Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10283
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (516) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 15.02.2023 12:06:46

Karşılıklı suçlamalar yerine doğrularda buluşulmalı

Karşılıklı suçlamalar yerine doğrularda buluşulmalı


15 Şubat 2023
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com


Richter ölçeğine göre yaklaşık 7,8 büyüklüğündeki son deprem, modern dünya tarihinin ve kesinlikle bölge tarihinin yüzyıllar içinde tanık olduğu en güçlü depremlerden biridir.

Bu büyük deprem, insanın doğanın gücü karşısındaki zayıflığını ve kader karşısında gücünü seferber edemediğini göstermiş oldu.

Deprem sadece binaları yerle bir etmedi, aynı zamanda havaalanlarına, otoyollara, hastanelere ve limanlara da önemli ölçüde zarar verdiği ve hava muhalefetinin ulaşımın önemli ölçüde aksamasına yol açtığı da doğrudur.

Ancak koordinasyon ve kurumlar arası yetki paylaşımından kaynaklanan bazı eksiklikler ve aksamalar olduğu yönünde yapılan eleştiriler de dikkate alınarak araştırılmalı.

Bu önemli görevlerdeki yetkililerin küçük ihmalleri, telafisi mümkün olamayacak acı sonuçlara sebep olabileceği için ihmali olanlar veya eksik kalanların görev yerleri değiştirilmelidir.

Önemine binaen böylesi mevkilere yapılacak görevlendirmelerde liyakat, beceri ve tecrübe aranmalı.

Çünkü enkaz altında kalan insanlara canlı ulaşmak ve onların kurtarılması için zamanla yarışılıyor.



Bölgede sahada çalışanlardan bana ulaşan bilgilere göre acil travma bakımı, travma sonrası rehabilitasyon bakımı, temel ilaçlar, hastalık salgınlarının önlenmesi ve kontrolü ve ruh sağlığı hizmetlerine acilen ihtiyaç vardır.

Barınma ve ısınma ile temel sağlık hizmetlerinde ciddi aksamalar olmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası ekiplerden 32 bin 71 arama kurtarma personeli görev yapıyor.

Diğer ülkelerden gelen arama kurtarma personelinin sayısı ise 8 bin 294 olarak kayıtlara geçti.

AFAD, emniyet, jandarma, MSB, UMKE, ambulans ekipleri, gönüllüler, yerel güvenlik ve yerel destek ekiplerinden görevlendirilen saha personeli ile beraber bölgede görev yapan personelin sayısı 166 bin 334’e ulaştı.

Burada bir gerçeği ifade etmek isterim ki; bu afette, olağanüstü zor koşullarda kurtarma, ilk yardım ve tedavi görevlerini üstlenen kahraman insanların fedakârca gayretlerine şahit olduk.

Bu kahramanlar ayakta duramayan binaların enkazı önünde depremzedelerin iniltileri ve yüreği yaralı kişilerin feryatlarının karşısında insani ve vicdani sorumluluğun bilincinde hareket ederek ağır geçen saatlere karşı umutsuzluğa kapılmadan derinlerden gelen küçük sesleri bile dikkate alarak, nasıl ulaşırım, nasıl kurtarabilirim mücadelesi içinde oldular.

Dolayısıyla arama kurtarma ve ambulans ekiplerinin, afetin üzerinden günler geçmesine rağmen, büyük bir özveriyle çöken binaların enkazından küçük bir ihtimal da olsa insanları canlı çıkarma çalışmaları gerçekten takdire şayandır.

Tarih ve millet bu kahramanları her zaman saygıyla anacaktır.



Bu bağlamda bazı önemli gerçekleri unutmamalıyız; birincisi, can kayıplarının depreme dayanıklığı olmayan çok katlı beton binaların çökmesi sonucu gerçekleştiğidir.

İkincisi, depremin dünyanın “sismik olarak en aktif” fay hatlarının ve çöküntülerin kesiştiği bölgelerinden birinde yaşadığımızın gerçeğini kabul ederek gerekli tedbirleri en ayrıntısına kadar almak zorundayız.

Ayrıca bilim adamlarımızın uyarı ve çağrılarına uyulmalı ve hem hükümet hem de yerel yönetimler olarak şartlara ve kurallara harfiyen uyulmalı.

Karşılıklı suçlamalarda bulunmak, yalanlar yaymak ve paniği körüklemek yerine politikacılarımız, kentsel büyümede dikey yerine yatay yapılanmaya önem verilmeli ve merkezi hükümet ve de yerel yönetimler, sistemleri, kontrolleri, modern ve geleceğe dair teknolojileri sayesinde deprem felaketi riskini azaltmayı başarmış olan “deprem ülkelerinde” uzmanlaşmış deneyimlerden yararlanılmalıdır.



Yapıcı muhalefetin tespitleri yönündeki bazı doğru olan eleştirileri kabul ederek eksikleri giderme ve yanlışlardan vazgeçmek hükümeti, yetkilileri ile onların emrinde çalışanların asli görevidir.

Ancak ihanet derecesindeki bazı çapsız siyasiler, satılmış kalemlerin, yetersizlikleri tespit ederek hükümete rapor edecek yerde yalan yanlış bilgilerle hükümet aleyhinde bir itibarsızlaştırma kampanyası başlatmış olmaları insani, vicdanı ve de ahlaki bakımından utanç vericidir.

Unutulmasın ki, şimdi siyasi ikbal hesapları yapma zamanı değildir.

Gün, bir ve beraber olma günü… Gün, dayanışma içinde yaralarımızı sarma günüdür.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.