İNANÇ DEĞERİ, ETNİK KÖKEN İSTİSMARI VE TERÖR
İnanç değeri, etnik köken istismarı ve terör Mehmet KOÇAK Yaşanan ekonomik, siyasi, iktisadi ve sosyal alanlardaki zorlukların yanında günümüzde insanlık büyük bir güven bunalımı içindedir. İnsanlığın en temel haklarından olan huzur ve güvenliği tehdit altındadır. Nereden geleceği ve nasıl karşılaşılacağı belli olmayan bu tehdit unsurunun adı TERÖR`dür. İnsanlık tarihi kadar eski olan terör maalesef, yaşadığımız yüzyılda da en büyük sorun olmaya devam etmektedir. Terör örgütlerinin veya terörist kavramının felsefesinde; yaratılış gayesine uygun hareket etmek; sevmek, sevilmek, merhamet etmek, herkesle hoş geçinmek, içinde yaşadığı toplumla, milletiyle ve bütün insanlıkla barışık olmak yoktur. Çünkü bu değerleri benimseyenler ve yaşamaya çalışanlar terör yapamaz ve terör örgütü kuramazlar. Bu kişiler terör örgütlerine destek veremez ve en önemlisi yandaş olamazlar. Her asrın belası kabul edilen terörü örgütleyen, planlayan ve uygulayanlar; barış, uzlaşma ve hoş görüye dayanan birlik, dirlik, sevgi ile kardeşlik ruhundan yoksundurlar. Onların bakış ve davranışlarında acıma duygusu, vicdan ve merhamet olmaz. Bu nedenledir ki; bütün semavi dinler, İnsanlığı tehdit eden zulmü, azgınlık ve fenalığın anası olan terörü şiddetle men etmiştir. Mensubu olmaktan şeref duyduğumuz İslam dini; insanın insanı yok etmesini haram kılmış, her türlü baskıyı ve terörü yasaklamıştır. Yüce Allah ``Ben zulmü kendime haram ettim, size de haram kıldım, birbirinize zulmetmeyiniz´´ buyurmaktadır. Demek ki; Terörün ve teröristin herhangi bir dine mensup olması o dini bağlamaz. Bir Hıristiyan veya Yahudi`nin terör yapması o dini bağlamadığı gibi bir Müslüman`ın da terör yapması &8216;İslami terör` olarak nitelendirilemez. Ancak bütün bu gerçeklere rağmen; Katliamlarını Allah için yaptıklarını iddia edenler de vardır. Geçtiğimiz aylarda Hıristiyan dinine mensup Faşist ruhlu Anders Behring Breivik`in sebep olduğu Norveç`teki toplu katliam bunun en son örneğidir. Ayrıca; Libya`daki iç savaş, Afganistan, Irak, Mısır ve Yemen ile Türkiye`de PKK terör örgütü aynı kategoridedir. Terör sadece kişiler veya kişilerden oluşan örgütler tarafından yapılmıyor. Bazen devletlerin kışkırtması ve gizli desteği sonucu can alıyor, kan akıtıyor. Bazen da devletler terör yapmaktadırlar. İnsan haklarını ihlal ederek elindeki silah gücüyle halk kitlelerini baskı altına tutmak veya silah zoruyla sindirmek, saldırı ve işgal, göce zorlamak gibi devletlerin eliyle gerçekleştirilen toplu katliamlarda terör`dür. Ülke yönetimini elinde bulunduran diktatörlerin; emrindeki güçleri harekete geçirerek hak arayışını başlatan halk kitlelerini şiddetle bastırması veya ülkenin iç savaşa sürüklenmesine sebep olan emperyalist güçlerde dolaylı yoldan terör suçu işlemiş oluyorlar. PKK MÜSLÜMAN TÜRK VE KÜRTLERİ ÖLDÜRÜYOR Türkiye`nin güçlenmesi ve bölgede etkisinin arması ve küresel düzeyde itibarının artmasını istemeyen güçlerin taşeronu olan PKK bölücü terör örgütü, aynı dine mensup Türk ve Kürtleri hedefine alarak katlediyor. Onlar için Türk, Kürt veya Müslüman olmasının hiçbir önemi yok. Bölücü başının serbest kalması ve Türkiye`yi bölünmeye götürecek yolun açılması uğruna iç ve dış mihrakların kışkırtma ve desteğiyle PKK terör örgütü asker polis ve sivillere saldırmaktadır. ``Terörün din ve etnik köken ayırımı yoktur´´ ifadesinin bir gerçek olduğu açıkça görülmektedir. PKK`nın kanlı eylemleri sonucu hayatını kaybeden binlerce asker, polis ve sivillerin yarısı Türk kökenli ise diğer yarısı Kürt vatandaşlarımızdır. Siirt`te düğüne giden otomobile uzaktan roketlerle, Ankara da ise bomba ile yapmış oldukları saldırılar sonucu Türk ve Kürt sivil vatandaşımız yine alçakça katledilmiştir. ALLAH DOSTU RABBANİ`Yİ ``ALLAH´´ İÇİN KATLETMİŞLER&8230; Uzun yıllardır Afganistan`da bir insanlık faciası yaşanıyor. Müslüman Müslüman`ın kanını döküyor. Ülke yerle yeksan olmuş, insan hakları ve insanlık onuru ise yerlerde sürünüyor. Afganistan`da milli birlik ve beraberliğin oluşması ve İçinde bulunduğu yanlışlardan kurtarılabilmesi yönünde en büyük mücadeleyi veren eski devlet başkanı ve Afganistan`ın sembol ismi olduğu kadar gerçekten bir Allah dostu olan Prof Dr Burhaneddin Rabbani, İslam nizamı kurmak iddiasını sürdüren Taliban örgütünün talimatıyla bir intihar komandosu tarafından ``ya Allah´´ diyerek katledildi. Kısacası bir Allah dostu kendini Allah yoluna adadığını iddia eden biri tarafından öldürüldü. İşte terörün günümüzdeki son hali bu&8230; Sonuçlardan çok sebepleri irdelendiğinde Afganistan`ın bu duruma düşmesine Rus, ABD ve Batı emperyalizminin çıkar oyunlarının sebep olduğu anlaşılmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Afganistan`daki terör örgütleri kadar onları çıkarları gereği destekleyen kışkırtan ülkelerin de suçlu olduğu bir gerçektir. ``Terör uluslararası bir beladır ve tüm terör örgütlerinin arkasında emperyalist güçlerin karanlık elleri vardır´´. Sözü bir iddia değil gerçeğin kendisidir. Peki çare ne?, sorusuna gelince; Teröre karşı gibi görünen ancak gizli desteğini sürdüren ülkeler ve kuruluşlar, iki yüzlülükten vaz geçerek samimiyetle teröre karşı bir ortak cephe oluşturmalıdırlar. Daha değişik bir ifadeyle; Her ülke sadece kendileri için değil, başkalarının güvenliği için de duyarlı olmalıdır. Aksi halde terör bitmez ve bir gün onlarında başına bela olur.
|