28 ŞUBAT SÜRECİNDE ÜNİVERSİTE TESTİ
28 ŞUBAT SÜRECİNDE ÜNİVERSİTE TESTİ Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
-28 Şubat sürecinde ``Üniversite´´ denen kurum kim tarafından yönetilirdi? ( ) ``Uzman´´ bir hizmetli tarafından ( ) Gölge bir ``Dekan´´ tarafından ( ) Üniversite inşaatlarını yapan ``müteahhitler´´ tarafından ( ) Her üniversitede görevlendirilen bir ``Kurmay Genel Sekreter´´in varlığı herkese yeterdi.
- ``Üniversite´´ denen kurumda ``Rektör´´ denen kişi hangi işleri yapardı? ( ) Senede en az 100 defa yurt dışına çıkar bol bol harcırah alırdı ( ) Kâğıt üzerinde kalitenin sürekli olarak artmasını sağlardı ( ) Sadece ``protokol´´ gereği işleri yapardı. İmzalar yardımcılarca atılabilirdi ( ) Yerini en iyi şekilde `temsil edecek` bir Kurmay Genel Sekreter`i olurdu ( ) ``Kurmay Genel Sekreter´´in kendisine verdiği işleri yapardı
- Üniversite ``Dekan´´ unvanlı kişilerin en önemli özelliği ne idi? ( ) Başında bulundukları Fakültelerinde olup bitenlerden habersiz olmalarıydı ( ) Kendilerinin `görünmeden yönetme` ustaları olmalıydı ( ) Yardımcıları, `görünmez yönetici` olup, kimse tarafından görülmemesiydi ( ) Sekreterli `zavallı ve beceriksiz` insanlardan seçilmeli, Fakülte yerinden götürülse haberi olmamasıydı ( ) Bağlı birim sorumlularının `var`lıkları ile `yok`lukları belli olmamasıydı.
- Fakültelerde Bölümlerin ``Bölüm Başkanları´´ nasıldı? ( ) Haftada bir işyerine gelmeli, bütün işleri yardımcıları yapmalı ve diğer günlerde değişik yerlerde ``iş´´ kovalamalıydı. Resmen imzalanıp gönderilmesi gereken evrak varsa bunlar başkanların imzaları taklit edilerek göndermeliydi. İşin zamanda yapılması (!) önemliydi. Bunu en iyi onlar bilirdi. ( ) Kalite konularında uzman olmalı, her türlü kaliteden (!) anlamalıydı ( ) Bazı Bölüm Başkanları, kendilerine tahsis edilen `şato`larda oturmalıydı ( ) Yaptıklarından Sadece sahte Reis`e değil, `Kurmay Genel Sekreter`e karşı sorumluydu
- Bir kısım ``profesörler´´, kurumlarında görevli oldukları derslere girmezlerse ne olurdu? ( ) Kurmay`ın bilgisi içindeyse, Hiç bir şey olmazdı ( ) Bunlar ücret ve maaşlarını tam olarak almaya devam ederlerdi ( ) İtibarları daha da artar ve mensup oldukları üniversitenin de kalitesi yükselirdi ( ) Kendilerinden hiç kimse hesap sormadığı gibi ``üstün hizmet madalyası´´ da alabilirlerdi ( ) Şayet `Kurmay`ın sevdiği biri değilse, işte o zaman tufandı, soluğu Fizan`da alırdı
-Üniversite denen kurumda kaç ``öğretim türü´´ vardı ? ( ) Örgün Öğretim (1. öğretim ve 2. öğretim) ( ) Yaygın Öğretim (İnternet ve Açık Öğretim) ( ) Yorgun Öğretim ( Yarısı Örgün, yarısı Yaygın Öğretim) ( ) Mahmur Öğretim (24:00 - 08:00 arası yapılan) ( ) Sınıfta kalmak yoktu, nasıl olsa ``Hayat Üniversitesi´´nde okurlardı
- Üniversitelerde ``Öğretim Üyeleri´´ derslerini nasıl yaparlardı? ( ) Evlerinde oturarak, internet üzerinden, interaktif yöntemle ( ) Sınıfta film göstererek ve bilgisayar-projeksiyon cihazı kullanarak ( ) Klasik usulde tebeşir kullanarak, beyaz önlük giyerek, nostaljik bir ortamda ( ) Ders yapılmasalar da olurdu. Öğrenciler nasıl olsa hayatta yaşayarak öğrenirlerdi
- Bazı Bölüm Başkanlarının baskın özelliği ne idi? ( ) Kurmay`ın verdiği talimatları yerine getirmekti ( ) Kendi kitabını, fahiş fiyatla ve öğrenciye zorla satmaktı ( ) Kitap kontrolü yapıp, kendi kitabını almayan öğrencileri sınıfta bırakmaktı ( ) Bölümüne geldiğinde uzaktan onu gören bir yabancı, onun Bölüm Başkanı olduğunu hemen anlamalıydı.
- Üniversitede hangi dersin müfredata alınacağı nasıl belirlenirdi? ( ) Hocanın her hangi bir konuda bir kitabı varsa, o konu bir ``ders´´ olurdu ( ) O ders olmasa bile, o kitap muhakkak `ders kitabı` olurdu ( ) Hocanın kendi ders kitabı yoksa arkadaşlarından birinin bir kitap veya kitapçığı vardır herhalde... ( ) Müfredatın hiç mi hiç önemi yoktu
- Akademik Organlar yetkilerini nasıl kullanırlardı? ( ) Ana Bilim Dalı Başkanı`nın yetkilerini Kurmay kullanırdı ( ) Bölüm Başkanı`nın yetkilerini Kurmay kullanırdı ( ) Fakülte Dekanı`nın yetkilerini Kurmay kullanırdı ( ) Yüksekokul Müdürü`nün yetkilerini Kurmay kullanırdı ( ) İhale Komisyonlarının yetkilerini Kurmay kullanırdı ( ) ``Ivır-zıvır` görevlerin yetkilerini de sahipleri kullanırdı
- Üniversiteye atama veya atanma vasfı olmayanlar nasıl atanırlardı? ( ) Adil (!) olmayan atama yapılmaz (!), adalete (!) uyulurdu ( ) Kimse görmeden ve kimse bilmeden bir de bakılır ki atama yapılmış olurdu ( ) Önce bir yerlere alınır, sonra da ilk fırsatta atama gerçekleştirilirdi ( ) Hiçbir vasfın olması gerekmezdi, atanması gerekiyorsa atanır, olur biterdi ( ) Dili İngilizce olanlar &8216;başarısız` olunca yeniden bir ilâna çıkılır, onun için Almanca Dil Jürisi kurulur, Japonca imtihan yapılır ve aday `başarılı` kılınırdı
- Üniversitelerin kaliteleri kaç `yıldız` olmalıydı? Onlar için en iyisi hangi yıldızdı? ( ) 5 yıldız... Olmasa 4 yıldıza da razı olunurdu ( ) Önemli olan kalitenin `kâğıt üzerinde` artmasıdır, fiilen olmasa da olurdu ( ) Çalışanların kaliteli olması gerekmezdi, `kurum` kaliteli olsun yeterdi ( ) Sanki eskiden &8216;kalite` mi vardı? `Belgesi` mi vardı? `Kalite Ölçüm Şirketleri` mi vardı? Ölünüyor muydu yani? Bunlar da nereden çıkardı ki..
-Olmazdı ya `Bünyede ``İnşaat Mühendisliği´´,``Elektrik Mühendisliği´´ ve ``Makine Mühendisliği´´ Bölümleri olmasına rağmen, Üniversitede yeni yapılan hizmet binalarının kaliteleri nasıldı? ( ) Yapılan binalar ilk 6 ay içinde sıvalarını dökmeye, kalorifer petekleri su akıtmaya başlar ve ilk çürümeler WC kapılarında arzı endam ederdi ( ) İlk altı ay içinde kapılar tutkallı kaplamlardan ayrılmaya ve pencereler su almaya başlardı. WC Sifonları daha çalıştırmadan arızalı olurdu ( ) Asansörler, yapıldığı günden itibaren bozuk olur ve içinde sık sık insanlar kalırdı. Üstelik bunlar pahalıydılar. Tamir edilirler ancak sadece ve sadece `kullanılmadığı takdirde bozulmazlar`dı. ( ) İlk altı ay içinde duvarlar çatlamaya, ampuller patlamaya, kapılar ve kilitler kapanmamaya başlayıp, ciddi problemler arz-ı endam etmeye başlarlardı. - Olmazdı ya, Rektörlük, Üniversiteye ``yeni gelen´´ bir elemanı çok kaliteli bulup, tutuyor. Kendisine lojman tahsis edecek.. Fakat eleman yeni olduğu için lojman tahsis puanları tutmuyor. Bunu sırada olan herkes de biliyor. Bu durumda o kişiye öncelikli lojman nasıl verilirdi? ( ) Bu çok kolaydı.. Minareyi çalan kılıfını hazırlardı. Her zaman kılıf bulunurdu ( ) Lojman tahsis ederse eder, önceliğin kimde olduğunu sanki Kurmay`dan daha iyi bilen mi vardı ki? ( ) Elemana `öncelikli` bir makam-mevki verilir lojmanı da yanında `bonus` olarak takdim edilirdi ( ) Sıra bekleyenlere illâ lojman tahsis etmek gerekmezdi ki..Beklesinler sıralarını` denirdi. Sırası gelenler eğer varsa kalmış lojmanlardan alırlardı
- Üniversite`de en iyi ``yönetici´´ kimdi? ( ) Üniversiteye hiç uğramayan ve üniversiteyi ikinci adres olarak kullanandı ( ) Üniversiteyi kimseye `görünmeden` bir hafiye gibi yönetendi ( ) Hiçbir çalışanın kendisinin `farkında olmadığı` yöneticiydi ( ) Bütün yetkilerini ``görünmeyen´´ birine verip kendisi sembolik olandı
- Üniversitelerde akademik unvanlılar arasındaki ilişkiler nasıldı? ( ) Üniversitede görevli tüm Yardımcı Doçentler eşitti. Bazıları daha eşitti. ( ) Üniversitelere görev yapan tüm Doçentler eşitti. Bazıları daha eşitti. ( ) Üniversitelere görev yapan Profesörler eşitti..Bazıları daha eşitti. ( ) Üniversitelere görev yapan Bölüm Başkanları eşitti.. Bazıları daha eşitti. ( ) Dekanları, Müdürleri, Daire Başkanlarını ve diğerlerini saymaya gerek yok.. ( ) Şekilde görüldüğü gibi her kategoride EŞİTLİK vardı. Daha ne olsundu ki..
- Malûmdur ki hiçbir kurum, ``denetimsiz´´ olmaz. Üniversite Rektörleri de denetim altındaydı. Peki, O`nu kim denetim ve gözetim altında tutardı? ( ) Müstahdemlerden biri çaktırmadan denetleyip rapor ederdi. Günde kaç çay içtiğini bile kayıtlara geçirirdi. `Rektör` kendini `Rektör` sanırdı, ama O`nun haberi olmadan hiçbir icraat yapamazdı. Herkes haddini çok iyi bilirdi! ( ) Yardımcılarından biri çaktırmadan denetleyip üst makamlara rapor ederdi. ( ) Üniversite Kurmay Genel Sekreter`i, denetleyip rapor eder. Günde kaç sigara içtiğini bile kayıtlara geçirir. O`nun haberi olmadan Rektör hiçbir icraat yapamazdı. ( ) Dekanlardan biri çaktırmadan denetleyip rapor ederdi. Günde kaç çay içtiğini bile kayıtlara geçirir. O`nun haberi olmadan Rektör hiçbir icraat yapamazdı. ( ) Binlerce öğrencinin bulunduğu yerde, çeşitli manipülasyonlarla 1 (bir) oy alarak, tüm (!) öğrencileri temsil etmek üzere seçilen Öğrenci Derneği Başkanı, çaktırmadan denetleyip rapor ederdi. Günde kaç bardak çay içtiğini bile kayıtlara geçirirdi. O`nun haberi olmadan Rektör hiçbir icraat yapamazdı. Başında bulunduğu Bölümü yönetmekten aciz bir Bölüm Başkanı, yüzlerce bölümden oluşan bir Üniversiteyi yönetebilir miydi? ( ) Yönetebilirdi. Çünkü birim sayısı arttıkça yönetim kolaylaşırdı. ( ) Yönetebilirdi. Küçük birimler yöneticiye dar gelince, daha büyük birimlerin başına geçmesi gerekirdi. ( ) İllâ yönetmesi gerekir
|