Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Nevruz SINACI - (Ziyaretci) 8.02.2010 20:42:53

ALÇAKLIK VE KÜSTAHLIK: `SOY`A DÖNÜŞ` SÜRECİ (3-4)

ALÇAKLIK VE KÜSTAHLIK: ``SOY`A DÖNÜŞ´´ SÜRECİ (3)

Mustafa Nevruz SINACI

Belli bir süre önce Hak ve Özgürlükler Hareketi lideri Ahmet Doğan, rafa kaldırılmış İsim Değiştirme soruşturmasını kastederek insanlığa karşı işlenen suçların zaman aşımına uğramasının mümkün olamayacağını kesin olarak belirtmiş olsa da partisi, seçmenlerine şu konulara açıklık getirmek zorunda kalacaktır:

Miting ve toplantılarda anlattığı masallar ve Lahey Adalet Divanı ile ilgili ileri sürdüğü tehditler dışında Ahmet Doğan neden cinayetlerden, işkencelerden, Türklerin mahkeme kararı olmadan Belene Toplama Kampı`na gönderilmesinden, birçok sülâlenin memleketlerinden sürülmesinden (tehcir) ve asimilasyon uygulamalarından sorumlu kişilerin hukuk önünde hesap vermesi için somut adımlar atmamıştır?

Halk arasında yayılan söylentilere göre Bulgar Sosyalist Partisi ile Hak ve Özgürlükler Hareketi arasındaki Stanişev Kabinesi bünyesinde ortak çalışma anlaşması, eritme politikasına karşı yürütülen soruşturmanın unutulmasından geçmektedir; Ama Ahmet Doğan çevresi, böyle bir anlaşmanın varlığını sürekli olarak reddetmektedir.

Mahkeme çevrelerindeki söylentilere göre ise, bu soruşturma özellikle eski komünist Başbakan Georgi Atanasov yüzünden uzatılmaktadır, çünkü hala hayatta olan tek sanık Georgi Atanasov`dır. Üst düzey bir yetkiliye göre Atanasov`un ölümünden sonra ancak bu soruşturma yeniden ele alınacak ve üzerinde çalışılma yapılacaktır.

Frognews.bg şunları hatırlatmaktadır:

``Soya Dönüş´´ süreci sırasında işlenen suçlarla ilgili hukuki kovuşturma, herkes tarafından bilinen ``Bir No`lu´´ soruşturmasından bölünerek 1990 yılında başlatılmıştır. Bir yıl sonra Askeri Savcılık, Ceza Kanunun 162. maddenin 1. fıkrası uyarınca Todor Jivkov, General Dimitır Stoyanov, Petır Mladenov, Georgi Atanasov ve Penço Kubadinski`ye karşı ``ırk ve din temelinde düşmanlık yayma ve kışkırtıcı faaliyetlerde bulunma´´ suçlamasıyla hukuki inceleme başlatmıştır. Savcılık, 1993`te bu suçlamadan vazgeçmiş ve 387. maddenin 2. fıkrası uyarınca yeni bir suçlama yöneltmiştir. Sözünü ettiğimiz soruşturma, günümüze kadar 10 defadan fazla kapatılmış ve yeniden açılmış, delil yetersizliği nedeniyle reddedilmiş ve Savcılık sistemi içersinde farklı mercilerde bekletilmiştir. Aynı zamanda ``Soya Dönüş´´ süreci soruşturması bölünerek 5 ayrı soruşturma daha oluşturulmuştur. Fakat en büyük yavaşlatma 1995 yılında gerçekleşmiştir. Yüksek Mahkemenin Askeri Heyeti, yeni delillerin toplanması gerekçesiyle soruşturmayı reddetmiştir.

Heyet, 1984-1989 yılları arasında yapılan baskılara maruz kalan tüm mağdurlardan ifade alınması özellikle şart koşmuştur. Buna benzer imkânsız bir isteğin gerçekleştirilmesi pratik olarak mümkün değildir, çünkü tüm dünyaya dağılmış yüzlerce değil, binlerce şahidin buraya çağrılması söz konusu olmaktadır.

Vefatlarından dolayı Todor Jivkov ve Dimitır Stoyanov`a karşı açılan soruşturmalar, 1998 yılında kapatılmıştır. Daha sonra da Georgi Atanasov`a karşı yürütülen cezai soruşturma kaldırılmış, ancak 2001 yılında adı geçen eski Başbakan tekrar sanık olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti`nin yardımıyla şimdiye kadar 312 şahit ifade vermiş ancak 126 kişinin tam adresi belirlenemediği için yetkiler onlardan ifade alamamıştır.

Hak ve Özgürlükler Hareketi`nin isteği üzere 2007 yılının kışında Başsavcı Yardımcısı Valeri Pırvanov, Başsavcılığın bu konudaki görüşünü Meclisin İnsan ve Din Özgürlükleri Komisyonunda açıklamıştır. Ona göre N II-048 sayılı soruşturma, yeterli delil toplandıktan sonra ve kontrolü altında olan Savcının kararına bağlı olarak yenilenebilecektir.

Avrupa Konseyi, bu konuyla ciddi olarak ilgilenmektedir. Mayıs 2006 yılında Hana Severinsen isminde bir temsilcisini Bulgaristan`a göndermiştir. Bayan Hana Severinsen, soruşturmanın bloke edildiği, kimsenin ceza almadığı, kurumların bu konuda herhangi bir faaliyet göstermediği gibi tespitlerde bulunmuştur.



ALÇAKLIK VE KÜSTAHLIK: ``SOY`A DÖNÜŞ´´ SÜRECİ (4)

Mustafa Nevruz SINACI

``Soya Dönüş´´ süreci ile ilgili soruşturmanın bloke edilmesi, Hak ve Özgürlükler Hareketi ile güney komşumuzdaki bazı göçmen derneklerin arasının açılmasını neden olmuştur. Bulgar hukuk sistemi, adaleti yerine getirmeyi reddettikten sonra, bu dernekler, Avrupa kuruluşlarından adalet arama konusunda bazı girişimlerde bulunmuştur. Derneklere göre kampanya sırasında 1300 kişi çok büyük zararlar görmüştür. Belene Toplama Kampı` nda tutulmuş olan 517 kişinin isimleri belirlenmiş ve Resmi Gazetesinde yayımlanmıştır. Bu kişiler üzerlerinde baskılar uygulandığı resmi olarak kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra mahkemeler tarafından cezalandırılmış siyasi mahkûmların isimleri belirlenmiştir. Üstelik Resmi Gazetede 1313 Sayılı Karar yayımlanmıştır. Bu Karara göre ``Soya Dönüş´´ kampanyasını uygulayan yaklaşık 200 kişi ``üstün başarılarından dolayı´´ Bulgar Komünist Partisi ve Todor Jivkov tarafından resmi olarak devlet ödülüyle ödüllendirilmiştir. Suç işleyen, yetkilerini aşan, işkence için emirler veren İçişleri Bakanlığı ve Bulgar Komünist Partisi çalışanların isimleri, ülkenin çeşitli bölgenin ve Bulgar Komünist Partisinin arşiv belgelerde yer almaktadır.

GERB Partisi Hükümeti açısından yeni yıl pek çok sürprizle başladı, ancak Boyko Borisov`un Türkiye`ye yapacağı muhtemelen 7 Şubat tarihli ziyareti, kendisine başka bir sürpriz hazırlamış olma ihtimali vardır. Bu sürpriz, Bulgar Milli Televizyonunda yayımlanan Türkçe haber programına karşı diş gıcırdatmasından ve Trakya göçmenlerine tazminat ödenmesiyle ilgili Bojidar Dimitrov`un sevdasından çok daha ciddi olacak; Komşularımız ve göçmenler, bu zavallı ``Soya Dönüş´´ soruşturmasını olduğu gibi NATO ve AB üyesi olan bir ülkenin adaleti yerine getirmemesinin sebebini mutlaka soracaktır.´´ (4)

SON SÖZ: Mezkür soruşturmaya verilen ad ve/veya anılış biçimi ne kadar anlamlı, kurnazca, sinsice ve kinayeli, dikkat ediyor musunuz? Tıpkı ``Ümraniye soruşturmasına´´ Ergenekon adının takıştırılması ve yakıştırılması gibi!.. ``Soy`a dönüş süreci´´!.. Güya, işkence, zulüm, tehcir ve soykırım faili ``dönmeler´´ asil; Türklüğünün şeref ve şanını asaletle koruyan ve yükselten asıl/gerçek/soy asli-ana unsur asimile!.. AB ve dünyayı kandırmak için ustaca uydukları yalan, iftira ve aldatmacaya bakın!.. Sanki adını (ve dinini) değiştiren aslına rücu edecekmiş!.. Öyle mi?... İşte; Başta Bulgarlar olmak üzere, Rum (Romalı Hıristiyan Türkler) ile diğer Balkan yerleşiklerinin tarihi fobi ve yaman çelişkisi bu. Asaleten Türk olduğunu bilmek, bunun farkında olmak ve fakat ``kaybettikleri değerler; insanca ve İslâm`ca yaşam biçimini terk´´ yüzünden amansız bir hayıflanmanın görüntüsü bu!...

UYAN TÜRKİYE!.. : Burada açıklananlar; Gerçekten yaşananlar ve halen, her şeye rağmen alçakça, kalleşçe ve küstahça yapılan uygulamalar yanında hiç kalır. Örneğin: Çifte vatandaşlık, mütekabiliyet hakları, ikili antlaşmalar ve AB üyeliğine rağmen halen süren ``parçalanmış aileler´´, ``sosyal haklar´´, ``sabit kıymet ve gayrimenkul transferi´´, ``müktesep hak iadeleri´´ ve nihayet değişen isimler nedeniyle yaşanan büyük ıstırap, çile, eziyet, adım başı zulüm ve hukuki riyakârlıklar. İşte bu vesileyle ``duymak ve bilmek isteriz´´ TC Dışişleri Bakanlığı`nın asli görevi bu ve benzer sorunları, Türk vatandaşları lehine çözümlemek ve sorunları önlemek değil mi?!..

(1) Baki Dökme, 4.1.2010 bakidokme@hotmail.com www.iyidersler.8m.com

(2) Bilindiği gibi Dış Bulgarlar`dan sorumlu Devlet Bakanı Bojidar Dimitrov, Balkan Savaşları sırasında (1912-1913) Trakya`dan Bulgaristan`a göç eden Bulgarlar için Türkiye`den 20 milyar dolarlık tazminat ödenmesi istemesiyle (Aralık-2009) ciddi bir diplomatik sorun yaratmıştı.

(3) Bulgaristan`da en yoğun olarak 1984-1985`te gerçekleştirilen zorunlu asimilasyon çerçevesinde Türklerin isimlerinin Bulgar adlarıyla değiştirilmesi kampanyası dönemin Bulgar yetkilileri tarafından ``Soya Dönüş Süreci´´ olarak adlandırmıştır. Öne sürülen asılsız iddialara göre Bulgaristan`da yaşayan Türk ve Müslümanlar, Türk asıllı değil, zorla Türkleştirilmiş Bulgarlardır (yani Slavlardır). Kendilerinin uyguladığı zorunlu asimilasyonu haklı çıkartmak için bu yola başvurulmuştur.

(4) Bulgarca`dan çeviren Doç. Dr. Zeynep ZAFER


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.