Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah Aydın - (Ziyaretci) 21.01.2010 20:01:58

KANIN VAHŞETİN ADI MEDENİYET Mİ?

Nurullah AYDIN


KANIN VAHŞETİN ADI MEDENİYET Mİ?

Medeniyetler ittifakı deniliyor. Dinlerarası diyalog deniliyor.. Ilımlı İslam deniliyor...

Söyleniyor da dini kimliği önplanda olan parti iktidarda ne gibi icraatlarda bulunuyor? Bölgede ki gelişmelere karşı politikası nedir? Her şey ortada!

Afganistan, Filistin ve Irak`ta ne yaptılar ne yapıyorlar, hatırlamakta yarar var.

ABD-İngiltere; demokrasi ve insan hakları getireceğiz iddiasıyla, işgalden bu yana bir milyon iki yüz bin insan öldürmeyi başardılar! Dile kolay, yüz binlerce sivil. Yüz binlerce ana, baba, delikanlı, genç kız, çocuk, bebek, öğretmen, öğrenci. Toplumun her kesiminde yüz binlerce insan öldürüldü! Ne uğruna demokrasi insan hakları görüntüsü altında enerji kaynaklarına sahip olmak için!

Bir aileden bir kişi öldüğünde neler yaşanır, düşünelim. Bir ülkede bir aydın öldüğünde nasıl bir travma yaşanır, hatırlayalım.

Camilere bomba konulduğunda, cemaati kurşuna dizildiğinde, okullar bombalandığında, yüzlerce öğretim üyesinin kafasına kurşun sıkıldığında, işgalin acısını yaşayan bir ülkede her aileden en az bir kişi hayatını kaybettiğinde, öldürüldüğünde ne yaşanır? Ne hissediyoruz acaba? Hatırlatılmasından hoşlanmıyor muyuz yoksa! Duymak istemiyor muyuz?

Biz buna daha başlangıçta soykırım adını koyduk. Bilinçli biçimde bir toplumun imhası söz konusu burada. Bir toplumu ayakta tutan bütün değerlerin sistemli biçimde yok edilişi bu.

Sistemli ve kararlı bir o kadar da bir toplumun bütün kesimlerine yönelik bir imha harekatı. Yani Müslüman soykırımı! Ve işte o soykırım devam ediyor. Ortadoğu`da milyonlarca insanın ölümüne sebep olan soykırım! Şimdilerde nükleer soykırım olarak dile getirilmeye başlanan yeni yıkım projesi. ABD bölge komutanı savaşa hazırız mesajı veriyor.

İşgal, etnik çatışma, iç savaş, mezhep kavgası ile yüzbinlerin ölümünden kim sorumlu? Elbette ABD. Doğrudan ya da dolaylı olarak. Ya suskun kalan Türkiye`yi yönetenler!

ABD`nin doğrudan veya dolaylı müdahil olduğu gelişmeler sonucu ölenlerin sayısının her gün arttığı biliniyor. Yüz binlerce insan!.. Bunu nasıl tanımlayacağız? Bu ölümleri hangi kavramla ifade edeceğiz? Böylesine kitlesel ölümleri soykırım olarak nitelemek neden mümkün değil?

Türkiye`yi yönetenler bu ürkütücü rakamları görmüyor. ABD`nin BM`ye aldığı ambargo kararı yüzünden bir milyona yakın çocuk öldü.. Ne konuşuluyor, açılım, anaysa değişikliği!

Peki! vahşetin her türlüsünü deneyen batı, soykırımdan başka ne yapıyor! Bağdat`taki her aile en az bir üyesini kaybetti. Ülke genelinde bir milyon hanede en az bir kişi öldü.

Şimdi: İsrail`le kamuoyunu yanıltıcı ağız dalaşı yapılıyor ama diğer yandan askeri anlaşmalar devam ediyor. Askeri teknolojik yenilemeler yapıyor.. İstihbarat eğitimi veriyor..

Fransa Dışişleri Bakanı dünyayı İran`la büyük savaşa hazır olmaya çağırıyor. ABD ve İsrail, İran`a saldırı için hazırlıkları açıktan yürütüyor.

Yarın bir milyon Suriye`de, birkaç milyon İran`da öldürülürse bizler susacak mıyız? Şimdi yaptığımız gibi. Türkiye`de neden yüz binlerce insan, bu kitlesel ölümler yaşanırken sokaklara çıkıp Hepimiz Müslümanız diye yürümedi? Neden, biliyor musunuz? Öldüren Amerika da ondan! Eğer bunu başka bir ülke yapsaydı, kıyameti koparırlardı! Ama o ülke ABD olunca herkesi bir sessizlik kaplıyor.

Yüz binler ölürken, Hepimiz Müslümanız diye seslerini yükseltmeleri gerekenler, ABD ile İsrail ile ne tür ortaklıklar kurabiliriz derdinde.

Milyonların ölümüne ses çıkaramayanları, ihya ediyorlar. Kendilerinin imha edildiklerini farkedemeyenler, medeniyet medeniyet diye orada burada dolaşıp duruyorlar?

Hangi medeniyetin mücadelesini veriyorsunuz Allah aşkına! İnsan, tarih, kültür yok edilirken susanlar hangi medeniyetin mücadelesini verebilir! Hak; sadece kalbi beyni iğdiş edilenlerin, azınlıkçıların hakları mı?

Şimdi siz analar ağlamasın masum düşüncesi altındaki ihanet yaklaşımını hangi açıdan göreceksiniz?

Günün Sözü: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.


NURULLAH AYDIN
1954 yılında Erzurum&8217;da doğdu. İlk ve orta öğretimini İzmir/Karşıyaka&8217;da tamamladı. ODTÜ&8217;de mühendislik eğitimi aldı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi&8217;nden mezun oldu.
Ankara Etimesgut Zırhlı birlikler eğitim okulundan mezun oldu. Yedek subaylığını Ordu sıkıyönetim yrd.lığında yaptı.
Bir çok il ve ilçede hakim ve savcı olarak görev yaptı.
Tarih öğretmenliği, gazetecilik, teftiş kurulu başkanlığı, kamu ve özel sektörde strateji ve hukuk danışmanlığı,
Başbakanlık Avrupa Birliği Siyasî Kriterler Komisyon Üyeliği, Adalet Bakanlığı Kanun Tasarısı Komisyon Üyeliği ve bir çok gazete ve dergide köşe yazarlığı, Televizyon program yapımcılığı ve sunuculuğu, yaptı.
500&8217;den fazla makalesi yayınlandı.
1988 yılında &8220;Yılın Hukukçusu&8221; seçildi. 2004 yılında &8220;Yılın Basın Ödülü&8221; ve 2005&8217;te &8220;Yılın Yazarı Ödülü&8221;nü aldı.
Bakü &8220;VECTOR İnternational Scientific Centre&8221; tarafından &8220;Onursal Doktora&8221; ve &8220;Onursal Profesör&8221; unvanına layık görüldü.
Halen Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisidir.
Önde gelen eserleri;
1. Avrupa Birliği nedir ne değildir (2009)
2. Etkili İletişim Stratejileri (2009)
3. Küresel Terör ve Terörizm (4.bası) (2009)
4. Türk Suç ve Ceza Hukuku (2.bası) (2009)
5. Hukuka Giriş/Temel kavramlar (2.bası) (2009)
6. İşte İstihbarat (2008)
7. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Diyor ki (2008)
8. İnsan Hakları, Demokrasi ve Medya (2008)
9. Türkiye&8217;nin Milli Güvenlik Stratejisi (2008)
10.Türklerin Küresel Güç Doktrini (2008)
11.Türk Suç ve Ceza Hukuku (2008)
12.Hukuka Giriş/Temel Kavramlar (2007)
13.Küresel Terör ve Türkiye (2006)
14.Küresel Terör ve Terörizm (2005)
15.Yeni Yüzyıl İçin Ulusal Stratejiler (2003)
16.Herşey Türkiye İçin,(4 bası) (2000)
17.Milli Stratejik Konsept (milli hedefler, milli politikalar),( 1999)
18Podyum (Politika Bilim ve Teknoloji Çağında Yeni Yönelmeler) (1992)


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.