Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2275) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Salih Şimşek - (Ziyaretci) 2.09.2022 06:43:52

KAFAMDAKİ ZİKZAKLARDAN

KAFAMDAKİ ZİKZAKLARDAN

Prof. Dr. Salih Şimşek



Hırsız herkesi ‘hırsız’, arsız da herkesi ‘arsız’ zannedermiş... Herkesi ‘hırsız’ sanmamak için insanın bizzat kendinin hırsız olmaması gerekir.

Ülkemdeki hatırı sayılır bir kesimin, milletin parası ve dertleri ile ilgileri ve kaygıları yok. Tek dertleri var o da İslam düşmanlığı ve ideolojik sapkınlık...

Geçmiş dönemlerde de oluyor muydu bilmiyorum ama günümüz insanlarının çoğunun beyni ‘error’ vermiş fakat farkında bile değiller.

Dinî hayattaki ‘helâl’ ve ‘haram’ kavramları kendilerinde olmayan insanların yaptıkları her iş veya eylem, yapanlar açısından ‘doğru’dur.

Bir meczup bir zamanlar şöyle demiş: İnsan hayatındaki en güzel şeyler, yani nefsinin çok hoşlandıkları, ya kanun dışıdır, ya ahlak dışıdır, ya toplumca hoş görülmez, kim bilir belki de şişmanlatıcıdır.

Derler ki; İnsanlar diledikleri gibi davranabilecekleri özgür bir ortama kavuşunca, birbirlerini taklit ederler. Acaba diyorum; Bu hükmün veya tespitin doğruluk derecesi nedir? Ben bilmem de belki Bir Bilen çıkar...

Allah`ın Kullarından Biri bir zamanlar şöyle demişti: Hepimiz bir rüyada değil miyiz? Zaten ölünce uyandırılacağız? Şu kısacık hayatta mutlu olmayı birbirimizi kırmadan sevmeyi öğrenemedik... Akıp gidiyor zaman… Bir ahesteyim, ölüm beni bekliyorken dünyalık hevesteyim...

Bizim üniversitelerimizde okutulan iktisat (veya ekonomi) dersi, iktisadi olayın taraflarını (üretici-tüketici-devlet) incelemen önce bunların davranış biçimlerini ‘İktisadi Adam’ (Rasyonel Davranış- Çıkarcı ve menfaatçi davranış) kavramı kabul ederek (varsayarak) anlatılır. Bu davranış biçiminde ahlâkın, dinin veya inancın yeri yoktur, İşime geliyorsa birini öldürür ve parasını alırım. Bu benim refahımı artırır. Yürürlükteki Maddi kanunlar yakalamadığı sürece bir problem yoktur! Bu tespit günümüzde kime veya kimlere uygun düşüyor?

Ülkelerin iktisadi hayatları aynen insan hayatı gibidir. Nasıl ki insan doğumundan ölümüne kadar çok çeşitli hastalıklar geçirebilir, komaya girebilirler. Çok iyi olabilirler, moralleri çok iyi veya çok kötü olabilir. Ülkelerin de iktisadi hayatı böyledir. Burada da monotonluk yoktur. Ülke ekonomisinin çok canlı, talebin yüksek, üretimin yüksek olduğu dönemler olduğu gibi, talebin kısıldığı, üretim seviyesinin düştüğü, işsizliğin arttığı ve durgunluğun hâkim olduğu zaman dilimleri olabilir. Bu durum tüm ülkeler için de geçerlidir. Demek istiyorum ki; şu anda ülkemizde ve dünyada olup bitenler, ‘iktisat bilimi’ açısından gayet normal bir durumdur.

Sizleri bilmem de ben bir türlü anlamış değilim. Eskiden ‘ilim adamı’ kavramı vardı. Sonra sözüm ona Türkçeleştirildi ve kavram ‘Bilim-adamı’ halini aldı. Sonra ne olduysa ‘adam’ kavramına ‘cinsiyet’ vurgusu yapılarak kavram ikiye ayrıldı. Artık ‘bilim insanı’ ve ‘bilim kadını’ kavramları yürürlükte... ‘Bilim insanı’ kavramındaki ‘insan’ kelimesi, ‘erkek’ kişi anlamına geliyormuş. ‘Kadın’ kavramının ‘dişi’ kişi anlamına geldiğini belirtmek gerek. Benim bildiğim kadarıyla ‘adam’ ve ‘adamlık’, cinsiyet belirten bir kavram değildir. O, bir ‘duruşu’ temsil eder. ‘Duruş’, erkek ve kadın için ayrı iki anlam ifade etmez. Kaldı ki yapılan ‘Bilim İnsanı – Bilim Kadını’ ayırımda erkek, ‘insan’ olarak kabul edilmekte ancak kadının neyi ifade ettiği belirtilmektedir. Aynı durum, ‘İş Adamı’ kavramı için de geçerlidir. Eskiden bu kavram kullanılır ve içinde ‘cinsiyet belirtisi’ olmazdı. Söz konusu kavram da, modaya uyulup, ikiyi ayrılmış ve ‘İş İnsanı’ ve ‘İş Kadını’ haline getirilmiştir. ‘İş İnsanı’, erkek girişimciyi; ‘İş Kadını’ kavramı da, ‘dişi girişimciyi’ ifade etmektedir. Öyle görünüyor ki ‘adamlık’, dilcilere ağır gelmiş olmalı ki, erkek ve dişi olarak iki bölüme ayırmışlar. Ne dersiniz? Haksız mıyım?



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.