BİR ÖZ-ELEŞTİRİ YA DA İÇ-MUHASEBE
BİR ÖZ-ELEŞTİRİ YA DA İÇ-MUHASEBE Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
Ömrünün büyük bir kısmını diyâr-ı gurbette, yaban ellerde geçirdikten sonra ülkesine dönen, halen uzak bir diyardaki bir dostum bana yazmış.. Uzun uzun açıklamalar yapmış ve tespitlerde bulunmuş.
Diyor ki:
MÜSLÜMANLAR NEREDE MUTLU DEĞİLLER?: Gazze`de mutlu değiller.. Filistin`de mutlu değiller.. Ürdün`de mutlu değiller.. Mısır`da mutlu değiller.. Cezayir`de mutlu değiller.. Çad`da mutlu değiller.. Somali`de mutlu değiller.. Libya`da mutlu değiller... Fas`ta mutlu değiller.. İran`da mutlu değiller.. Irak`ta mutlu değiller.. Suriye`de mutlu değiller.. Lübnan`da mutlu değiller.. Yemen`de mutlu değiller.. Afganistan`da mutlu değiller.. Pakistan`da mutlu değiller.. Bangladeş`te mutlu değiller..
Daha saymak gerekir mi, dersiniz?
PEKİ, NEREDE MUTLULAR? Avustralya`da mutlular.. Kanada`da mutlular.. İngiltere`de mutlular... Fransa`da mutlular.. İtalya`da mutlular... Almanya`da mutlular... İsveç`te mutlular.. Norveç`te mutlular... Finlandiya`da mutlular... Hollanda`da mutlular.. Danimarka`da mutlular... A.B.D.`de mutlular..
Daha saymak gerekir mi, dersiniz?
En azından Dışarıdan bakıldığında Böyle görünüyor..
Olaya bu çerçeveden bakılırsa Müslümanlar, `Halkı Müslüman olan` ülkelerde mutsuz, `Halkı Müslüman olmayan` diyarlarda mutlular!!!
Durum böyle olmasına rağmen, `Mutlu` oldukları, içinde mutlu bir şekilde hayat sürdükleri ülkeleri, neden `İslamlaştırmak` veya `kendilerinden` yapmak isterler?
Zikrettiğim Dost, Bunları sıraladıktan sonra ``Sevgili Dost! Temel Problem nerede dersiniz?´´ Diye de sormuş..
Can alıcı soruyu sormuş sormasına da; `Zihnî egzersiz` yaptıracak bazı hususları da Soru şeklinde sıralamış:
Ülkelerin düşünürlerinde mi? Ülkelerin din adamlarında mı? Ülkelerin bilim adamlarında mı? Ülkelerin bilim politikalında mı? Ülkelerin entelektüellerinde mi? Ülkelerin eğitim sistemlerinde mi? Ülkelerin bizzat kendilerinde mi? Ülkelerin geçmişlerinde mi? Ülkelerin yöneticilerinde mi? Ülkelerin yönetim sistemlerinde mi? Ülkelerin içinde bulundukları coğrafyalarda mı? Ülke insanlarının din ve diyanet algılarında mı? Ülkelerde yaşayan toplumların bizzat kendilerinde mi?
Hülâsa bir soru daha: Yönetime gelmeden önce `doğru`yu söyleyen Ve Doğru reçeteler ileri süren, Ancak yönetime geldikten sonra manyetik bir alana kapılıp `değişen`, Fakat değiştiklerinin `farkında olmayan`, Üstün zekâlı, hiç kimseyi beğenmeyen ve Allah`ın hiçbir kulunun fikrine de ihtiyaç duymayan, `çok bilen ve çok yanılan` Zevata sahip olmasından mı? Sormaya çekiniyorum; Ama İslâm`da mı? Nerede?
Ben de, Okuyucularımıza, Düşünenlere, Aklı erenlere, Açıklama getireceklere Ve özellikle Makûl bir açıklama yapmak İsteyen herkese iletiyorum.
Böyle bir eleştiriye, Tatmin edici nasıl bir cevap bulunabilir?
Buyurun! Söz ve düşünme sırası sizde..
|