Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömer ÖZKAYA - (Ziyaretci) 5.07.2018 22:03:55

Kime, neye, neden inanalım?

Kime, neye, neden inanalım?
``Ekonomik manipülasyon ve dezenformasyonlar süreci´´ başlıklı yazımızda önümüzdeki süreçte yaşanabilecek yanıltma operasyonlarına dikkat çekmiştik. Bugün çağımızın en büyük sorunu, kime, neye, neden inanacağımız sorusunun cevabıdır. En yaşamsal tıbbi konular başta olmak üzere ekonomiden, finansa, siyasetten tarihe, futboldan magazine, diplomasiden bilime hemen her konuda karşılaştığımız en büyük soru ve sorun, kime, neye, neden inanacağımız ile ilgilidir. Çünkü neredeyse tüm kişi, kuruluş ve devletler, kendi doğrularını, evrendeki tek ve geçerli doğru imiş gibi dayatmaktadırlar. Bu dayatmalarda başta bilim ve bilim adamları kullanılır, sonra din ve din adamları, ardından (reklamlarda rol ve yer alan) bazı ünlüler, bir takım dayatmaların neden gerekli olduğuna bizleri inandırmaya çabalamaktadırlar.
İnsanlığın, varoluşundan beri, en temel sorunu haline gelen ``neye, kime, neden inanmalıyım´´ sorunsalı bugün inanılmaz bir ikna çabaları serisinin mekanizmasını oluşturmaktadır. Bir konuda nirengi noktayı bulmuş iseniz karşınıza öyle insanlar, öyle gerekçelerle çıkarlar ki gerçekten şaşırmamak ve anlamak mümkün olmaz. ``İnsan, insanın kurdudur´´ ilkesi ya da ``çivi, çiviyi söker´´ stratejisi uygulanır, insanlar arası ilişkilerde. Fakat bunlar yetersiz kalınca bilimler, dinler, ideolojiler, araştırmalar, uzmanlıklar ve daha neler neler bireyleri ve kitleleri ``ikna´´ etmek için kullanılır. Bu tür durumlarda satır satır yapacağınız analizler ve soracağınız sorular, saklanan gerçeği ya da size verilmek istenen ``gerçeği´´ teşhis etmenize çok yardımcı olacaktır.
Kamuoyunu aydınlatmak ya da yanıltmak için; yoğun şekilde bilim adamları, din adamları, uzmanlar ve ünlüler istihdam edilmektedir. Bir satır sonra, bir satır önce yazdığını yalanlama becerisi gösteren bu ``bilim insanları´´ ve ``uzman´´ların ekmekleri için önünüze koydukları dezenformasyon dolmalarını yutup yutmamanız çok da umurlarında değildir, nasıl olsa ``yutan´´ birileri çıkacaktır.
``Bizi bu konuda, şu ülkede savunacak, şu kişiler vardır´´ diyebiliyorsanız, siz ``önemli ve güçlü adam´´ oluyorsunuz. Bunun işe yarayıp yaramaması başka bir şeydir. ``Ben bu konuda ciddi destek attım &8216;vazifemi` yaptım´´ cümlesi de, klişe olsa da önemlidir, çünkü destek attığı kişi, kuruluş veya organizasyon, haklı ya da haksız imiş, önemli değildir. Önemli olan desteğin verilmiş olmasıdır.
Bilimi, dini, ahlakı, hakşinaslığı, adaleti, sevgiyi, kutsalı ve daha birçok değerimizi bozuk para gibi harcadığımız da aslında içinde yaşadığımız ortamı da zehirleyerek bir nevi kitlesel olarak insanlık olgusunu erozyona uğratıp yok ettiğimizi unutuyoruz.
Ayırt edebilmek Tanrısal bir özelliktir özellikle Tevrat`a göre. Çünkü yılan, bilme, ayırt etme ağacının meyvesini Havva annemize yedirmiştir. Bu bağlamda insanın yaptığı her şey, kolayca ``ayırt´´ edilebilir. Bu ayırt edilmenin de bir tür şifreye ve ekmeğini temine dönüşmesine de ``anlayış´´ göstermek gerekebilir.
Kutsal kitapları okuduğumuzda aslında insanın tüm şifrelerinin kıssalarda verildiğini görüyoruz. Bu bakımdan ayırt etmenin ve bilmenin önemi gerçekten de sınırsız derecede stratejiktir. Bu bağlamda bilim insanlarının bile, bilimin getirildiği duruma bakıp üzüldüklerini görünce hala bir ümidin var olduğunu görmek, anlamak, çölde su bulmak gibi sevindirici.
Çağımızın en büyük silahı da bu satırların arasında gizlidir. İnsanların, neye, kime, neden inanacağını biliyorsanız güçlüsünüzdür. Adem`i Allah`ın ``adam´´ olarak nitelendirmesinin sebebi, ayırt etme ve bilme yetisine ulaşmasıdır. Kime, neye, neden inanacağımızı bilmek, insan olmanın temel şartlarından ve beka sorununu çözmenin de en ön şartlarından biridir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.