Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10196
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2286) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet ÖZDEMİR - (Ziyaretci) 16.02.2012 08:22:00

BİR DAHA DARBE OLMASIN GAYRETLERİ

BİR DAHA DARBE OLMASIN GAYRETLERİ

Ahmet ÖZDEMİR
Maliyeci-İktisatçı
aozdemir2007@hotmail.com


Her devletin ve milletinin hukuki temel ve sair kanuni düzenlemeleri vardır. Bazı temel kanunlar yazısız olabilmektedir. Bunlar çok istisnadır. İngiliz temel düzenlemesi buna örnektir.
Memleketimiz de, Teşkilâtı Esasiye-Anayasa bakımından çeşitli merhaleler geçirmiştir.
Nihayet, T.C.`nin kuruluşu ve günümüze kadar 1920, 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları belirtilenlerdendir.
Belirtilen anayasaların her biri Devlet kurucusu hakim asker ağırlıklı irade tarafından, 1961 ve 1982 Anayasaları da darbe yapanların hakim iradeleriyle ve şekilde halkoyuna sunulmuş ve kabul edilmiş esprisiyle hayata geçirilmiştir.
Benimde oy kullandığım 1982 Anayasası`nın yüzde 92 nispetindeki evet oylarıyla kabul edildiği ilân edilmiştir.
Oy kullanmayan 8`in tekâbül ettiği kitle de; herhalde hastalık, ikâmet değişikliği, yurtdışına çıkma, kaçak durumda bulunma, öğrencilikten ötürü seçim sandıklarına uzak bölgelerde kalma &8230; sebepleriyle rey kullanamamış veya iptali gerektirecek yönde irade ortaya koymuş veya hayır diyenlere inhisar etmektedir.
Meselenin bir başka tarafı da, 92 evet oyu verilmiş ise; bugünkü Meclis içi-dışı siyasetçilerin neredeyse tamamı, o zamanki kuşaklar itibariyle evet yönünde rey kullanmışlardır.
Günümüzde, birçok maddeleri değişikliğe uğramış olmasına rağmen, belirtilen darbe Anayasası`nın sivil irade tarafından değiştirilme çalışmaları ve gayretleri kendisini göstermektedir. Bunun için geniş çerçeveli bir konsensüs-mutabakat sağlanmak istenmektedir. Belirtilen yöndeki gelişmeler, gerçekten sevindiricidir. Amma, hiç de kolay bir tarafının olamayacağı, T.B.M.M.`deki parti gruplarından ve Meclis dışı klikleşen siyaset-dernek-vakıf kuruluşlarından, ilim-bilim adamlarından veya öyle gözükenlerden, üniversite sonrası veya emekliliğe dayalı ilgisizlikten dolayı hukukla alakası kalmamışlardan ben hukukçuyum diyerek ahkâm kesenlerden &8230; anlaşılmaktadır.
Bu zamana kadar yapılan 1960 ve 1980 askeri darbelerini, 28 Şubat muhtıralarını &8230; fiziki hayatımız itibariyle gördük ve yaşadık.
Belirtilen askeri müdahalelere; önceleri örf-i idare denilir iken, örf-i idare temel ise demokrasi-cumhuriyet idaresi yersiz olmaz mı?, görüşü karşısında belirtilen ifadeden vaz geçilmiş ve yerine ihtilâl-darbe-olağanüstü hal &8230; gibi tabirler yerleştirilmiştir.
Nitekim, darbeler-ihtilâller sonrası; bir veya birkaç gün sokağa çıkma yasağı, üç ve daha fazla kimselerin bir arada gezinti yapmalarına izin verilmemesi, günün muayyen saatlerinde ve gece vakitlerinde evlere-kapalı mekânlara kapanılması, hayatın vahametine ve olağanüstü halin ne demek olduğuna açık karine olsa gerektir.
Hatırlanır, bir zamanlar; merkezi Diyarbakır olmak üzere, bir kısım valiliklerden müteşekkil olağanüstü hal valiliği (OHAL) kurulmuş ve belli bir süre uygulamada kalmıştı.
Olağanüstü hal: Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun olağanüstü hal ilânı kararı ile yürürlüğe giren sebebe bağlı bir yürütmedir-muamele olup Yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde ve süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edilebilir.

Olağanüstü halin ilânı sebepleri:
- tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım halleri,
- Anayasa ile kurulmuş olan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya ilişkin yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması tehlikesinin had safhaya ulaşması halleridir.
Olağanüstü hal düzenlemeleri bakımından, Anayasanın 119 ile 122. maddelerine bakılmasında fayda görülmektedir.
Son zamanlarda, bir daha darbeler olmasın düşüncesiyle bir taraftan sil baştan yeni bir anayasa yapılmak istenir iken, diğer taraftan da Genelkurmay Başkanının M.S.B.`na bağlanması (07.11.982/2709 sayılı T.C. Anayasasının 117. maddesinde; Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi varlığından ayrılmaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur, hükmüne nazaran; Genelkurmay Başkanlığı doğrudan Cumhurbaşkanına veya TBMM Başkanına bağlanmalıdır, denilse; buna ne cevap verilir dersiniz?), askeri mahkemelerin ve üst yargısının görev sahasının daraltılması, sivil adli yargının aktif-pasif (muvazzaf-emekli) geniş çerçeveli askerleri kovuşturması-yargılaması, gerektiğinde başka bir ders ve konusuna dahil edilmek üzere askerlik derslerinin orta öğretimden (lise ve dengi) kaldırılması, asker sevkıyatı bakımından görev yapan askerlik meclislerinin kaldırılması, askerlik yoklamalarının bertaraf edilmesi (nüfusa dayalı ikâmet takibi ile gayenin hasıl olacağı gerekçesiyle), TMMM Muhafız Taburunun kaldırılması gibi hususların temelinde de, bir daha darbeler-siyasi idamlar-zindanlar-işkenceler-yasaklamalar olmasın gayretleri yatmaktadır, herhalde. Bu meyanda, Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu`nun (0401.1961/211 sayılı, RG: 10.01.1961/10703) 35. maddesindeki Silâhlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır. hükmün de kaldırılmak istendiği, geçmişteki basın haberlerinden hatırlansa gerektir.
Olağanüstü hal tabiri, darbeler sözcüğünden de olması itibariyle, bu kelimenin yerine başka bir ifade kullanılamaz mı?, deriz (Hatırlanır, eskiden; emniyet güçlerince sorgulamaya götürülenlere tutuklu derlerdi, günümüzde ise gözetim altına alınma deniliyor. Yine, önceleri, sorgulamaya ilişkin raporlara fezleke denilir iken, şimdi; ön rapor deniliyor. Söz buraya gelmiş iken, adli usül kanunlarında yer alan şüpheli (hakkında iddiada bulunulan&8230;) kelimesinin yerine yenisinin ihdası, çete kelimesinin yerine daha esnek bir tabire yer verilmesi uygun olabilir, deriz. Çete, yol kesen, adam kaçıran, çalan-çarpan-öldüren-Devleti bölmek isteyen&8230; kişiler için kullanılsın, isteriz.
Bu tabirin (Olağanüstü hal) yer aldığı bir düzenlemede, RG`nin 29.09.2011/28069 sayısında yer alan ve ayni addaki eski Yönetmeliği/RG: 14.07.1984/18458 kaldırarak yürürlüğe giren Gülhane Askeri Tıp Akademisi Yönetmeliğinin 1/a maddesinde a) Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve bağlı birimlerinin ve organlarının; barışta, olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerindeki görev, işleyiş, yetki ve sorumluluklarını, &8230; geçmektedir.
RG`nin 26.01.2012/28185 sayısında yayınlanan 17.01.2012/6270 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun meyanında emekli milletvekillerinin maaşları yeni bir düzenlemeye kavuşturulur iken, 1961 İhtilâlinden sonra kurulan Temsilciler Meclisi ile 1980 Darbesini müteakip teşkil edilen Danışma Meclisi üyelerine de benzeri hakların sağlandığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen üyeler, seçimle değil, tayinle görev yapan kimselerdir. İhtilâllere-Darbelere alkış tutmuş ve Milli Birlik-Konsey üyelerinin davetine koşarak icap etmişlerdir.
Mademki, bir daha darbe olmasın görüşüyle bazı hukuki düzenlemelere gidilmektedir.
Öyleyse, belirtilen atanmış kimselere; ilâve haklar verilmek yerine maaşlarının dondurulması cihetine gidilseydi, daha isabetli olurdu, şüphesiz.
Görülüyor ki, halisane yapılan gayretlerle; yürütmeler, bazen ahenk sağlamıyor,
Olabilmektedir. Ne diyebiliriz ki?


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.