ON YILLIK PUTİN DEVRİ (2)
Çin ve Rus hakkında, onların övgüsünden başka bilgisi olmayan Nazarbayev Hükümetinin, Çin`in bu kanunsuz isteğinden kuşkulanıp hemen bir tedbir alacağını zannetmem. Eğer bu isteğe uyulacaksa, artık Kazakistan Çin`in sömürgesi olmanın ilk adımını atmış, bunun sonu, Kazakistan ikinci bir Doğu Türkistan konumuna düşmüş olacaktır. Doğu Türkistan`a komşu ve onu yakından tanımış, hatta Uygur kardeşleriyle aynı kaderi yaşayıp denemiş Kazak milliyetçilerinin bu gidişata ``dur´´ demesine gücü yetecek mi?! Rus ve Çin emperyalizmini iyi tanıyan Batılı güçler, bu Kazak gidişatına seyirci kalacak mı?! Ben ülkemdeyken (Gulca`da), Çin`in hapishane ve çalışma kamplarında, ``milliyetçi´´ suç damgasıyla tüketmek zorunda kaldığım 24 yıllık ömrüm süresince, karşılaşıp kader birliği yapmış olduğum Kazak kardeşlerimi elbette unutacak değilim. Biz, ezeli ve ebedi düşmanımızın Urus ile Çin olduğunda oydaş idik. Onlar eğer hayattaysa bu Kazak gidişatına en azından benim kadar üzüleceklerdir.
Rus Emperyalizmi dünyamızın gidişatına önem vermeden, bildiği yolunda böyle giderse, ilk önce Türk milliyetçiliğine çarpacağı kesindir. Türk milliyetçiliği Avrupa milliyetçiliğine oranla daha köklü, daha yalındır.
Avrupa milliyetçiliği doğmadan önce Büyük Timur (1336-1405) şöyle diyordu:
``Biz ki Melik-i Turan, Emîr-i Türkistan`ız! Biz ki Türk oğlu Türk`üz, Biz ki milletlerin en kadîmî ve en ulusu Türk`ün başbuğuyuz!´´ (Emir Timur)
Avrupa milliyetçiliği doğmadan önce biz Türklerin, Türk milliyetçiliği ile yaşadığımız şanlı devirlerimiz-yıllarımız vardı:
``Tarihimizdeki saygın ve başkalarını imrendirebildiğimiz devirler, din ve dogmalardan mümkün olduğu kadar uzak kaldığımız devirlerdir. Kültigin ve Bilge Kağan`ın adına dikilmiş taş anıtlardan yansıyan 8.yüzyıla özgü, fakat bugün de geçerli olan ölümsüz Türk ruhunun yaşandığı devir. Farabi (870-950), Biruni (973-1048), İbni Sina (980-1037), Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Hashacip`lerin temsil ettiği bilim, felsefe ve Mutezile devri. Büyük Timur`un, Uluğ Bey`in ve Alişir Nevai`nin temsil ettiği Timurlu Rönesans`ı devri (15-16.yüzyıllar). Son olarak Mustafa Kemal Atatürk`ün bir cumhuriyet kurup, ``10.Yıl Marşı´´nı seslendirdiği yıllar (1923-1938). Bu devirler-bu yıllar, Türkün cihanşümul bilime, cihanşümul özgürlüğe kanatlandığı devirler-yıllar idi. Onun içindir ki, bu devirler-bu yıllar bizden uzaklaştıkça, özlem duygularımızla anımsadığımız devirler-yıllar olarak gerilerde kalmıştır.´´ (Kurban, 2007: 246-247).
Ulusumuzun, vatanımızın sevdası ve hayranı olan üç büyük Türkçümüzü bir araya getiren anlamlı bir anı ile bu yazıma son vereceğim:
``Mütevazi bir evde yaşayan eski milyoner şair Zakir Remiyev`i de bu sefer yahut bu yazın Orenburg`a ikinci defa geldiğimde gördüm. Bu zat Çağatay şairi Alişir Nevai`nin meftunu idi. Kendisine 12 sene önce Nevai`den naklettiğim şiirlere nazire yazmış olduğunu şifahen anlattı. Fakat hasta ve divanda başını dayadığı yastık ona yakışmaz bir halde idi. Servetlerini kaybetmekten fazla müteessir olmadığını, fakat milletimizin mukadderatı hususunda büyük endişe duyduğunu söyledi. Orsk şehrinde yaşıyormuş. Veda edip kapısından çıkarken, Alişir Nevai`nin şu mealdeki parçasını hatırladım: ``Ölümden daha ağır olan hayatımı mı diyeceksin; yanma ve iç çekmelerin uğursuzluğu yüzünden gözlerimden akan yaşımı mı diyeceksin? Yoksa taş üstüne koyduğum garip başımı mı diyeceksin; yahut da gam u gussa ile dolu başımın altındaki taşımı mı diyeceksin? (Togan, 1999: 235).
Evet, Başkurt kökenli ünlü bilgin Zeki Velidi Togan (1890-1970), Tatar kökenli filozof şair Zakir Remiyev (Derdmend) (1859-1921) ve Uygur kökenli ünlü şair Alişir Nevai (1441-1501) bir arada idiler. Onların her şeyi ortak olduğu gibi kaygıları da ortaktı: millet ve vatan kaygısı.
Kaynaklar
Azatlık Radyosu, 18.12.2009.
Hitler, Adolf, Siyasi Vasiyetim, İstanbul 1968.
Kurban, İklil, Gerçekler ve Yalanlar (Anılar-Yansımalar: 1943-2007), Ankara 2007.
Togan, Zeki Velidi, Hatıralar, Ankara 1999.
İklil KURBAN
|