BİZ TÜRKÜZ (4)
Mustafa Mete İSLÂMOĞLU TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRIMIZ (4)
ACI İTİRAF Çözüm sürecinin baş mimarı 07 Eylül 2015`te silah stoklanmasına göz yumulduğunu itiraf etmiştir: ``Çözüm sürecini bunlar âdeta Güneydoğu`da, kısmen Doğu`da kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar. Burada, bu süreç içinde güvenlik güçlerimiz tabii, &8216;herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim` dediler ama daha sonra anladık ki bu süreç içinde bunlar bunu yaptılar.´´
Aslında daha 2010`daki Oslo Görüşmelerinde, Başbakanın özel temsilcisi olduğunu ifade eden Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı ve Başbakanlığa bağlı MİT Müsteşar Yardımcısı, PKK/KCK temsilcilerine, metropolleri bile patlayıcılarla doldurduklarını bildiklerini söylüyordu. Demek ki iktidar ve ona bağlı birimler, yıllarca silahlanmaya göz yummuşlardı; ``süreç´´ dedikleri kavram uğruna.
Israrla, hâlâ süreci bitirmediklerini, buzdolabına koyduklarını, uygun ortam doğunca tekrar süreci başlatacaklarını ifade ediyorlar.
İşin vahim tarafı, süreci kabul eden ve destekleyenlerin iktidar partisinden ibaret olmamasıdır. Gazeteler, televizyonlar, aydın etiketiyle takdim edilenler, sürekli çözüm diye ağızlarını açmakta, çözüm diye ağızlarını kapatmaktadırlar. Birçok kuruluş da aynı istikamette görüş bildirmektedir. Bu durumda Türkiye, PKK`nın dayattığı ``özerklik, özyönetim, Kürtlerin statüsünün anayasa ile belirlenmesi´´ kavramlarının kıskacı altında bütünlüğünü kaybetmeye ve bölünmeye doğru hızla sürüklenmektedir.
Bu pazarlıkların bir ucunda bulunan aktör, mevcut iktidardır. Dönemin Başbakanı, 2000`li yılların başında kendisini Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlarından biri ilan ederek, bu pazarlıkların yalnızca içine düşülmüş bir çaresizlik nedeniyle yapılmadığını göstermiştir. Pazarlıkların, tümüyle ya da kısmen, iktidar sahiplerinin ideolojik ya da şahsi amaçlarına da uygun düştüğü için yürütüldüğü görülmüştür.
Bu vahim durum karşısında, ülkenin ve milletin birlik ve bütünlüğünü düşünen insanlar olarak, Amasya Tamiminin üçüncü maddesinde belirtilen ``Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır´´ şiarını bugün de yüksek sesle dile getirmeyi görev biliyoruz. Aynı Tamimin dördüncü maddesinde belirtilen ``Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak, millî bir heyetin varlığı´´ gereğinden hareketle millî bir heyet oluşturmayı zaruri görüyor ve bunu kamuoyuna ilan ediyoruz.
Yukarıda anlatılan süreç karşısında heyetimiz aşağıdaki hususları açıklamayı da millî bir görev bilmektedir. DEVAMI 5. BÖLÜMDE MUTLAKA OKUYUN
|