Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 2.04.2011 13:35:00

İSLAM COĞRAFYA`SINDAKİ SANCILI DEĞİŞİM VE TÜRKİYE`NİN HAMLELERİ

İslam coğrafya`sındaki sancılı değişim ve Türkiye`nin hamleleri

Mehmet KOÇAK



Arap dünyasındaki tansiyon bir türlü düşmek bilmiyor. Protesto sesleri ile silah sesleri birbirine karıştı. Yaşanan üzücü olaylardan; siyasal düşünce yoksunu, eğitimsiz, mantıksal ve zihinsel öngörüden yoksun, despotçu diktatörler sorumludur. Çünkü ülkelerinin ve halklarının birliğinin bir numaralı sorumlusu olarak, onların endişelerini, beklentilerini anlamaları ve kavramaları gereken bizatihi kendileridir de ondan.

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Arap ülkeleri ile gerçekleşen karşılıklı resmi ve özel ziyaretler esnasında bu ülkelerin liderlerine ve onlara bağlı kadrolarına önemli uyarılarda bulunmuştu. Başbakanımız ayrıca çağın gelişmelerini dikkate almak, değişim ve yeniden yapılanma konularında halkların beklentileri yönünde reformların başlatılmasını önermişti. Ayrıca muhalefeti dış mihraklı görme ve güç kullanarak sindirme yerine sokaklardan yükselen seslere kulak verilmesinin en doğru yol olacağı yönünde tavsiyelerde de bulunmuştu. Nefsinin esiri olmuş bu despotlar ve yandaşları, tatmin olmayan iktidar hırsları, gurur ve kibirlilikleri yüzünden bu uyarı ve tavsiyelerin önemi ve ne anlam taşıdığını maalesef anlayamadılar veya anlamak istemediler.Bu konuda Başbakan Erdoğan`ın defalarca uyardığı kişi olan Kaddafi`nin ve ülkesi Libya`nın durumu ise ortadadır.

Bu diktatörler; keşke ötekini suçlamak yerine sorunların sebebi olan aynadaki kendi zorbalarını görebilselerdi. Keşke bu çağrı ve uyarıları ciddiye alıp anlamış olsalardı. Ve yine keşke; Ülkesinin işgaline hazırlananlara bu fırsatı veren girişimlere tevessül etmemiş olsaydı.

TÜRKİYE, AKTİF SORUMLULUK ÜSLENEN BİR ÜLKE

Değişen ve yeniden yapılanan dünya ve bölgesel siyasi gelişmeler doğrultusunda dış politikasının rotasını yeniden belirleyen Türkiye, beynelmilel hukuk çerçevesinde sürdürülebilinir bir istikrar, milletlerin barış ve huzurunu temel esas kabul etmektedir.

Türkiye, dış politikasına yön veren yeni vizyonuyla küresel olaylarda fikrine baş vurulan, çözüm önerileri üretme kabiliyeti olan ve sözü dinlenen akil ülkeler arasındadır. Geçmişte olduğu gibi kendisine verilen rolleri kayıtsız şartsın kabul eden bir ülke olmak yerine teslimiyetçi olmayan ve kendi inandığı doğrularında ısrarlı, ağırlığı kabul edilen bir ülke konumundadır.

AK Parti iktidarı döneminde ve bilhassa Dışişleri Bakanımız Davutoğlu`nun öncülük ettiği Türk dış politikası, yeniden formatlanarak bir vizyona kavuşturulmuştur. Bu sayede Türkiye, uluslar arası meşruiyeti olan projelerde, Uluslararası sistem içinde aktif sorumluluklar üslenebilmektedir.

Arap dünyasının istikrar ve güvenliğinin yeniden sağlanması için Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu` nun Londra`da, MİT Müsteşarı Hakan Fidan Suriye`de ve Başbakan Erdoğan Irak`ta uluslar arası düzeyde eş zamanlı olarak temaslar gerçekleştirmeleri bu konudaki samimi gayretlerinin bir göstergesidir.

Şu bir gerçek ki; Türkiye izolasyonlardan sıyrılarak yakın tarihin hiçbir döneminde İslam Dünyası başta olmak üzere tüm dünya ile bu kadar bütünleşmemiştir. Bu bütünleşmenin; birilerinin emperyal plan ve uygulamalarına yamanarak değil, kendi inanç, kültür ve değerlerimiz doğrultusunda, beynelmilel hukuku esas alan ilkeli duruş yönünde gerçekleşmesi bizim acımızdan onur ve gurur verici bir gelişmedir. Türkiye bu sayede, Kuzey Afrika ve Ortadoğu`da yaşanan olaylar ve yeniden yapılandırma konusunda da bölgede barış kurucu, çatışma önleyicisi bir rol üslenerek, emperyal güçlerin işgal oyunları bozulmuştur.

ERDOĞAN, KARDEŞLİK RUHUN ÖNCÜSÜ

İslam dünyasının en çok sevilen ve sayılan lideri olan Başbakan Sayın Erdoğan`a Türkiye sınırları ötesinde duyulan bu sevgi seli ve ilginin bir kaç sebebi var; Bu sebeplerden biri tarihin derinliklerinde bıraktığımız ortak değerlerin temsilcisi olan medeniyet izlerini sürmesi; diğeri ise, emperyalist güçlerin İslam dünyasına yönelik saldırı, işgal ve sömürü planlarına karşı onun barışçı ve uzlaşmacı tavrına duyulan güvendir. Kısacası Başbakan Sayın Erdoğan tüm İslam dünyasında, kardeşlik ruhun öncüsü olan kabul edilmektedir.

Gittiği diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi Irak`ta da büyük bir coşku ve ilgiyle karşılanması ve Arap, Kürt, Türkmen ayrıca Suni ve Şii mezhepsel ve etnik köken gibi farklılıklar yerine ortak değer olan İslam kardeşliği rüzgarlarının esmesinin sebebi de budur.
Bağdat`da Arap kardeşlerimizin Başbakan Erdoğan`a gösterdiği ilgi ve sevginin aynısı Erbil`de Kürt kardeşlerimiz tarafından gösterildi. Başbakan Erdoğan lehine sloganlar atıldı. Ellerde taşınan Türk bayrağı, bölgesel Kürt yönetimi bayrağı ve Irak bayrakları yan yana dalgalandı. Arapça, Türkçe ve Kürtçe ``Kardeşliğin öncüsü Erdoğan hoş geldin´´ pankartlar taşındı. Necef`te Şii kesimin önderlerinden Ayetullah Ali Sistani ile gerçekleşen görüşme ve Hz. Ali`nin mezarı ziyareti çıkışında Şii kardeşlerimiz o coşkulu ve sıcak ilgisi aynı şekilde Kazımiye ve İmam-ı Azam Ebu Hanife türbeleri ziyareti sırasında yaşandı.

Bütün bu gerçeklerden de anlaşıldığı üzere Başbakan Erdoğan`ın ziyaretleri sırasında, attığı her adımda, yaptığı her görüşmede sürekli olarak dile getirdiği gibi, İslam Coğrafyasının barış ve huzuru; demokrasi ve özgürlükler çerçevesinde, işbirliği, kardeşlik ve dayanışma gibi değerlerden geçmektedir. Bugün İslam Dünyasında yaşanan olaylardan bunu daha da iyi anlamaktayız.

Bugün bu değerlerin yaşanması ve yaşatılması için başta Türkiye olmak üzere, İslam Dünyasının öncülerine önemli görevler ve sorumluklar düşmektedir.









Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.