve PRENSİPLERİ...
Siyasi iktidarı kullanmak suretiyle devletin kurumlarına sızmak, devleti ele geçirmek için daha kolay ve en kısa yol olduğu görüşünden hareket edildi.
Onlar için siyasi fikirlerin önemi yoktu.
Asil olan her kesimle gizli ilişkiler kurup partilerin önemli karar mercilerine kadar girebilmekti.
En önemli sermaye ise basın gücü ve yetişen eğitimli kadrolarıydı.
Onun için bazı siyasi partilere açık destek verilirken bazılarıyla gizli bağlantılar sürdürüldü.
Devleti ele geçirme zamana yayılarak aşamalı hedefler benimsenmiş.
Birinci aşama,
``Kendini gizleyerek devlet kurumlarına sızmak.
Devleti ele geçirmede ilk basamak olarak devlet kurumlarına önce sızmak sonra bulunulan mevkilerde en yükseğe doğru ilerlemek.
İkinci aşama:
Güç olma ve devlet kurumlarında kadrolaşma.
Örgütün yardımıyla devlet kadrolarına yerleşenler oralara örgüt imamlarının tavsiyesiyle yeni elemanlar aldırarak o makamlarda kadrolaşmak.
Zira her yıl okullarda verilen mezunlarla bu sayı arttıkça artıyordu.
Devlet kurumlarına sızmasına imkan bulmak amacıyla iktidar partisi veya partileriyle işbirliği yapılırken muhalefet cephesiyle de ilişkileri sıcak tutarak gelebilecek itiraz ve tepkiler önlendi.
Bu sızma ve kadrolaşmada gizlilik ile davaya bağlılık temel esastı.
Aynı örgütün emrinde oldukları halde hiç görüşmeyen ve birbiri ile tanışmayan çok sayıda eleman bulunuyordu.
Eş ve en yakın aile bireyleri bu yapılanmadan haberdar olmayacaktı.
Katil Feto`dan PARALEL YAPIYA GİZLİ İHANETİN KAMUFLAJ TAVSİYELERİ...
DİNSİZLER Örgütünün iffetsiz lideri Feto`nun kahpelik emrini dikkatla okuyun...
EMİR..... ``Eşlerinizin başlarını açın. Dava için bunu yapın günah değildir. Kendinizi gizleyin ve ailelerinizle çok yakın olmayın. diye emir verdi...
Kendinizi gizlemek için bana ağzınız dolusu küfürler yapın ki size inansınlar.
EMİR.... Kendinizi gizlemek ve bulunduğunuz makamda güç olmak adına, en zirveye doğru ilerlemek asli göreviniz olmalı.
EMİR. Şeklen ve ruhen bizim dışımızda olduğunuzu gösteren bir duruş içinde, onların kabulleneceği bir kimliğe girin.
EMİR... Onların haberi olmadan damarlarına girip amboli olup beyinlerini işgal etmeyi hedefleyin....
EMİR.. İstenen güce erişinceye kadar sabır ve kararlılıkla mücadele büyük bir gizlilik içinde sürdürülmeli.
EMİR... Anne ve babanız ile biyolojik bağınız nedeniyle onları ve aile fertlerinizi ihmal etmeden ama dava adına bazı konuların onlarla dahi paylaşılmamasını hiç hatırınızdan çıkarmayın.
EMİR... Amirler ve kanunlara karşı sorumluluğunuza harfiyen uyma konusunda şüpheye yol açacak girişimlerden sakınarak bağlı olduğunuz İmamınıza her türlü bilgi ve belgeyi ulaştırmanın davamız bakımından elzem olduğu unutulmayın....´´
Örgüt liderinin bu tavsiye ve emirlerine uyularak bu süreçte TSK, Yargı, Emniyet, İstihbarat ve Eğitim ile Bürokrasi alanlarına büyük bir gizlilik içinde sızmalar belli oranda başarılmış oldu.
Üçüncü aşama: Egemen güçlerle ilişkileri geliştirmek.
Hıristiyan ve Yahudilerle iyi geçinme ve onların nüfuz ettiği dünya siyaset merkezleri ve onların lobileri ile işbirliği kurmak hatta emirlerinde görünüp onlara çalışmak suretiyle güven kazanma örgütün lideri Hrıstiyan uşağı katil Fetonun emriydi.
KATİL FETO, Türkiye`nin en önemli mevkilerine sızmayı başaran elemanlardan oluşan Paralel yapıyı` işleterek devletin mahrem bilgilerini bağlantılı olduğu istihbarat örgütlerine servis etti ve ettirdi.
Zira her kesimin adamı görünmek ve onlarla işbirliği içinde olmak devlete ihanet olsa da dünya genelindeki faaliyetleri korunmak için gelecek adına onlar için gerekliydi.
Türk hükümetini ve devlet kurumlarını Dünyanın en şerefsiz en iffetsiz örgütü DEAŞ (Irak-Şam sahte islam Devleti) ile tüm dünyadaki (İslamcı) olarak tanıtılan terör örgütleri ile ilişkilendirildi. Yani ALLAH diyerek kelle kesen peçeli katillerde FETO HAİNİNİN BİR UZANTISIYDI.
Türkiye`de ona katılan şerefsizler vardı. işte onlar bizim yıllardır içimizde beslediğimiz aldatılan köpeklerdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu terör örgütleri finanse edilip silahlandırıldığı iddiaları dünya basın merkezlerine montaj görüntü ve resimlerle ulaştırıldı. Demişti..
Türkmenlere gönderilen MİT TIR`ları yardım konvoyu onun için örgütün askeri kanadı kullanılarak durduruldu.
DEAŞ`a giden silahlar olarak dünya basınına örgüt tarafından servis edildi.
4. AŞAMA....
TÜRKİYE,Yİ Devleti ele geçirmekti...
Bütün bu aşamalardan sonra ``devleti ele geçirmek´´ için düğmeye basıldı.
SON AŞAMA GELİŞMELERİ
Önce 17-25 Aralık operasyonla Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümeti hedef alındı.
Sonrasında hükümet karşıtı Gezi olayları` başta olmak üzere birçok hukuk dışı eylemlere destek verilerek ülkede kaos çıkartılması istendi.
Seçimlerde hedef, AK Parti iktidarına son vermekti.
Bazı bölgelerde CHP, Güneydoğu başta olmak üzere bazı bölgelerde HDP desteklendi. Bu partinin milletin meclisinde olması kanıma dokunuyor. Onların hepsinin bu milletin sırtından beslenmesi hainliğin ta kendisi değilde nedir. Önce HDP yi yok edeceksin Apo denen alçağı yok edeceksin. Ama sizler besleme yolunu seçtiniz, adaletten bahsedemezsiniz.. Bu vatana bu millete kast edenler YAŞATILMAMALIDIR..
Fakat bütün bu girişimler başarısız kaldı ve FETÖ ülke genelinde çökme noktasına gelmişti.
Bu başarısızlıkların üzerine elde kalan son koz oynandı.
Ordu içindeki bu milleti millet yapan değerlerle barışık olmayan İslam karşıtı ve Erdoğan`ın ülkeyi yönetmesini hazmedemeyen kesimlerle işbirliği yaparak ülkeye ve milli iradeye karşı bir darbe yapmaya kalkışıldı.
Çok şükür, bu ihanet çetesi milletin oluşturduğu duvara tosladı ve parçalandı. Kazanan millet, ülke ve demokrasimiz oldu diye inanmak istiyorum. Bunları temizlemek pek kolay olmayacak..
Kaybeden,
Hıristiyan uşağı sahte Müslüman hoca bozuntusu Fetullah.Gülen denen katil ve onun liderliğindeki FETÖ katilleri, VATAN HAİNLERİ oldu.
VE... NİHAYET...
TÜRKİYEMİN YILLARDIR BURUNLARIMIZI TIRMALAYAN, RUHLARIMIZI KARARTAN İĞRENÇ LAĞIMI TEMİZLENİYOR..
EYY... ŞEREFLİ, YÜREKLİ MİLLETİM..
SORUYORUM?
NEREYE SÜRÜKLENİYORUZ BİLİYORMUSUN?.
22- Ağustos-2016
ALANYA
|
