ALEVİ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ ACABA İNTİHAL Mİ?(3)
6 Ocak 2008 tarihinde yazmış olduğumuz ``Bektaşi Vari Temellerden Birisi ve Tekke Köyü Alevi Enstitüsü´´ başlıklı yazımızda ise şunları söylemişiz:
Habere göre; Abdal Musa Vakfı, Alevilik`te dinsel hiyerarşinin başında bulunan dedelerinin ;soydan gelme` geleneğini sona erdirmeyi hedefleyen bir proje hazırlayarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`e sunmuş bulunmaktadır. Gül`ün incelemeye aldığı projeye göre Alevi dedeleri için bir enstitü kurulacak, dedeler bu enstitüde sınavla belirlenecek. Antalya`nın Elmalı ilçesi Tekke Köyü`nde kurulması düşünülen ;Alevi Enstitüsü`nün Akdeniz Üniversitesi`ne bağlı olarak hizmet vermesi de planlanıyormuş. Habere göre; akademisyenlerin ders vereceği enstitüde, Alevi din adamı olmak isteyen gençler öğrenim görecek, Aleviliğin kökeni, tarihsel gelişimi, Türkiye`de ve dünyada Alevilik, Aleviliğin kolları, Alevi ve İslamiyet, dedelik makamı gibi konularda eğitileceklermiş...
Ülkemizin birliği ve milletimizin dirliği açısından bundan daha güzel bir haber olabilir mi? Alevi vatandaşlarımızın dede adı altında faaliyette bulunan bir takım cahil cühela adamların telkin ve bilgilendirmesi yerine, bu işi bilimsel bazda öğrenmiş insanlar tarafından bilgilendirilmesinden daha makul ve mantıklı ne olabilir ki. Bugün en küçük köy ve mezra imamlarını bile İlahiyat Fakültesi`ni veya İlahiyat Meslek Yüksek okulunu bitirmiş ve KPS sınavında, belirlenen puanı tutturmuş adaylar arasından seçme aşamasına gelmiş bir ülkede, ilkokul mezunu bile olmayan dedelerin, üniversite mezunu alevi vatandaşlarımıza ayin ve zikir yaptırmaları, telkin ve tavsiyelerde bulunmaları asla makul karşılanamaz. Tıpkı, okumuş, yazmış ve aydın sayılabilecek Sünni vatandaşlarımızın, şeyh ve meşâyih adı altında kerameti kendinden menkul bazı cahil cühelâ din adamlarından telkin ve tavsiye almalarının makul ve mantıklı karşılanamayacağı gibi...´´(8).
Bütün bunlardan sonra kısaca özetlemek gerekirse; Alevilikte çok önemli bir kurum olan dedeler, soya da dayansalar mutlaka eğitimli olmalıdırlar. Yani üç beş Alevi adap ve erkânını öğrenen ve bağlama çalıp semah okuyan herkes dede olamamalıdır. Bu tür insanlar dedeyim diye ortaya çıkıp sağda solda dolaşmamalıdır. Dedelerin eğitimi için İmam-Hatip liselerinde bölümler açılamasa bile en azından İlahiyat Fakülteleri`nde bölümler ve kürsüler mutlaka kurulmalıdır. Ya da bu maksatla Alevi vatandaşlarımızca kurulması düşünülen ``Araştırma Enstitüsü´´ benzeri kurumlar devletçe mutlaka desteklenmelidir.
5 Şubat 2010
Ömer Sağlam
_____________
1-http://www.haberbu.com/yazar/Evet-Cem-Evleri-Ibadethanedir/2866
2- Örn. bkz. http://www.haberakademi.net/default.asp?inc=makaleoku&hid=10615
3- bkz. http://www.turkishforum.com.tr/tr/content/2010/01/29/alevilikte-dedeler-ve-ilginc-bir-dede-portresi/
4- http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSayilar&Goster=Yazi&YaziNo=365
5- Aynı kaynak.
6- ``Dede´´ ve ``Dedelik´´ kurumu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Ömer Sağlam, ``Alevilikte Dedeler ve İlginç Bir Dede Portresi´´ başlıklı makalesi, (3 nolu dipnottaki link).
7- bkz. http://www.haberakademi.net/default.asp?inc=makaleoku&hid=5616
8- bkz. http://www.haberakademi.net/default.asp?inc=makaleoku&hid=5968
|