Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 8.02.2011 07:28:25

EVE DÖNÜŞ MÜ? MÜBAREK OLDUKÇA ASLA..

Eve dönüş mü? Mübarek oldukça asla&8230;

Mehmet KOÇAK

Tüm dünya nefesini tutmuş Mısır`da yaşananları izliyor. Çünkü Mısır`da olmaz denilenler oluyor ve halk özgürlüğü uğruna bedeller ödeyerek bir tarih yazıyor. Olaylar bir miting veya bir gösteriden çıkmış bir halk isyanına dönüşerek ülke geneline yayıldı.

Mısır`da sokakları ve meydanları dolduran protestocular Hüsnü Mübarek`in, 30 yıldır sürdürdüğü cumhurbaşkanlığı görevini derhal bırakmasını istiyor.

Pankartlar ve sloganlarla, dile getirilen en yaygın talep: "irhal!", yani "Git!"

Ancak bu sese kulaklarını tıkasa da zalim diktatör ve yandaşları korku ve panik içinde zaman kazanmaya ve göstericilerin pes etmesini bekliyorlar.

Günlerdir yaşananların özeti ise şu;

Tunus`un despotu Zeynelabidin Bin Ali`nin ülkeyi terk etmesinden sonrası kısa zamanda toparlanarak normalleşme sürecine girerken Mısır halkı ``Firavun´´ olarak adlandırdıkları Hüsnü Mübarek`in koltuğunu bırakmama ısrarına karşı bir ölüm kalım mücadelesini vererek şanlı bir direnişini sürdürüyor.

Mübarek`in geri adımları ve ordunun ``Evlerinize dönün´´ çağrılarına sokak ve meydanları dolduran muhalifler ``Mübarek gitmeden asla´´ diyerek Mübarek`i devirme konusunda kararlılıklarını ortaya koyuyorlar.

Dünkü Tahrir Meydanı`nın da toplanan milyonların katılımıyla kılınan Cuma namazı Mübarek`in gizli polislerince öldürülenler için kılınan toplu cenaze namazı ve sonrasında İmamın ``özgür doğduk özgür öleceğiz, kurtuluşa kadar sabır ve kararlı olmalıyız´´ çağrısı halk tarafından büyük ilgi görmesi bu isyanın zalim diktatörün gideceği ana kadar bitmeyeceğine işareti idi.

Muhalif protestocuların Mübarek`e tanıdığı süre dün doldu. Tahrir meydanı güvenlik güçleri tarafından tam bir kuşatma altına alındığı için başkanlık sarayına yürüyüşe engel oldular ve Mübarek`in iktidar ömrünü biraz daha uzatmaya imkan tanıyorlar. Ancak bu tutumla kitleler bastırılamayacağı gibi sokak ve meydanları boşaltamayacaklar&8230;.

Mübarek yanlıları ise büyük bir yalan. Bunlar halk değil, Mübarek`in halk gibi giyinen gizli polisleri ile partisinin varlıklı taraftarlarından başkası değildir.

Bunlar yağlı bir kemik uğruna halkına kurşun sıkacak kadar küstahlardır.

Dünya başkentlerinde siyaset bilimcileri ve Ortadoğu uzmanları çok farklı analizler ve tartışmalar yapılırken ``Ortadoğu`da taşlar yerinden oynadı, diğer bir ifadeyle ok yaydan çıktı´´ ortak görüş olarak benimseniyor.

Tüm bu yaşananları Amerika ve Batı dünyası farklı beklentiler içinde kendi çıkar ve menfaatlerinin geleceğine yönelik hesaplarını yaparken İslam dünyasında kan akmadan Mısır halkının zalim diktatörden kurtulması için dualar yapılıyor ve direnişi destekleyen gösteriler düzenleniyor.

Bu olaylar hakkında yapılan yorumlarda farklı anlamlar yüklense de işin gerçeği şu;

Halkın kitlesel bir şekilde harekete geçmesinin sebebi Hüsnü Mübarek ve yanlılarının iddia ettikleri gibi &8216;dış güçler` değil kendilerinin 30 yıldır uyguladıkları baskıcı ve sömürücü politikalarıdır. Kısacası yaşananlar bu günün değil geçmişten günümüze uygulanan despotçu politikaların sonucudur. Dile kolay 30 yıldır uygulanan ağır siyasi baskılar ve ülke gelirlerinin bir kesime akıtılarak halkı yoksulluğa mahkum eden anlayış bugün halkı karşılarında buldu.



Mısır halkının hak arayışı ve 30 yıllık baskılara isyanı bazı kesimlerce &8216;İslamcıların iktidarı ele geçirme` girişimi olarak değerlendiriliyor.



Bu iddiaları öne sürerek yorum yapanlar ya Mısır`da ki yönetim şeklinden ve oradaki siyasi, sosyal ve kültürel yapıdan habersizdir yada ön yargılarla hareket ediyor..



Çünkü Mısır &8216;laiklik`le yönetilen bir ülke değil. Kamusal alan dahil her yerde başı açıklar ve başı örtülüler vardır ve hiçbir yasak söz konusu değil.

Burada El Ezher Üniversitesinden her yıl mezun olan binlercesinin &8216;Sadece imam olabilir` iddiasında olan da yok. Mısır`da iktidar talebi olmayan ve despotçuluğa karşı çıkmadan yapılan her şey serbest.

Mısır`da yaşananlar Türkiye`deki olaylarla kıyas edilemez.

Birileri inançlara baskı altında tutarak iktidardan uzaklaştırmak, diğeri ise bir zalimin diktatörlüğünü kabullenme ve ülkenin gelirlerini yandaşlarına akıtarak halkı yoksullaştırmasına karşı sesiz kalmak.

İşte ardaki fark bu&8230;.

Şurası da bir gerçek.

İhvanı Hareketi Mısır`ın bir gerçeğidir ve deneyim ve tecrübeleri sayesinde bugün Mısırda oluk gibi kan akmıyor. Kitleleri kontrol ederek taşkınlıkları önlüyor ve itidalli hareket etmelerini sağlıyor&8230;

Ancak yaşanan bu olaylar ve Mısır halkının kararlılığı bugün değilse yarın veya bir başka gün ama mutlaka bir gün Mübarek ülkeyi terk etmek zorunda kalacaktır.

Bundan hiç şüphem yok ancak dileriz ki daha fazla kan akmadan zalimin ülkeyi terk etmesidir.





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.