AH-VAH ASKERLERİMİZ (3)
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir. (6) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.8.md) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz. ; denilmektedir. AB`ne rağmen ölüm cezasının kaldırılması referanduma sunulsaydı, böylesine bir hukuki düzenlemeye gidilmezdi, diyenlerin sayısı bir hayli fazladır. Diyelim ki, ölüm cezasının kaldırılmasıyla PKK`nın ve yandaşlarının Milleti el-aman dedirten musibetlikleri durmaktan öteye artarak çoğaldı, öyleyse; şimdi, ölüm cezasının kaldırılması veya kaldırılmaması hususu referanduma götürülsün. Gerekiyorsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sözleşmesinden de çekilelim. Hedef, AB mûktesabatı ise Avrupa-Amerika gibi idam-ölüm cezası uygulayanların eşiti hukuki düzenlemeye gidilmesinde isabet- fayda olur, deriz. Enazından canilerin-bölücülerin-Vatan hainlerinin ölüm cezalarının, fiili işledikleri mahalde aleni olarak infazını sağlayacak hukuki düzenlemelere gidilmelidir. Görün, bakalım; o çapulculardan kaçı cesaret gösterebilir, bu zamana kadar yaptıkları yakma-yıkma-öldürme işlerine-fiillerine-eylemlerine ve Türk Devletine-Türk Milletine silâh çekmelerine. 24.12.2009`lu çeşitli basın-yayın organlarının, kamu oyuna intikal eden haberlerine göre; DTP`nin eski üç vekili Mahmur kampına gitmişler, diğer küçük kamplara da gideceklermiş. Şimdi, bu yapılanları; orijinlerine bilgi vermek mi, bundan sonrası için strateji tespiti mi diyelim. Bu konuda çok bilenler-çok ötenler daha iyi bilir, diyelim. Bunların şimdiki adresleri de BDP olmuş ve tabelâlarını, aynı merkez ve ilçe teşkilât binalarına asmışlar. Bizce de,partilerin hükmi şahsiyetleri yerine Anayasa suçu işleyen gerçek kişileri cezalandırılsın, düşüncesinde olmamıza rağmen; DTP vekil ve yandaşlarının yaptıkları fiilleri işleyenlerin partilerinin de kapatılması, yerinde ve isabetli görülmektedir. Bundan sonrasındaki benzeri görüntüler karşısında; kapatılan partilerin (mülken-kiralık olsa dahi) binalarına ve 500 metre civarındaki binalara herhangi bir parti teşkilatı kurulamayacağı ve bayraklarının çekilemeyeceği esası, muhtemel hukuki düzenlemeler de ele alınmalı ve gerekli değerlemelerde bulunulmalıdır. Yine, yukarıdaki haberler çerçevesinde; PKK`nın şehir yapılanmasına dönük KCK (Koma Ciwaken Kurdistan-Kürdistan Topluluklar Birliği)`ya karşı yapılan 8 ilde ve bir çok ilçedeki (bir kısım belediye başkanlarını, eski vekilleri, diğer kimseler ki, toplamı 31 kişi olarak belirtilen ve devamının geleceği belirtilen) operasyonu, geleceğimiz için mutluluk verici ve sevindirici bulduğumuzu da, açıkça belirtmek isteriz. Anlaşıldığı kadarıyla, siyasi otorite ve idari yetkililer; değinilen hainlikleri lokal-nokta-çok dar çevre olarak gördüğünden, değinilen mahiyette zecri tedbir almayı ve hayata geçirmeyi, şimdilik düşünmüyor-görmüyor ve ele almak istemiyor,görüntüsünü sergiliyor, adeta. Bizim insanlarımız; akıllıdır-sabırlıdır (Elle gelen düğün bayram, havasında olabilme hoşgörüsünün de bir sabır sınırı-noktası olabileceği, gözden uzak tutulmamalıdır.) amma, yeri gelince Benim anam ağlayıncaya kadar senin anan ağlasın. demesini çok iyi bilir. Öyle bir hususun ise tezahür etmesini asla istemeyiz. Devletimize-Milletimize, Emniyet Güçlerimize-TSK`lerimize, Adalet mensuplarımıza (hakimler-savcılar), hukukun bir unsuru olan sağduyu sahibi avukatlarımıza yürekten inanıyor ve bu musibetliklerin üstesinden de hukuk yoluyla gelineceğine, asla şüphemiz yoktur. Hatırlarsınız; Adana Valisi, PKK`nın sokak hareketlerinde ön safa sürdüğü çocukların, varsa; analarının-babalarının yeşil kartları iptal edilecek, SYDF (Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu)`dan yapılan yardımları kesilecek, demişti de; yer yerinden oynamış, söyleyeni de; söylediğine pişman etmişlerdi. Bizce, Vali, doğruyu söylemişti. Bunlardan öteye, sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları emeklilik maaşları ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların-görev yapanların (tayin edilenler, çalıştırılanlar, iş ve hizmet taahhüdünde bulunanlar, seçilenler) da derhal iş akitleri iptal edilmeli veya ihraçları cihetine gidilmelidir. Belirtilen manadaki uygulamaya imkân verecek her türlü hukuki düzenlemeye; siyasi-idari otoritelerce uygun görülmesi halinde, derhal gidilmelidir. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE. EZAN DİNMEZ/BAYRAK İNMEZ.- ŞEHİTLER ÖLMEZ/VATAN BÖLÜNMEZ. Bütün bunlara rağmen, bizler; kendini etnik farklılıktan gören hiçbir vatandaşımıza karşı tavır içinde değiliz. Ön yargımız yoktur ve olamaz da. Tamamına yakınıyla; Dinimiz, Kâbe`miz, adlarımız, kültürümüz-örf ve adetlerimiz birdir. Hepimiz biriz-beraberiz-Vatan kardeşiyiz-T.C. Devletinin birbirine karşı Anayasa eşitliği içinde hayat sürdüren saygı değer şerefli insanlarız.Bizim sözlerimiz, bölücü- hain PKK ve yandaşlarıyla, benzeri diğer illegal örgütler ve mensuplarınadır. Ahmet Özdemir
|