HER NE HİKMETSE..
HER NE HİKMETSE.. Prof. Dr. Salih Şimşek
- Şu fâni cihânda herkes `akıllı olmak` ister. Ama gelin görün ki `bazıları` hep `aptal` kalır. - Şu hayvanlar âleminde ahırın `danaları` hiçbir zaman `öküz` olamazlar, `öküzler` hep `başkalarıdır`.
- Tabiattaki güller, herkes tarafından sevilir de.. Dikenine hiç kimse katlanmak istemez. - Kötülükler, katlanarak hızla yayılıyor da, iyilikler ve güzellikler o hızla yayılmıyor.
- Bazı insanlar, bazı insanların bazı özelliklerini çok beğenirler, fakat beğendiklerini, kendilerine `yediremezler` ve söyleyemezler.. - `Fare` ölmüş olmasına rağmen, birileri, hızını alamayarak, `ölü fareye kurşun sıkmaya` devam eder..
- `İhtida` edip, sonradan Müslüman olanlar, önceden olanlardan `daha kıymetli` kabul edilir, her eyleminde bir `hikmet` aranır ve hep el üstünde tutulurlar.. - Bazı insanlar vardır, o kadar çok ve uzun vâdeli plânlar yaparlar ki sanki hiç ölmeyecek zannedersiniz..
-İslâm dinine inanmazlar, hatta `çağdışı` diyen bazı insanlar, samimi davranıp, `benim cenaze namazımı kılmayın` diyemezler. Ne olur ne olmaz? Belki de?
- Bazı insanlar vardır, onların yaşayıp yaşamadıkları nabızlarına bakılarak değil, onurlarına bakılarak anlaşılır.. Onurları duruyorsa, yaşıyordurlar.. - Bazı insanlar vardır ki, başkalarına bedel ödetmeyi çok isterler ama kendileri bedel ödemeyi hiç ama hiç istemezler..
- Çok zaman `oyunun kurallarını` çok iyi bilmelerine rağmen o kurallara riayet etmezler veya riayet etmek istemezler. - Herkesin bizi `olduğumuz gibi` kabul etmesini isteriz de.. Biz, başkalarını `oldukları gibi` kabul etmek istemeyiz..
- `Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz` cümlesini severiz de.. Kendi yaptıklarımıza hiç ama hiç bakmayız.. - Ülkemde bir kurumda veya kuruluşta çalışan yabancılar, vasıflarına bakılmaksızın, yerlilerden daha fazla itibar görürler..
- Başkasının dili, ana dilden daha fazla itibar görür, öğrenmek için onun uğruna can atılır.. - Bazı İnsanlar vardır, Rusların çok meşhur `Matruşka` bebekleri gibidirler, kendilerini tanıdıkça küçülürler...
- İnsanlar çok zaman, etraflarında olup biten her şeyi görürler fakat işlerine gelmeyenleri görmezlikten gelirler.. - Ülkemizde yıllardır tasarruflu olmanın gereğini savunulur, fakat bir türlü israftan da vazgeçmez..
- Bazı anneler, doktor olan oğullarına/kızlarına güvenip de onlara muayene olmazlar, başka doktorlara giderler.. - Tecrübe edenler bilirler ki, birilerine kuyruk-sallayanlar, içten pazarlıklılar ve ince hesap sahipleri, bu vasıfları taşımayanlara göre daha fazla itibar görürler..
- Etrafımızdaki her türlü servet, malı-mülk ve menkûl ve gayrimenkûl rahatlıkla görülür de çöpteki servet görülmez.. - Sıkıştığımız her zaman, inanmasak da, dua ederiz; duamız kabul olduğunda ise, dua edip yalvarıp yakardığımızı ve duanın Muhatabını hemen unuturuz..
- Ülkemde akademik hayatta, yabancı bilim adamları, niteliklerine bakılmaksızın, yerli bilim adamlarından daha üstün (!) görülürler.. - Günümüzün bazı meslek dalı mensupları, diğer meslek dalları mensuplarına göre daha çok para-pula ve maddiyata önem verirler..
- Gerçekten `kelime-i tevhid`e inanan insanlar vardır, fakat onlar hayat sürüş biçimleri ve yaşayışları ile hiç bir zaman ona inandıkları imajı ve görüntüsü vermezler. - Kuraldır: Hep nasihat ederiz, akıl veririz de.. Kendimiz söz konusu olduğunda, (bu zavallı da dâhil) başkalarından akıl almak ve tavsiye dinlemek istemeyiz..
- Etrafımızda kendilerine &8216;selâm vermeye bile değemez` bulunan, ama selâm verirse de ancak `Tanrı Selâmı` olarak kabul edildiği için kabul edilen insanlar vardır.. - Bazıları hep `yok`larını sayarlar.. Bilinseydi ki, `yok`larını saymaya başlayanlar, `yok olmaya` mahkûmdurlar.. Bu tür zevat, `köleliklerini` de başlatmışlar.
- Dağlarda, bayırlarda `hava atıp` avlanan tüm tilkiler ve muadili mahlûkat, neticede gidecekleri, sığınabilecekleri başka yer olmadığı için, postlarını deldirtmiş vaziyette kürkçü dükkânına sığınırlar..
- Ülkemde sonradan Müslüman olmuş (ihtida etmiş-din değiştirmiş) insanlar, niteliklerine bakılmaksızın `yerli Müslümanlar`dan ve `anadan doğma Müslüman olanlar`dan hep üstün kabul edilirler.
- Bazı insanlar, `ağzıyla kuş tutsa da sevemediğim insanlar var benim` parolasını kendilerine şiar edinirken; bazıları da, `bir de canıma okusa bile, sevmekten vazgeçemediğim insanlar var benim` parolasını kendilerine rehber edinmişlerdir.
- Ülkemde akademik hayatta, yurt dışında `doktora unvanı` alanlar, genel olarak içeride alanlardan daha havalıdırlar? Bazı akademisyenler de yurt dışında doktora yapmadıkları/yapamadıkları için ömür boyu aşağılık kompleksi içinde yaşarlar, unvanları profesör olsa da..
- Kedi ve köpekler de, kâinattaki diğer her türlü yaratıklar gibi, yaratılış gayelerine, kendilerine plânlanan ve uygulanan formata uygun olarak yaşadıkları halde, insanlar birine `sâdık`, diğerine `nankör` sıfatını lâyık görürler.. Sonra da `sâdık` olanı dışarıda bahçede, açık havada; `nankör` olanı ise içeride ve soba başında tutarlar.. Tersi olması gerekmez mi?
Ve bir iktibas: `Çok hızlı yol aldık. Ruhlarımız arkada kaldı. Ayna tutup, biraz bekleyelim. Bize yetişsinler.`
Anlaşılması benim için çok zor bir soru: Bazı insanlar Neden hep aşağılık kompleksi içindedirler? Nedendir Düştükleri bu kuyudan bir türlü kurtulmak istemezler? Nedendir ki Realiteyi kabul edip, Kuyruklarını aşağı indirmezler? `Ahlâk bekçiliğine soyunan` çok, Ama neden `ahlâklı` olan az?
|