Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet ÖZDEMİR - (Ziyaretci) 25.05.2010 21:50:06

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE SONRASI GELİŞMELER (1)

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
VE SONRASI GELİŞMELER

Ahmet ÖZDEMİR
Maliyeci-İktisatçı
aozdemir2007@hotmail.com




Geçmişten bu yana ve bilhassa 1840 yıllarından itibaren, Anayasa özlemi-beklentisi ve memleketin bütün meselelerinin belirtilen düzenlemeye paralel olarak bertaraf edileceği, söylendi-iddia edildi-ileri sürüldü ve bu yöndeki gelişmelere-hukuki düzenlemelere ümit bağlandı..
Ne yazık ki, gerek Osmanlı ve gerekse Cumhuriyet döneminde ihdas edilen Anayasa ve sonrasındaki yeni Anayasalar ve değişiklikleriyle, vatandaş nezdinde beklenen-özlenen tatmin sağlanamadı. Başka bir ifadeyle; iktisadi-siyasi-askeri güç ve kuvvet artmadı. Tam istihdam sağlanamadı. Herkesin kapısına günlük nevaleleri ve satın alma gücünü sağlayan muayyen miktardaki para ve/veya nakdi-ayni değerler-varlıklar-emtia, her sabah bırakılamadı. Kişilerin; eğitim-sağlık-gezip tozma ihtiyacı meccanen-bedava ve karşılıksız olarak sağlanamadı. Yurttaşların bağımlı-bağımsız-ziraat-serbest meslek-ticaret/sanat-ziraat, ihracat-ithalât &8230;faaliyetlerinden ötürür beklenen gelir fert veya toplum baz`ında, gayri safi milli gelir şeklinde sağlanamadı. Bütün bunlara rağmen ve gayet tabii bir biçimde; düne ve geçen zamanlara nazaran her sahada önemli gelişmeler olmuştur. Her insan; bütün bunları fiziki hayatları itibariyle ve maddi gözleriyle görür-duyar-hisseder olmuşlardır. İlk-orta-yeni çağ itibariyle ve Anayasasız dönemlerde ve zamanlarda da; her memleket ve yer yüzündeki insanlar bakımından tekâmül ve gelişme olmuştur.
En son yapılan Anayasa değişikliği münasebetiyle ekranlı basından izlediğimiz bir kısım hukukçular, eski kürsü sahibi adalet mensuplarından bazıları tarafından, şu Anayasayı bir yıllığına bütünüyle bir kaldıralım ve görelim; Devletin-Milletin işi bugünkünden daha mı kötü olacak, görüşünde ve iddiasında bulunuldu.
Elbette, bütün devletlerin ve bu meyanda bizim Devletimizin ve Milletimizin de yazılı bir anayasası olmalıdır. Zamanımız ve çağımız bunu gerektirmektedir. Ancak, bilinmelidir ki anayasalar ve değişiklikleri, asla; her sıkıntının-çaresizliğin-hususun ilâcı-devası değildir.
Bütün bunlara rağmen, anayasalar ve zaman içindeki değişiklikleri; kişi hak ve mükellefiyetleri &8230; bakımından faydalı ve isabetli olmaktadır.
Son olarak ortaya konulan Anayasa değişiklikleri, bilhassa Ana muhalefetin dan-dink önergeleriyle, sert ve hakarete varan tartışmalarıyla-kavgalarıyla (Herhalde, bundan sonraki milletvekili seçimlerinde, adayların; atletik ve boksör durumları da dikkate alınacak artı unsurlardan olacaktır, deriz.) ve oylamadan bütünüyle kaçınmalarına-çekilmelerine rağmen ve belli sayıda evet oylarıyla 03.03.2010/5955 sayı ile kabul edildi ve muayyen sürede halk oyuna sunulmak üzere 09.03.2010/27516 sayılı Resmi Gazetede yayınlandı. Değişiklik Kanunu` nun 26. maddesinde yer alan Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır. şeklindeki hükmü dikkatlere sunar iken, yapılan değişikliklerin bütünüyle Resmi Gazete` den ve internet ortamından okunmasında ve tetkik edilmesinde fayda olacağını, böylece; ortaya konulan düzenlemelerin ise kavgaya-dövüşe yol açacak ve kabul edilemez mahiyet taşımadığının görüleceğini, belirtmek isteriz. Herkesin takdiri kendisinedir, şüphesiz.
Ana muhalefet CHP`nin başı çektiği yönlenmeyle, sözü edilen değişiklik Kanunu, Anayasa Mahkemesi nezdinde iptal davasına konu edildi. Bu davaya, hemşehrimiz ve eski Başbakanlardan Ahmet Mesut YILMAZ` da imza koyarak destek verdi. Hatırlayalım, son genel seçimlerde ve Rize`den bağımsız milletvekili seçilen YILMAZ; bir Rizeli` nin neler yapacağını, TBMM` de ve bundan sonraki siyasi çalışmalarımda göstereceği, demişti. Gerçekten de, bir şeyler yaptığını gördük. Şöyle ki, yıllarca Genel Başkanlığını yaptığı ANAVATAN Partisinin kapatılmasına ve DYP` ne ilhakına, Anayasa değişikliğinin engellenmesine ve her hal ve takdirde ana diğer muhalefet yanlısı politikalara destek verdi. Böylece, gelecekteki siyasi hayatına artı mı, eksi mi değer katacağı şimdiden belli olmayan politikalar izlemiştir. Halbuki, AKP isteseydi Rize` den ve YILMAZ` lardan kuvvetli bir aday çıkararak Mesut beyin seçimini engelleyebilirdi. Böyle yapılmadı ve dolayısıyla da adı geçen hemşehrimiz, Kerâmeti kendinden menkul misâli, seçilme başarısını zatından gördü, zannederiz. Halbuki, belirtilen yönde kendisine teklif getiren partililerine sayın ERDOĞAN evet dememekle, kendisine önemli imkânlar vermiş ve avantajlar sağlamış, olmaktadır. Tabii, bilene-anlayana; diyelim.
Hatırlanır; son zamanlarda, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanunda yapılan değişiklikle (Kanun No: 07.05.2010/5982), seçime gidilme süresi 120 günden 60 güne indirilmişti.
Yüksek Seçim Kurulu, 13.05.2010/317 sayılı Kararıyla, belirtilen düzenlemeyi seçim mevzuatı meyanında kabul ederek, bir yıl sonra tatbik edilebileceğini ve halk oylamasının 120 gün içinde yapılması gerektiğine ve 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacağına, görüş beyanında-hükmünde bulundu. Nitekim, bahse konu Kararda 1 &8211; Anayasa değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Anayasanın 67. maddesinin son fıkrasında ifade edilen seçim kanunları kapsamında olduğundan, Anayasanın 67. maddesinin son fıkrası hükmü gereği seçim kanunlarındaki değişiklikler yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmayacağından; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında 5982 sayılı Kanunun, Anayasanın 175 ve 3376 Sayılı Kanunun 2. maddesi hükümleri gereği halkoylamasında uygulanacak sürenin 120 gün olmasına ve halkoylamasının 12/9/2010 Pazar günü yapılmasına, &8230;
3 &8211; Karar örneğinin Resmî Gazete`de yayımlanmasına,
13/5/2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. denilmiştir.
Siyasi İktidar, buna; siyasi ve zorlama bir karar, yönünde baktı. Bize göre ve ayrıca da, Anayasa`nın geçici 15. maddesi kaldırılıp 1980 İhtilâlini yapanların yargılanması yolu açılınca; bazılarının 20 yıl ve bazılarının da 30 yıl zaman aşımıyla, yargılamanın ortadan kalkacağı yönündeki tezlerine karşılık, değinilen tarihte yapılacak oylamayla, değişikliğin kabulü halinde; otuz yıllık süre de geçmiş olacağından ilgililerin yargı kapısı açılamayacak ve böylece geçmişi yargılamak uğruna Devletin-Milletin geleceğinin körletilmesine, ihtimalen de olsa, meydan verilmemiş olunacaktır.
Anayasa değişikliğinin yayınından itibaren ortaya çıkan önemli gelişmeler meyanında, Deniz BAYKAL` ın; hakkında iddia-rivayet edilen görüntülü bir macerasına dayalı olarak CHP Genel Başkanlığından istifa etmesi ve bu yönde Tunceli` li Kürt ve Alevi Kemal KILIÇDAROĞLU` nun 22.05.2010 tarihinde yapılan 33. Olağan Kongrede sekiz iptal ve çekimsere karşılık oyların tamamına yakın ekseriyetle Genel Başkan seçilmesidir (Sayın, Dr. Devlet BAHÇELİ` nin, yeni Genel Başkana` a olan iltifatkâr sözleri de calibi dikkat olmalıdır.Ümit edilir ki, belirtilen yorum ve görüşleriyle, ilerisi için kendisini ipotek altına sokmuş olmaz. Hani, bir zamanlar; siyasi rakiplerinden bazıları için, onlar biraz istirahat etmelidirler, demişti de müteakip seçimlerde Parlamento dışında kalmışlardı ya, hatırlansın isteriz.). Sözü edilen Kongrede, Parti Meclisine Baykal` cılar girememiştir. Baykal, halefine Parti Genel Merkezinde devir teslimde bulunmamış, ilgiliyi evinin bahçesinde kabul etmekle yetinmiştir. Hani, bunlar çok mütavaziydi. Hani, bunlar çok demokrattı da tek aday ve tek listeyle nasıl oldu da yarışmasız seçimli kongre yaptılar.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.