Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
ROZA KURBAN - (Ziyaretci) 17.07.2010 10:45:14

GEÇMİŞİ GELECEĞE BAĞLAYAN BİR KÖPRÜDÜR BEYPAZARI

GEÇMİŞİ GELECEĞE BAĞLAYAN BİR KÖPRÜDÜR BEYPAZARI.



Binlerce yıllık kültürel geçmişi ve doğal güzellikleriyle bir turizm cenneti olan Beypazarı, Ankara`nın 100 kilometre batısında bulunmaktadır. Ankara`nın bir ilçesi olan Beypazarı`nın ilk adı Lagania, yani ``kaya doruğu ülkesi´´dir. Beypazarı - Hititler, Frigyalılar, Romalılar ve Doğu Romalılara ( Bizans) ev sahipliği yaptıktan sonra Anadolu Selçukluları ve Osmanlı Devleti egemenliğine geçmiştir. Beypazarı geçmişte olduğu gibi bugün de sosyal, kültürel ve ekonomik merkez olma özelliğini korumaktadır.

Selçuklu yönetiminde ise, sık sık göç eden Türkmen boylarına yurtluk yapmıştır Beypazarı. Kayı boyunun da yurt edindiği bu topraklarda, Hırkatepe köyünde, Osmanlı Devleti`nin kurucusu Osman Bey`in dedesi Gazi Gündüzalp`ın mezarı bulunmaktadır.

Selçuklu Dönemi`nde İstanbul-Bağdat yolu üzerinde önemli bir ticaret merkezi olan Beypazarı, Orhan Bey`in Ankara`yı alması ile Bursa sancağına bağlanarak Osmanlı yönetimine geçer. Osmanlı yönetiminde, toprak rejiminin ve askeri sistemin bel kemiğini oluşturan Tımarlı sipahi merkezlerinden biri olmuştur Beypazarı. Ticari ve ekonomik hayatın çok yoğun yaşandığı bu yöreye canlılığından ötürü Beğ Bazarı denmeye başlamıştır.

Önde gelen gezginlerden biri olan Evliya Çelebi (1611 İstanbul -1683 Mısır) 40 yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını gezmiş ve gördüklerini SEYAHATNAME adlı eserinde toplamıştır. Evliya Çelebi 1638 yılında yaptığı Beypazarı gezisinden şöyle bahsetmiştir: `` &8230;.İlk kurucusunu bilmiyorum fakat ilk fatihi Kütahya beylerinden Germiyanoğlu Yakup Şah`ın veziri Dinar Hezar`dır&8230; Halkın çoğu bilginlerdir. Hepsi renk renk sof giyerler. Türk şehri olduğundan halkı Oğuz taifesidir. Yedi tane hanı vardır. Çarşı içindeki güzel bir han yanmıştır. Hamamları, 600 dükkanı vardır. Çarşıda dere kenarında hafta pazarı olur. Dere burada şehrin aşağı tarafından akarak bir nehir vasıtasıyla Sakarya`ya dökülür.´´

Akropol Termal Tesisleri`nin daveti üzerine 3 Temmuz 2010 günü Beypazarı`na doğru yola çıktık. Programda şehir turu ve tanıtım toplantısı olacağını söylemişlerdi. Beypazarı`nı daha önce görmediğimiz için bu günübirlik tanıtım turuna ailece katılma kararı aldık. Keyifli bir yolculuk sonrası Beypazarı`na ulaşmıştık. Beypazarı tepeler arasına yer alan bir yerleşim merkeziymiş. Otobüslerden indik ve şehir gezisi için Beypazarı sokaklarından ilerliyorduk. Yanımızda Akropol Termal`in danışmanı Nazlı Yıldırım vardı. Nazlı Hanım şehir hakkında bilgi veriyordu, yolun sol tarafında yeşil bir alan vardı, bu yerde her yıl Haziran ayının ilk haftasında ``Geleneksel Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali´´ düzenleniyormuş. Bu festivale Türkiye`nin dört bir yanından turist akın etmenin yanı sıra yurt dışından, örneğin Japonya`dan da gelenler oluyormuş. `` Bu yıl biz de katıldık bu festivale, stant kurduk´´ dedikten sonra Nazlı Hanım, ``Beypazarı`nın havucu meşhur olduğunu biliyor musunuz?´´diye sordu. ``Hayır bilmiyoruz. Beypazarı Evleri, Beypazarı Kurusu`nu duymuştuk, fakat havucunu ilk defa duyuyoruz´´ dedim. Az daha ileride göbekte ``Havuç Heykeli´´ dikildiğini görünce iyice meraklandım. ``Buranın havucu çok meşhurdur, HAVUÇ LOKUMU, HAVUÇ TATLISI, HAVUÇ CEZERYESİ, HAVUÇ SUYU, hatta HAVUÇUN DONDURMASI bile var´´ dedi Nazlı Hanım. Yolun karşı tarafına geçince, tüm el sanatları, yöresel gıdalar ve tarihi yapıları bir arada barındıran eşsiz Alaeddin Sokağı çıktı karşımıza. Sokak baştan sona Beypazarı Evleri`nden ibaretti. Beypazarı Evleri`ni daha önce televizyonda, kitap ve dergilerde görmüştüm, şimdi ise bu evler gözümün önündeydi. Arnavut kaldırımından yokuşa doğru ilerlerken kendimi tarih kitaplarının sayfasındaymış gibi hissetim. Beypazarı evlerinin iskeleti ahşap olup tatlı kireç denilen malzemeyle sıvanmıştır. Beypazarı evleri genellikle 3 katlıdır. Günümüzde Beypazarı`nda bu karakteristik özelliklere sahip 3500 ev bulunmaktadır. Alaeddin Sokağı`nda Beypazarı`nın yöresel yemekleri: tarhana, yaprak sarması, Beypazarı güveci, bazlama, Beypazarı simidi, Beypazarı kurusu, 80 katlı yufkadan yapılan Beypazarı baklavası, havuç lokumun yanı sıra, gümüş eşyalar, bez bebekler ve daha nice yöreye özgü gıda ve eşyalar satılıyordu. Satıcılar kendi mallarını tanıtmak için can atıyordu. Sokağın sonunda Sultan Alaeddin Camii ve Cami`nin yanında yöre tarihinin canlı şahidi olan bin yıllık bir ağaç vardı. Nedendir bilinmez ağacın içi oyuk vaziyetteydi. Sağa döndüğümüzde artık müze haline gelmiş tarihi evlerden Beypazarı Hakim Evi ( Ankara Üniversitesi Uygulama Oteli) ve Yaşayan Müze bulunmaktadır. Yaşayan Müze, Kültür Bilimci Sema Demir tarafından kurulmuş olup, kaybolmaya yüz tutan kültürel değerleri ve geleneksel sanatları yaşatmayı ilke edinmiştir. 3 katlı 150 yıllık bu ev, zamanının zengini Ali Bey ve Beypazarı`nın ilk kadın öğretmeni Fatma Hanım`a aitmiş. Yaşayan Müze Türk sanatını, geleneğini ve kültürünü birebir uygulayarak öğrenmeye davet etmektedir. Müzeye ilk adım attığın andan itibaren yöresel kıyafetler giymiş kızlar çıkıyor karşınıza. Hepsi farklı bölümden sorumlu ve kendilerine ait olan alan hakkında büyük bir heyecanla bilgi veriyorlar. Müzede, Ebru sanatı ile tanışmak ve bu sanatı icra etmek, ıhlamur baskıyla kendi elbiseni süslemek ve boyamak, nazara karşı kurşun döktürmek mümkündür. Karagöz ve Hacivat da unutulmamış, onlar için ayrı bir oda ayrılmıştır. İsteyen Karagöz &8211; Hacivat oyununu sergileyebiliyor, isteyen bu kahramanların kıyafetlerini giyerek fotoğraf çektirebiliyor. Masal odasında elinde bastonu ile bir hanım oturuyordu. O isteyene masal anlatıyor, isteyene de bilmece soruyor. Bizim zamanımız dar olduğundan masal dinleyemedik, bilmece sormasını istedik. Bilmece şöyleydi: ``Sabah gider, öğlen gider, akşam gider. Sen ne zaman istersen o zaman gider, ancak yalnız 1 metre gider. Nedir bu, bilin bakalım. Bilene de şeker veririm.´´ Bilmecenin yanıtını biz ancak ipuçları aldıktan sonra bulabildik, şimdi de siz düşünün bakalım! 3 katlı bu evin giriş katı &8211; hayat katı, 1.kat &8211; çardak katı ve en üst kat &8211; kuş konan katı olarak adlandırılmaktadır. Yaşayan Müze`nin her katı ayrı bir gezintiye götürüyor insanı. Kendini masal dünyasındaymış gibi hissediyorsun. Kısaca Yaşayan Müze, geçmişi capcanlı karşınıza getirmektedir.

Yaşayan Müze`den çıktıktan sonra geldiğimiz yolla geri otobüslere doğru gidiyorduk. Geçmişe sahip çıkmak, gelenekleri gelecek nesillere aktarmak bir ulusun ulus olarak ayakta kalması için önemli bir etkendir. Otobüslere bindik ve Beypazarı`nın güneyinde Boztepe Mevkii`nde 1350 dönüm arazi üzerine kurulmakta olan Akropol Termal Mega Kent`e doğru yol alıyorduk. Artık Orta Çağa ait olan Beypazarı Evleri`ni geride bırakmıştık, Beypazarı`nın modern evleri vardı karşımızda. Akropol Termal Mega Kent ise XXI. Yüzyılın modern yapısının kurulacağı yere doğru ilerliyorduk. Akropol Termal Mega Kent dünyanın sayılı termal projelerinden biri olup, Beypazarı`nın kendine özgü otantik mimarisinden esinlenerek inşa edilecekmiş. Sağlık ve eğlenceyi bir arada yaşatacak olan bu proje 7 etap halinde yapılacak olup 2013 yılında ilk etap kullanıma sunulacakmış. Yüzme havuzu, hastane, aquapark, futbol, voleybol ve basketbol sahaları, tenis kortları, mini hayvanat bahçesi, binicilik kulübü, Türk hamamı, sauna, termal havuz, SPA, çamur banyoları, oyun ve eğlence salonları, buz pateni pisti, bowling, sinema salonları, alışveriş ve kongre merkezi &8211; Akropol Termal Mega Kent projesinin içinde yer almaktadır. ``Beypazarı`nın belki tarihini değiştirecek, kaderini dönüştürecek bir büyük atılımın, dev bir yatırımın temelleri atılıyor´´ diyecek kadar iddialı konuşuyorlar.

Ailece hep birlikte güzel bir hafta sonu geçirdik. Orta Çağdan başlayarak XXI. yüzyılın mimarı yapısını da görerek tarihte bir yolculuk yaptık. Beypazarı gerçekten de geçmişi geleceğe bağlayan bir köprüdür. Eğer bir gün yolunuz Ankara`ya düşerse Beypazarı`na mutlaka uğrayın ve bu güzelliği siz de yaşayın.



Roza KURBAN

06.07.2010





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.