FRENGİSTAN`DA MUTLU OLMAK
FRENGİSTAN`DA MUTLU OLMAK Prof. Dr. Salih Şimşek - Usta be! - Efendim? - Dün haberleri dinledin mi? - Hayır. Ne oldu önemli bir şey mi vardı? - Anlatayım da `önemli` mi değil mi siz karar verin. - Peki, anlat bakalım. - Bilmemneoğlu isimli bir belediye başkanımız &8216;Frengistan` isimli bir ülkeye gitmiş. - Eeee? - Orada, parlamentoda bir konuşma yapmış ve alkışlanmış. - Ne demiş ki? - Belediye başkanı olduğu ülkesini onlara şikâyet etmiş, ülkesini karalamış...Aslı astarı olmayan bir yığın şey söylemiş. Gâvurlar da çok içten gelen bir duygu haliyle uzun süre alkışlamışlar. - Gâvur, elbette sevinecek buna...Üzülecek değil ya...İşte bunun için oralarda, yani diyar-ı küfrün her yerinde Bilmemkiminoğlu çok sevilir ve desteklenir. - Bilmemkimin oğlu değil, bilmemneoğlu... - Peki, sonra... - Sonra da gazetecilere bir açıklama yapmış ve demiş ki: Burada kendimi çok mutlu hissediyorum. Evimde imiş gibi rahat ediyorum. Burada bulunmaktan çok memnunum. - Anladım. Gayet normal değil mi? - Nasıl? - Hani derler ya...`Bülbülü altın kafese koysan...vatanım da vatanım` dermiş. O dediğin kişinin asıl vatanı orası yani Frengistan...O, bu ülkenin insanı değil ki...Kâğıt üzerinde öyle olmasa bile realite böyle...Kan çekiyor...Farkında olmadan asıl durumunu ifşa ediyor...Elbette orada mutlu olacak, burada değil ya... - Bir şey daha konuşmayı dinleyen bir parlamenter ilginç bir değerlendirme yapmış. - O ne demiş? - Bu maldan bir şey olmaz. Cacık hiç olmaz...Gelmiş burada kendi ülkesini bize şikâyet ediyor. Dışarıda kendi ülkesini karalayan mallardan hiç kimseye hayır gelmez. Böyle malları dikkate almayın demiş... - Hayret! Bunu söyleyen bir parlamenter mi? - Basın öyle yazdı. - Valla bravo...O gâvurları sevmem ama içlerinden bazı istisnalar da çıkabiliyor demek ki... - Hah şimdi hatırladım. O Fransız senatör Bilmemneoğlu`nu sadece iki dakika dinlemiş ve salonu terk etmiş. Salondan çıkarken de yakınlarında bulunan diğer parlamenterlerin duyacağı şekilde, onu kast ederek `karaktersiz adam` demiş... - Müthiş... - İşin ilginç durumu ne, biliyor musun usta? - Ne? - Bizim ahmakların ve kronik muhalefet mensuplarının hiç birinin buna itiraz etmemesi...Diğer ahmakların anlamalarını zaten beklemiyorum da... - Yani `sükût ikrardan gelir` mi demek istiyorsun? - Öyle değil mi? - Galiba haklısın Çırak. - Teşekkür ediyorum, Usta...
|