Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10725
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (980) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Hasan YAKUP - (Ziyaretci) 4.12.2020 14:39:20

ENGEL OLMA, DESTEK OL

ENGEL OLMA, DESTEK OL
Hasan Yakup





Dünyanın her bir yerinde toplum hayatında görme, işitme, konuşma, zekâ ve ortopedik engelli olmak üzere bunların bir veya birkaçını taşıyan/kullanamayan binlerce “Engelli” insan var.



İnsan, çeşitli nedenlerle ya engelli doğar ya da sonradan bazı uzuv ve organlarının kabiliyetlerini, duygu ve hislerini çeşitli derecelerde yitirmesi sonucu engelli olur…



İşte, yapılan yakın akraba evliliklerinde, eşlerin daha fazla ortak gen taşımalarından dolayı genetik rahatsızlık ve hastalıklar…

İşte, gebelik öncesi ve boyunca tedbirsizlikler, sonrasında aşıların zamanında yapılmaması…

İşte, dengesiz besleme alışkanlıkları ve getirdiği çeşitli hastalıklar…

İşte, kötü çevre faktörleri, kirlilik…

İşte, Nükleer denemeler ve çevreye yayılan radyasyon…

İşte, sigara, alkol, çeşitli madde bağımlılığı…

İşte, iş, trafik ve meslek kazaları…

Ve… Veya… Veyahut… Ve dahi… Her alanda yetersiz “eğitimsizlik”…

Engelli olma ihtimalinin en önemli sebeplerindendir…



Her ne şart altında olursa olsun, hangi nedene dayanırsa dayansın irade sahibi hiçbir canlı, Allah’ın insan bedeni ve ruhu üzerinde yarattığı ve bahşettiği orijinal hiçbir organı (uzuv ve azalarından birini veya birkaçını) kullanmama, kısıtlama, reddetme veya öteleme gibi bir tercihte bulunmaz. Buna ihtimal vermek abesle iştigaldir…



Bugün 3 Aralık “Milletlerarası Engelliler Günü”.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun kabul ettiği “Sakat Kişilerin Hakları Bildirgesi&8223;nde engelli tanımı şöyle yapılmıştır. “Normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar”.

Engellilerle alay etmek iman eksikliğindendir…

Topal, kambur, çolak, sağır, dilsiz, âmâ (kör), zihinsel kabiliyetini tam kullanmayan ve/veya geçirdiği travmadan davranış bozukluğu gösteren kişileri ağır sözlerle aşağılamak, hafife almak, eksik ve yetersiz görmek, hoş olmayan sıfatlarla nitelemek çok ciddi bir ahlak yoksunluğu ve iman eksikliğinin işaretidir. İster sağlıklı bir birey, ister engelli bir birey olsun her insan, Allah`ın yeryüzünde yarattığı en kıymetli, en değerli varlıktır.



Bugünün anlamına özel, güzel bir atasözümüzü hatırlamakta fayda görüyorum;

“Gülme komşuna gelir başına”…



Bir bakmışsınız, sahip olduğunuz herşey bir anda elimizin altından kayıvermiş…

Bir bakmışsınız, servetinizi yitirmiş beş parasız kalmışsınız…

Bir bakmışsınız, şöhretiniz bir anda gitmiş, yıldızınız sönüvermiş…

Bir bakmışsınız, o çok övündüğünüz yakışıklılığınızı veya güzelliğinizi kaybetmişsiniz.

Bir bakmışsınız, başınıza gelen bir olay sonrası bazı organlarınızı ya tam kullanamaz olmuş ya da kaybetmişsiniz…



Her kişi, her birey birer engelli adayıdır…

Garipliklerle, tuhaflıklarla, sıkıntılarla, sürprizlerle dolu şu hayatın akışında her birimiz birer “potansiyel engelli” adayıyız. Allah korusun, basiretimiz bağlanır, bir saniye sonrasını kestiremez, bir dakika ötesini hissedemez, bir saat sonrasını göremeyiz…



Ne de güzel anlatır bir başka atasözümüz insanın böbürlenmemesi gerektiğini, kibrin yanlışlığını, başına neler geleceğini bilemeyeceğini, yarının neler getireceğini:

“Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli”…



Dalga geçenler, gırgıra alanlar veya acıyarak bakanlar, engelli insanın yalnızca bugününü görür ve bilir. Duygularını, içinde yaşadıklarını, dün neredeydi ve nasıldı bilemez. İnsan, yalnızca kendi dününü ve bugünü bilir. Yarın nerede, nasıl ve hangi şartlar altında olacağını bilemez. Allah (C.C.) alır dalga geçen insanı, maytap geçtiği engelli insanın yerine koyar ya da daha beter bir duruma düşürür.



İnsan, sahip olduğu statüye güvenerek, şımarmadan, tepeden bakmadan, bana bir şey olmaz demeden, Allah’ın (C.C.) verdiği bütün nimetlerin, sahip olduğu her şeyin kendisi için birer imtihan vesilesi olduğunu aklından çıkarmamalı, şükrederek, beterin beterinin olacağını düşünerek hayatını sürdürmelidir…



Sahip olduğumuz her şey Allah (C.C.)’ındır…

Ve sahip olduğumuz her uzvumuzla hesaba çekileceğiz…



Velhasıl kelam…

Asıl engel bedende, zihinde veya duygularda değil bunu göremeyen, anlayamayan “kibrin sahiplerinde ve engelli istihdamında “Engelli Nepotizmi” yapan iradededir”…



İnsan, insan olduğunu hatırlamalı, engel değil, destek olmalı…



Bu vesile ile tüm engelli kardeşlerimizin “3 Aralık Dünya Engelliler Günü`nü” kutlar, aileleriyle, yakınlarıyla, sevdikleriyle mutlu bir hayat sürmelerini, Allah’tan sabır, sebat ve kolaylıklar dilerim.

Allah yar ve yardımcıları olsun…



Selam ve dua ile…



SEVDİĞİM SÖZLER

Yapacaklarım sınırlı, ama ufkum geniştir. (Anonim)


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.