Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10725
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (980) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 15.11.2010 10:41:06

BESLENMEMİZDE BÜYÜK TEHLİKE


Nurullah AYDIN
15 kasım 2010

BESLENMEMİZDE BÜYÜK TEHLİKE!

Gelişmekte olan ülkelerin GEN kaynakları nasıl yağmalanıyor sorusu birçok kesim tarafından artık dile getirilmeye başlandı.

On bin yıl önce başlayan tarım devriminden başlayarak bütün kültür bitkilerini çiftçiler ve daha çok da kadınlar geliştirdiler. Ancak yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana önce devletler daha sonra da tohum şirketleri bitki ıslahçılarını hegemonyaları altına alarak çiftçileri bu işlerinden dışladılar. Bunlar gelişme adına yapıldı.

Bitkilerin ıslahı için iki seçenek ortaya çıktı. Şirketlerin kârlarını artırmak için izledikleri yol her şeyi merkezileştirerek, geniş bölgelerde ekilecek, dolayısıyla biyoçeşitliliği yok edecek, patentli veya kendine özgü bir fikri mülkiyet hakları sistemi ile korunmuş tohumlar ıslah etme seçeneğidir. Bu tek gen stratejisidir. Sorunlar, tek bir gen katarak çözülmeye çalışılmaktadır. Geliştirilen bu çeşitler, sulanabilir yerlerde yetiştirilebilen, bazen dekara ana üründe daha fazla verim getirebilen, ancak kimyasal ilaç ve kimyasal gübresiz yetiştirilemeyen çeşitlerdir. Bunlar şirket çeşitleridir. Bunlar insan sağlığına zararlı ürünler verirler.

On bin yıldır çiftçilerin yaptığı geliştirmelere el koyan bu biyo-korsanlar hemen her ülkede çıkarttıkları tohum yasaları ile kendi uygulamalarını yasal, çiftçilerin tohum üretimlerini ise yasa dışı ilan ederek çağımızdaki en büyük zulmün ve baskının uygulayıcıları olmuşlardır.

Diğer ıslah yolu ise yereli temel alan, biyoçeşitliliği koruyan ve geliştiren, biyo-korsanlığa karşı çıkan, çiftçi ve bitki ıslahçısı bilim insanlarının işbirliğini esas alan katılımcı ıslah seçeneğidir. Bu seçenekte bilim insanları ve çiftçiler ıslah çalışmalarını birlikte planlayıp yürütmektedirler. Bu yaklaşımda biyoçeşitlilik esastır.

Çeşitler patentli değildir. Tohum satılabilir, ama çeşit kimsenin malı değildir, mülkiyet hakkı talep etmez. Hastalıklar ve zararlılar, çeşitlerin bir kısmına zarar verebilir. Dirençli bitkiler çoğaltılır. 1985 yılında Filipin`deki pirinç araştırma enstitüsü IRRI`nin yaklaşımına karşı 45 çiftçi kuruluşu ve Filipin Üniversitesi bilim insanları IRRI`nin zararlı çalışmalarının durdurulması ve işbirliği halinde çiftçilerin önderlik ettiği pirinç araştırmalarının başlamasını talep etmişlerdir. (H.Paul ve R.Steinbrecher, Hungry Corporations, 2003, s.119)

Katılımcı ıslah oldukça geçmişe dayanmaktadır. Türkiye`de ıslahçıların çoğunluğu bunun köylerde adaptasyon araştırmaları veya denemeleri olduğunu sanmaktadırlar. Şirket hegemonyasındaki ıslah çalışmaları sık sık başarısızlığa uğramaktadır.

Biyoçeşitliliğin yok olması sonucu çok geniş alanlarda tek bir çeşit yetiştirilmektedir. Şirket ıslahçıları zamanla çöken çeşitleri yenilemeye çalışmaktadırlar. Bazen çeşit başarısız olmaktadır. Yeni çeşit bulununcaya kadar tarım ilaçları uygulaması yapılmaktadır. Bunlar ise doğal dengeyi bozarak sorunları işin içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir. Aşırı ilaç kullanımına tohum firmalarının itirazı olamaz, çünkü çoğu aynı zamanda ilaç firmasıdır.

FAO`ya göre dünyadaki tohum çeşitlerinin 75`i yok olmuştur. Tohum şirketleri yerel tohumları dışlasalar da bunlardan ıslah amacıyla yararlanıyorlar. 1971 yılında Dünya Bankası ve FAO tarafından Rockefeller ve Ford Vakıflarının desteği ile CGIAR (Consultative Group for International Agricultural Research) (Uluslar arası Tarım Araştırmaları Danışma Grubu) oluşturmuşlardır. CGIAR 16 uluslar arası tarımsal araştırma enstitüsünü desteklemektedir. Dünya Bankası, FAO ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) CGIAR`ı ortaklaşa finanse ederler. Türkiye`ye en yakın uluslar arası araştırma enstitüsü Halep`teki ICARDA`dır.

CGIAR`ın görevlerinden biri de dünyadan genleri toplamak ve insanlık için saklamaktır. İsteyen kuruluşlar örnekleri isteyebilmektedir. Genlerin 91`i Asya, Afrika ve Latin Amerika`dan sağlanırken, 15`inden gelişmekte olan ülkeler yararlanmaktadır. Örneklerin 85`i, kuzey ülkelerindeki araştırma enstitülerine veya doğrudan kuzey ülkelerine dağıtılır. ABD; 25`i aşan oranda aldığı gen ile öndedir. Kaynaklar tohum şirketleri tarafından alınmakta ve kullanılmakta, sonra patentlenmektedir.

Çiftçilerin önderliğinde kurulan tohum bankalarının işlevleri bu gen bankalarından büyük ölçüde farklıdır. Filipinlerde kurulan kısa adı MASIPAG olan ``kalkınma için çiftçi-bilim insanı ortaklığı´´ denilen kuruluş katılımcı araştırma yaklaşımını takip eden kurultur.

Türkiye tohum yasası köylülerin tohum ve fide satmasını yasa dışı ilan etmiştir.
Ne zaman ülkemizdeki bazı bilim insanları büyük çok uluslu şirketlerden başkasına çalışmayan uluslar arası kuruluşların izinde gitmeyi bırakabilecek?

Günün SÖZü: Yediğine, içtiğine ve konuştuğuna dikkat eden insan çok az hata yapar.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.