Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet ÖZDEMİR - (Ziyaretci) 13.09.2010 23:57:34

OYLADIK-OYLANDILAR


OYLADIK-OYLANDILAR

Ahmet ÖZDEMİR
Maliyeci-İktisatçı
aozdemir2007@hotmail.com


ANAYASA değişiklikleri 12 Eylül 2010 tarihinin tesadüf ettiği Pazar günü itibariyle halkoyuna sunuldu.
Muhalefet partilerinin; adeta bir seçim havasıyla ve AKP`ye olacak muhtemel güven oylaması edasıyla kenetlenerek meydanlara çıktığı siyasi çalışmalar, siyasi iktidarı da seçim havası potasına zorlamış ve aynı tempoyla faaliyet göstermesine kapı açmıştır.
Henüz gayri resmi olmakla beraber, genel kabul görmüş ve muhalefet partilerinin de sus-pus olduğu neticeye göre; yuvarlak ve oy kullananların tamamı bakımından EVET yüzde 58 ve hayır yüzde 42 olarak tezahür etmiştir.
Doğu ve Güneydoğudaki bir kısım iller insanlarına PKK ve yandaşlarınca yapılan tehdit ve şantaja rağmen, Yurt genelinde oy kullanmayan-kullanamayan seçmenlerin sayısı ortalama 23 olmuştur.
Kemal bey, geçmişteki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sebebiyle Kâğıthane`deki ikamet adresini nüfusa dayalı olarak Ankara`ya nakletmediğinden ve belirtilen mahaldeki adreste ikâmet etmediğinden ötürü iptal edilen kaydı dolayısıyla oy kullanamadı. Sonra da, bilgi verilmediğinden yakındı. Biz, her zaman olduğu gibi şimdi de deriz ki; aktif milletvekilleri her bölgede oylarını kullanabilmelidirler.
Meselenin başka bir tarafı daha vardır. Tatilciler, öğrenciler, tayin ve nakilleri başka mahallere çıkan kamu görevlileri; seçmen listelerinin olduğu yerlere hiç de az olmayan yolculuk masraflarıyla gidebilmiş veya gidemeyenler oy kullanamamışlardır. Halbuki, internet ağının genişlediği günümüzde; her seçmen T.C. numarası bulunan nüfus cüzdanını ibrazla Türkiye`mizin her yerinden kendi bölgelerine oy kullanabilmelidirler. Yani, bu yönde gerekli sistem ihdas edilmelidir.
Bu oylamada; adeta CHP-MHP stratejik siyaset ortaklığı yapılmıştır. Kemal bey`in memleketi TUNCELİ` de yaptığı genel af çıkaracağız çağrısına sayın Devlet BAHÇELİ büyük bir sorumluluk örneği göstererek karşı çıkmış ve böylece doğru ve isabetli bir tutum sergilemiştir. Zaten, tek müspet davranışı da bu olmuştur, herhalde. Bunun dışında, sevimsiz davranışlar-ithamlar-canhıraş ses tonlarıyla hitabeler sergilemiştir.
Ne yazık ki, Meclis dışında kalan DP` de aynı ortaklığa tempo tutmuş ve destekte bulunmuştur. Aydın MENDERES` in kişisel davranışının EVET olmasına rağmen DP` nin aksi tutumu ile hayır tamtamları çalması ve Aydın`lıların 64 ile hayır iradesinde bulunması, gerçekten düşündürücüdür.
Bu yönde, BBP-SP Anayasa değişikliklerine EVET yönünde destek ve irade beyanında bulunmuştur.
Aşağı-yukarı, fifti fifti şeklinde oy kullanan iller; Artvin, Bilecik, Manisa, Uşak, Zonguldak, olarak sıralanabilmektedir.
Önümüzdeki genel seçimler dolayısıyla; daha geniş çaplı Anayasa değişikliği, Devlet Başkanlığı sisteminin getirilmesi hususlarına Millet oluru-cevazı talep edilebilir, görülüyor, herhalde.
Şimdi, bir kısım tespitlerimizi aşağıdaki gibi sıralamak istiyoruz. Buna göre;
- CHP`nin çiçeği burnunda yeni Genel Başkanı Kemal bey; Alevi günlerinden bazılarına iştirak etmesine rağmen camilere-mescitlere abdestli olarak gitmemekle ve namaz kılmamakla, inançları tek taraflı olarak siyasete alet etmiş ve aynı zamanda ve bu yönleriyle ayrımcılık yapmış görüntüsüne düşmüştür.

Siyasi çoğunluğu olmadığı halde, genel af çağrısında bulunarak ve bunu gerçekleştireceğini ihsas ettirerek PKK`lılara-bölücülere-hainlere ümit vermek istemiş gibi davranış sergilemiştir.
Anayasa değişiklik paketinde; çalışanlar-emekliler için ve sair sosyal kesimler itibariyle maaş-ücret-mahsul parası olmadığı safsatasında bulunmuş ve bunlar ucuz-afaki ve basit siyaset izlenimi vermiştir.
Anayasa değişiklik oylamasına EVET diyeceğini beyan eden bir milletvekilinin iradesini hazmedememiş ve Partisinden istifa etmeye zorlanmış ve mecbur bırakılmıştır.
Ankara/Elmadağ`da; kendisinden halk tipi havuzlu bir villa talebinde bulunan kimsenin evine astığı buna ilişkin pankartı militan yandaşları indirmek istemiş ve vatandaşın mülküne ve hanesine yapılmak istenen fiili teşebbüsü engelleyici bir tavır ve beyanda bulunmamış ve bu itibarla hoşgörüsüzlüğünü açığa çıkarmıştır.
Bazı mahallere, halkçı Kılıçdaroğlu yazdırarak, geçmiş söylemleri hortlatmak istediniz. Halbuki, halkçılık sloganlarıyla getirilen pahalılıkları-yoklukları-kamudaki kadrolaşmaları insanlarımız henüz unutmadı ki. Unutanlara da, hatırlatmış oldunuz ve bu davranış size bir kazanç sağlamamış oldu, sanırız.
27 sene bu Devlete-bu Millete memur olarak hizmet verdiğini söyleyerek kendisine artı puan kazandırmak istemiştir. Halbuki, belirtilen yılları hizmet vermek şeklinde değil; çalışmak, emsallerine nazaran daha çok para kazanmak (maaş-iç/dış harcırah&8230;), tapulu malıymış gibi hayat boyu lojmanda oturmak, araştırıcılık adı altında bir yıl yurt dışında konvertibl para sağlamak, kapısında sekretere başvurunuz yazan konforlu odalarda oturmak ve genel müdürlük yaptığı yerlerde sağcıları kıyıma uğratmak şeklinde geçmiştir. Kendisini prangaya vurarak kamuda çalışmaya kimse icbar etmemiştir, herhalde. Ve onların neticesinde de, iki yıllık parlamenterlik görevini müteakip kıyak genel müdürlük emekli maaşını da ayrıca alarak gününe gün katmış olmaktadır.
Neye istinaden konuştuğu anlaşılamamakla beraber, Başbakana kalpazan diyebildi. Halbuki, T.C. Merkez Bankasının ve Darphanenin para politikalarında bağımsız olduğunu vatandaş çok iyi bildiği için bu yönleriyle siyasi kariyeri zedelenmiş oldu.
Şimdi, biz deriz ki; milletvekilleri, bu işlerinden dolayı maaş ve harcırah &8230; almasınlar ve mahalli idarelere seçilen il genel meclisi üyeleri-belediye meclisi üyeleri gibi TBMM oturum ve komisyon çalışmaları başına huzur ücreti alsınlar ve kıyak milletvekili emeklilik maaşı da uygulamadan kaldırılsın. Aktif milletvekilliğindeki hizmet süreleri kendi istekleriyle sigortalılığa sayılsın. Haydi bakalım, müstakbel siyasi konuşmalarınızda bunları da ele alınız ve hayata geçirmeye çalışınız.
- MHP Genel Başkanı sayın Dr. Devlet BAHÇELİ; siyasi konuşmalarını çok sert-hırçın olarak ve canhıraş bir ses tonuyla yürüttü. Başbakan`a yargılanma şantajı yaptı. Hatta, Vatan haini dedi. İnsanların, bu kabil davranışlardan-nutuklardan rahatsızlık duyduğunu, yakın müşavirlerinden; kendisine söyleyen olmamış olmalı ki puan kaybetmiş oldu.
Ülkücülerden, Anayasa değişiklik oylamasına EVET diyeceklerini deklare edenlere başka yerlere yamanmış eski ülkücüler, dedi. Halbuki, çok yakın üst siyasi yöneticilerinden kimlerin başka partilere (ANAP-DYP-BBP-ATP gibi) gidip eski ülkücü olarak yamalandıktan sonra şimdiki yerlerinde bulunduklarına öz eleştiride bulunmak gerekmez mi diyenlere kulak vermemekle yanlış yapılmış oldu. Daha sonraki konuşmalarında ise aynı yönde hareket edecek olanlara ülkücü bülbüller ifadesinde bulundu. Bu da çok yanlış bir söylemdi-ifadeydi-nutuktu. Peki, birileri çıkıp da sizlere; sizin gibi sümbül olmaktansa bülbül olmak evladır, deseydi, bunlara cevabınız ne olacaktı.
MHP-REFAH seçim işbirliğine, sayın Başbakan`ın; TÜRKEŞ Güneydoğu Anadolu`da sevilmiyor dayanağıyla muhalif görüş taşıyan rapor verdiğini ifade ettiniz. Sayın, Recep Tayyip ERDOĞAN` da çıkıp Seni beni bırak, o zamanlar hangileriniz TÜRKEŞ` e siyasi dinozor diyerek isyan ediyordunuz ? deseydi, cevabınız ne olurdu derler adama.
Şimdi, neticeyi gördünüz. İşte, Amasya-Tokat-Osmaniye&8230; neticeleri. Bunları görmenize karşılık, oylama sonrası memleketin karanlık bir döneme girdiğinden (Acaba, karanlık döneme giren; MHP olmasın. Genel Başkan ve üst yönetim kadrosu görevlerinden çekilip hizmet şansını başkalarına devrederlerse, daha hayırlı bir iş yapmış olurlar. İşte o zaman, hayırda HAYR olur.) bahisle erken seçim çağrısı yapmaktadır. Daha önceki erken seçim ısrarının sonucu Parlamento dışında kaldığınız günleri unutmuş gözüküyorsunuz. Nitekim, bu yönde, stratejik ortağınız Kemal bey sizi desteklemiyor ve erken seçim demiyor. Yüzde 42`nin 38`inin de kendilerinin olduğunu belirtiyor. Halbuki, siz kendilerine; Akademi`de çalışkandı ve sonrasında da başarılı bir bürokrat idi, diyerek; iltifatta dahi bulunmuştunuz. O`da cevaben; sizi, yüksek okul yıllarında yakınen tanımadığını, sonra duydum ki asistan olmuş, derslere de girmezdi nasıl olmuş anlamamıştım demişti.Sizi bilmeyiz amma; muaheze ettikleriniz de dahil bütün Ülkücüler belirtilen görüntüye üzülmüşlerdi.
- AKP Genel Başkanı ve Başbakan sayın Recep Tayyip ERDOĞAN; dört bir yandan yapılan siyasi hücumlara karşı zaman zaman üslubunu şiddetlendirdi ve bu durum çok az da olsa puan kaybettirdi. Ülkücülerin, cenazelerde tekbir getirmesini, boz kurt işaretlerini tenkitçi bir şekilde nutuk konusu yapılması, hiç de hoş olmadı.. Hiç kimse, kafatasçılık-ırkçılık yapmadığı halde Türk Milliyetçiliğini ve Ülkücülüğünü; milleti ve Türk soyunu kâmilen sevmek, kültür varlıklarını yaşamak ve yaymak olarak görmesine rağmen; bunları tenkitvari göstermek-dillendirmek hiç de azımsanmayacak destek sapmasına yol altı, mutlaka. Bunlar olmasaydı, bilinmeli ki; oylama neticeleri yüzde 60`ı geçer ve herhalde 65`lere doğru giderdi, deriz.
Seçim sonrası, hoşgörülü ve ortamı yumuşatıcı değerlendirmeleriniz ve hayır diyenleri de kucaklamanız, takdire şayan bir davranıştır. Ancak, siyasi muarızlarınızdan lâfzen özür dilememeliydiniz ve hakkımı helâl ediyorum, dememeliydiniz. Bunları, kalben söylemeniz, daha isabetli olurdu, deriz. Zira, hemen görüldü ki, Kemal bey, oylama sonuçlarını değerlendirir iken Sizi, uzlaşma kültürü gelişmemiş olarak değerlendiriyor. Bu ifade, muaheze edici olmuyor mu? Öyleyse, özür dileme ve hakkınızı helâl etmeniz; siyasi yelpazede yerini bulmuş oluyor mu, dersiniz.
Her şey daha güzel olsun. Türk Devleti-Türk Milleti-Türk soyu ilelebet daim olsun, deriz.Bu demektir ki, biz; insanların hepsini seviyoruz. Kendilerini etnik farklılık içinde görenleri dahi Türk`ün bir boyundan görüyoruz. Mesela: Gürcüyüm diyenler, Gürcistan`da yaşar iken anadillerinin Türkçe olduğunu söylerlerdi. Gürcüce`yi, o topraklarda yaşadıklarından dolayı ve tabii-tabi olarak öğrenmişlerdir. Türkiye`ye göç edince, anadillerinin Gürcüce olduğunu söylemelerinin bir manası olamaz.Bu durum, Türk devletlerinden birçoğunun demirperde zulmündeyken Rusça`yı öğrenmiş olmaları gibidir. Onun için, bundan sonrasında açılımı-kapalımı bırakalım.Böylesi yönlenmelere ihtiyaç yoktur ve asla alamaz. Türkiye`mizde hiç kimse ikinci sınıf vatandaş değildir ki açılıma ihtiyaç duyulmuş olsun.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.