Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 28.09.2022 12:39:04

ZAMANDA İNSAN HAYATI

ZAMANDA İNSAN HAYATI

KONUYA GİRİŞ: İnsan geçmiş zamanı, şimdiki zamanı ve gelecek zamanı aynı anda düşünüp yaşayabilme özelliğine sahip tek canlıdır.



Bunu istediği şekilde yaşama hakkı da kendisine aittir. Genellikle dün bugünü, bugün yarını, yarın ise geleceği inşa ederek devam ediyor.



Geçmişte yaşadığımız olumlu veya olumsuz bir sürü olaylar yaşıyor anılar ya da acılar biriktirerek yolumuza devam ediyoruz. Olumlu olanlar anı olarak kalırken, olumsuz olanlar ise “dert prangası” olarak geleceğimizi şekillendirmede engel teşkil edebiliyor. Anı olarak biriktirdiğimiz güzel şeylerin gelecekte bizlere sıkıntı yaşatmak gibi bir etkileri yoktur.



Geleceğimizin prangaları olan geçmişin yükleri olumsuz yaşanmışlıklarımız oluyor genellikle.



Yaşanan istenmeyen olay ve deneyimlere tecrübe gözü ile bakıp bunlarla yüzleşememiş olanlar bu geçmişin yükünü geleceğe de taşımak durumunda kalıyor ve o yükün altında geleceğe yürümekte zorluk çekiyorlar. Bu olumsuz, dünümüzü karartan yüklerin, kötü yaşanmışlıkların bugünümüzü ve geleceğimizi karartmasına izin vermemeliyiz. Geçmişin yüklerinin geleceğimizi karartmasını izin vermemek bizim değilse kimin sorumluluğunda olacaktır.



Geleceği Geçmişin Yükünden Kurtarmak ise ayrı bir problemdir. Geçmişin yükünü geçmişte bırakmak için yaşanan her ne ise onu bulunduğu yerden yani geçmişten çıkarıp onunla yüzleşmek, hesaplaşmak, belki de kabullenip ona rağmen yola devam etme iradesini göstermek gerekir. Sloganımız “yüzleş, hesaplaş, bağışla, hayatına devam et” olmalıdır.

İstenmeyen bir çocuk olarak dünyaya gelmiş olduğumuzu farz edelim; bu geçmişte istenmemiş olma duygusu ile nasıl hesaplaşacağız? Ne yapacağız şimdi, dünyaya gelmişiz ve yaşıyoruz, geçmişin bu yüküne rağmen yolumuza sağlıklı bir şekilde devam edip etmeme bizim irademizdedir. Tabi ki gönül ister ki el bebek gül bebek çok istenen bir bebek olarak beklenelim ama öyle değil ise hayat boyu geçmişin bu yükünü, yarasını hayatımızın merkezine koyup istenmeyen bir çocuk olma ezikliği ile mi yaşayacağız? Ya da en saf ve güzel duygularla severek evlendiğimiz sevgilimiz bizi aldatmış olsun, yaşayacağımız duygu hayal kırıklığı olacaktır elbette Ancak geçmişin bu olumsuz deneyiminin geleceğimizi olumsuz etkilemesine izin mi vermememiz gerekir? Terkedilme korkusu ile yüzleşmemiz hayatımıza devam edebilmemizde işimizi kolaylaştıracaktır. Elli kere iş görüşmesine gitmemize rağmen iş kabulü alamadık diye evde oturup işin kapımıza gelmesini ya da ümitsizliğe düşüp işsiz kalmaya razı mı olacağız? Sınava girdik başarısız olduk diyelim gelecek sınavlardan korkup hedeflerimizden vaz mı geçeceğiz?

Geçmişin Yüküne Rağmen Geleceğe Yürümek ise özverinin en büyüğüne bağlıdır.



Sayamayacağımız kadar çeşitte başarısız birçok duygu ve olay yaşamış olabiliriz. Geçmişte yaşananların esiri olmadan geleceğimizin kahramanları olmalıyız. Maddi yaşanan olumsuz deneyimlerin bizi cimri, manen yaşananların ise bizi kalpsiz, karamsar yapmasına izin vermemeliyiz. Geçmiş yüklerimizden kurtulup, yaralarımızı sarma konusunda kararlı olmalıyız. Geçmiş yüklerimizden kurtulmadan geleceğimizi mutlu kılamayız. Yüzleşilmemiş, sarılmayan her yaranın esiri olmak kaçınılmazdır. Hayatı cesur ve kararlı olanlar yaşar, korkaklar bakar. İnsanın kendisi ve kendisini engelleyen, gücünü azaltan, gelecek enerjisini yok eden geçmiş yüklerinden, yaralarından kurtulmak istemesi de kendi iradesindedir. İnsan hataları ve kusurları ile kendini inşa eder. Geçmişteki hatalarımız, tecrübelerimizi ve geleceğe yönelik planlarımız bizim kendimizi inşa için gereken yapı malzemeleridir. Kendimize ne acıyalım ne kızalım. Yaşanmış bitmiş şeyleri geleceğin pusulası yapmadan rasyonel düşünüp karar almalıyız. Kusurlu geçmişimize takılarak kusursuz bir gelecek inşa edemeyiz.



Bizi biz eden hatalarımızdır. Hata ve kusurlu taraflarımıza karşıda acımasız olmamalıyız. Zira iyi, güzel ne kadar özelliğimiz varsa hepsi kusurlarımızın ve tecrübelerimizin eseri olduğunu da unutmamalıyız.

TÜM İNSANLIĞA HAYIR DİLEKLERİMLE

27. 09. 2022.

Alanya


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.