FİLLERİN KAVGASINDA EZİLEN ÇİMLER
FİLLERİN KAVGASINDA EZİLEN ÇİMLER ...
Türkiye`de siyasi iktidarla kurumlar arasında inkar edilsede savaş gibi üstü örtülü bir mücadele sürüyor .
Bu mücadeleyi kimin kazanacağı şimdilik belirsiz . Ancak kaybedeni her zaman olduğu gibi belli . Türk halkı ; bir türlü müdahil olamadığı bu kavganın tek mağlubu .
Kabuğunuzu kırıp etrafınıza şöyle bir bakabildiğinizde müthiş bir zenginlikle karşılaşıyorsunuz . Bunu bir kez daha geçen hafta İstanbul Tüyap`ta açılan EMİTT Turizm Fuarını gezerken gördüm . Oysa size ülkenizin kaynaklarının kıt olduğu ve sermaye birikiminin oluşmadığı adeta ezberletilmiş durumda .
Niye ? Ülkenizin zenginliğinden haberiniz olmasın ve zenginliği değil fakirliği paylaşın diye . Halbuki gerçek size öğretilenden çok farklı .
Yapılan kavga , Türk halkının farkında olmadığı bu zenginliğin üstüne oturma ve onu hiç bırakmadan kontrol etme üzerine kurgulanmış durumda .
Bu yüzden Türk halkının hali fillerin kavgasında ezilen çimlerden farksız .
Türkiye`nin yer altı ve yer üstü değerlerinin ve verimli kullanıldığında potansiyelinin çok yüksek olduğu , hem bu konulara ilişkin envanterlerden hem de istatistiklerden belli .
Ancak bu zenginlik Türk halkı lehine kullanılamıyor ve de kullandırılmıyor.
Tekel işçisi bu sebeble hakkını alamaz , dış ve iç borç faiz sarmalından dolayı kaynak aktaramadığınız emekliniz sürünür , göbekten bağlı olduğunuz dış güçler tarımsal ve hayvansal üretim istemediği için köylünüz can çekişir , özelleştirme ihaneti ile kamu ya da özel sektöre ait neyiniz varsa satıldığı için esnafınız , işçiniz ve orta ölçekli sanayiciniz evine ekmek götüremez hale gelir . Bu liste daha uzar gider.
Bunlar doğru dürüst konuşulmaz bile . Medyanın manşetlerinde bu olaylar sanki sıradanmış gibi geçiştirilmek suretiyle zenginlikler halka hissettirilmez . Bütün bunlara rağmen bilmeliyiz ki ; Türkiye çok zengin bir ülkedir .
Zenginliğine el konulmuş Türk halkının varlık yolunda en büyük güvencesi , bağrından çıkardığı Türk Silahlı Kuvvetleridir . O da olmasa vah ! halimize ...
Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanının sözlerinden anlıyoruz ki ; Türk Ordusuna karşı bir asimetrik savaş yürütülerek , Türk Milletinin varlığının en büyük teminatı zaafiyete uğratılmak istenmektedir . Bunun için Org. Başbuğ arka planı anlatmakla kartları açık oynayacağını ifade ediyor .
Tarihe dönüp baktığınızda , zenginliklerine el konulmuş Türk Milleti ve onun teminatı olan Türk Ordusu ; Balkan Savaşlarında ve Birinci Dünya Savaşında zaafiyete uğratılarak , Türk topraklarının bu günkünden çok daha fazla bir bölümüne el konulduğunu görürsünüz . Misalmi istiyorsunuz ? Alın size Musul &8211; Kerkük , Balkanlar ve Oniki Ada misalleri . İnsanın canı acıyor değil mi ?
Yine aynı oyun sahnede . Zenginliklerine el konularak fakirleştirilmiş olan Türk Milletinin , ordusu zaafiyete uğratılarak Türk topraklarına el konulmak isteniyor . Nerelere mi el konulmak isteniyor ? Gelişmelerden ve harita benzeri gibi değişik açıklamalardan anlıyoruz ki ; öncelikle Güneydoğu Anadolu`ya , Doğu Anadolu`ya , Trakya`ya ve sonra Türk yurdu olan Anadolu`nun tamamına .
Mücadelenin bütün amacı bu . Burada ezilen sadece Türk halkıdır . Türk halkı ; kendi üzerinden yürütülen ve farkında olmasada kendisininde muhatap olduğu bu mücadele sebebiyle , ahir ömrünü zenginliğine oranla rahat , huzurlu ve mutlu geçirememekte ve daima gelecek korkusu taşıyarak çocuklarının hayatından endişe etmektedir .
İş öyle bir noktaya gitmiştir ki ; Türkiye`nin göbeğindeki Konya ilimizde bir özel yayıncı (Tübigem) kuruluş tarafından hazırlanan ``İlköğretim 4. sınıf Tema &8211; Test´´ adlı soru kitapçığında , Türkiye`nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi Kürdistan olarak gösterilmiştir .
Bakmayın bunu yapanların özür dilediğine ; siz bunun yanlışlık veya tesadüf eseri mi olduğunu zannediyorsunuz ? Eğer böyle zannediyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz demektir .Bu şekilde yaparak sizleri toprak kaybına ve başınıza gelecek olanlara karşı ruhen hazırlayıp tepkilerinizi ölçüyorlar.
Ergenekon yargılamasının sanıklarından Prof. Dr. Erol Manisalı`nın sanki bu günleri görmüşçesine kaleme aldığı ve ilk baskısı Aralık 2006`da yapılan ``Avrupa`nın Askerle Kavgası´´ adlı kitabında ``içinde bulunduğumuz dönemde halkın büyük çoğunluğu AB`ye karşı duruma geldi . Gerçeklerin bir kısmı ile karşılaşmak bile yetmişti . Ya ``Türkiye`nin AB üzerinden nasıl sömürgeleştirilmekte olduğunun´´ ayrıntılarını bilselerdi ? Emin olunuz , yüzde 95 karşı çıkardı . Karşı çıkmayan 5 ya da onluk kısım ise ``bölücü çevreler ve diğer işbirlikçiler´´ oluşturmaktadır´´ demektedir .
Türkiye üzerindeki siyasal , etnik ve kültürel dayatmaların karşısında en büyük engel Türk Silahlı Kuvvetleridir . Bazı büyük sermaye çevreleri ve bazı siyasiler bu konularda ne yazıkki ikna edilmiştir .
Bu konular ile Kürdistan , Ermenistan , Patrikhane , Kıbrıs , Ege ve Türkiye`nin federalleşmesi gibi meselelelerde , Türk Milletinden yana ``milli refleks´´ gösteren ve bir türlü ikna edilemeyen Türk Silahlı Kuvvetleri , bu projelerin sahipleri ve yandaşları tarafından hedef haline getirilmiştir . Ne için ? Türk topraklarına önce dolaylı sonra da doğrudan el koymayı hedefleyenler planlarını tahakkuk ettirsin diye .
Hatırlayın ; İzmir`i işgal eden Yunan ve İngiliz askerlerinin işlerini kolaylaştırın diye buyurulan fetva ve fermanları...
Türk Milletinin zenginliğinin nasıl iç edildiğini anlatmayıp yeni zenginlikler vaad edenler bunları bize çeşitli kılıflarda yedirmektedir . Örneğin Kıbrıs`ın toplumsal zenginliğe ulaşmada engel olduğu ve ``çağdaş dünyanın son Berlin duvarına kaldırmak´´ la buna ulaşılacağı , ``AKP`ye verilecek oyların Sayın Denktaş`ın mualesef soyunduğu tutucu hatta gerici görüşleri gerileteceği´´ gibi masallar adlarının önünde Prof. yazanlar tarafından bizlere anlatılmaktadır . Tıpkı Orduya karşı yürütülen çalışmaların ülkemizde demokrasiyi kuvvetlendirip kökleştireceği ve hukukun üstünlüğünü perçinleyeceği masalı gibi .
Halbuki ; Rauf Denktaş mücadelesi ile zenginliğine el konulmuş Kıbrıs Türklerinin toprağına da el koyulmasın diye uğraş veriyor . Aynen Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türk toprağına el konulmasın ,Türk Milletinin menfaatleri zedelenmesin diye mücadele verdiği gibi .
Son söz : kurumlar binlerce yıldır olduğu gibi dimdik ayakta kalır ezilen her zaman olduğu gibi halk olur . Söylemesi bizden tedbir alması sizden .
Özcan PEHLİVANOĞLU
www.trakyanethber.com
ozcanpehlivanoglu@yahoo.com
|