Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10388
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (643) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah Aydın - (Ziyaretci) 6.08.2010 11:05:49

LİDER, DİKTATÖR VE SOYTARI

Nurullah Aydın
6 Ağustos 2010

LİDER, DİKTATÖR VE SOYTARI!

Tarih toplumları yönetenlerin yönetme iradesi, biçimi konunda hüküm verir. Ama bu hüküm doğal olarak herkesin ittifak ettiği konu olmayabilir. Birine göre iyi diğerine göre değerlendirilir.
Diktatörlük ve soytarılar tarihi de bazı kıstasa göre belirlenir.

Diktatörlük ve soytarılık nedir?

Bakın; Diktatör dikte eden kimse demek. Böyle bakıldığında, dilimize buyurgan diye çevrilebilir.
Yani;
- Tartışmadan hoşlanmaz.
- Ağzından çıkan her sözü ``hikmet´´ olarak görür.
- Eleştiriye tahammülsüzdür.
- Zaten bir zaman sonra çevresinde onunla tartışmayı göze alabilecek kimse kalmaz.
- Eleştirinin en küçük dozu bile bu çevrede yer bulamaz.

Bir an gelir, diktatörün çevresinde sadece şakşakçılar, dalkavuklar ve soytarılar kalmıştır.
Bu onun zaten yerinde olmayan akıl sağlığını daha da bozar.
Diktatörleştikçe yalnızlaşır, yalnızlaştıkça diktatörleşir.
Bu yalnızlaşmada diktatör ve soytarı birbirine karışır.
Kimin diktatör kimin soytarı olduğu ayırt edilmez olur.

Diktatör ve soytarı ilişkisini Charlie Chaplin Diktatör adlı filminin en güzel anlatmıştır.
Diktatör adı Soytarı da olabilirdi.
Hitler orada soytarı olarak gösterilmiştir. Saçları, bıyığı, deli bakışları ve davranışlarıyla o gerçekten de rol yapan bir soytarıdan farksızdır.

Saçsız ve bıyıksız Mussolini de öyledir. Çünkü mesele saçta ve bıyıkta değil, davranıştadır.
Diktatörün akıl sağlığının bozukluğundadır.

Ciddi ve ürkütücü görünüşünün ardındaki zavallılığındadır.

Çevremizde genellikle sabah saatlerinde ortaya çıkan deliler vardır.
Ne deliliğinin ne soytarılığının farkındadır.

Sanki ilahi bir güç tarafından görevlendirilmişçesine, gelip geçen arabaları el kol hareketleriyle yönlendirme çabasındadır. Yüzündeki ve davranışlarındaki ciddiyete karşın ve belki de özellikle bu nedenle o bir soytarıdır.

Sanırsınız bütün bir yaşama yön verecek kadar kendini yücelerde gören bu zavallı deli, aklını kaçırmamış ya da akıl sağlığı zaten bozuk olarak doğmamış olsa, karşımıza bir diktatör taslağı olarak da çıkabilirdi&8230;

Soytarıyla komedi sanatçısı arasındaki fark, soytarının ölçü tanımazlığındadır.
Soytarı ve diktatör arasındaki benzerliklerden biri de buradan geliyor olabilir.
Soytarı güldürmek için her türlü şaklabanlığı dener.
Diktatör için de akıl ve mantık tutarlılığı diye bir zorunluluk yoktur.
Tehditle sonuç alamadığında yalana başvurur.
Dün söylediğini bugün yadsıması olağan şeydir.
Gerekli gördüğünde kendini acındırmak için yalvarmaktan utanmaz.
Her şeyi yalan dolandır.
Görünürdeki hedefi ne olursa olsun, asıl sorun, kişiliğindeki doyumsuz buyurganlık hırsıdır.
Bu ise delilik değilse bile ciddi bir kişilik bozukluğu, diktatörün konumu bakımından da toplumlar için tehdit oluşturan bir tehlikedir.

Ben bir diktatördeki ve soytarılardaki kişilik bozukluğunun görüntülerini her gün okuduğum gazetelerde TV haber programlarında, tartışma programlarında görebiliyorum.

Söylediği her cahilane söz sanki bir Tanrı kelamı, bizlerin ve ülkenin kaderini yönlendiren tartışılmaz öngörüler, saptamalar ve direktiflerdi.

Bugün bu ülkede herhalde hiç kimse, sözünü ettiğim komedi filmlerindeki deli bile o diktatörün yerinde olmak istemez...

Bütün diktatörlerin kaçınılmaz sonu giderek soytarılaşmak, sonunda da tarihin çöplüğünde layık oldukları yeri almaktır.

Peki ya gazetecilerden diktatör, soytarı çıkar mı çıkar tabi ki!
Ya akademisyenlerden? Onlardan da çıkar. Gazeteler, TV`ler en iyi gösteri yeri değil mi ki!

Kimin akıllısı, kimin diktatörü, kimin soytarısı belli değil. Ama belli olan bir şey var ki o da herkes bir başkasını, kendi aklına kişiliğine ve çıkarına göre algılıyor. Ne diyelim ki!

Siz siz olun da diktatörle soytarıları gerçek liderlerle karıştırmayın olmaz mı?

GüNüN SöZü: Kişinin akıl sağlığı söylediği ve yaptıkları ile anlaşılır.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.