Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Nevruz SINACI - (Ziyaretci) 16.07.2010 11:53:54

ATCA, TARİHİ YANILGI İÇİNDE

ATCA, tarihi yanılgı (gaflet, dalalet ve hıyanet) içinde!&8230;
Mustafa Nevruz SINACI
Yurtdışında Yaşayan Kıbrıslı Türkler Birliği (ATCA)`nın; 7 Haziran 2010 tarihli, ``KK TC Cumhurbaşkanı´´ Dr. Derviş Eroğlu`na yazdığı mektubu hayret, ibret ve dehşetle okudum. Mektup açıkça yayınandı, herkeste var. Bu nedenle ayrıntıya girmeye gerek yok.
Amacını: ``halkımızın kendi topraklarında bağımsız, güvenli, demokratik ve çağdaş bir hukuk düzeni içerisinde yaşama kararlılığını barışçıl yollarla tüm dünyaya duyurmak!..´´ biçiminde açıklayan mezkür STK`nın hedefi: &8216;Kıbrıs Türkü için Saygı, Eşitlik ve Tanınma`; müzakerelerdeki tıkanıklıkları gidermek amacıyla gündeme getirilen ve Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme hakkını etkisizleştirme tehlikesi içeren &8216;çapraz oy`, &8216;ortak listeyle seçime girilmesi` ve &8216;tek birey-tek oy` gibi önerilere karşı!...
ÇOK YAMAN BİR ÇELİŞKİ
Ancak; ``kurulacak olan yeni düzen mevcut haklar üzerine inşaa edilmeli; nüfus çoğunluğunu elinde bulunduran toplumun diğer topluma hükmedebileceği veya toplumların hür iradelerinin direk veya dolaylı yollarla sulandırılmasına yol açabilecek belirsiz oluşumlara karşı konulmalıdır´´ temennisi ifade olunduktan sonra&8230;.
``Yönetim ve güç paylaşımı başlığı altında belirsizliğini koruyan diğer bir hayati konu, kurulacak merkezi yönetimin egemenliğinin kaynağı ve bundan doğan hakların kim tarafından, nasıl icra edileceği ile ilgilidir., Olası bir çözüm sonrası oluşturulacak ortaklığın tek uluslararası kimliği olacağını anlayışla karşılamakla birlikte; &8230;&8230;´´
Yukarıda sıraladığımız genel görüşler, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halkları arasında karşılıklı saygıya dayalı, siyasi eşitliği muhafaza edecek ve herkesin haklarının tanınıp garanti altına alınacağı, sürdürebilir bir ortaklığın oluşturulması için gereken asgari koşullardır.´´
İMZALAR: Çetin Ramadan, İngiltere temsilcisi; Kerem Hasan, KKTC temsilcisi; Serkan Hüseyin, Avusturalya temsilcisi; Emcet Taş ABD temsilcisi;
NEDEN..? ``GAFLET, DALALET VE HIYANET´´ !...
Bunlar, 36 yıl önce, 20 Temmuz 1974`de, Kıbrıs Türk halkının topyekün imhası ve ortadan kaldırılmasını önlemek ve yeniden vatan topraklarımıza Türk`ün özgürlük nefesini katmak amacıyla Kıbrıs Barış Harekâtının yapıldığını ne çabuk unutmuşlar? Böylece sağlanan emniyet, huzur, barış ve güvene karşı Rum/Yunan ve yandaşlarının ne tür bir ihanet furyasına kalkıştıklarını; bu nedenle 2. Barış Harekâtının (14 Ağustos 1974) zorunlu hale geldiği!..
20 Temmuz sabahından itibaren Kahraman Mehmetçiklerimiz ve Mücahitlerimizin, o cehennemi sıcağa ve savaşın acımasızlığına karşı vermiş oldukları insanüstü mücadele, iman gücü ve vatan sevgisi her türlü takdirin üzerinde olmasına karşın ne çabuk unutuldu?
Türk Milleti`nin milli davası ve Kıbrıs Türk`ünün, Rumlar tarafından topluca imhasını önlemek için adaya çıkan Mehmetçik`in cesareti, alçak gönüllülüğü, mertliği, millet ve bayrak sevdası, görevine olan sadakati ve tüm değerleri uğruna gözünü kırpmadan feda ettiği kan ve can bedeliyle; yepyeni bir savaş destanına daha imza atmıştı, hatırlayınız..
Bu destanın en yakın tanığı, onunla aynı yiğitliği, aynı iman gücünü, millet ve bayrak sevdasını paylaşan ve yıllarca O Gazi Toprakların türbedarlığını yapan Kahraman Kıbrıs Türk Mücahitleri; Yani ``sizler´´ değil miydiniz..?
BU VESİLEYLE:
Nisyan ile malul olanları şiddetle kınıyoruz.
Öyleyse, ne demek oluyor, ``iki millet tek devlet´´, ``sürdürülebilir bir ortaklık´´..?
Yazıklar olsun bunu telâffuz edenlere, katılanlara ve fitneye katkıda bulunanlara..
Dr. Derviş Eroğlu`nun; her ne pahasına olursa olsun ``Kıbrıs Türk Halkının hür ve demokratik iradesiyle verdiği şerefli görev ve emaneti &8216;Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin´´ tam bağımsızlık, egemenlik ve hükümranlığı yolunda lâyıkı ile kullanacağına yürekten inanmak ve emin olmak istiyoruz. Bu yolda ve uğurda başarılar dileriz.

PARALİZE TOPLUM NE DEMEK?..
Mustafa Nevruz SINACI
Önce, toplumsal anlamda ``paralize olmak ne demek´´ onu bilmek gerek.
Sosyolojik tanım şu: ``toplumsal felç. İnisiyatif kullanamayacak ve kıpırdayamayacak duruma düşmek. Dumura uğramak, abandone ve ambale olmak, bireylerin kendi öz iradelerini kullanamayacak tarzda kilitlenip kalmaları. Sistematik düşmanca telkin, baskı ve tehditler ile birbirini izleyen ihanet, hainlik veya ani travma olayları karşısında toplumun kriz, bunalım ve buhran yaşaması hali´´
Şimdi Türk milletinin haleti ruhiyesi budur. &8216;Ulusu Yozlaştırma ve Ayrıştırma Projesi` ile &8216;Milli Rejim Kemalizm ve Cumhuriyet` isimli makalelerimde açıkladığım üzere; Aslında bu gidişat çok önceden belirlenmişti! Daha 100 yıl önceden, bugün hedeflenmişti!
Yıl 1912. Amerikan başkanı Woodrow Wilson, Türkiye`yi paramparça eden ünlü `Wilson ilkeleri`ne adını veren kişi. Türkiye sınırları içine bir Kürdistan ve bir Ermenistan haritaları çizen ABD Başkanı.. Bakın ne diyor: ``Amerikan kapitalizminin temel hedefi, zayıf ülkelerin hammaddelerini ve ulusal pazarlarını açık birer kapı olarak tutmaktır. Bunun için diplomasi ve gerekirse zor kullanılmalıdır...``
Türkiye Dışişleri Bakanı, işte bu Wilson`ın adıyla anılan ödüle layık görüldü...
Peki; Wilson`ın 100 yıl önceki planı neydi? Petrol coğrafyasına bir Kürt ve bir Ermeni Devleti oturtmak.. O zaman ince ince hesapladıkları, Türkiye`yi bölme ve yutma hayalleri gerçekleşmedi. Kuyruklarını ardlarına kıstırıp, bir daha gelmek üzere gittiler.. Türkler inanılmaz şartlarda yaptıkları savaştan galip çıktılar. Yedi Düvel; buna ağızları köpürerek, `Türk Mucizesi` dediler.. Ardından yepyeni bir ülke kuruldu.
Türkler ulusal kaynaklarına sahip çıkıyorlardı. Ardı ardına fabrikalar açtılar. Uçaklar, Arabalar yaptılar. Madenlerini işlemeye başladılar, Petrol aradılar.. Tarıma yol verdiler, yeni bir yurttaşlık bilinci yarattılar. Ama içerde işi bozulanlar vardı. Onlar kullanıma hazırdı.. Kürt Sait isyanı; Lozan`da Musul meselesi masadayken... Dersim İsyanı, bir ihanet furyası olarak, Hatay için mücadele verilirken tezgâhlandı!.. Batıya hayran, ayran budalaları! 1930`lardan itibaren koyun postlarına bürünmüş `uzmanlar` genç cumhuriyeti ziyaret etmeye başladı..
Her şey yeniden kurulurken, maskeli sırtlanlar Ankara`da boy gösterdi..
Tanzimat kafalı Batıya ayran budalası gibi hayran `aydınlar`, yabancı emeller için uygun arazi şartları sağladı. 1938`de milletin önderi öldü, geride kalanlar hemen Batı`ya koştu! İngiliz ve Fransızlarla üçlü anlaşma imzalandığında, Gazi Paşa`nın ölümünün üzerinden 5 ay geçmemişti. Gazi Paşa`yı `anlamayıp, sadece inananlar`, asıllarına rücu ettiler!
İkinci Paylaşım Savaşı`na kadar `ecnebi uzmanlar`, yurdun tüm açık yaralarına dair raporlarını hazırladılar. 2. Dünya Savaşı ile bir süre ara verdiler. Yalta`da yeni bir düzen kuruldu, artık Avrupa`nın mührünü Amerika aldı. Savaşın sonunda; `yeni dünya` sırtlanları, İsmet İnönü`yü bir sömürge anlaşmasına daha razı ettiler. Marshall yardımı çerçevesinde imzalanan anlaşma, Kurtuluştan 24 yıl sonra Türkiye`yi esir etti. Önce Dünya Bankası ve İMF denetimine girdik. Sonra NATO, bedeli Kore`de kanla ödendi. Üstelik, `Canım Amerika!` diye şarkılar söyledik! Hollywood filmleri seyrettik; Dean Martin, Frank Sinatra dinledik..
1956`da, küresel elitin önde gelen ismi Rockefeller; ABD Başkanı Eisenhower`a: ``Türkler oltada balık! Yeme ihtiyaçları yok!`` diyordu.. Sonra Ortadoğu`daki yüksek idealleri için; işlerine gelen hükümetleri iktidarda tutmak, gelmeyenleri devirmek amacıyla `yardım fonlarının kullanılacağı` karara ağlanıyordu.. 1966`da, NATO haberalma tesislerine kapıyı açtık. Tüm istihbaratımızı ABD`ye devrettik. 1971`de `Büyük Türkiye` hayallerimizin bedelini, birbirimizi kırdırarak ödettiler; ardından bir darbeyle işi bitirdiler! Uslanmayıp, 1974`de Kıbrıs Barış Harekâtı`nı yapınca; ASALA terörünü başımıza bela ettiler! Ama biz yılmadık, müttefikimize daha sıkı sarıldık..
1. MNS, ``Ulusu Yozlaştırma ve Ayrıştırma Projesi´´ ile ``Milli Rejim Kemalizm ve Cumhuriyet´´
2. Banu Avar, Küresel elit, sevr hükümleri karşılığında AKP`ye iktidar koltuğunu verdi!&8207;


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.