Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10388
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (643) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Halit KANAK - (Ziyaretci) 20.08.2022 10:38:21

Prag’ın Rusya tarafından işgâli (20 Ağustos 1968)

Prag’ın Rusya tarafından işgâli (20 Ağustos 1968)


20 Ağustos 2022
Halit Kanak İletişim:


Çekoslovakya’da 1968’in Haziran’ında 70 üst düzey kişinin imzalayarak yayımladığı, “Demokratik Sosyalizm 2000 Kelime Manifestosu” Rusya tarafından bardağı taşıyan son damla olarak değerlendirildi. Harekete geçirdiği Varşova Paktı üye ülkeleriyle 20 Haziran’da Çekoslovak topraklarının yanı başında askeri tatbikat başlattı.

Yetmedi Varşova Paktı’na üye ülkeleri, Temmuz ayında Varşova’da âcil koduyla toplantıya çağırdı. Çekoslovakya bu toplantıya katılmadı. Toplantıya katılan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri hep birlikte Rusya’nın telkiniyle ortak mektup yazarak güyâ Çekoslovakya’ya sert bir muhtıra vererek isteklerini ilettiler.

Ancak, Çekoslovakya’nın aynı sertlikle bu muhtıraya cevap vererek reform sürecini devam ettireceklerini açıklaması Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğine bağlı diğer üye ülkeler arasında Rusya’nın prestijini kaybetmesine vesile oldu.

Rusya bozulan prestijini düzeltmek için Çekoslovakya liderliğini Bratislava’da görüşmeye çağırdı. Rusya ve Çekoslovak liderlerin arasında 29 Temmuz’da başlayan görüşmeler 1 Ağustos’ta sona erdiğinde Rusya; ülkede ifade özgürlüğünü geliştirmek için televizyonlarda özgür siyasi tartışmalara daha fazla yer vermeye çalışacağını söyleyen ve devletin ne üretilmesi gerektiği yolundaki emirleri dışında, çiftçilere bağımsız bir şekilde tarlalarını kullanma hakkı tanıyacağını söyleyen Çekoslovak Lider Aleksander Dubçek’ten ümidini tamamen kesti. Bu aynı zamanda Dubçek’in biletinin kesilmesi anlamına da geliyordu.

Çünkü hemen iki gün sonra 3 Ağustos 1968’de Sovyetler Birliği, Doğu Almanya, Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya ve Çekoslovakya, yine aynı yerde Bratislava’da bir konferans düzenleyerek, Marksizm-Leninizme ve proleter sosyalizme bağlılıklarını ve bütün anti-sosyalist güçlere ve burjuva ideolojisine karşı bir mücadeleden yana olduklarını bildirdiler.

Yetmedi, Brejnev’in bastırmasıyla bir karar almak zorunda kaldılar. “Brejnev Doktrini” denilen bu karar, üye ülkelerden birinde bir burjuva düzeni kurulduğunda ya da teşebbüs edildiğinde Rusya’ya müdahale hakkı tanıyordu.

Bu karara göre, Rusya bir müdahale vesilesi aramaya başladı. Önce Çekoslovakya Komünist Partisi yönetimindeki 11 Prezidyum üyesinin altısının Dubçek’e karşı çıkıp Rusya’nın müdahalesini talep etmesi için oylama yaptırıldı. Önceden ayarlanmış prezidyum üyelerine güveniliyordu. Ancak 16 Ağustos’ta yapılan oylamada önceden ayarlanan iki üye saf değiştirip Dubçek tarafına geçince istenilen netice alınamadı.

Diğer taraftan; Sovyetler Birliği Komünist Partisi Polit Bürosu Çekoslovakya’nın işgâl edilmesi için askeri hazırlıkların yapılması emrini vermişti bile. Son kez; Doğu Almanya diktatörü Walter Ulbrich ile açılımda kurşuna dizilen Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku Prag’a gönderilseler de süreci etkileyemediler.

Ancak Rusya daha fazla bekleyemezdi. Nihayet 20 Ağustos 1968’de Sovyetler Birliği Lideri ve Rusya Komünist Partisi Genel Sekreteri Brejnev’in emriyle 200 binin üzerinde demir perde ülkesi askeri 7.000 tankla birlikte Çekoslovakya topraklarına girdi.

İşgâl başlamıştı. Bizzat Rus tankları 20 Ağustos’u 21 Ağustos’a bağlayan gece Prag’a girdiler. Halkın sokaklara dökülerek işgâle karşı direnmeleri fayda vermedi. Daha o gece silahsız sivil 92 Çek vatandaşı Rus tankları altında ezilerek feci şekilde can verdi. Yüzlercesi yaralandı.

Bu durum günlerce devam etti. İşgâle karşı çıkan binlerce Çek Vatandaşı, ele geçirilen Çek Radyosu çalışanlarının basit yöntemlerle yeraltında kurduğu istasyondan yönetilerek direndiyse de, hür dünyanın bakışları altında işgâl tamamlandı. Çekoslovakya Lideri Dubçek ve diğer yöneticiler tutuklanarak Moskova’ya götürüldüler. (1970’te Ankara’ya büyükelçi yapıldı sonra tekrar çağırıldı.)

Günlerce sorguda kalan Dubçek ve yönetim 16 Ekim’de 16 maddelik Moskova Protokolü’nü kabul ederek imzalamak zorunda kaldılar. Bu protokole göre sansür yeniden yürürlüğü koyulacak, tüm muhalefet grupları feshedilecek ve reformcu kadrolar tasfiye edilecekti.

Bu kararlar da İşgâl altında Çekoslovakya’da protesto gösterilerini durdurmadı. Gerçi bu gösteriler başta sonuç vermediyse de, bu direniş Sovyetler Birliğinin yıkılması sürecinin işaret dileği oldu. Çok değil bu hareketten 20 yıl sonra Sovyetler Birliği dağıldı, komünist sistem çöktü.

Gorbaçov 1987’de Perestroyka fikrini ortaya attığında, henüz hayatta olan Dubçek, Gorbaçov’la 1968’deki ilham kaynaklarının aynı olduğunu söylemiştir. Hatta yazılarıyla o dönem sansüre karşı çıkan Vaclav Havel yeni düzende 10 yıl Cumhurbaşkanlığı yapmıştır.

Bugün ise, yakın tarihimizde yaşanan bu olaydan geriye kalan, caddelerde insanları ezen Sovyet tanklarının hafızalarda yer ettiği gibi, aynı yolu izleyen Sovyetlerin devamı Rusya’nın Ukrayna’ya girerek 1968’de kaldığı yerden devam ettiğinin resmi olmuştur.

Rusya bugün, Sovyetler Birliği döneminde hükmettiği Ukrayna’nın NATO’ya girmek istemesini bahane ederek bu ülke topraklarına girmiş ve acımasız saldırılarını hâlen sürdürmektedir. Hâlbuki Baltık ülkeleri olarak tâbir edilen Estonya-Litvanya-Letonya eskiden Sovyetlere dâhil ülkeler iken bugün üçü de hem NATO, hem de AB üyesi olmuşlardır ama Rusya’nın sesi çıkmamıştır.

Aynı şekilde Sovyetlere bağlı demir perde ülkelerinden Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya, bugün hem NATO, hem de AB üyesi oldular Rusya’nın yine sesi çıkmadı. Hatta Bulgaristan NATO ve AB üyesi olurken Rusya neredeydi?


Ukrayna’da hesaplar başka. Çünkü Türkiye dâhil kimsenin tanımadığı Rusya’nın işgâl ettiği Kırım topraklarını tamamen ilhak etme planı var Rusya’nın. Ancak bu plan tutmayacaktır. Buradan sesleniyoruz, öz be öz Türk toprağı olan Kırım’ı ne Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ne de bu asil millet Rusya’ya yedirmez.

Zaten görünen o ki, ABD’nin oyununa gelerek Amerikan’ın ikinci Saddam’ı konumundaki Putin Ukrayna bataklığında kaybolacaktır..


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.