AĞZI BOZMADAN KÜFÜR
AĞZI BOZMADAN KÜFÜR
Prof. Dr. Salih Şimşek
- Usta be!
- Evet?
- Müsait misiniz? Birazcık zamanınız var mı?
- Evet?
- Düşünüyorum da bir türlü cevap bulamıyorum: ağzı bozmadan küfür edilebilir mi?
- Edilir, edilir de kimse duymadan…
- Hayır, hayır… Ağzın ve insanın fıtratına terstir; edilmez, edilmez…
- Yörüklerin bir tabiri vardır: Mızırdanmak. Mırıldanmak anlamına gelir. En iyisi sen mızırdanarak yap, gurban… Küfürün en zayıf hali de böyle mızırdanmaktır.
- Bi dakka bi dakka… Ağız nasıl bozuluyo? Bi söylesen de…
- Yani şu an ‘etmemiş’ mi bulunuyorsunuz?
- Edilir etmesine de tadı çıkmaz, maksat hâsıl olmaz. Eden rahatlayamaz ki…
- İş garanti olsun istiyorsan... Siz en iyisi içinizden edin…
- Benden size tavsiye… İşin garanti olur. Kime edecekseniz, içinizden yüzüne karşı ele düm dük… O zaman eminim ağız bozulmaz.
- Boş yere çıkış yolu arama… Küfür edilmez-edilemez. Küfür insana yakışmaz!
- Tebessüm görüntüsü altında da mı olmaz?
- Şunu da unutmamalısın: Ağzını bozarsan gönlün de bozulur. Ona göre…
- Güzelce, edebine ve adabına uygun yaparsan eğer, o bir konuşma sanatı olur.
- Yapmayın, etmeyin, tutmayın. Yerin kulağı vardır, illâ ki duyan olur. Sonra ayıp olur.
- Benim bildiğim, organikse bozmuyormuş… Yani öyle biliyoruz…
- Eskiden bazıları, ‘ağzında bakla olan’ birilerini yanlarında bulundururlarmış. Sen de yapabilirsin.
- Var ya… Küfür etmeden ağız bozuluyorsa, tersi de olur. Niye olmasın ki? Yani bence...
- Bir de şu var. El, kol hareketleri var ya… Ağız bozmadan onlarla da halledebiliyorsun...
- En garantisi var ya… Birisini vekil edersin, o halleder, maşa varken elle köz tutulmaz.
- Bir ara ben denedim olmuyor... İllâki bozulacak o ağız…
- Edersin abi edersin... ‘Selâm’ der ayrılırsın, onlar da en güzel cevabı almış olur.
- Onu bunu bilmem de… Birileri bir zaman bana, filanı kastederek, ‘ben ona gözlerimle küfrediyorum’ demişti…
- Niyet çok önemli… Onu bozmamaya dikkat edeceksin. Ağzı zaten tamir ederler.
- Anlayana bir bakış, küfürdür; yeri gelir, sevgidir…
- Lisan-ı üslup, lisan-ı münasip ve ilmî siyasetle yaparsan, her biçimde olur efendim.
-Gardaş yaaa? Senin küfürle ne işin olur? Hayret ya… Buna niye lüzum duyuyorsunuz ki? Olayların sahibi olanı, onun da sahibi olana, yani Allah’a havale ediver. O, senden daha güçlü, gerekeni yerine getirir.
- Yapma be gardaş… Gel vaz geç bu uygulamadan… Hayali bile size uyum sağlamıyor. Biz hayırda yarışalım İnşallah! Küfür bizim neyimize?
- Vantrolog kursuna gitmek de bir çözüm olabilir. Kimse çakmaz davayı... Veya kibarca ‘şırdan yin mi gardaş’ diye sorun, olsun bitsin…
- Mesela bazı devletlerde normal olan bizde küfür, bizde normal olan da bazı devletlerde küfür olduğuna göre, yumşak yumşak, kinaye gibi kılıfına uydurulursa… En iyisi küfür edenin ağzı önce kirlenmiş olur, onun için yan etkileri vardır.
- Gardaş ya… Küfür ruhun yelpazesidir. Ben böyle bilirim. Ağzını doldura doldura edeceksin ki rahatlayasın. Vantrolog gibi ağız oynatılmadan karından konuşarak küfür edilmez, edilse de serinletmez ve edeni rahatlatmaz. Yani maksat hâsıl olmaz. Yine de sen bilirsin.
|