Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömer Sağlam - (Ziyaretci) 7.06.2010 13:16:43

BÜNYAMİN NE`TTİN YAHU VE II.NAVARİN VAK`ASI (2)

Hakan Albayrak Diye Birisi



Hakan Albayrak, Yeni Şafak gazetesinin genç yazarlarından. İsrail askerlerinin kanlı bir şekilde ele geçirdikleri Mavi Marmara gemisinde o da bulunuyormuş. Öğrendik ki; Hakan Albayrak sadece sıradan bir köşe yazarı değilmiş! O aynı zamanda TRT`de yayınlanan ve İsrail`i Türkiye`ye nota verdirtecek kadar zıvanadan çıkartan ``Ayrılık´´ isimli TV Dizisi`nin de senaristi ve konsept danışmanı imiş(7). Hakan Albayrak, 1990`lı yıllarda Gazze ve Kudüs`te İhlas Haber Ajansı çalışanı olarak görev yapmış. Adı geçenin Gazze ve Kudüs düşkünlüğü buradan geliyor olmalı. 1994 yılında ise insani yardım amacıyla gitmiş olduğu Saraybosna`da İHH`nın Saraybosna temsilciliğini yapmış. Boşnak asıllı eşi Emira Albayrak`la muhtemelen bu görevi sırasında tanışıp evlendi. Eşinin, kendisiyle ve onun mücadeleci ruhuyla gurur duyduğu belli. Zira geçenlerde Yeni Şafak`a yapmış olduğu açıklamada eşi için ``Olması gerektiği yerde. Eğer gemide olmasaydı çok üzgün olurdu´´ demiş(8). Hakan Albayrak`ın bir başka önemli yanı da Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Kanunu`na muhalefetten hüküm giymiş ve cezaevinde yatmış olmasıdır. Bu sebeple olacak, Sayın Başbakan geçtiğimiz 17 Nisan`da Dolmabahçe Sarayı`nda yazarlarla yapmış olduğu toplantıda şöyle diyordu:



``Ben, sürgünleri, mahpusları, mahkumları sayarken, elbette son dönemde yaşanan olumsuzlukları da unutmuyorum. Eşber Yağmurdereli`yi, Şanar Yurdatapan`ı, Fikret Başkaya`yı, Şamil Tayyar`ı, Hakan Albayrak`ı elbette unutmuyorum&8230;´´(9).



Anlaşılıyor ki; Sayın Başbakan`ın okuduğu yazarlardan birisi de Hakan Albayrak. Umarım, Sayın Başbakan`ın dış politikasını, özellikle de orta doğuya ilişkin politikalarını Hakan Albayrak gibi insanlar yönlendirmiyordur. Bu isim üzerinde neden bu kadar durduğuma gelince; 2003 yılında yayınladığım ``Çöldeki Osmanlı ve Kavm-i Necip/Türk-Arap İlişkilerinin İçyüzü´´ isimli kitabım hakkında en acımasız ve düşmanca tenkidi o yapmıştır. ``Gerçek Hayat´´ isimli mecmuad, beni Arap düşmanlığı yapmakla suçlamış ve beni yerden yere vurmuştur. Yazısının başlığı da ``380 Sayfa Arap Düşmanlığı´´ idi zaten. Daha sonra elektronik ortamda birkaç kere yazışmamız olmuş ve bu yazışmaların birisinde bana ``Ağabey, ben Araplara gönülden bağlıyım. Doğru söyleyin siz bağlı değilsiniz değil mi?´´ diye sormuş, ben de ``Hayır kardeşim, ben sizin gibi Araplara gönülden bağlı değilim´´ demiştim. ``Ne Araplara gönülden bağlıyım, ne de senin gibi Yahudi düşmanıyım. Araplar bizim din kardeşimiz olsa da insan olarak Arabı da İsrailliyi de aynı mesafede görüyorum. Benim yabancılara karşı tavrımı din duygusu ve etnik köken değil, ülkemin Milli menfaatleri belirler&8230;´´



Hakan Albayrak, İsrail`in baskınından bir gün önce, 30 Mayıs günü yazmış olduğu yazısında demiş ki; ``Yarın ve sonraki günlerde başımıza nelerin geleceğini bilmiyorum. Ama yeni bir dünyanın şekillenmekte olduğunu ve Gazze`ye Özgürlük Filosu`nun bu sürece önemli bir katkı teşkil ettiğini, Cenâb-ı Hakk`ın bizi büyük bir devrimde enstrüman olarak kullandığını iliklerime kadar hissediyorum. Filistin Başbakanı Haniye`nin (HAMAS) dediği gibi: Gemiler Gazze limanına ulaşsa da ulaşmasa da kazandık´´.



Hürriyet Yazarı Eyüp Can, Hakan Albayrak`ın yukarıdaki sözleri için şu yorumu yapmış: ``His bu, elbette herkes istediği gibi hisseder&8230; Ama inanç-ülke ideoloji ya da &8216;büyük bir devrim` adına insanları enstrümanlaştıran anlayışların geçmişte ne büyük felaketlere yol açtığını gördük. Hiçbir kutsal ya da devrim insandan daha kutsal değil&8230;´´(10).



Eyüp Can`a katılmamak elde değil. Zira anlaşıldığı kadarıyla, Hakan Albayrak, Gazze`ye yardım organizasyonunda görev almak ve söz konusu konvoya katılmakla kutsal bir amaca hizmet ettiğine ve bu amaç için Allah tarafından görevlendirildiğine inanıyor. Onun niyeti, Gazze`ye insani yardım filan götürmek değil, İsrail`in karizmasını çizecek şekilde büyük bir siyasi eylemin parçası olmakmış. Böyle bir amaçta Allah tarafından enstrüman olarak seçildiğini düşünüyor. Hem de enstrüman olarak görev aldığı koronun, İsrail tarafından Bremen Mızıkacıları durumuna düşürülüp kendisinin de sıradan bir dilli düdük olacağını önceden bilerek yapıyor tüm bunları. Gemiye indirme yapan İsrail askerlerine karşı koyduklarından bahsetmiyor ama ``İsrail askerlerinin yaralıların üzerine ayaklarıyla basıp one minute diye bağırdıklarını´´(11) söylemeyi ihmal etmiyor! Kendilerinin maksatlı bir eyleme giriştiklerini ima yollu anlatıyor ama İsrail askerlerinin hareketlerini, tamamıyla Davos`un intikamı olarak yorumlamaktan çekinmiyor&8230;



Şimdi Sayın Albayrak`a diyorum ki; Bak gördün mü? Senin ve senin gibilerin Araplara gönülden bağlılığı, tam 9 Türk`ün, 16 Müslaman`ın canına mal oldu. Belki de onlarca çocuk yetim, bir o kadar kadın kocasız kaldı. Peki, değer miydi tüm bunlara? Devletin uyarılarını dinleyip çok daha temkinli hareket etseydiniz ve böylece Türk devletini de zorda bırakmasaydınız daha iyi olmaz mıydı a benim fevri ve hoyrat kardeşim.



Bir büyük devrimde Cenâb-ı Hakk`ın sizi enstrüman olarak kullanıp kullanmadığını elbette bilmiyorum. Ancak, İsrail`in karşısında milletçe madara olduğumuzu adım gibi biliyorum. Şimdi bir müddet sonra ortalıktaki toz duman kalkacak ve İsrail`in yaptığına hak verenler gittikçe çoğalacaktır. Biz ise sizin ve sizin gibilerin hoyratça tavrı yüzünden iyot gibi ortada kalacağız. Bakın ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden İsrail`in operasyonunun haklı ve meşru olduğunu, Başkan Obama`nın da kendisi gibi düşündüğünü çoktan ilan etmiş bulunuyor(12). Yani Joe Biden ve Başkan Obama da tıpkı Fethullah Gülen Hoca Efendi gibi düşünüyorlar bu konuda.



Hem gemi baskını sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu`nun Kanada ve ABD`yi kapsayan resmi bir ziyaret için Kanada`da bulunduğunu ve baskının muhtemelen ABD`nin onayı alınarak yapıldığını sakın unutmayalım. Binyamin Netenyahu`ya ``Bünyamin ne ettin yahu?´´ diye efelenmeye ve kuru sıkı atıp tutmaya gerek yok. Gelin öncelikle, tıpkı deniz Feneri Derneği gibi Milli Görüş tandanslı olduğu anlaşılan İHH`yı, yani şu meşhur İnsani Yardım Vakfı`nı bir güzel masaya yatıralım. Tabi birkaç sene önce Lübnan`a yapılan yardımlar için Deniz Feneri Derneği`ni adres gösterenler müsaade ederlerse&8230;



Bülent Arınç ve Kriz Yönetimi



İsrail askerlerinin gemi baskınından sonra Başbakan Vekili Bülent Arınç bazı askerlerle toplantı yaparak durum değerlendirmesinde bulunuyor. Toplantıya kimleri mi çağırıyor? Kim olacak, çok değil daha dün ``Bu paşalarla iyi ki savaşa filan girmemişiz. Bunların savaşacak halleri filan yok. Bunlar askerlik dışında her şeyi yapmışlar´´ diye tarif ettiği komutanları çağırıyor. Bir yanında Genel Kurmay Harekât Başkanı Korg. Mehmet Eröz, diğer yanında Deniz Harekât Eğitim Dairesi Başkanı Tuğamiral Cem Çakmak. Mehmet Eröz, Alb. Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı söylenen ``İrtica İle Mücadele Eylem Planı´´ ve Ergenekon soruşturmaları kapsamında sorguya çekilen muvazzaf subaylardan. Cem Çakmak ise ``Balyoz Eylem Planı´´ çerçevesinde tutuklanıp salıverilenlerden. Sayın Başbakan ise Şili seyahati dönüşünde Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Aslan Güner ile toplantı yaptı. Aslan Güner kim mi? Hayrunnisa Gül`ün elini sıkmadığı için mimlenen, Hurşit Tolon ve Tuncer Kılınç ile yakın dirsek temasında olduğu iddia edilen birisi! Anlaşılacağı gibi; hükümet, daha dün çete kurmakla, terör örgütü üyesi olmakla itham ettiği paşalarına muhtaç olmuş durumda. Sayın Arınç daha dün ``Tu kaka´´ olarak değerlendirdiği askerlere bugün ``Paşam, bu konuda nasıl bir tedbir öngörüyorsunuz?´´ sorusunu tevcih etme zorunda kalıyor(13).



Hükümete önerimiz, lütfen askerlerimizi hakir görmeyin, hakir görülmesine sebep olacak tutum ve davranışlardan özellikle kaçınarak onların morallerini yüksek tutun. Mümtaz`er Türköne gibi nevzuhur köşe yazarlarının ``Bize Nizamı Cedit Ordusu gerekli´´ diyerek Türk Ordusu`na saldırmalarına engel olun. Aksi takdirde bugün kendisinde açık denizdeki sivil bir Türk gemisine indirme ve bindirme yapma cesareti gören İsrail, yarın o bürgün gelir İskenderun limanında demirli savaş gemilerimize indirme yapmaya yeltenebilir. Hele bir düşünün Pkk terör örgütü İskenderun`da şehir merkezindeki askeri birliğe değil de limanda demirli savaş gemilerinden birisine roketatar saldırısı yapsaydı netice ne olurdu? Siz hiç kafanızı yormayın, ben söyleyeyim; İskenderun`daki saldırı ile Mossad arasında ilişki kurmaya çalışanlar, direk olarak İsrail`i hedef gösterecekler üstelik inandırıcı da olacaklardı. O sebeple lütfen bu millete ikinci bir Navarin olayı daha yaşatmayınız.



İskenderun`da şehid düşen askerlerimizle İsrail baskınında hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah`tan rahmetler diliyorum&8230;



7 Haziran 2010

Ömer Sağlam

_________________

1- Yeni Şafak, ``İsrail bu katliamın bedelini ödeyecek´´ başlıklı haber, 2 Haziran 2010, s, 13.

2- Milliyet Gazetesi, ``Gülen`den Gazze filosuna eleştiri´´ başlıklı haber, 5 Haziran 2010, s, 20.

3- Hürriyet, ``Hizbullah: Türkiye`nin arkasındayız´´ başlıklı haber, 6 Haziran 2010, s, 21.

4- Milliyet, ``Gazze`nin kaderi Ankara`dan ayrı değil´´ başlıklı haber, 5 Haziran 2010, s, 21.

5- bk. Aslı Aydıntaşbaş ``Nefes kesen diplomasi´´ başlıklı haber-yorum, Milliyet, 5 Haziran 2010.

6- bk. Hürriyet, ``İsrail`in sildiği fotoğraflar´´ başlıklı haber, 6 Haziran 2010, s, 22.

7- Yeni Şafak, ``Zulüm var dönmek yok´´ başlıklı haber, 2 Haziran 2010, s, 14.

8- Yeni Şafak, aynı haber.

9- bkz. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14447774.asp

10- Eyüp Can, ``Büyük bir devrimde enstrüman olmak´´ başlıklı makalesi, Hürriyet 2 Haziran 2010.

11- Hürriyet, 4 Haziran 2010, s, 21.

12- Hürriyet, ``Biden: İsrail müdahalesi haklı´´ başlıklı haber, 4 Haziran 2010, s, 35.

13- Bu konuda Yılmaz Özdil`in 2 Haziran 2010 tarihli ve ``Kader bi nevi&8230;´´ başlıklı yazısını bir kez daha okumanızı tavsiye ederim.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.