Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Özcan PEHLİVANOĞLU - (Ziyaretci) 31.05.2012 11:04:21

ESTETİK VE ZEVK YOKSUNUYUZ..

ESTETİK VE ZEVK YOKSUNUYUZ..

Türklerin çok önemli meseleleri var. Bunların pek çoğuda yaşamsal. Ancak buna rağmen Türkler, halen ferdi ve toplu yaşamlarına dair doğru şeyleri üretebilmiş değil...
Türk eğitim sisteminde en göz ardı edilen konular; felsefe, mantık, psikoloji ve ahlaktır. Bu ilim dalları, insan ve içinde yaşadığı toplum hayatı için çok önemlidir. Ancak gördüğümüz kadarıyla, bu kadar önem arz eden konular, Türk milleti için önemli görülmemiş ve bir türlü önemli hale getirilmemiştir. Bir çok şey de olduğu gibi burada da büyük bir kasıt vardır.
Türk insanı; ferden, yaradılışındaki nedeni, niçin yaşadığını, hayatta ne yapması gerektiğini ve geleceğe hangi mirası bırakacağını bilmez bir haldedir.
Bu bilmezlik yüzünden, dünyaya karın doyurmak için geldiğini zanneder. Amaçlar; iş-aş temin etmek, ev sahibi olmak, bunların yanına araba ve yazlık yerleştirmek ve çocuklarına da bunları telkin ederek yaşamı kısır bir döngüden ibaret hale getirmektir.
Yaptıkları bu işlerde, bir yaşam felsefesi üzerine hareket etmedikleri için ne yedikleri ne içtikleri ne giydikleri önem arzetmediğinden, zevkleri de gelişmemiştir.
Ev, yazlık, araba ve dünya malları o kadar önemli hale gelmiştir ki; altlarından kayıp gidenin bir vatan olduğunu ve dolayısıyla kendi şahsi mallarınında kaybolduğunu fark etmezler bile...
İnsan; doğar, yaşar ve ölür. Hep söylerim; insan hayatı her on yıllık dilimde bir değişime uğrar. Onun için insan hayatının bu onar yıllık dilimlerinde bireysel psikoloji farklılaşır. Çocuklar, gençler, orta yaşlılar ve ihtiyarlar kendi yaş dilimlerine benzer bir psikoloji içinde, buna uygun davranışlar gösterirler. Toplum psikolojisi de farklı yaş dilimlerindeki insanların bu davranışları ile etkilenir. Bana göre Türklerin bir çoğu, insan yaşamında devamlı olarak tekrarlanan ve dönem psikolojisine dayanan bu davranışlardan habersizdir.
Türk insanı ve toplumu; felsefe ve psikolojiden bihaber olduğu için, kendini ve yaşadığı toplumu doğru bir şekilde yorumlamaktanda acizdir. Bu sebeple, ne kendine ve de üyesi bulunduğu topluma yeterince verim sağlamaktan uzaktır. Bu da Türk toplumunun ve insanının, sorunlarının kronikleşmesine ve zaman geçtikçede ağırlaşmasına yol açmaktadır.
Keza mantık ile bireysel ve toplumsal ahlakı da içeren genel ahlak anlayışı; insan ve toplum için öğrenilmesi, anlaşılması ve yaşanılması gereken ilmi konulardır.
Türk insanı; felsefi, psikolojik, mantık ve ahlaki bilgi ve değerlendirmelerin farkında değildir. Bu nedenle affedersiniz ama teşbihte hata olmaz, insan gibi doğmakta odun gibi yaşamakta ve ölmekteyiz.
Felsefe, psikoloji, mantık ve genel ahlak konusundaki farkındasızlık ve bilgisizlik, bizi estetik yoksunu ve zevkleri gelişmemiş insanlardan oluşan bir topluluk haline getirmiştir.
Gelişmiş batı ülkelerinin; şehirlerine, konutlarına, yeşil alanlarına, tiyatro ve opera binalarına, müzelerine, sanat ve sanatçılarına, tasarımlarına ve bunlara benzer diğer hususlara mukayeseli olarak bir bakın... Bazı şeyleri ne kadar çok atladığımızı net olarak göreceksiniz.
Şimdi sakın bana kimse Osmanlıdan, Selçukludan ve ecdattan kalanlardan bahsetmeye kakmasın. Ben ecdatında, büyük Türk Uygarlığınında ve Türk Milletininde büyüklüğünün farkındayım. Ancak haçlı medeniyetinin yaptıklarını ve halen dünyaya olan hakimiyetlerini de gözardı etmeyelim ve onlara; bunları, hangi felsefe, psikoloji, mantık ve ahlaki kurallar yaptırmış, onları görelim ve düşünelim diye yazıyorum.
Eğer bir insanın ve yaşadığı toplumun; hayata felsefi bir bakış açısı yoksa, yaşam boyunca değişkenlik gösteren psikolojisinin farkında değilse, bunlara akılcı bir mantıkla bakamıyor ve sağlam ahlaki kriterlerle bütünü değerlendiremiyorsa, yaşamından verim aldığını söylemek mümkün değildir. İsterseniz Türk toplumunun içinde bulunduğu durumu da bu açıdan bir karşılaştırın...
Bir sonuç olarak, estetikten ve gelişmiş zevklerden yoksun Türk insanı; temel meselelerden gördüğümüz bu hususlar hakkında bir gelişme kaydedemezse, karşı karşıya kaldığımız ve çok önemsediğimiz meseleleri çözmekte bir mesafe alamaz. Hem de onca zenginliğe rağmen.

Özcan PEHLİVANOĞLU
Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM)
Başkanı
ozcanpehlivanoglu@yahoo.com
https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU
www.rubasam.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.