KAST-I MAHSUS, İHANET VE ŞEAMET(2)
VAHŞİ BATI SENDROMU 12 + 50 = 62 yılı mücavir erozyon, yozlaşma, sindirme, çürütme ve Türk Milleti ile ulu önder Atatürk`ün şiddetle karşı çıktığı, illet ve nefret ettiği, menfur düşman, ezel hain, tefessüh etmiş batıya, bataklığa yönelme sürecinin Lozan`dan beri Türk-İslâm düşmanlarınca planlanan beklenir sonucu işte bu&8230; Şimdi, menfur AB ve ABD (Ermeni yalanları, Dersim iftiraları, sahne kavgaları ve BOB-BİB gibi kurgulanmış senaryolar gereği) Atatürk`ü yargılamaya, katil ilân etmeye hazırlanıyor. Zaten ,Ümraniye soruşturmasında kanıtlanan anarşi, terör-tedhiş, cürüm, hırsızlık &8211; yolsuzluk, yalan-talan, uyuşturucu ve insan ticareti, vergi dâhil her türlü kaçakçılık, alçaklık, ayırma-kayırma, sağ-sol, alevi-Sünni gibi bilumum kötülük-bölücülük hep bu güruhun toplum mühendisleri, Mason ve Siyonist mahfillerce hazırlanıp bilinçle uygulanan senaryolar değil mi? Üstelik yalan, iftira, hırsızlık ve tefrikaya bulanmış kara, kirli alçak ve küstah bir süreçle!... . ATATÜRK VE BATI AB köpekleri her söze &8216;Büyük Atatürk`ün hedef gösterdiği muasır medeniyete ulaşma, aşma ve batılılaşma yolunda..´´ diye başlarlar. Bu külli yalan, uydurma ve iftiradır. Çünkü Atatürk, ``insanlık düşmanı, kalleş, hırsız ve emperyalist´´ Batı`dan nefret eder. İşte O`nun sözde &8216;Atatürkçü-Kemalist` AB`cilere tekzip ve tokat gibi cevabı; ``Efendiler! Avrupa`nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Osmanlı tam tersine gerilemiş, düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. İşte o dönemde; vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa`dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa`nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa`dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklâl vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir! (Mustafa Kemal Atatürk, TBMM, 6 Mart 1922) NETİCEDE: Ülkemiz 27 Mayıs 1960`tan bu yana siyasi vesayet, peşkeş, fiili kuşatma ve abluka altında. Şimdilik bunu kırmanın tek ve son hukuki ve demokratik yolu: Etkili, güçlü, namuslu, dürüst, ilkeli, sürekli ve sorumlu denetim; İddialı, güçlü, azimli ve kararlı muhalefet olup; Bu şerefli ve şanlı görev sadece ``sözde´´ muhalefet partilerinin değil!.. Fert, fert, bireyler olarak bütün milletin, sorosPU çocuklarıyla alâkası olmayan ve AB`den fonlanmayan bilcümle Sivil İnisiyatiflerin; Bilhassa Üniversite Öğrencilerinin, Öğretmenlerin ve özellikle akademik sınıfı teşkil eden ``Kanaat Önderleri´´ ve topyekün Üniversitelerin görevidir. Son ve tek çare: ``soyguna, vurguna, yolsuzluk, cehalet ve siyasi vesayete karşı; Milli Devlet, milli birlik, hak, adalet, evrensel hukuk ve demokrasi uğruna tek bilek, tek yumruk ve tek yürek olarak birleşmek;, Başta TBMM olmak üzere, yerel yönetim ve yerel meclisler, kamu kurumları, bilumum sektörler; Eğitim ve öğretimi denetlemek, ``bizatihi milletin olan´´ devlete sahip çıkmak, Cumhuriyet`i korumak ve kurtarmaktır. İşe, yakın çevremiz, mahallemiz, günlük faaliyetlerimizde sırasında, trafikte, kamu kurum-kuruluşlarında, halk içinde ve halk arasında;. Bilumum sektörlerde gördüğümüz ve şahsen karşılaştığımız her türlü haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk, suiistimal, görevi ihmal ve sair edep`e ahlâk`a aykırı, suç teşkil eden fiilleri tespit ve failleri hakkında şikâyette bulunmak, mümkünse fiili müdahale ve icabında haklarında dava ikame ve/veya yerel Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunma yollarını harekete geçirmekle başlayalım. Yönetimi denetleyen, iyi insan, onurlu ve sorumlu vatandaş olalım. MUTLAK BİR HESAPLAŞMA VE YÜZLEŞME GEREK!.. Tabiî ki, mevcut yönetimin gerçek niyet ve vaatlerinde samimi olduğunu kanıtlaması halinde; Başta 27 Mayıs olmak üzere ve mutlaka Mahkemeler marifetiyle bir ``Hesaplaşma ve Yüzleşme´´ sürecini başlatması, son 50 yıldır yaşanan kasıt ve şeamete son verecektir. UNUTMAYIN Kİ!.. İnsan olanların görevi, &8216;sureti haktan görünüp, gerçekte insan olmayan` kötülere yüz çevirmek; Hırsız, yolsuz, yalan-talan, rüşvet ve suiistimal erbabını yaşam ve çevresinden dışlamaktır. Müslümanların en iyisi ise: Kötüler ve kötülüklerle eliyle, mücadele ve müdahale eden; Değilse imkân ve kaynaklarını bu uğurda kullanan; İmkânı yoksa söz ve davranışlarıyla kötüler ve kötülüklere engel olmaya çalışan, en zayıfı ise kötülere yüz çeviren ve dışlayandır. (EK) TÜRKİYE`DEKİ BÜYÜK DEPREMLER... 1924&8211;2005 Türkiye`de 1924 yılından itibaren yaşanan depremler... Bu tabloda, büyüklükleri 5 ve daha yüksek olan depremlere yer verilmiştir. YER TARİH BÜYÜKLÜK ÖLÜ YARALI ÇAYKARA 13.05.1924 5.3 50 - PASİNLER 13.09.1924 6.9 310 - AFYON-DİNAR 07.08.1925 5.9 3 - MİLAS 08.02.1926 4.7 2 - FİNİKE 18.03.1926 6.9 27 - KARS 22.10.1926 5.7 355 - İZMİR-TORBALI 31.03.1928 7.0 50 - SİVAS-SUŞEHRİ 18.05.1929 6.1 64 - HAKKARİ SINIRI 06.05.1930 7.2 2514 - DENİZLİ-ÇİVRİL 19.07.1933 5.7 20 - BİNGÖL 15.12.1934 4.9 12 - ERDEK 04.01.1935 6.7 5 30 DİGOR 01.05.1935 6.2 200 - KIRŞEHİR 19.04.1938 6.6 149 - 3.761 30 İZMİR-DİKİLİ 22.09.1939 7.1 60 - TERCAN 21.11.1939 5.9 43 - ERZİNCAN 26.12.1939 7.9 32962 - NİĞDE 10.01.1940 5.0 58 - KAYSERİ-DEVELİ 20.02.1940 6.7 37 20 YOZGAT 13.04.1940 5.6 20 - MUĞLA 23.05.1941 6.0 2 - VAN-ERCİŞ 10.09.1941 5.9 194 - ERZİNCAN 12.11.1941 5.9 15 - MUĞLA 13.12.1941 5.7 - - BİGADİÇ-SINDIRGI 15.11.1942 6.1 7 - OSMANCIK 21.11.1942 5.5 7 - ÇORUM 11.12.1942 5.9 25 - NİKSAR-ERBAA 20.12.1942 7.0 3000 - ADAPAZARI-HENDEK 20.06.1943 6.6 336 - TOSYA-LADİK 26.11.1943 7.2 2824 - BOLU-GEREDE 01.02.1944 7.2 3959 - DÜZCE 10.02.1944 5.4 - - MUDURNU 05.04.1944 5.6 30 - GEDİZ-UŞAK 25.06.1944 6.2 21 - AYVALIK-EDREMİT 06.10.1944 7.0 27 - ADANA-CEYHAN 20.03.1945 6.0 10 - VAN 20.11.1945 5.8 - - KADINHAN-ILGIN 21.02.1946 5.6 2 - VARTO-HINIS 31.05.1946 5.7 839 349 İZMİR-KARABURUN 23.07.1949 7.0 1 7 KARLIOVA 17.08.1949 7.0 450 - KIĞI 04.02.1950 4.6 20 - 44.955 386 İSKENDERUN 08.04.1951 5.7 6 10 KURŞUNLU 13.08.1951 6.9 52 208 HASANKALE 03.01.1952 5.8 133 - YENİCE-GÖNEN 18.03.1953 7.4 265 366 KURŞUNLU 07.09.1953 6.4 2 - AYDIN-SÖKE 16.07.1955 7.0 23 - ESKİŞEHİR 20.02.1956 6.4 2 - FETHİYE 25.04.1957 7.1 67 - BOLU-ABANT 26.05.1957 7.1 52 100 BAŞKÖY 07.07.1957 5.1 - - KÖYCEĞİZ 25.04.1959 5.7 - - HINIS 25.10.1959 5.0 18 - 614 674 MARMARİS 23.05.1961 6.5 - 9 IĞDIR 04.09.1962 5.3 1 22 DENİZLİ 11.03.1963 5.5 - - ÇINARCIK-YALOVA 18.09.1963 6.3 1 26 DENİZLİ 22.11.1963 5.1 - - MALATYA 14.06.1964 6.0 8 36 MANYAS 06.10.1964 7.0 23 130 DENİZLİ-HONAZ 13.06.1965 5.7 14 217 KARLIOVA 31.08.1965 5.6 - - VARTO 07.03.1966 5.6 14 75 VARTO 19.08.1966 6.9 2394 1489 ADANA-BAHÇE 07.04.1967 5.3 - - ADAPAZARI 22.07.1967 7.2 89 235 PÜLÜMÜR 26.07.1967 6.2 97 268 AKYAZI 30.07.1967 6.0 2 40 BİNGÖL-ELAZIĞ 24.09.1968 5.1 2 40 BARTIN 03.09.1968 6.5 29 231 FETHİYE 14.01.1969 6.2 - - GÖNEN 03.03.1969 5.7 1 - DEMİRCİ 23.03.1969 6.1 - - ALAŞEHİR 28.03.1969 6.6 41 186 KARABURUN 06.04.1969 5.6 - 3 GEDİZ 28.03.1970 7.2 1086 1260 ÇAVDARHİSAR 19.04.1970 5.9 - 2 DEMİRCİ 23.04.1970 5.7 - 43 BURDUR 12.05.1971 6.2 57 150 BİNGÖL 22.05.1971 6.7 878 700 EZİNE 26.04.1972 5.0 - - VAN 16.07.1972 5.2 1 - İZMİR 01.02.1974 5.2 2 22 KARS-SUSUZ 25.03.1975 5.1 2 26 LİCE 06.09.1975 6.9 2385 3339 DOĞU BEYAZIT 02.04.1976 4.8 5 13 ARDAHAN 30.04.1976 5.0 4 - DENİZLİ 19.08.1976 4.9 4 28 ÇALDIRAN-MURADİYE 24.11.1976 7.2 3840 497 LİCE 25.03.1977 4.8 8 17 PALU 26.03.1977 5.2 8 26 İZMİR 16.12.1977 5.3 - - FOÇA 14.06.1979 5.9 - - MUŞ-BULANIK 27.03.1982 5.2 - - BİGA 05.07.1983 4.9 3 - ERZURUM 30.10.1983 6.8 1155 1142 ERZURUM-BALKAYA 18.09.1984 5.9 3 35 MALATYA-SÜRGÜ 06.06.1986 5.6 1 20 KARS-AKYAKA 07.12.1988 6.9 4 11 ERZİNCAN 13.03.1992 6.8 653 3850 DİNAR 01.10.1995 6.0 96 240 ÇORUM-AMASYA 14.08.1996 5.4 - 6 ADANA-CEYHAN 27.06.1998 6.3 145 1041 KOCAELİ 17.08.1999 7.4 17127 43953 KOCAELİ 13.09.1999 5.8 - - MARMARA DENİZİ 20.09.1999 5.0 - - MARMARİS-MUĞLA 05.10.1999 5.2 - - BOLU-DÜZCE 12.11.1999 7.2 845 4948 BOLU-YIĞILCA 14.2.2000 5.1 - - DENİZLİ-HONAZ 21.4.2000 5.0 - - ÇANKIRI-ORTA 6.6.2000 6.1 2 1766 SAKARYA-HENDEK 23.8.2000 5.8 - 9 AFYON-SULTANDAĞI 15.12.2000 5.8 6 547 TUNCELİ-PÜLÜMÜR 27.1.2003 6.2 1 7 İZMİR-URLA 10.4.2003 5.6 - - BİNGÖL 1.5.2003 6.4 176 520 ERZURUM-ÇAT 25.3.2004 5.1 9 20 AĞRI-DOĞUBEYAZIT 2.7.2004 5.1 18 32 MUĞLA-GÖKOVA KÖRFEZİ 3-4.8.2004 5.0 - 5.4. - 5.0 - - ELAZIĞ-SİVRİCE 11.8.2004 5.5 - 12 HAKKARİ 25.1.2005 5.5 2 5 BİNGÖL-KARLIOVA 12.3.2005 5.7 - 16 BİNGÖL-KARLIOVA 14.3.2005 5.9 - - VAN-ERCİŞ 24.10.2011 7.2 700 1230 31.942 68.552 17.8.1999 Marmara Depremi`ndeki ölü ve yaralılar ile ilgili rakamlar 19.10.1999 tarihli; 12.11.1999 Düzce Depremi`ndeki ölü ve yaralılar ile ilgili rakamlar da 2.2.2000 tarihli Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi açıklamasından alınmıştır.
Ankara`da banliyö bilmecesi ve Sincan&8211;Kayaş Hattı İşkencesi Mustafa Nevruz SINACI Önce bir hatırlatma: ``Sayın yolcularımız; Ankara Büyükşehir belediye başkanlığı tarafından yapılacak ``yeni çiftlik bulvarı´´ projesi ve TCDD tarafından yapılan ``Başkent Ray´´ projesi çalışmaları nedeniyle; Sincan&8211;Kayaş hattında işletilen ``Banliyö Trenleri´´ 01 Ağustos 2011 tarihinden itibaren, ``ikinci bir bildirime kadar´´ işletilemeyecektir. TCDD.. Duyuru nam &8216;bildirim`de, bir özür veya süre ibaresi yok!.. Adeta, despotluktan bir diktatörlük beyannamesi gibi, emrivaki ve dayatma. Bu çarşaf, çarşaf yazılar 112 gündür mahalli tren istasyonlarında asılı. Çok garip, bu zaman zarfında aynı hat`da doğu ekspresi, hızlı trenler ve yük katarları, hiçbir aksama olmaksızın vızır, vızır işliyor!.. Bu aykırılık, yaman çelişkiyi ve tersliği gören banliyö yolcuları şaşkın, hattâ DDY ve belediyeye öfkeli, kızgın; &8216;Madem bu trenler çalışıyor, banliyö niçin çalıştırılmıyor? Bu işin içinde bir iş var. İnsanlık değil bu!.. Ayıp, insanlık ayıbı ve halk düşmanlığı&8230;´´ diye yakınarak ilgili, yetkili ve sorumlulara kahrediyorlar. Bu öfkelerinde elbette haklılar. Zira yıllardır nizami işleyen bu hat`a güvenerek düzen kuran, banliyö civarına yerleşen insanlar işkence içinde, mağdur, eskisine nazaran iki kat yol parası vermeye mahkûm, moralleri bozuk, yorgun, bitkin ve perişan haldeler. Dahası, her iki taraf da, vaktinde gelmeyen ve düzenli olmayan otobüs seferlerinden şikâyetçi, halk, yollarda çaresiz kalmaktan mutazarrır!.. Sincan&8211;Ulus hattında dolmuş sayısı bir miktar artmış gibi!.. Fakat banliyö treni`nin aniden kaldırılması ile patlayan olağanüstü yolcu talebini karşılamaktan aciz ve yetersiz kalıyorlar ne yazık ki. Özellikle sabah/akşam her iki yakada da (Kayaş-Mamak ile Etimesgut-Sincan) ulaşım (toplu taşım) hattında müthiş bir telâş, infial ve toplu taşım araçlarına binebilme konusunda müthiş bir yarış, hatta arbede yaşanıyor. Sabahın körü ve şu menfur, melânet ``ileri-geri saat uygulaması´´ sayesinde gece karanlığında sokaklara, duraklara dökülen memur, işçi, öğrenci, her yaştan kadın-erkek, çoluk-çocuk, genç-yaşlı insanlar, dolup-dolup taşan yollar, duraklar.. Gerçek şu ki: Vakitsiz durdurulan banliyö trenleri Ankara halkını perişan etti. Çekilen ıstırabın bini bir para, tam bir gâvur eziyeti, nereden baksan çile, işkence ve zulüm!.. Üstelik trenle &8216;gidiş-dönüş 3 lira` iken, dolmuşla 4 lira. Dahası banliyö yolcularının çoğu, tren`in yokluğunda, tek istikamette iki hatta mahkûm... Bu da maliyeti iki kat arttırıyor, aile, öğrenci bütçeleri sarsılıyor, geçim daralıyor. Acaba bunu kim tazmin ve telâfi edecek?.. DARALAN GEÇİMİN ANLAMI: Daha az gıda, açık/gizli açlık, yetersiz benlenme, sağlıksız yaşam, ısınamama, üşüme, hastalık; Su ve elektrikten tasarrufu ise pek çok medeni, insani ve zorunlu ihtiyaçtan zorunlu mahrumiyettir. İşte, yüz binlerce insanın, varlığı/mevcudiyeti üzerine hayat kurdukları, kendilerine özgü düzen/geçim oluşturdukları ``banliyö treni`nin´´ yokluğu nedeniyle ortaya çıkan manzara bu!.. Velâkin ``insan için devlet´´ anlayışının unutulduğu ve &8216;kazan kazan`, &8216;insan insanın kurdu`, &8216;haklıların güçlülüğü` yerine &8216;güçlülerin haklılığı` ve kul hakkı üzerine kurulu kara düzende bu, kimin umurunda?.. Görünen o ki buna pek aldıran yok. DAHA NEREYE KADAR?.. Şimdi DDY idaresi ve Ankara Büyükşehir belediye başkanlığına soruyorum: Banliyö hattına güvenerek, Mamak, Kayaş dolayı ve Etimesgut, Sincan ve civarı gibi, ev kiralarının merkeze oranla daha ucuz ve yaşamın daha ``katlanılabilir´´ olduğu semtlerde oturan vatandaşlar ile bu nedene dayalı olarak mezkür semtlerde yerleşen öğrencilerin aylardır süren perişanlık, sıkıntı, yorgunluk ve maddi-manevi mağduriyetleri daha ne kadar sürecek?. Bu ``halk için ve kamu yararına´´ bir proje ise niçin yaz aylarında tamamlanmadı? Ve neden? Aynı hatta bütün trenler sefer yaptığı halde; Seyrüsefer / işletme hatları ayrılacak diye ``BANLİYÖ TRENLERİ´´ görev yapamıyor. Burada bir art niyet mi var? Amaç belirli kesimleri ve fakir / yoksul, garip, guraba halkı cezalandırmak mı nedir? SONUÇ: Diğer trenler gibi ``BANLİYÖ TRENİ´´ de derhal işletmeye konulmalı ve kış şartları ağırlaşmadan ``yüz binlerce insanın vaki mağduriyetine´´ mutlaka son verilmelidir. DİKKAT!.. İletişim için :: e.POSTA :: gercek.demokrat@hotmail.com
Bu makaleler; yazılı, görsel ve işitsel medya`da ``yayınlanması´´, mümkün olduğu kadar, (adres defterinizde kayıtlı) dost ve arkadaşlarınıza ``dağıtım yapılması´´ ricası ile gönderilmektedir. Teşekkürler. Selam, dua, sağlık ve başarı dileklerimizle, ______________________________________________ e.POSTA : gercek.demokrat@hotmail.com WEB : mustafanevruzsinaci.blogspot.com, POSTA : PK, 118 [06 442] Yenişehir/ANKARA DİKKAT : Kaynak göstermek şartıyla yazılar yayına izinlidir.
|