ABD`NİN ASYA OYUNU
ABD`NİN ASYA OYUNU
Türkiye`de türban tartışmaları yaşanadursun dünya büyük bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. Sovyetler Birliği`nin yıkılışından bu yana Orta Asya ve Kafkas ülkeleri için yaşanan ABD-Rusya rekabeti, Obama`nın ABD Başkanı olmasıyla yeni bir döneme girdi. Ancak genel tabloya bakıldığında, işlerin Obama için iyi gittiği söylenemez.
Geçtiğimiz yaz Kırgızistan`da baş gösteren şiddet olayları ABD`nin büyük oyuna son verdiğinin işareti olabilir. Obama yönetimi, Kırgızistan`da neredeyse kontrolün ortadan kalkmasına neden olaylara müdahale etmekte hiç acele etmedi. Bu durum, 2005 senesinde Özbekistan`da yaşanan katliama hemen müdahale eden Washington`un o dönemki tavrıyla taban tabana zıt.
Obama yönetimi Rusya`nın Orta Asya`da bir etki alanı oluşturmasını istemiyor. Ancak Kırgızistan`da yaşananlar Beyaz Saray`ın bu aşılmaz çizgiden geri adım attığına işaret ediyor. Eğer bu trend devam ederse, Washington`un Orta Asya`da Kremlin`e boyun eğmesi, büyük güçlerin birbirlerinin arka bahçesini yavaşça arşınladığı, oldukça riskli bir döneme girmemize neden olabilir.
Ne olduğunu anlayabilmek için, ABD`nin politikalarının 1991`den beri nasıl değişim gösterdiğine bakmakta yarar var. Sovyetler Birliği`nin çöküşünden sonra ABD`nin Orta Asya`da ve Kafkaslardaki yeni sekiz cumhuriyetle nasıl bir ilişki kuracağını gösteren şey, Beyaz Saray`ın Moskova`ya yönelik tavrıydı. Bu, Rusya`nın komünist diktatörlükten serbest piyasa ekonomisine geçeceği evrimi yumuşatmaya söz vermekti.
Batıya bağlanan enerji kolları tehlikede mi? Rusya Federasyonu`nda patlak veren iç savaşların başlamasıyla Kazakistan ve Türkmenistan, Washington`a doğalgaz ve petrol ihracında sıkıntı yaşadığı şikâyetinde bulundu. Azerbaycan`daki hükümetler arka arkaya çökerken, günlük kargaşalarda Rusya`nın parmağı olduğuna dair deliller ortaya çıktı. Bunun üzerine, Clinton yönetiminin dış politika ekibinden bazı isimler, Rusya ile daha mesafeli olunması gerektiğini belirtti.
Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi Sheila Heslin, Washington`un Moskova üzerindeki yaklaşımının, aslında ortadan kaldırmak istediği politikaları cesaretlendirdiğini, Rusya`nın komşularının egemenliğine saygı göstermeye zorlandıkça otoriter yapısını kaybedeceğini belirtti. Yapılması gereken şey Orta Asya ve Kafkaslardaki cumhuriyetleri güçlendirmekti.
Heslin`in bu görüşü destek topladı. Ankara, Washington`ın bu girişimi sonrası birçoğu etnik Türk olan Orta Asya ve Kafkaslardaki ülkeleri, NATO şemsiyesi altına almak amacıyla kucak açtı. Görünüşte El Kaide`yi hedef alan ancak gerçekte Rusya`nın nüfuzuna zarar veren ABD askeri üsleri ise, dönemin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin`ı kızdırdı.
ABD`nin bölgedeki varlığından ve Gürcistan`a silah satışından memnun olmayan Putin, 2008`de Tiflis`le savaşa girerek Washington`a yeni bir sinyal gönderdi. Bush yönetimi, bölgedeki hedefinden vazgeçmezken, Obama yönetimi Büyük Oyun`da geri adım atmaya başladı. Kırgızistan, Rusya ile başlatılan daha sakin bir diyalog ve üst düzey işbirliğinin en son örneği. Dahası, Obama, Polonya ve Çek Cumhuriyeti`ne konuşlandırılacak füze savunma sisteminden ve Gürcistan`a yeni bir silah satışı düşüncesinden vazgeçti
Obama`nın amaçları ise açık: Silah kontrolü anlaşmaları yapmak, Afganistan`da zafer kazanmak ve İran`ın nükleer silahsızlanmasının önüne geçmek. Bu amaçların tümünde Rusya önemli rol oynuyor. Rusya ile ilişkilerin sıfırlanması, savaş uçaklarının Kuzey Kutbu`ndan Kırgızistan`a uçmasına, Afganistan`a Rus askeri helikopterlerinin satılabilmesine ve İran üzerinde daha sıkı bir mali kontrol yapılmasını sağladı.
Dahası, 1990`ların aksine Obama`nın ekibi Orta Asya`da büyük güç rekabetinin modasının geçtiğine inanıyor. Heslin`in politikası, Orta Asya ve Kafkas ülkelerine Moskova`dan bağımsız finansal kanallar sağlamaktı. Alternatif piyasalara ulaşan enerji hatlarının, özellikle de Kafkaslardan Türkiye`ye uzanan Bakü-Ceyhan petrol boru hattının inşa edilmesi bu politikanın kalbini oluşturuyordu.
Başkan Obama, yeni politikasının nihayetinde bir tercih yapmasını gerektirdiğinin farkına varmalı. Büyük Oyun`un önemini azaltarak elde edilen jeopolitik kazançlar önemli ancak ABD`nin ellerini çekme politikasının maliyeti de oldukça yüksek.
Kısaca, sıfırlama politikası önemli bir geri adım oldu. Washington Orta Asya`daki politikalarını yeniden belirleyerek, bölgedeki siyasi ve ekonomik bağımsızlığın, koruyuculuğun ABD`ye kazandırdığı itibarı kaybetti.
Türkiye bu oyunun neresinde dersiniz?
Günün Sözü: Güçlünün yanında ezilmemek için sen de güçlü ol.
|