Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 9.02.2011 21:16:21

İNSAN BEYNİ KAÇ GİGABYTE

Nurullah AYDIN

9 Şubat 2011



İNSAN BEYNİ KAÇ CİGABAYT



İnsan beyni kaç cigabayttır? sorusunu Londra College Üniversitesi Nöroloji Birimi cevapladı. İngiliz bilim dergisi New Scientist, 114 soru ve cevapla yayınladı.



Eğer her bir nöronun 1 baytlık veri taşıdığını varsayarsak, beyin 4 terebayt kapasitesinde olabilir. Bu da 4 bin cigabayttır. Fakat beyinde her bir nöron için 50 bin sinapsis (bağlantı noktası) bulunduğunu düşünürsek, beynin kapasitesinin 500 terabayttan daha fazla olabileceğini görürüz. Bu da ortalama olarak 1000`in üzerinde bilgisayara tekabül eder.



Ancak bilgisayarların aksine beynin belleği dolmaz, öğrendikçe genişler.



Demek ki bilgisayarların çöp kutusu gibi beynin de çöp kutusu var. Yeni veriler elde ettikçe eski bilgilerin çoğu çöpe gidiyor. Beyindeki verileri yenilemezseniz, herkesin çöpe gönderdiği bilgilerle yaşar, hiçbir ilerleme kaydedemezsiniz.



Yine bilgisayarlara virüslerin musallat olması gibi insan beynine de Truva atları girebiliyor. Bu sebeple, beyninizde Çanakkale savunması gibi bir direniş yeteneği yoksa, anne babadan veya toplumsal kültürden böyle bir özellik edinmemişseniz işiniz zordur.



Türkiye, cephe gerisini, yani halkın psikolojik ve sosyal durumunu sağlam tutabilmiş, milli birliğini her vasıtayı kullanarak pekiştirebilmiş olsaydı, Milletin enerji direniş seviyesi, bu belanın hakkından gelir derdim. Milletin çoğu, başına ne geleceğini henüz algılamış değildir. Ülkenin kültür politikası, eski Yunan kültürü eksenine oturtulduğu için enerji direniş seviyesi bir hayli yıpranmıştır.



Sinema, müzik ve medyanın, Türk kültürüyle birlikte, milletin enerji direniş seviyesini yok etmek için sinsi sinsi kullanılması sonucunda, halkın karakteri de değiştirilmiştir. Son 10 yılda, kaleler birer birer düştükçe, her alandaki düşman saldırısı, pervasızlaşmıştır.



Yasaları artık ABD, Avrupa Birliği, IMF ve Dünya Bankası hazırlıyor veya dayatıyor, her gün ama her gün Türk egemenliği yara alıyor, bunları anlattığınızda karşınızda büyük bir koro, bunların komplo teorisi olduğunu söylüyor ve toplumsal bir tepki oluşsa bile bu tepki gereği gibi ortaya konulamıyor!



Hiçbir fiziki savaş, milletin beynine yönelik savaş kadar tahribat yapamaz. Milletin kimliğini, benliğini ortadan kaldırırsanız, bireyler, vatanını kiralık arazi gibi görmeye başlar; şerefsizleşir...



Sadece siyasi partilere ve medyaya değil, Türkçe`ye de Truva atları yerleştirdiler ki, çok kimse olan bitenleri anlamak istemiyor! Egemenliğin devredilmesini öngören programa Ulusal program adı verilmesi, bir kelime oyunuyla doğrudan beyinlere girmiş bir Truva atı değil miydi?



Çözüm, önce beynimizden, sonra derneğimizden, partimizden, medyamızdan, iş dünyamızdan, devletimizden Truva atlarını söküp atmak ve kendi programımızı uygulamaktır...



Mevcut beyinlerde Truva atlarının oluşturduğu inşaatı yıkmak gerekiyor. Bunun için de medyayı kullanıyorlar.



Bugün, dünya üzerinde hüküm süren ve Türkiye`yi de etkileyen gerginlikleri kavramak için bütün bilgilerimizi geçici olarak beynimizden çıkarmamız gerekiyor!



Yoksa bugüne kadar hafızamıza yerleşen bilgilerle, dünyada ve Türkiye`de olup bitenleri anlayabilmemiz mümkün değil. Tabii, bu tabloları görüp umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Çok iyi biliyorum ki, her insanın varoluş ve yaradılışı yine aynıdır...



Nereden mi biliyorum?

Önce kendimden biliyorum.



Namık Kemal gibi söylemek gerekirse, Fıtrat değişir sanma / Bu kan, yine o kandır...



O nedenle; Türkiye`de yetkisiz sorumluların, yetkili sorumsuzların ve yine hem yetkisiz hem sorumsuz kişilerin anlamadığı ya da anlamak istemek istemediği gerçek bu!



Günün Sözü: İnsanın ne konuştuğuna dikkat dersen beynin içini de anlarsın.




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.