Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK - (Ziyaretci) 28.05.2013 15:14:37

MÜNASİP BİR YER!

MÜNASİP BİR YER!
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

Aramızdan ayrılalı ve ebedi âleme göç edeli uzun yıllar geçen Rahmetli Necip Fazıl kısa Kürek (NFK) ile ilgili şöyle bir vaka anlatılır: Üstad, yazılarının biri vesilesiyle polemiğe girdiği bir yazar ile uzun süre tartışır. Tartışmanın sonunda yazdığı yazısını da şöyle bitirir:
-Al, artık kalemini münasip bir yere sok!
Muhatap, bu sözü hakaret kabul edip mahkemede dava açar. Üstad Necip Fazıl ve şikâyetçiyi mahkemede huzura alan hâkim, Necip Fazıl Kısakürek`e sorar:
-Siz muhatabınıza ``al artık kalemini münasip bir yere sok!´´ diyerek hakaret etmiyor musunuz?
Üstad, elinde tuttuğu kalemi, ceketinin yaka cebine koyduğunu göstererek cevap verir:
- Ne hakareti Hâkim Bey? Ben ona `al artık kalemini münasip bir yere sok!` dedim. Bakın, ben kalemimi ceketimin cebine sokarım. Kalem için en münasip yer orasıdır.. Ama o farklı bir yere sokmak istiyorsa, ben ona karışmam, dedim. Bunun hakaretle ne ilgili var?

Müthiş bir savunma!



Bugünlerde Rahmetli`nin öteler âlemine hicret etmesinin, dostlarına, arkadaşlarına, öğrencilerine ve tüm gönüldaşlarına veda edişinin 30. yıldönümü münasebetiyle, Sakarya da dâhil, ülkemizin pek çok şehrinde ve pek çok mekânında, ``O`nu anma´´ programları düzenleniyor. İyi de ediliyor. Sakarya Valiliği`nin düzenlediği "Vefatının 30. Yılında Necip Fazıl" etkinliklerinde Üstad`ın anısına düzenlenen &8216;şiir okuma etkinliği` de vardı. Alifuatpaşa Beldesi´nde Sakarya Nehri üzerindeki tarihi II. Beyazıt Köprüsü´nde gerçekleştirilen ´Necip Fazıl Şiir Akşamı´ etkinliğinde Üstad, 30 şiiri okunarak anıldı. Çok güzel de oldu. Rahmetlinin şiirleriyle ruhlar yenilendi. Gönüller bir hoş oldu.

Edebiyatımıza, siyasetimize, kısaca tarihimize mal olmuş bir değerimiz, bir önemli şahsiyetimiz, bir dâvâ adamımız, genç nesillere tanıtılıyor. Hâtıraları yâd ediliyor. Hayatı boyunca savunduğu dâvası anlatılıyor. Sıkıntılar içinde yürütülen bir mücadele tekrar canlandırılıyor. Ömrü boyunca çektiği çileler, tekrar iştirakçilere de tattırılıyor. O`nun hakkında, gerçekten hak ettiği, methiyeler düzülüyor. Bunlar çok ama çok güzel şeyler.. Fakat benim dikkatimi çeken bir vak`a var ki bu yazıyı kaleme almama vesile oldu.

Vak`a şu:

Ülkemizin nadide şehirlerinden Konya`da, bahsettiğim etkinlikler çok ciddî boyunlarda ve gerçekten Üstat`ın şanına yakışır tarzda yapıldı. Fakat anma merasimlerinin birinin ardından konuşmacılara verilen ödül veya `teşekkür plâketi`, muhtemelen salonda olan herkesi olduğu kadar, beni de hayrete düşürdü. Çünkü verilen ödül bir heykelcikti. Evet, evet küçük bir heykeldi..

Eğer Rahmetli Üstad hayatta olsaydı ve kendisine böyle bir ödül verilseydi, herhalde ödül verenlere hiddet ve şiddetle dönüp:
-Alın bunu münasip bir yere koyun! Derdi.

Büyük büyük organizasyonlar yapanlar, olayın `şov` yanını ciddiye alıp `ruhunu` kavrayamıyorlar mı acaba?

Acaba böyle bir ayrıntıyı, neden gözden kaçırırlar, anlamak mümkün değil..

-Bir çuval inciri berbat etmek` veya `kaş yaparken göz çıkarmak`, denen şey, galiba işte böyle bir şey olsa gerek!

Ruhun Şâd olsun Sevgili Üstat!

Mekânın Cennet olsun!

Allah`ın rahmeti ve nuru üzerinden hiç eksilmesin!



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.