Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10189
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 24.09.2011 12:45:10

İKİYÜZLÜLÜK, UTANMAZLIK, SAMİMİYETSİZLİK

Nurullah AYDIN

24 Eylül 2011-ANKARA





İKİYÜZLÜLÜK, UTANMAZLIK, SAMİMİYETSİZLİK



Her üç kelime de toplumda çok sık kullanılır. Herkeste kendine göre anlam yükler. Ama nedense toplumun çoğunluğunca olumsuz olarak görülen bu üç kelimeyi kişilik özelliği haline getirenler başarılı olur. Topumda bu tipleri takdir eder. İnsanlar; helal olsun be, yiyor, hırsız, yalancı, sahtekar ama başarılı hizmet ediyor cümlesini de peşinden söyler.



Şimdi bu durumda dürüst, namuslu, yalan söylemeyen, yetenekli insanlar ne yapabilirler ki. Halk; yeteneksiz diktatör eğilimli, hırslı, makyavelist tipleri seçiyor sonrada pişmanlık duyuyor. Bu nedenle de patinaj yapıyor.



Kişi; karşıt düşünce sahibi kişilerin gözaltını alkışlıyor, hukukun egemen olduğunu anlatıyor, kendisi olumsuz duruma düşünce hukukun iflas ettiğini yazıyor. İkiyüzlülük değil mi?



Kişi; bazı davalarda, adı geçen herkese suçlu damgası yapıştırıp, linç ediyor. Yandaş aynı durumda olunca masumiyet karinesine vurgu yapıyor. Utanmazlık değil mi?



Davalara göre; hukuk, adalet, kanun, insanlık konuşuluyor. Samimiyetsizlik değil mi?



Toplumun ortak değerleri, devlet gelenekleri altüst ediliyor Cesaret gösterisi değil mi?



Türkiye`yi kökünden sarsan iddialar artıyor, kimse oralı olmuyor. Kefilim diyorlar, görevini yapmıştır deniliyor. Siyasi irade tak diyor, şak diye gereği yapılıyor.



Halka şamar oğlanı muamelesi yapılıyor. Kafasına çuval geçiriliyor. AB`ye uyum adıyla Milli egemenlik Brüksel`e devrediliyor, kanunlar dikte ettiriliyor, meclis devre dışı bırakılarak çıkarılıyor, IMF komiserleri, CIA ajanları cirit atıyor, çıt çıkmıyor.



Şehide ceset deniyor, sınırlar delik deşik, ulusal güvenlik evlere şenlik. Devlet yetkilileri teröristi yakalayıp yoketme görevini bırakmış pazarlıklar yapmakla görevli. Başkentte bomba patlıyor insanlar ölüyor, asker sivil insanlar kaçırılıyor, yollar kesiliyor, Filistin Gazze deniliyor. Birileri 10 Euroluk Hermes çanta taşıyan eşi ile Almanya`da gezide.



Bakın;

Herkes, evrensel ilkelere duyarlı olsa....

Herkes, kendini temsil edenlere sahip çıksa...

Herkes, her zaman, insan haklarına saygılı olsa...

Herkes, ifade özgürlüğüne saygılı olsa...

Herkes, dik dursa...

Herkes, biraz vefalı olabilse...

Herkes, yalakaların suratına tükürse biraz...

Herkes, sorunlara tuttuğu takım kadar kafa yorsa... Hiç sorun kalmayacak aslında.



Bunda kuşkusuz akılcı pozitivist anlayışın toplumda yer etmemesi rol oynamaktadır. Din odaklı düşüncelerle, kitlelerin uyuşturulmasının sonucudur.



Dini düşünce kaynakları, bilim ve teknolojide 12. yüzyılda durmuştur. Bugünde ortaya konulan görüşler yüzyıllar öncesinin yorumlarıdır. 21 yüzyıl insanını tatminden uzaktır.



Oysa; İnsanoğlu gelişiyor, değişiyor, dönüşüyor. Yaşama, dünyaya ilişkin anlayışlar bakışlar da olduğu gibi algılaR da dönüşüme uğruyor.



Ancak değişmeyen gerçekliklerde vardır. Canlıların biyolojik yapısı ihtiyaçları duyguları farklılaşabiliyor. Doğum, ölüm, yaratılış, dünyanın ve evrenin uyduğu kurallar, ilahi irade, değişmez gerçekliklerdir.



Ancak; tarihsel yorumlar, değişken olduğu için bu değişkenlerin koyduğu ilkeler kurallar da kesin olamaz, değişebilir.



Kimilerinin doğruları, kimilerinin yanlışları olmuştur. Bugün de yarın da olacaktır.

Temel sorun yaratılış amacına göre insanının neyi anlayacağı ve nasıl yaşayacağıdır.

Dün olduğu gibi bugün de tartışmaların temelinde bu yatıyor.



Soruyorlar; hocam ne olacak bu ülkenin hali? Ben de; bakalım, görelim diyorum. Ya siz?



Günün Sözü: İnsanı yalan söyleyip söylemediğine göre sev ve takdir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.