ADAM SANMAK
ADAM SANMAK Prof. Dr. Salih Şimşek
- Usta be!
- Şu insanoğlunun bakışları ve algıları ne kadar da farklı… Hani derler ya ‘fikri ne ise zikri odur’… Gerçekten tespit doğru... Test edip belgeledim.
- Hayrola?
- Ortaya bir lâf atıyorsun, herkes farklı bir şey söylüyor. Meselâ elimdeki kalemi gösterip de ‘bu nedir?’ desem, herkes ‘kalem’ olduğunu söylüyor da, bir cümle söylediğinizde herkes farklı bir şey söylüyor.
- Nereden icap etti şimdi bu tespit?
- Aklıma geldi ve test ettim. Bir grup arkadaşıma sordum. Dedim ki: Şimdi ben, kalkıp da, "adam sanmıştım" desem, siz kimi anlarsınız?
- Eeee?
- Bakın ne anlamışlar. İçinde benim aklımdan geçen bir kelime bile yok. Demek ki beni ‘gerçekten okuyan ve anlayan’ yok… Soruma verilen cevapların bir kısmını okuyayım da siz de görün.
Peki, oku bakalım.
Okuyorum.
Ama böyle de soru olmaz ki…
Ben öyle sanmamıştım.
Tüm piyonlar ve kuklalar…
David’in vefasız oğlu…
Yıllarca milleti kandıran, bir zamanların otel ‘katil’i, kamuflajlı Kara-papaz…
Ben bilmem ama bildiğim senin ‘sandığın’ kişiyi anlarım.
Benim aklıma ilk gelen Davulcu’nunoğlu…
Yalancı’nın oğlu…
Parlak oğlan…
Kriptolar…
‘Makaryosun torunu’ desem, yanlış olur mu ki?
Yemek yediği kaba pisleyen mahlûkat…
Yola birlikte çıkanlarını, yolda buldukları ile değiştiren, yoldaşlarına ihanet edenler.
Nesebi gayri sahih olanlar…
Bunu herkes tahmin eder: KaMalcı…
Pinokyo…
Siyaset fırsatçılarının hepsi… Siyasi rantçılar, çıkarcılar ve nankörler…
Reis’in ipini çektiği ipsizler…
Adı anılmaya bile değemeyen, insan görünümlü hayvanat…
Tavukçu Bilo ile Sülo…
Üç ata sahip olamadığı halde, ülke yönetimine talip olan zavallı, eli şeyindeki zevat…
Eli işte, gözü oynaşta olan tüm mahlûkat…
Küçük çıkarları için, en yakınlarını bile satan nankörler…
Çok var hocam. Dikenli-dikensiz gül, Alibaba, Kılçıkoğlu, Apla-mapla, Tavukçubaşı, Turpçu… Daha çok da… Saymaya gerek yok… Nasıl olsa hepsi aynı familyadan…
Güdük, Deyvid ile Bilmnenneoğlu… Filanın iti…
Sorma be gardaş! O kadar çok ‘adam zannettiğimiz madam’ var ki! Hangisi acaba?
“Adam’ sandım eşşea” derler bizim oralarda, haşa huzurdan…
Bunu bilmeyecek ne var? Adam olmayanlar…
Toplu olarak söylersek, ‘satılmışlar’ ile ‘nankörler’…
‘Kırmızı Işıkta Bekleyen’ adamı…
“Kraliçe’nin damadı” desem mi ki?
Reis`in elinin altındayken, onu ‘destekler’ görünüp, gizlice SeHePe ile flört yapan kişi…
Çift yönlü kıvıran dansözler…
Tamam Çırak, tamam… Meseleyi anladım.
|