Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10725
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (980) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
H.Prof.Dr.Nurulluh AYDIN - (Ziyaretci) 5.12.2011 14:23:01

MÜSLÜMANLAR SOSYAL ŞİZOFREN Mİ OLDU?

H.Prof.dr Nurullah AYDIN

5 Aralık 2011-ANKARA



MÜSLÜMANLAR SOSYAL ŞİZOFREN Mİ OLDU?



Türkiye`de aydınlar da, siyasetçiler de, gazeteciler de, akademisyenler de şaşkın, halk da şaşkın, Hergün çelişen haber, bilgi, açıklama bombardımanı altında bir ortam var. Kim ya da kimler neye karar verdi, kim ne düşünecek, neye karar verecek, ne yapacak belirsiz.



Bakın; İslam dünyası; 1200 yılından beri düşüncede, bilimde, teknolojide yeni atılım yapılamaması ile ilerleme kalkınma olamayacağını anlayınca batıyı taklide yöneldiler.



Kimliksiz, kişiliksiz taklitçilikle, Müslüman dünyasında, kaos başlar.



Biat edilen siyasetçiler, liderler, din önderleri, Müslümanların kafasının karışmasına olabildiğince neden olurken, samimi Müslümanlar suskunluğa büründüler



Fransız devriminin getirdiği; eşitlik, kardeşlik, özgürlük, aklın ve beşduyunun önemli kabul edilmesi, ilahi mesajın geliştirilmesi düşüncesi, batı Hıristiyan ve Musevi kitlelerde olumlu sarsıntı meydana getirirken, İslam dünyasında her alanda şaşkınlığa yol açtı.



Öylesine ki; Müslüman Müslümanı, Kur`an ve peygamberin ilahi buyruklarına rağmen, arkadan hançerlemiş, bazı Müslümanlar, Hıristiyan batı`nın yanında yer alarak, Müslüman Osmanlı`yı, Kuzey Afrika`da ve Ortadoğu`da yok etmeye yönelmişti.



Ne ilginçtir ki; Osmanlı devletine karşı, İngiliz ve Fransızlarla hareket eden Müslüman halklar, batı`nın lutfettiği kadar bağımsızlıklarını alırken, despot yönetim yapılanmasına razı olmuşlardı. Şimdi de Türkiye`dekiler, ABD-İngiliz iltifatları altında hareket ediyorlar.



Bilimde, teknolojide 800 yıldır ilerleme gösteremeyen, şekle dayalı İslam`ı düşünen ve yaşayan Müslümanlar, İslam`ın ilahi buyruklarını bir tarafa bırakıp, birbirlerini yoketme ve etkisizleştirme çabasına yöneldiler.



Allah sevgisi ve korkusu yerine servet, adalet yerine adaletsizlik, hak yerine haksızlık, herkese eşit davranma yerine yandaşı koruma kollama, kardeş yerine düşmanı dost ve kardeş kabul etme ile İslam anlayışı; kimisini gerçek dışı hurafelere odaklanmaya, kimisini ise İslam`dan uzaklaşmaya yöneltmiştir.



Müslümanlar zenginlik içinde fakir yaşarken, batının gelişmesine, refahına gıpta ile bakmaya başladılar. Kişilik çatışması böyle başladı, devam ediyor. Böylece İslam ülkelerinde sosyal şizofren insan yığınları oluştu. İnsanlar çift kişilikli hale geldi.



Tahammül ve hoşgörü; ilahi buyrukların özü olmasına rağmen, İslamcı görünenler, siyasette, iş dünyasında, medyada, akademik dünyada, öne çıkmak için her türlü değerlerini tersyüz etmede sakınca görmüyorlar.



Cemaatler`de, tarikatlar`da, siyasi partiler`de, vakıflar`da yuvalanan Müslüman kisveli meczuplar yüzünden, Müslümanlar, narkozsuz ameliyata alınan hastalara dönüştü.



Tekke de medrese de yeraltına indi. Badelenen şeyhler, biat edilen siyasi liderler, kökünü geçmişini inkar eden tipler, etkili ve yetkili hale geldiler. Din öğrenilsin, bizim istediğimiz kadar ve istediğimiz şekilde öğrenilsin, bize biat edilsin, kontrol edebilelim diyorlar.



Onlar ki; söz ve icraatlarıyla, tarihi gerçeklerle, medeniyet ve kültür kaynaklarımızla, çağdaş akılcılık, bilim teknoloji ile alakalarını tamamen kesmiş durumdadırlar.



Kendileri dünyevileşmenin, zenginleşmenin, şöhretin tadını yaşarken, halk yığınlarına yapılan telkinlerle, hurafelere dayalı dini görüşlerle yapılan yönlendirmenin sonuçlarını ve halkın genlerine kadar işleyen korkuyu, Müslümanların yüzlerinde görmek mümkündür.



Ne diyor Hacı Bektaş-ı Veli? Şeriat, tarikat, marifet ve hakikat. Şeriat hak ve hukuk düzeni, tarikat disiplinli ciddi yol, marifet yetenek ve ehliyet, hakikat ise varlığın ve varolmanın gerçekliğine vararak yok olmak. Bunlar Müslümanlarda görülüyor mu?



Ne diyor Yunus Emre? İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır. Şimdi okumakla adam olmak arasındaki fark bence kendini bilmekle alakalı. Bizim kendimiz kimliğimiz neydi? Ne oldu?



İnsan; bir gece o kimlikle yatıp, sabah başka bir kimlikle kalkmak, dün söylediğinin bugün tersini yapmak suretiyle değişir mi? Siz; değiştim dönüştüm, dün öyleydi ama bugün böyle demeye kalkışırsanız, bir de Din`i, yetkiyi, makamı kullanarak kalkışırsanız, toplumda sosyal şizofreni ortaya çıkar. İnsanlar iki kişilikli hale gelirler. Ne yapacaklarını, nerede olacaklarını bilemezler? Türkiye`de ve İslam dünyasında bunlar yaşanıyor.



Günün Sözü: Tarih ben diyenlerin çöplüğü, biz diyenlerin takdir aynasıdır.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.