Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
MUSTAFA TURANCI - (Ziyaretci) 18.08.2009 20:07:14

KÜRT AÇILIM6-MUSTAFA TURANCI (2)

İçişleri bakanlığı, bu programın yürütülebilmesi için bir dizi toplantı başlattı. Bunlardan ilki Ankara Polis Akademisi`nde yapıldı. İktidara yakın görüşleriyle tanınan ya da şu veya bu şekilde doğrudan iktidar partisinin içinde bulunan bazı gazeteci ve üniversite mensupları, Polis Akademisi`nde bir araya geldiler. Bunlar ``açılım´´ denilen programın ilk ayağı olan kısa vadede yapılması gereken konuları ele aldılar. Bu kısa vadede yapılması gereken işlerin başında ``gövdesi içeride beyni dışarıda´´ olan bazı çevreler vasıtasıyla kamuoyunu oluşturma hedefi vardır.



Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Zühdü Arslan`ın yöneticilik yaptığı toplantıya, İçişleri Bakanı Beşer Atalay, Polis Akademisi Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. İhsan Bal, gazeteciler Mümtazer Türköne Deniz Ülke Arıboğan, Fehmi Koru, Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Mustafa Karaalioğlu, Ruşen Çakır, Muharrem Sarıkaya, İbrahim Kalın, Okan Müderrisoğlu, Nasuhi Güngör, Mithat Sancar, Ali Bayramoğlu ve İhsan Dağı katıldı.



Sabah gazetesi yazarlarından Okan Müderrisoğlu, toplantı hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

`` On yıl önce hayal bile edilemeyecek ortamda, İçişleri Bakanı Beşir Atalay`ın saatlerce dinleyici olduğu çalıştayda, ezber bozan fikirler ortaya konuldu. Bakan Atalay`ın geçen hafta yaptığı açıklamayla gündeme gelen "Kürt Meselesinin Çözümünde Türkiye Modeli"nin oluşturulması için Polis Akademisi`nin ev sahipliğinde buluşan gazeteci ve akademisyenlerin katıldığı toplantıda şu görüşler ön plana çıktı: "Bu sorun, Türkiye`nin sorunu ve biz çözmeliyiz. Önümüzde tarihi fırsat var ama provokasyon riskine dikkat. Önce silahlar susmalı, sonra silahların bırakılması sağlanmalı. Cumhuriyetin paradigması değişmeli. Kürt halkı muhatap alınmalı. MHP`nin söyleminin sertleşebileceği göz ardı edilmemeli. Cumhurbaşkanı ve Meclis aktif rol üstlenmeli. Eğer süreç iyi yönetilmezse doğudaki çatışma batıya taşınabilir!"

Atalay, çözüm yolunda konulan güçlü iradeyi, "Türkiye atılımı" diye tanımladı ve şu değerlendirmeyi yaptı: "Çözüm için güçlü irade var, bunu görüyoruz. Terör, tüm güvenlik birimlerimizin, insanımızın kaygısı. Şehit cenazelerine gidiyorum. O anneleri, çocukları görüyoruz. Bunun önlenmesi için herkes elinden geleni yapar diye düşünüyorum. Kimsenin küçük siyaset uğruna bunu engelleyeceğini düşünmüyorum. Bunun çok zor olmadığı hissi içindeyim. Dalga dalga bu olumlu atmosferi yaymamız gerekiyor. Bu, büyük bir pranga. Bundan kurtulursak Türkiye`yi kimse tutamaz."

Kürt sorunun çözümünde tarihi fırsatın altını çizen gazeteci ve akademisyenler provokasyon uyarısında bulundu. Toplantıda Cumhuriyet`in kuruluşundaki temel paradigmanın değişmesi ve Kürt halkının da muhatap alınması gerektiğini savunanlar da oldu. Çözüm sürecinde parlamentonun etkin rol alması istenirken tüm kesimleri bir araya getirecek TBMM Başkanı`nın önemine işaret edildi. Kamuoyunun yeterince hazır olmadığını düşünen katılımcılar ise milletvekillerinin oy kaygısıyla hareket edebileceğinin altını çizdi. Toplantıda, Kürt sorunu şu başlıklar altında analiz edildi:

- Risklere dikkat: Bu açılımın sevindirici tarafları olduğu gibi endişe verici tarafları da var. Çözüme en yakın olduğumuz nokta en tehlikeli nokta olabilir. Terör örgütü savaşmaktan yorulmuş durumda. Uluslararası konjonktür de silahla mücadeleyle bir yere varılmayacağını gösteriyor. Ama bu dönüşüm her an bozulabilecek bir mecrada ilerleyebilir.

- Muhalefetin rolü: Çözüm için muhalefet partilerinden bir yandan katılım istenip, diğer taraftan dirsek gösterilmemeli.

- MHP kaygısı: MHP, bu paketi sokaklara taşıyabilir. Ama gerilim MHP`yi yüzde 10 barajının altına çeker. MHP ile mutlaka konuşulmalı. Kasım kongresi geçmeden Devlet Bahçeli`yi ikna etmek çok zor.

- AK Parti dinamikleri: 2002-2007 döneminde AK Parti içinde yer alan Kürt unsurlar, 2007`den sonra ayrışmaya başladı. Özellikle 2009 seçiminde bu belirgin şekilde görüldü. AK Parti de, Diyarbakır`da siyasi bir aday çıkarmak yerine ticari bir aday çıkararak sahadan çekileceğini hissettirdi.

- Kuzey Irak boyutu: 25 Temmuz`da Irak`ın kuzeyinde yapılan seçimlerde ortaya çıkan tablo Türkiye için de önemli. Tablo, sorunun yumuşak güç modeliyle çözülebileceğine ilişkin umut verdi.

- Samimi örnek: Örgütten ayrılmış yurtdışındaki Kürtlerin Türkiye`ye gelmesi sağlanmalı. Bunlar hukuki takibe uğramadan yaşayabileceklerini görmeli. Bir dönem Haydar Kutlu ve Nihat Sargın`ın Türkiye`ye gelmesi çok şeyi normalleştirdi. Örneğin Şivan Perver, "Türkiye`ye dönersem başıma iş gelir" diye düşünüyor. Oysa ülkeye gelip, çözüm tartışmalarına katılmalı.

- Kürtlerin korkusu: Kürtlerin tüylerini diken diken eden bir kelime var; Komplo. `Bizi komploya getirip, tasfiye edecekler` kaygısı var. "Devletin PKK`sı yaratılıyor" havası süreci sıkıntıya sokabilir.

- Geri dönüş uyarısı: Öyle bir ivme var ki sorunun muhatabı olan Kürtler de beklenti içinde. Süreç iyi yönetilemezse, geri dönüşler olur, ülkenin kaldıramayacağı siyasi maliyetleri getirir.

- Silahlara veda: Esas idare edilmesi gereken süreç silahların susması ve ardından bırakılması. Koruculuk sisteminin tasfiyesi de düşünülmeli.

- Mahmur Kampı: Mahmur`dan pilot uygulama olarak bir grup aile getirilmeli. Örnek uygulama ile dağdakilere de mesaj verilmeli.

- Dış boyut: Olayın uluslar arası boyutu ihmal edilmemeli. Suriyeli Kürt, neden Türkiye`ye karşı olarak dağda? Bunu anlamak gerek.

- PKK yorumu: PKK ile Kürt sorununu ayırt etmek kolay değil. 2-3 bin PKK`lı dağda ama kökleri ovada. PKK siyasallaşacak mı? Evet, yoksa silahlı örgüt olarak kalır.

- Yerel önlemler: Dil yasakları kaldırılmalı, köylere orijinal isimleri yeniden konulmalı. Kürtçe vaaz verilmeli. Mahkemelerde Kürtçe bilen personel çalıştırılmalı. Kürtçe tiyatro ve Kürdoloji Kürsüsü talebi karşılanmalı.

- Af aşaması: Bu iş affa kadar gelecek. AK Parti de kendi vekillerini ikna etmekte sıkıntı yaşayabilir.

- DTP`nin duruşu: DTP, birilerinin arkasına saklanarak, PKK`nın silah patlatmasıyla bir yere varamaz.

- Randevu: Başbakan Erdoğan, DTP`nin randevu talebine bir an önce karşılık vermeli ve Ahmet Türk`le görüşmeli.

- Paketler dizisi: Sorunun çözülmesini isteyenler için hacimli paketler konulmalı. Türkiye bu sorunu çözemezse bölünebilir veya ebedi uykusuzluk yaşayabilir.



Mütareke basınını hatırlatan tavırlar sergileyen yandaş medya, o toplantıya katılanlara ``aydın-akademisyen-yazar-gazeteci´´ gibi hak etmedikleri birtakım sıfatları layık gördü. Onlar da doğrusu bu yakıştırmaların hakkını verdiler. Bu kişiler, yaptıkları değerlendirmelerde, konuşmalarda ve yorumlarda, Türk milletinin zekâsıyla alay etmeye kalkıştılar.



(Sürecek)


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.