Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10388
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (643) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah Aydın - (Ziyaretci) 14.03.2010 11:26:48

ÖNLEYİCİ SAVAŞ DOKTRİNİ

Nurullah AYDIN
14 Mart 2010


ÖNLEYİCİ SAVAŞ DOKTRİNİ!

İnsanlık tarihi, egemenlik mücadeleleri ile doludur. Toplumlar gerek kendi varlıklarını korumak gerekse etkinlik kazanmak için savaşmışlardır.

Savaş tarihi, yazanlara göre farklı yansıtılmıştır. Tarafsız kalabilmek tarihçi için en önemli görevdir. Ancak tek yönlü övgü ya da yergi, hemen tüm savaşları yansıtmalarda görülür.

Ancak yine savaş tarihinde savaştığı düşmanlarınca bile insani değerlere önem vermesi açısından, Türkler gibi hiç bir millet savaş anlayışı anlatılmamıştır. Türklerin savaştığı düşmana bile insanca yaklaştığı, özellikle kadınlara, çocuklara, yaşlılara, sakatlara ve hayvanlara eziyet etmediğinde, tüm tarihçiler ortak kanaate sahiptir.

Türklerin savaş anlayışı ve savaşçılığı ne yazık ki örselenmiş, ikinci plana düşürülmüş, batılılaşma adı altında batıya endekslenen kimliksizleştirme süreci ile tersyüz olmuştur.

Oğuzhan`dan, Bumin Kağan`dan Alparslan`dan, İkinci Kılıçarslan`dan, Şah Mesud`dan gelen anlayış, Yıldırım Beyazıt, Fatih, Yavuz ve Mustafa Kemal`le savaşan ordu kimliği kesintisiz devam etmiştir. Bu liderlerin doktrinleri savaş tarihinin inceleme konusu olmuştur.

Önce Afganistan`ı sonra Irak`ı ve muhtemelen başka Ortadoğu ülkelerini de-ABD`nin mecali kalırsa-vuracak olan, önleyici savaş doktrini, ABD tarafından tüm dünyaya sunulan yeni ve akıllı bir plan olarak gündeme getirildi. Doktrin dünya çapında tartışmalara neden oluyor.

11 Eylül`den sonra ABD`nin Ortadoğu`ya yönelik ve terörizmi evinde vurmak, olası tehtidleri yerinde yok etmek amacıyla dünyaya lanse ettiği ve yeni bir konsept olarak tüm dünyaya sunulan önleyici savaş doktrinini acaba nereden kopya çekti? Üstelik kopya çektiği Osmanlı Sultanının bu tekniği uygulayacaklara bir önerisi de var.

Bu doktrin üzerinde çok konuşuldu ama orijini hakkında hemen hiçbir şey söylenmedi. Hatta bu konu üzerinde pek fazla kafa da yorulmadı. ABD evinde uğradığı terör saldırısını bir daha yaşamak istemiyordu ve bunun için savaşı oraya götürme kararı vermişti.

Oysa önleyici savaş bir Amerikan buluşu değil. En iyi savunma hücumdur türünden yapılandırılmamış basit örnekleri var ama çok daha eskilerde somut, elle tutulur, üzerinde tartışılmış ve hemen aynı isimle anılan örneği mevcut. Hem de belgeli.

1500 yılı civarında yazılan Bir Yeniçeri`nin hatıralarının yazarı ve 1455-1463 yılları arasında Osmanlı Sarayı`nda yaşayan Konstantin Mihajloviç Fatih`le ilgili öyküyü kaydetmiş;

``Papa tarafından organize edilen haçlı seferleri için yapılan hazırlıkları duyan Sultan, işgal edilmiş bölgelerdeki Hıristiyanların da kendisine karşı çıkacaklarından endişelendi, bu yüzden tavsiyelerini almak üzere devlet adamlarını huzuruna çağırdı. Onlar da bir ``engelleyici savaş´´ başlatmasının çok daha iyi olacağını ileri sürdüler. Sultan onlara aşağıdaki örnek alınacak öykü ile cevap verdi:&8230;´´

``Fatih Sultan Mehmet örnek olarak kıymetli bir kilimin getirilmesini ve onlardan önce yayılmasını emretti, ortasına yerleştirilmiş bir elma vardı ve onlara şu bilmeceyi sordu;

&8216;Aranızdan herhangi biri bu elmayı kilimin üzerine basmadan alabilir mi?` Devlet adamları bunun nasıl yapılabileceğini düşünerek aralarında tartıştılar, hesaplar yaptılar, ancak hiç biri buradaki ince espriyi göremedi.´´

``İmparator kendisi halının üst tarafında durarak onu iki elinin arasına aldı ve yuvarladı, kendisi de yuvarlandıkça arkasından ilerledi; böylece elmaya kadar ulaştı ve elmayı aldı ve halıyı eski haline getirdi&8230;.´´

Önleyici Savaş`ı uygulayacaklara Fatih nasihatı!
``Hünkar maiyyetine şunu söyledi: &8216;Gavura yavaş yavaş eziyet etmek, topraklarının hepsini tek seferde istila etmekten daha iyidir. Çünkü eğer orada küçük bir başarısızlık elde edersek, ehemmiyetsiz oluruz. Ondan sonra da gavurdan işgal ettiğimiz bütün topraklar bize karşı olur, isyan eder. Böylece orda bulunan herkes hünkarın konuşmasını ve verdiği dersi alkışladı.´´ (Konstantin Mihajloviç, Memories of a Jannisery, historical commentary and notes by Svat soucek. Ann Arbor, 1975, s. 145-147 isimli çalışmaya gönderme yapan, Necati Gültepe`nin ``Kızılelma`nın İzinde-Turan dünyasının 10 bin yıllık sırrı´´, Mart 2007, s. 239.)

ABD tekniği almış ama Fatih`in nasihatını dinlemedikleri belli oluyor değil mi?

Günün Sözü: Varlığını korumak ve geliştirmek için aklına, bedenine iyi bakmalısın.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.