Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10196
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2286) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Nevruz SINACI - (Ziyaretci) 16.01.2010 20:23:51

CUMHURİYET,DEMOKRASİ VE ORDU ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ(1)

CUMHURİYET, DEMOKRASİ


VE ORDU ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ (1)

Mustafa Nevruz SINACI

Tarihi (Kadim) Demokrat Parti`nin 64. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle 7 Ocak 2010 günü yayımlanan ``Demokrasiye İlk Adım ve ilk Demokratik Açılım" adlı yazım kamuoyunda bir hayli yankı buldu. Bir kısmı olumlu ``takdir, teşekkür ve onay içeren´´ bir kısmı da ``sübjektif iddialar ile olumsuz tenkit ve tepki dolu´´ bir hayli yankılanan ve heyecanla karşılanan dizi makalelerim üzerine bazı görüşme ve röportaj talepleri geldi.

Bunlardan biri ve en dikkat çekeni; Ülkemizin YÖK`ten bağımsız, bağlantısız, AB formatında ``tam bir Sivil Toplum Kuruluşu´´ gibi, özgür bilim ve ``BİLİNÇ ÇAĞI´´ adına hareket eden ve Internet ortamında faaliyet gösteren ``Bilinç Üniversitesi´´ Kurucu Rektörü, Bilinçolog Galip Baran. Aşağıdaki mülâkatı O`nunla gerçekleştirildi.

Değerli ilgi, bilgi ve tetkiklerinize sunulur.

"Galip BARAN ve Mustafa Nevruz SINACI Sohbeti," (15 Ocak 2010)

Mustafa Nevruz SINACI: Ocak ayının ilk haftası, Cumhuriyet Tarihi, adalet, hukuk ve demokrasi yönünden çok önemli ve bir o kadar da anlamlıdır. Çünkü, TC`nin kuruluşundan bu güne, bütün dönemlerin "en büyük ve tek gerçek açılımı" 1946 yılı Ocak ayının ilk haftasında gerçekleştirilmiş tir. Bu, Demokrat Parti`nin kuruluşudur..

Galip BARAN: "Cumhuriyet" sözcüğü, bana, "ilelebet payidar olabilmesi" için uğruna çalışmamız, "ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli `cumhuriyet` muhafız`ları "olmamız gerektiren bir oluşumu hatırlatıyor.

Bu konuda, fert ve millet olarak çalışmadığımız, seviyeli ve seciyeli muhafızlar olamadığımız ortada. Ülkemizi bu günlere sürükleyen başarısızlığı ne o, ne de bu şahsa yüklemenin veya illâ birilerini aklamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Gerçek şu ki: Atatürk`ün kurucusu olduğu, `yaşadığı sürece sahipli görünen Cumhuriyet` vefatından sonra sahipsiz, korumasız, kimsesiz ve yetim kaldı. Üstelik maruz kaldığı çok yoğun bir kültürel savaş ve saldırı sonucu ``medeniyet, etik ve tarih hafızası silindi´´, telâfisi kabil olamayacak kadar büyük bir ``bilinç kaybına´´ uğradı.

Mustafa Nevruz SINACI: Mustafa Kemal, istikbale (geleceğe) matuf fevkalâde basiret, feraset (öngörü-ileri görüş) ve bu minvalde; Cumhuriyetin geleceğine dair hâsıl olan kaygıları nedeniyle, ``en hayati uzvu ve unsuru eksik kalan Cumhuriyeti demokrasi ile birleştirmek, bütünleştirmek ve kuruluşu tamamlamak istiyordu. Bu uğurda 1924`de (...) "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası" nı kurdurttu. Kuruluş amacı demokrasi olan parti, (...) 03.Haziran.1925 `de kapattırıldı.

Bu hayal kırıklığı, mâkus talih ve hüsrandan beş yıl sonra, 12 Ağustos 1930`da aynı amaçla bu defa "Serbest Cumhuriyet Fırkası" kuruldu. Fakat 17 Kasım 1930`da (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kapattıran menfur bedhahlar yüzünden) kendini feshederek siyasetten çekilmek zorunda bırakıldı.

Galip BARAN: Sözü edilen Partilerin Kapatılması konularıyla ilgili olarak görüş açıklarken "Kubilay olayı" ve "Atatürk`e suikast" girişiminin dikkate alınması gerekir.

Mustafa Nevruz SINACI: O süreçte vuku bulan, dertsim isyanı dâhil, her iki olay da tıpkı bugün tekerrür edenler gibi, AB-D/İngiltere senaryoları çerçevesinde sahneye konulan ``organize işler´´ kategorisine ait provokasyonlardandı r. Zaten bugün olanlar da, o dönemin sarkıt, dikit, kalıntı ve uzantıları değil mi? İhanetin bir ucunda derviş Vahdeti`nin, beyni iğfal ve infiale uğramış hain-mel`un torunları, diğer ucunda da; Kürt kisvesi altında yuvalanmış Ermeni (Taşnak-Hıçak) dönmeleri, Rum-yunan Megalo İdea devşirme kriptoları ve sabetay kozaları var.

Yani Kubilay ve Atatürk`e suikast) bir rastlantı değil, aksine, ``organize işler´´ kaynaklı, AB-D dayanaklı, Ermeni-Yunan ve İngiltere destekli bir tertiptir. Arkasında, 38 sonrası kadrocular, 150`likler, solcular, komünistler ve aydınlıkçılar vardır. 1960`dan günümüze başımıza belâ ve tebelleş olan anarşi ve terör odaklarını ataları ve ağa babaları, yardım ve yatakçıları yani!...

Ancak, bizler gibi; vatan, millet, bayrak ve toprak sevdalısı insanlara,´´asker" kelimesi otomatikman milli değerleri, manevi mukaddesleri ve dünyayı yaşanmaya değer kılan "Vatan, Millet, Hürriyet, Tam Bağımsızlık ve Adalet" gibi ulusal ve evrensel değerleri hatırlatır ve milliyetçi kavramları çağrıştırır.

Bize göre Ordumuz, dünyanın en namuskâr ve dürüst, yüksek faziletli, medar-ı müftehir (iftihar), evlâdı Fatihan; Hayat, hukuk, adalet ahlâkı, Cumhuriyet ve bilhassa demokrasi teminatımızdır.

Ordumuz, ``İnönü ekolü´´ nü daima ret, tenzih ve tekzip eden, Mustafa Kemal Atatürk`ün ordusu olup; Hak, hakikat, adalet, hukuk, demokrasi ve Cumhuriyetin ebet-müddet bekçisidir. Fazilet`le mündemiç Cumhuriyeti "ilelebet payidar kılmaya memur ve mükellef olarak; İlmen, fennen, bedenen kuvvetli, ahlâken yüksek, seviyeli-seciyeli muhafızlar otağı, Peygamber Ocağı ve Şehitler diyarıdır ....

Bu nedenle, kahraman ordumuzu yıpratma kampanyası yürüten menfur iftira, tefrika ve kumpaslar içinde yuvarlanan odaklarla kesinlikle aynı safta olamayız.

AKSİNE:

1. TSK içinde, İsrail odaklı ve dinsel, ``sapkın bir Yahudi tarikatı olan´´ Mason, Misyoner ve bunların yan-yardımcı, toplayıcı teşekkülleri ``tamamlayıcı-bütü nleyici´´ unsurların varlığını şiddetle ret; Eğer var ise, mahfuz ve muhafaza edenleri, bunlara yardım ve yataklık yapanları; Türkiye Cumhuriyetinin ``dahili bedhahları´´, Türk, insanlık ve İslâm düşmanları olarak kabul, telâkki ve ilân ederiz.

2. TSK, şehitler otağı, Peygamber Ocağı ve Mustafa Kemâl ATATÜRK Ordusu orijini nedeniyle, zerre kadar bir pisliğe mütehammil olamaz. TSK içinde asla bir ateist, pagan ve din düşmanı barındırılamaz; Başta rüşvet, iltimas, ayırma-kayırma, yolsuzluk ve suiistimal zanlısı, fail yahut suçlusu tutulamaz. Bu insanlık dışı melanet, kene güruhu ve mazarrattan sivil hayatı korumak da askerin görevi olmak gerekir.

3. TSK; Milli devlet bütünlüğü, demokrasi, adalet ve hukukun tehlikeye girdiği; En değerli varlığımız insan unsurunun, madden ve manen istismar edildiği; Haksızlık, hırsızlık ve yolsuzluğun, resmi kişiler, medya, siyaset ve hükümetlerce himaye edildiği hallerde: ``İcraata müdahale, adaleti temin ve tedvir´´ görevini ``meşru bir hak´´ olarak yerine getirmeye memur, mecbur ve mükelleftir&8230;.

&8230;./ devamı var.





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.