Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa TURANCI - (Ziyaretci) 15.08.2009 17:41:27

KÜRT AÇILIM 4- MUSTAFA TURANCI(2)

kimliklerini ispat çabası içine girmeleri, her şeyden önce kendileri bakımından bir züldür.

- Terörle mücadelede askerî yollardan sonuç alınamayacağının tecrübeyle sabit olduğunu iddia eden bu çevreler, askerî harekâtın kısa sürede bitirilerek siyasi aşamaya geçilmesini savunmuşlardır. Bundaki gayelerinin de Türkiye`nin millî kimliği, millî birliği ve üniter devlet yapısı üzerinde operasyon yapılmakta olduğu artık anlaşılmıştır.

- Siyasi çözüm çığırtkanları, askerî harekâtın devam etmesine ve PKK ile silahlı mücadeleye de karşı çıkmışlardır. Ne gariptir ki bu çevreler, üniversitelerde başörtüsü yasağının kalkmasına da itiraz etmişlerdi. Siyasi çözüm çığırtkanları, AKP hükümetiyle başörtüsü yüzünden kısa süreli bir soğukluk yaşamışlardı. Bu durumun, geçici ve taktik bir soğukluk olduğu daha sonra ortaya çıkmıştı. Bu çığırtkanlarla AKP iktidarı, kısa sürede nikâh tazelemişti. Bu çevreler, PKK`nın gündemine dayalı siyasi açılım sürecinin kademeli olarak hayata geçmesi için yeniden çırpınmaya başlamışlardı.

- Başbakan`ın sıkça dile getirdiği PKK`nın silahsızlandırılması kavramı, önümüzdeki kısa dönemde hayata geçirilecektir.

- Bu kavram, ilk defa 5 Kasım 2007 tarihinde Erdoğan-Bush görüşmesinden sonra ABD kaynaklı siyasi çözüm raporlarıyla gündeme getirilmiştir. Başbakan`ın daha sonra sahip çıktığı bu kavram, PKK teröristlerine genel siyasi af ve siyaset yolunun açılmasını, bu suretle silah bırakarak eylemlere ara vermelerinin sağlanmasını amaçlamaktadır.

- Silahsızlandırma aşamasından sonra AKP hükümeti, PKK`nın taleplerini karşılayacak bir siyasi açılım paketini peyderpey uygulamaya koyacaktır.

- Böylece başlatılacak siyasi pazarlık süreci sonunda demokratik siyasi çözüm adı verilen ve isim babalığı konusunda İmralı mahkûmu bebek katili cani ile Başbakan arasında rekabet yaşanan Siyasi Yıkım Projesi bütün unsurlarıyla hayata geçirilecektir.

- Türk milleti ve millî kimlik kavramları yeniden tanımlanarak, değişik etnik kimliklerin, kurucu kimlikler olarak Anayasa teminatı altına alınması hedeflenmektedir.

- Kürtçenin, eğitim ve siyasi iletişim dili olarak resmen kabul edilmesi ve Türkiye`nin üniter siyasi yapısının özerk bölge-eyalet sistemi temelinde yıkımının alt yapısının hazırlanması, bu projenin temel ayakları olarak belirlenmiştir.

- Bu şablon, Türkiye`deki Brüksel ve Erbil lobilerinin, bebek katili İmralı canisinin, Kandil dağındaki PKK`nın ve onların TBMM`deki uzantılarının Türkiye`ye dayatmak istedikleri siyasi çözüm reçetesidir.

- Başbakan Erdoğan`ın dalgalı siyasi geçmişi, bu konulardaki beyanları ve son olarak hazırlattığı yeni Anayasa taslağında yer alan bu yöndeki hükümler, AKP`nin siyasi bakışının da bu amaçlarla örtüşen bir çizgide geliştiğini göstermektedir.

- PKK`nın ve etnik bölücülerin bu yöndeki taleplerinin hiçbir şart altında gerçekleşmeyeceğini, buna tamamıyla karşı olduklarını bugüne kadar kesin ifadelerle açıklamayan Erdoğan, bu tutumuyla da bu odakların ümit ve cesaret kaynağı olmuştur.

- Mardin`in Mazıdağı ilçesi Bilge köyü, bir korucu köyüdür, yani köy halkı devletin yanında yer almıştır. Türkiye, 2009 yılının Mayıs ayına büyük bir acıyla başladı. Çünkü Bilge Köyü`nde yaşayan akrabalar arasında yapılan nişan töreni basılmış, silahlarla taranmış ve 44 kişi hayatını kaybetmişti. Silahlı saldırganlar da katledilenler de amca çocuklarıydı.

- Bu olay, Türkiye`de koruculuk sisteminin tamamen ortadan kaldırılıp kaldırılmaması konusunda tartışma başlattı. PKK ve DTP yanlıları fırsatı bulmuşçasına koruculuk sistemini yerden yere vurmaya başladılar. Çünkü PKK`nın yıllardır en çok korktuğu iki kurum vardı; biri özel harekât timleri biri de koruculardı. Bölücü terör örgütü ve yandaşları elbette koruculuk sisteminin tamamen ortadan kaldırılmasını istiyorlardı.

- Koruculuk sistemi lağvedilirse terörle mücadelenin halk ayaklarından birisi de ortadan kalkmış olacaktı. Güneydoğu Anadolu`da terörle mücadele eden 100 korucudan 4`ü, 1.000 güvenlik kuvvetleri mensubundan da 1`i şehit düştü. Korucuların da elbette hataları olmuştur, ancak faydalarının yanında bu oran asla kıyaslanamaz seviyededir. Her meslekte olduğu gibi, korucular arasında da devletin gücünü kötüye kullanan olabilir. Suçun şahsiliği ilkesi kapsamında, suç işleyenlerin ayıklanması da yine devletin ve yargının görevidir.

- Obama Türkiye`ye gelmeden önce, Amerikan Dışişleri Bakanlığı`ndan üç görevli, Ankara`da, eski CHP Hakkâri milletvekili Esat Canan, Katılımcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı Şerafettin Elçi ve yazar Orhan Miroğlu gibi Kürt asıllı olduklarını söyleyen kişilerle görüşmüşlerdi. O toplantıda, sözde Kürt sorunu ve genel af gibi konular ele alınmıştı. Bu görüşmeler ışığında hazırlanan rapor, Obama`ya verilmişti. Nisan ayı başında Türkiye`ye gelen Obama, TBMM`de yaptığı konuşmada, Türkiye`den Kürt sorunu konusunda adımlar atmasını beklediklerini ifade etmişti. Obama`nın açıklamalarının ardından yükselen tepkilerin yatıştırılması için, Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal Kandil Dağı`na gönderilmişti. Türkiye`deki tartışmalar, elebaşı Murat Karayılan`ın Hasan Cemal`e Kandil Dağı`nda verdiği mesajları Ankara`ya taşıdığı günlerde birden bire kesilmişti. Karayılan, terör örgütü PKK`nın son yıllarda büyük değişikliğe uğradığını, silahları bırakmak ve Kürt sorununu çözmek için üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını, ancak bunun için birtakım talepleri olduğu kaydetmişti.



(Sürecek)



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.